Bozdağ: Atatürk anayasalarına dönüyoruz

Bozdağ: Atatürk anayasalarına dönüyoruz

Bakan Bozdağ, TBMM Genel Kurulunda görüşülen anayasa değişikliği teklifine ilişkin, "Bizim yaptığımız Atatürk anayasalarına dönmektir." dedi

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, AK Parti'nin anayasa değişiklik teklifinin TBMM Genel Kurulundaki görüşmelerinin tümü üzerinde hükümet adına yaptığı konuşmada, Cumhuriyet döneminin en önemli ve en esaslı Anayasa değişikliklerinin görüşmelerine başlandığını söyledi.

"Bu anayasa değişikliğiyle siyasi istikrar, güçlü iktidar, güçlü yasama, etkin denetim, hızlı karar alma ve uygulamanın, ülkemizin ve milletimizin güçlü geleceğinin temelleri atılmaktadır." diyen Bozdağ, "Cumhurbaşkanlığı sistemi, milletimizin ve ülkemizin doğrudan bekasıyla da ilgilidir. Güçlü millet ve güçlü devlet ancak güçlü yasama, güçlü yürütme ve bağımsız ve tarafsız yargıyla kurulabilir, oluşturulabilir." ifadesini kullandı.

Bozdağ, şunları kaydetti:

"Bu Anayasa değişiklik teklifi bir şahıs meselesi değildir, bir şahsın Türkiye'de yürütmenin başına gelmesi hiç değildir. Bu, esasında bir memleket meselesidir, bir Türkiye meselesidir, aziz milletimizin geleceğiyle, devletimizin geleceğiyle yakından alakalıdır. 

'OHAL döneminde Anayasa değişikliği görüşülemez' yaklaşımı doğru değildir. Bu Gazi Meclis Kurtuluş Savaşı'nın devam ettiği yıllarda 1921 Anayasası'nı yapmış ve yürürlüğe koymuştur. Bu Gazi Meclis Kurtuluş Savaşı'nın bittiği yıllarda 1924 Anayasası'nı yapmış ve yürürlüğe koymuştur. Türkiye'de bugün de devletin terörle mücadelesi ve başka sorunlarımızı çözme konusunda yürüteceği çalışmaları yapacak ayrı birimleri vardır. Eğer biz 'Anayasa'yı burada görüşemeyiz.' dersek parlamentoda hiçbir şeyi görüşemeyiz çünkü 'Ülkenin gündemi bu kadar yoğunken parlamentonun gündeminde olan konuların hiçbirisini ele almayalım.' demek bu parlamentoya yapılacak en büyük saygısızlıktır. Bu nedenle bu parlamento terör devam ederken, OHAL döneminde de anayasa yapmaya, Anayasa'da değişiklik yapmaya ve bütün yasal düzenlemeleri yapmaya etkilidir, yetkilidir ve bu konuda ehliyeti tartışmasızdır."

“REJİM DEĞİL HÜKÜMET SİSTEMİ DEĞİŞİKLİĞİ”

Bazılarının, Türkiye'de her büyük değişim olduğu zaman buna karşı duran bir yaklaşım ortaya koyduğunu belirten Bozdağ, "Büyük değişimlere 'hayır' diyerek bu değişimleri bugüne kadar önleme imkanınız olmadı. Bundan sonra da olmayacak." dedi.

"Bu bir rejim değişikliği değil hükümet sistemi değişikliğidir." diyen Bozdağ, Anayasanın ilk 4 maddesinde, bu teklifin içeresinde ima yollu dahi olsa bir değişiklik olmadığını; doğrudan, dolaylı bir değişiklik bulunmadığını belirtti. Bozdağ, "O zaman bunu rejim değişikliği olarak nitelendiremezsiniz. Bu farklı bir takdim olur. Kavramların bir de evrensel, bilimsel anlamları vardır. Eğer bu anlamları uluslararası ve bilimsel literatüre uygun olarak kullanmazsak, o zaman ayrı bir hatayı yapmış oluruz." değerlendirmesinde bulundu.

“SİYASİ SORUMLULUK”

Cumhurbaşkanının tek başına yaptığı işlemlerin tamamının yargı denetimine kapalı olduğunu, şimdi yargı yolunun açıldığını belirten Bozdağ, bunun da hukuk devletini güçlendireceğini söyledi. Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Cumhurbaşkanının resen imzaladığı emir ve kararlara karşı yargı yolu açılmaktadır. Bu hukuk devletini güçlendirir mi zayıflatır mı? Cumhurbaşkanının bugün siyasi sorumluluğu yoktur. Sadece vatana ihanetten dolayı belli çoğunlukla suçlanma imkanı vardır. Sorumsuz bir Cumhurbaşkanlığı makamı söz konusudur. Şimdi Cumhurbaşkanı için siyasi sorumluluk getiriliyor. Siyasi sorumluluk getirmek, hukuk devletini güçlendirir.

Bu düzenlemeyle işlediği iddia edilen bütün suçlarla ilgili Cumhurbaşkanına cezai sorumluluk getiriliyor. Bu, hukuk devletini güçlendirir, zayıflatmaz. Cumhurbaşkanının eylem ve işlemleri de yargı denetimine açılmaktadır? Bu da hukuk devletini güçlendiren önemli bir değişikliktir.

Yeni düzenlemede kararnamenin belli şartlar altında çıkarılacağı ifade ediliyor. Meclisin denetimi zorunlu kılınıyor. Belli süre içinde Mecliste görüşülmeyen Cumhurbaşkanı kararnameleri, OHAL dönemi için kendiliğinden yürürlükten kalkıyor. Bu hukuk devletini güçlendirdiği gibi Meclisi de güçlendiren bir düzenlemedir.

Bugün Türkiye'de yargıda çift başlılık var. Bir yandan sivillerin yargılandığı mahkemeler öte yandan askerlerin yargılandığı mahkemeler var. Bu teklifle yargı birliğini tesis ediyoruz. Hukuk devletinin gereğini yapıyoruz. Bu, hukuk devletini güçlendirir."

“YAPTIĞIMIZ ATATÜRK ANAYASALARINA DÖNMEKTİR"

Bakan Bozdağ, parlamentonun hem yasama hem de denetim faaliyetleri bakımından daha güçlendirildiğini, milli egemenliğin daha da tahkim edildiğini belirterek, şöyle devam etti:

"Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi milli egemenliği tahkim etmek değil mi? Partili cumhurbaşkanı olur mu? Olması, Türkiye'nin yeni tanıştığı bir şey değil. Cumhuriyetin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk partili, milletvekili, genel başkan, cumhurbaşkanı. İsmet İnönü partili, milletvekili, genel başkan, cumhurbaşkanı. Ne oldu, tarafsızlığına halel mi geldi? Bakanlar partili, milletin tamamının bakanı. Başbakan partili, genel başkan milletvekili, milletin tamamının başbakanı olarak bugün çalışabiliyor mu çalışabiliyor. Meclis Başkanı da partili, çalışabiliyor. Belediye meclisi üyeleri, il genel meclisi üyeleri, belediye başkanları partili, herkesin başkanı, herkesin meclis üyesi olarak çalışabilecek ama Türkiye'nin cumhurbaşkanı partili olunca kıyamet kopacak. Böyle çelişki olabilir mi? İl genel meclisi üyesine, belediye başkanına, milletvekiline, bakana, başbakana, meclis başkanına hak gördüğünüzü cumhurbaşkanına hak görmemek, çifte standarttır. Bunun ana nedeni 1961 Anayasası'na girdi. Milletin iradesiyle iktidara gelemeyeceğini, iktidar ümidinin azaldığını görenler, cumhurbaşkanın parti ile ilişiğini keserek cumhurbaşkanlığı yoluyla milletin iradesini kontrol etmek için bunu getirdiler. Bizim yaptığımız Atatürk anayasalarına dönmektir, 1921, 1924 anayasalarına, partili cumhurbaşkanına dönmektir. Siz Atatürk'ün anayasasına karşı çıkıyorsunuz."

“YÜRÜTMEDE İSTİKRAR SORUNU"

Teklifin tümü üzerinde milletvekillerinin soru ve eleştirilerini yanıtlayan Bozdağ, gelinen noktada parlamenter sistemin artık Türkiye'yi taşıyamadığının net biçimde ortada olduğunu ifade etti.

Bozdağ, "Yürütmede istikrar sorunu her zaman oldu. Tek başına iktidar olan dönemlerde bile yürütmede pek çok hükümet kurulduğunu görüyoruz." dedi.

Öngörülen sistemin güçlü yasamayı ve etkin denetimi temin ettiğini belirten Bozdağ, yeni sistemin toplumsal uzlaşmayı da güçlendireceğini kaydetti. Bozdağ, "Adayların seçilebilmek için toplumun en az yüzde 51'inin oyunu alabilme ihtiyacı, radikal söylemleri bir tarafa bırakmasını, başta siyasi akımların da oy verebileceği bir üslubu ortaya koymasını gerektirecektir." ifadelerini kullandı.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.