Tahriru'ş Şam: Bu, mecbur kaldığımız kardeşler arası bir savaştır

Tahriru'ş Şam, Ahraru'ş Şam'a karşı yayınlanan fetvalara karşı bir açıklama yayınladı ve Ahraru'ş Şam üyelerinin öldürülmesi gerektiği fetvalarını reddetti.

Sosyal medyada çevirelerek yayınlanan açıklamada bu fetvaları yayınlayanlara karşı gereken icraatlerin yapılacağı ifade edildi.

"Bu, mecbur kaldığımız kardeşler arası bir savaştır"

Açıklamaya Ebu'l Yekzan'ın söz konusu fetvasına atıfla başlandı:

"Şeyh Ebu'l Yekzan el Mısri’nin söylemiş olduğu ve yayınlanan sözleriyle ilgili olarak: İçermiş olduğu şer’i muhalefetlerden ve vakıayla ilgili mugalatalardan ötürü doğruluktan uzak kalmıştır. Hatta dinleyici, Hey’et Tahriru’ş Şam ve şer’i kurulunun Ahrar’ın üyelerinin öldürülmesi ve bu kardeşlerimizin kanlarının heder olduğu yönünde fetva verdiklerini zanneder olmuştur. Vakıada ise hakikat bunun aksidir: Onların kanları masumdur, malları da öyle. Lakin bu, mecbur kaldığımız kardeşler arası bir savaştır."

"Müslümanların kanlarını koruyun"

Tahriru'ş Şam, bu fetvaya karşı çıkarak liderleri Ebu Cabir'in ifadelerini hatırlattı:

"Bizler bunu açıklarken dikkatleri, genel emir şeyh Ebu Cabir (hafizehullah) tarafından Hey’et Tahriruş-Şam askerlerine yöneltilen talimatlara çekmek istiyoruz. Tüm askerlerine yönelik şu açıklamada bulunmuştur:

'İstenilen maslahatı en az zararla gerçekleştirebilmek için Müslümanların kanlarının korunması hususunda hırslı olun.'

Diğer bir talimatında ise şunları söylemiştir: 'Hey’et Tahriru’ş-Şam askerlerinden olan kardeşlerim, bizler ümmetin hizmetçileriyiz, onların koruyucuları. Ahrar’ın çekildiği bölgelerde sakın insanlara karşı efendiler gibi muamelede bulunmayın. Bilakis insanlara karşı yumuşak ve mütevazı olun. Onları korkutmayın, onlara hizmet etmeye, kanlarını korumaya, namuslarını ve mallarını muhafaza etmeye hırslı olun.'"

"Açıklamalar metodlarımıza muhalif"

Açıklama şöyle devam etti:

"Şer’i kurul yine belirtmektedir ki, şeyh Ebu'l Yekzan’ın sözlerinden sadır olan 'başa kurşun' ve 'kalkan edinme' meseleleri gibi fıkhi hükümler, Müslüman hasımlara karşı savaşma mecburiyeti doğduğunda Hey’et’in seçmiş olduğu fıkhi ve siyasi tercihlere muhaliftir. Şöyle ki, Hey’et’in metodu, saldırganı def etmek, saldırıyı en az ve en dar vesilelerle geri çevirmektir.

Buna binaen, Hey’et Tahriru’ş-Şam şer’i kurulu, ister Ahrar’daki kardeşlerden isterse de başkalarından olsun haksız yere masum bir kanı mubah görmekten Allah’a sığınır.

Hey’et Tahriru’ş-Şam’da bulunan askerlerinden olan kardeşlerimize Nebi (s.a.v.)’in şu buyruğunu hatırlatmak isteriz: 'Her Müslüman Müslümana haramdır: Kanı, malı ve ırzı.'

Yine Nebi (s.a.v.)’in şu buyruğunu: 'Üç durum haricinde Müslüman bir kimsenin kanı helal değildir: Evli olduğu halde zina eden, cana karşılık can (kısas), dinini terk eden cemaatten ayrılan.'

"Ebu'l Yekzan'a karşı gereken yapılacak"

Tahriru'ş Şam, açıklamanın sonunda bu ifadelere karşı "gerekenin yapılacağını" belirterek şu ifadeleri kullandı:

"Şunu belirtmek isteriz ki, Allah’ın izni ile şeyh Ebu'l Yekzan’a karşı Hey’et’in şer’i kurulu içerisinde sistem gereği uygun olan icraatlarda bulunulacaktır."

Kaynak: Mepa News