Tahriru'ş Şam'dan Ahraru'ş Şam ile çatışmalar hakkında çağrı: Adil olun!

Tahriru'ş Şam'dan Ahraru'ş Şam ile çatışmalar hakkında çağrı: Adil olun!

Tahriru'ş Şam, Ahraru'ş Şam ile çatışmaları hakkında açıklama yayınlayan Suriye İslami Konseyi ile ilgili bir beyanat yayınladı.

Suriye'nin kuzeyinde iyi büyük muhalif oluşum olan Heyetu Tahriru'ş Şam (HTŞ) ve Ahraru'ş Şam arasında günden güne tırmanan gerginlik yerini çatışmalara bırakmış, iki grup birkaç bölgede karşı karşıya gelmişti.

Ahraru'ş Şam'a bağlı Sukuru'ş Şam grubunun HTŞ'ye yönelik saldırı başlatmasının ardından çatışmalara Babu'l Hava sınır kapısına kadar uzanmıştı.

Olayların ardından gerek bölgeden gerekse bölge dışından gelişmelere ilişkin birçok açıklama yayınlandı. Bu açıklamalardan biri de İstanbul merkezli faaliyet gösteren Suriye İslami Konseyi'nden geldi. Daha önce de Tahriru'ş Şam karşıtı açıklamalarıyla bilinen yapıya cevap geldi. "Adaletli olun. O, takvaya daha yakındır" başlığını taşıyan açıklama sosyal medyada servis edildi.

"İslami Konsey itham ve suizanlarda bulunmaktadır"

Tahriru'ş Şam, İslami Konsey'e karşı sert ifadeler kullandığı açıklamada oluşumun tarafsız hareket etmediğini belirtti. Düşmanca bir tavır takınıldığı belirtilerek, koneyin seçici davrandığı ve Doğu Guta'da Ceyşu'l İslam'ın muhalif gruplara karşı saldırılarında sessiz kaldığı ifade edilerek şu eleştirilerde bulunuldu:

"Ara ara saygıdeğer İslami Konsey Şam ehlinin tek şer’i temsilcisi görünümde beyanlarla ortaya çıkarak Şam topraklarında murabıt olan mücahidler hakkında itham ve suizanlarda bulunmaktadır. Saygıdeğer konseyin beyanlarını ve mübarek Şam topraklarında cereyan eden olayların akışını takip eden bir kimse, hiçbir kuşku duymadan bu açıklamaların, taraflı, doğruluktan uzak ve adaletin en basit ilkelerinden yitik olduğu kanaatine varacaktır. Hatta bizler neredeyse son beyanın müstakil bir taraftan değil de hasım taraflardan birisinden geldiğini zannettik. Ribat Guta’sı olaylarında saygıdeğer konsey ve beyanları neredeydi? Olaylarla ilgili olarak saldırgan taraf hakkında en ufak bir açıklamada bulunulmamıştır. Ancak mesele Hey’et Tahriru’ş Şam ile ilgili olduğunda seslerini yükselttiklerini görmekteyiz. Bu, iki terazi ile tartma siyaseti değil midir? Bu, Allahu Teâlâ’nın şu buyruğunda emrettiği adaletin neresindedir: 'Bir topluluğa olan kininiz, sizi adaletten alıkoymasın. Adaletli olun. O, takvaya daha yakındır.' (Maide: 8)


Bu tarafgirlik Allahu Teâlâ’nın ilim ehline emrettiği şu buyruğuyla ne kadar örtüşmektedir: 'Hani kitap verilenlerden: "Onu mutlaka insanlara açıklayacaksınız, onu gizlemeyeceksiniz" diye kesin söz almıştı.' (Ali-İmran: 187)"

"Kendimizi savunma hakkımız var"

Tahriru'ş Şam, söz konusu olayda saldırgan tarafın Ahraru’ş Şam olduğunu ifade etti ve konseyi her iki tarafı da dinlemeye çağırdı. Eksik bilgiye dayalı ve tek taraflı olduğu vurgulanan açıklama şu sözlerle eleştirildi:

"Hala birçok şahsiyetine saygı ve takdir beslediğimiz- saygıdeğer İslami konsey, Heyet’e husumet nedenini sormadan Heyet’in hasmı karşısında haddi aştığını nereden bilebilmiştir? Hiçbir inceleme ve araştırmaya gitmeden tek tarafın görüşüyle yetinerek nehyetmiş olduğu zulmün aynısını işlememiş midir? Hakikatte vakıa zikrettiklerinize tamamıyla terstir. İnsaflı olan her gözlemci kesin olarak saldırganlığın Ahraru’ş Şam grubu tarafından Hey’et Tahrir'uş Şam’a karşı yürütüldüğünü ve Hey’et’in kendisini savunma, saldırganlığı geri çevirme ve zulmü def etme hakkı olduğunu bilir.

Saygıdeğer konsey hüküm vermede adaletin başının her iki tarafı da dinleme olduğunu bilmemekte midir? Hüküm çıkarmanın şartlarından birisinin de, vakıanın bilinmesi olduğunu bilmemekte midir? Bir şey hakkında hüküm verme, onun tasavvurunun fer’idir; sizleri vakıadan haberdar eden kimdir? Yoksa bu, heva, başkalarından etkilenme, zulmü ne olursa olsun, saldırganlığı nereye varırsa varsın zalime gerekçe oluşturmak mıdır? Sonra şunu belirmek isteriz: Saygıdeğer konseye ayrılmaları için Şam mücahidleri ve murabıtlarının vasisi olma görevini kim vermiştir?"

"Taraf değil çözüm olun"

Grup, İslami Konseyi tarafsız olmaya çağırdığı açıklamasının sonunda şu ifadeleri kullandı:

"Tüm bunlara binaen, saygıdeğer konsey üyelerini, faziletli ve akil kimseleri, taraftar olanların karar çıkarmalarına izin vermekten sakındırıyoruz. Âlemlerin rabbi adına imza atan faziletli âlimlerden, Şam sahasında çalışanlar arasında doğal husumet ve problemlerin halline yardımcı olmalarını temenni ediyoruz. Onları, sorunun bir parçası değil çözüm sebebi olmaya, husumetlerde taraf değil çözüm etkeni olmaya çağırıyoruz.

Son olarak, geçenler üzerine İslami konseyde taraf davranarak zulmeden herkesi Allah’a şikâyet ediyoruz. Allah bize yeter ve O ne güzel vekildir. Onlara Allahu Teâlâ’nın şu buyruğunu öğütlüyoruz: 'Allah'a döneceğiniz günden sakının. Sonra herkese kazandığı eksiksizce ödenecek ve onlara haksızlık yapılmayacaktır.' (Bakara: 281)"


Kaynak: Mepa News

HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.