Tüm kabuller çöpe: Modern iktisadın babası Adam Smith değil İbni Haldun

Tüm kabuller çöpe: Modern iktisadın babası Adam Smith değil İbni Haldun

İktisat öğrenmeye başladıklarında öğrencilere ilk olarak Adam Smith’in 'modern iktisadın babası' olduğu söylenir. Ancak bu fikrin artık güçlü bir dayanağı yok.

Evonomics adlı internet dergisinde yayınlanan bir makale, Adam Smith’inkilere benzer fikirleri nerdeyse beş yüz yıl öncesinde ortaya koyan İbn Haldun’un gözden kaçan çalışmalarının altını çiziyor.

Smith, iş bölümü hakkında yazdıkları ile tanınır. Smith bir raptiye fabrikasını örnek göstererek; işçilerin bir ürünü baştan sona tek başlarına üretmelerindense raptiye yapımındaki

tek bir süreçte sürekli görev almalarının çok daha verimli olacağını söyler.

Evonomics dergisinde yazan Dániel Oláh, “Haldun’un fikirleri, günümüz iktisadına -bizi utandıracak ölçüde- benziyor olabilir. İbn Haldun iş bölümünün uygar bir toplumun temelini oluşturduğunu söylüyor ve iş bölümünü sadece fabrika düzeyinde tanımlamakla kalmayıp bu sistemin toplumsal ve uluslararası bağlamda da uygulanması gerektiğini savunuyor." dedi.

İbn Haldun’un çalışmalarına aşina olanlar için bu çalışmaların etkisi aşikâr.

Modern iktisadın köşe taşlarının oluşumunda öncülük etti

Georgetown Üniversitesi İktisat Profesörü İbrahim Oweiss, İbn Haldun’un medeniyet bilimini ortaya koyduğunu söylüyor:

“İktisat alanında yapmış olduğu önemli katkılar onu -benzer çalışmaları ancak 370 yıl sonra ortaya koyan Adam Smith’e verilen- “iktisadın babası” unvanı ile anmamızı sağlamayacaksa da onu bu alanda bir selef olarak görmeliyiz. İbn Haldun üretim, arz ya da maliyet konularında klasik iktisadın temellerini atmakla kalmayıp tüketim, talep, fayda terimleri gibi modern iktisadi düşüncenin köşe taşlarının oluşumunda da öncülük etmiştir.”

Xavier Üniversitesi İşletme Profesörü James Bartkus ve New Orleans Üniversitesi İşletme Profesörü Kabir Hassan da Haldun ve Smith’in görüşleri arasındaki benzerlikleri bir blog yazısında ortaya koydular. Bu iki isim, İbn Haldun’un 1337 tarihli Mukaddime adlı eserinde besin toplayıcılığında dahi birçok farklı görevin olduğunu işaret ederek iş bölümünün hayatta kalmanın önemli bir etkeni olduğunu ortaya koyduğunu söylediler. 

İbn Haldun kitabında şöyle diyordu:

“Bir insanın tüm bunları -bir kısmını dahi- tek başına yapması imkansızdır. Eğer türdeşlerine besin sağlamak istiyorsa diğerlerinin yardımı olmadan yapamaz. İş birliği sayesinde çok sayıda insanın temel besin ihtiyacı daha az iş gücü ile sağlanabilir.”

İbn Haldun’a göre hayatta kalmak için iş birliği elzem. Efektif iş birliği sonucunda oluşan üretim fazlası ürünler diğer şehirlerdeki kimselerle ticarette kullanılabilir. Yıllar sonra Smith, iş birliğinin uluslararası ticarete yol açacağını yazmıştı.

'Zenginliğin kaynağı'

Bartkus ve Hassan’ın dikkat çektiği diğer bir nokta ise İbn Haldun ve Smith’in, bir ulusun zenginliğinin altın veya gümüş değil iş gücü olduğu konusunda hem fikir olmalarıydı.

İbn Haldun’un bu konudaki fikirleri şöyle:

“Onları dinleyen sıradan insanlar, bu insanların refahlarının sahip oldukları mülkler ya da ülkelerinde çok sayıda bulunan altın ve gümüş madenleri olduğunu düşünür. Büyük medeniyetlere kazanç sağlayan şey iş gücünün çokluğudur ve kazancın gerçek kaynağı da budur.”

Smith bu konuda şunları demişti:

“Kökeninde bütün dünya zenginlikleri, altın veya gümüşle değil, emekle satın alınmıştır. Onu bazı yeni ürünlerle değiş etmek isteyen servet sahipleri için o servetin değeri, bu kimselere satın alabilmek veya egemen olabilmek imkânını verebildiği emek miktarına tamı tamına eşittir.”

İbn Haldun'un çalışmaları ile 'karşılaşmış' olabilir

Oweiss’a göre Smith’in İbn Haldun okuyup okumadığını bilmiyoruz. İskoç iktisatçı, ismini direkt olarak duymamış olsa dahi Glasgow ya da Oxford Üniversitesi’nde İbn Haldun’un çalışmaları ile karşılaşmış olabilir.

Oweiss, “11.yy’dan 13.yy’a kadar süren Haçlı Seferlerinden bu yana Batılı düşünürlerin çoğu, Müslüman bilim adamlarının fikirlerinin etkisini azaltmayı denemişlerdir. Bunun içinde Müslüman yazarlara ait çalışmaları onların isminden bahsetmeden kullanmaları da var.” şeklinde yazmıştı.

Ve böylece batıda İbn Haldun’un çalışmalarının büyük kısmı unutulmuştu. Birisini iktisadın babası olarak nitelendirmek her ne kadar keyfi bir şey olsa da 2400 yıl öncesinde Platon’un da temel iktisadi görüşleri vardı.

Ancak İbn Haldun’un çalışmalarının derinliği ve ince ayrıntıları göze çarpıyor. Oweiss, “Bu fikirlerin klasik hatta modern iktisadın orijinal tohumları olduğu gerçeği korunuyor." diyor.

Kaynak: Mepa News

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.