Emperyalistlerin ve solcuların uzlaştığı ortak: YPG

Emperyalistlerin ve solcuların uzlaştığı ortak: YPG

Kuzey Suriye'de ilginç bir birliktelik.. ABD'li askerler ve Batılı solcular YPG saflarında IŞİD'e karşı buluştu.

ABD ordusunun PKK'nın Suriye kolu olan PYD/YPG'ye olan desteği artık hiç bir kimseye kapalı olmayan bir gerçek.

ABD bu desteğini o kadar net ve cesur ortaya koyuyor ki; PKK'nın tarihi düşmanı olan Türk devletinin topraklarında bulunan üsler dahi örgüte yapılan yardımlarda kullanılıyor. ABD'nin askeri desteği bir yana, eski ordu mensupları da YPG'nin kurumsal olarak aşama kaydetmesi ve yerleşik bir güç olabilmesi için görev alıyorlar. 

"ABD asıllı YPG savaşçısından itiraflar" başlığı ile sunduğumuz haberimizde, eski ABD askeri "Brennan"ın, YPG bünyesinde askeri ve sağlık eğitim tesisleri açtığı bilgisine yer vermiştik. Kendini Hristiyan olarak tanıtan ve YPG'nin sol ideolojisini eleştiren Brennan, "İdeolojik farklılıkları bir kenara bırakırsa hepsi harika insanlar" diyordu. YPG ile birlikte çalışan çok sayıda "ABD'li danışman" olduğu ve bu kişilerin örgütün Kuzey Suriye'de kalıcı bir yapı haline gelmesi için gerekli dönüşümlerde rol aldığı belirtiliyor. 

YPG saflarında savaşan diğer bir grup ise Batılı solcular ve anarşistler.

Suriye'de IŞİD'e karşı savaşa katılan bu 'radikal' gençler örgütün seküler-laik, feminist, anarko-liberter bir ideali gerçekleştirebileceğine inanıyorlar. Bu idealin Abdullah Öcalan'ın 'Demokratik Konfederalizm'  adını verdiği tez ile uyumlu olduğunu savunan savaşçılar, "devletsiz demokrasi" iddiasını seslendiriyorlar. 

Ancak ABD kara ordusu ve hava gücü ile sahada etkin bir koordinasyon içinde yürüyen savaş ortaya ilginç ve bir o kadar tutarsız bir birlikteliği ortaya çıkarıyor. 

"Rojova'da IŞİD'e karşı savaşan anarşistler" başlığı ile Seth Harp tarafından kaleme alınan bu yazı Mepa News okurları için tercüme edildi:

Brace Belden soğuk havadan dolayı ishal olmuştu. Kürt milis birliği, Suriye'de Rakka'ya 30 kilometre uzaklıktaki cepheden bir yerlere kamp kurdu. Çöp tenekesinin içinde yanan ateşin etrafında kaynayan çay onların sigara dışında tek konforlarıydı. Yarısı paslı bir aracın içine girerek selfie çektirdi ve “bu taksi kokuyor” şeklinde yayınladı.

IŞID’ın 3 yıldır kontrol etikleri şehre üzrerinde ağır makinalı tüfek olan bir araçla girdiler ve Belden bu tüfeği ateşlemeye hazırlanırken önlerinde duran hedeflere Amerikan savaş jetleri yeri kilometrelerce öteden bile sarsan bombalar yağdırdılar.

6 Kasım 2016 YPG olarak bilinen Kürt milis grubu IŞİD’in küresel operasyon merkezi olan Rakka şehrini özgürleştirmek için saldırı başlattı. Belden de Amerika ve Avrupa’dan gelen 75 kişilik bir aşırı solcu grupla birlikte, yaklaşık olarak Massachusetts büyüklüğünde bir sosyalist bölgeyi savunmak için savaşıyordu.

27 yaşındaki Belden, Ekim ayında Suriye’ye geldiği günlerde etrafın fotoğrafını çekerek tweet attı. Kendisinin de ağzının bir köşesinde sigarayla, çömelmiş, gözünde Buddy Holly markalı gözlükleriyle bir elinde evsiz bir yavru köpek diğer elinde ise Sniper tüfeğiyle poz vermiş bir fotoğraf paylaşılmıştı. 


Belden’in daha önce savaş tecrübesi yoktu. YPG’ye katılmadan önce San Fransisco’da yaşadı. Daha önce kendini “lumpenproletariat” şeklinde tanımlayan Belden, eroin kullanan Marks, Lenin okuyan pankçı biriydi. Kız arkadaşı onu Ortadoğu’ya insani yardım faaliyetleri için gittiğini düşünüyordu. 

Rakka hücumunun ilk aşaması, Rakka'nın yaklaşık 17 mil kuzeyinde 10.000 kişinin yaşadığı Tal Saman'ı almaktı. Şehre yaklaşınca hilal şeklinde bir çembere aldık ve sadece bombaladık. Bu işi gelişigüzel bir şekilde yaptık. Binlerce mülteci Tel Saman’ı tek sıra halinde günler süren bir süreç ile boşalttı. Suriye’nin kuzeyinde, Rojava denilen ve yaklaşık 4 milyon nüfuslu bölge YPG’nin kontrolündedir. Onbinlerce kişilik askeri gücü yıllardır IŞİD'e karşı savaşmaktadır. Amerika ve Fransa da son iki yıldır, hava kuvvetleri ile YPG’nin ateşine destek vermekte ve IŞID’ı yollardan ve diğer stratejik alanlardan çekilmeye zorlamakta. Bu sayede IŞID Musul ve Rakka kalelerine çekilmiş beklemekte.

YPG hapiste tutulan lideri Öcalan’a sadık ve sosyalist, seküler bir gruptur. Bu düşüncelerini Rojava bölgesinde uyguluyor ve onlara yardım etmek için dünyanın diğer yerlerinden Belden gibi solcular geliyorlar ve bu devrime de Rojava Devrimi diyorlar.

...

Benim görevim Rojava’ya girip savaşa katılan batılı solcular hakkında rapor tutmaktı. Süleymaniye’den Kerkük’e doğru yola çıktım. Tanıştığım Peşmerge komutanı emrindeki 4 adamına beni gizlice silah arkadaşı kılığında sınırdan soktu. Birçok kontrol noktasından geçerek yasak bölge olan ve PKK‘nın kontrolünde olan Sincar Dağı eteklerinde bir gerilla kampına geldik. Genç bir PKK militanı, en son yaşanan kapitalist krizden ve Amerikan medyasının kadınların cinsel istismarı konusu hakkında ders verirken kirli soğuk bir havada kirli bir mutfakta aceleyle üzerime giyindim.

Bölgedeki tüm silahlı grupların içerisinde, Rojava Devrimini anlamak için en önemli olanı PKK’dır. 1978 yılından itibaren PKK, hükümet aleyhinde bir komünist ayaklanma başlattı ve 1997'de ABD tarafından bir terörist grup olarak tanımlandı. İki yıl sonra Türk güvenlik güçleri partinin kurucusu Abdullah Öcalan'ı tutukladı. Öcalan, bir ada cezaevinde yaşamaya mahkûm edildi ve siyasi bir dönüşüm geçirdi. Marx ve Lenin'den vazgeçti ve özellikle anarşizm, feminizm ve ekoloji hakkında okumaya başladı.

Öcalan, 2011 yılında "Demokratik Konfederalizm" adlı bir kitapçık hazırladı. Bu broşür, mahalle konseylerine gönüllü katılımı temel alan bir çeşit Atina tarzı doğrudan demokrasi tasvir etmekte ve kadınların eşitliği üzerinde özel bir vurgu yapmaktadır. Resmi bir hükümet olmayan bir toplum için hazırlanan 47 sayfalık planda, Beşar Esed rejiminin 2012'de kuzey Suriye'den çekilmesi ve PKK ile ittifaklı olan Öcalan'a bağlı yerel Kürt militanların kontrolü ele alması hiç akıllardan geçmemişti. YPG'nin himayesinde olan Suriyeli Kürtler, Rojava'nın özerkliğini ilan ettiler ve Öcalan'ın "Demokratik Konfederalizm" üzerine kurulu bir anayasa benimsedi. İspanya İç Savaşı'ndan bu yana ilk kez anarşistler bir ülke boyutu toprağını kontrol etti ve Rojava yakında uluslararası solun kutlu bir merkezi haline geldi.

...

Suriye sınırının hemen karşısındaki bir tepenin üzerinde bir YPG üssüne vardık. Müttefikler kamp ateşi çevresinde toplandılar ve kimsenin komutada olmadığı anlaşıldı. Anarşist ideolojisine uygun olarak YPG saflarında gevşek bir şekilde örgütlenmiştik.

...

Askerleri hafifçe silahlanmış durumda ve vücut zırhsız, kaskı olmayan, hatta çizmeler yerine sadece spor ayakkabıları ve hatta Kalaşnikof'ları bile olmaksızın savaşa giriyorlardı

500 ABD komandosu YPG'ye destek veriyor

Yasaklı PKK ile olan bağlantısı ve radikal ideolojisine rağmen YPG’nin ABD ordusu ile ciddi ilişkisi var. Şu günlerde YPG ile temas halinde olan ve askeri taktikler veren, hava desteği koordine eden ve patlayıcıları etkisiz hale getiren 500 dolayında ABD komandosu mevcut. 

Rajova'ya ulaşan tüm militanlar bir ay süren bir eğitime tabi tutuluyor. Ben orada iken çoğunluğu Alman ve İtalyan olmak üzere, 2 Amerikan, birer İngiliz, Fin, İspanyol, Tibetli ile karşılaştım. İtalyanlardan biri buraya ilk gelenlerdendi. Sürgündeki Kobanili yetkililerle görüşünce birkaç arkadaşı ile tıbbi yardım yapmaya karar vermişler ve Suriye’ye gelmişler. Ancak kendilerine ilaç namına hişbirşey verilmemesine tepki gösterince “bize savaşçı lazım!” cevabını almışlar. Sonrasında da savaşmaya başlamışlar. 


Franceschi (soldan üçüncü) Suriye'deki savaşa katılan solcuları organize eden bir isim

Franceschi, Suriye iç savaşını İspanyol iç savaşı ile kıyaslayarak “O savaşta faşistlere karşı direnişe destek olmak için gelmiş 70 bin yabancı savaşçı vardı. Ancak Suriye’de bu rakam çok az. Hatta Işıd’a destek verenlerle kıyaslanınca çok çok az.” diyor. Birkaç yabancıdan oluşan ilk birliğin bir sniper birliği olduğunu ve Kobani’de görev aldıklarını da gururla sözüne eklemeyi ihmal etmiyor.

Buradaki genç yabancıların çoğu Franceschi gibi Rakka operasyonu için Rojova’dalar. Franceschi’nin ilk gelişi çok farklı kesimlerden gönüllülerin gelişi ile aynı ana denk gelmiş. Mesela Irak ve Afganistan’da savaşmış Amerikan ve İngiliz gazileri ki tamamının evanjelik Hristiyanlar olduğunu eklemeden geçmiyor.

...

29 Kasım'da YPG’nin Rakka operasyonu için üs olarak belirlediği Ayn İsa’ya geldim. Şehirde hiç insan yok ve tamamen savaşçıların sehri haline gelmiş. Belden’i ana karargâhta buldum. Bana fakirliğini, pankçı geçmişini, uyuşturucu sicilini ve siyasal bakışını anlattı. O da aşırı sol kitaplar okuyarak başlamış. 2012 yılında Suriye’de Kürt otonon bölgesi hakkında bir yazıya rastlamış ve Öcalanın manifestosunu görmüş.

No Pasaran'dan 'Hilafet'e hayır'a

O güne kadar Rojova hakkında anaakım medyada hiçbir bilgi yok iken; birden özellikle internet medyası bu konuyu manşetlere taşımaya başladı. Hemen her sitede kırmızı yıldızlı bayraklar ön plana çıkmaya başladı.Anonymous hack grubu ile bağlantılı Rojovaplan.com sitesinin eski bir versiyonu “laptopunu al ve Rojovaya gel!” şeklinde bir slogan geliştirmişti. Burada yaşananları İspanyol iç savaşına benzetenlerden birbaşkası olan Belden şunu ekliyor.

“İçsavaşın bir nevi 11 eylül sonrasındaki versiyonu bu. O gün ‘No PASARAN!’ olan slogan bu gün ‘devlete hayır, Hilafete hayır!’ olmuştur."

Türkiye'nin bombardımanında ABD'li anarşist öldü

300 millik bir cephede IŞID ile savaşan YPG, aynı zamanda Rojova’nın 3. büyük şehri olan Menbic’de Türk ordusuna karşı savaşıyor. Belden ile temas kurduğum ilk gün Türk ordusunun Menbiç’in batısına gerçekleştirdiği hava saldırısında 27 yaşındaki bir Amerikalı olan Michael İsrael öldü. Michael ölen 20. yabancı ve 5. ABD’li anarşistti. Ancak o, bir NATO üyesi olan Türkiye tarafından öldürülen ilk YPG mensubu bir ABD vatandaşıydı. 

Kış boyunca yabancı gönüllülerin ölüm oranları ciddi şekilde arttı. Aralık ayında bir İngiliz ile bir Kanadalı, Ocak ayında ise en az iki Amerikan, birisi eğitim kampında tanıdığım 33 yaşındaki Paolo Todd, öldüler. 


Zerdeşt kod adlı Alman savaşçı YPG'ye katılmadan önce seküler-laik bir aktivistti

Bölgede bir İspanyol içsavaşındaki anarşistlerinkine benzer bir yapılanmaya giderek “ uluslararası antifaşistler taburunu” adında müstakil bir birlik kuran Franceschi’den de bir mail aldım. Bana taburunun Rakka taaruzunda görevlendirildiğini bildirdi. Ona göre Tel Saman’dan 50 kat daha büyük olan Rakka’da savaş çok uzun sürecek, belki 2017’de sona ermeyecek ve belki de kurtarılması Kobani ve Menbic’den yüz kat daha güç olacak. “Daha fazla gönüllüye ihtiyacımız var” diyor Franceschi ve ekliyor:

“Eğer bize katılmak istiyorlarsa; bunu yıkmak ve öldürmek için yapmamalılar. Anarşist, solcu, sosyalist veya başkabir görüşten olabilirler. Ancak bu devrimi kendi devrimleri olarak görmeliler. Çünkü bunlar insanların uğruna öldükleri idealler.” 

Kaynak: Mepa News

HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.