ABD'deki Gazze'ye destek protestolarıyla ilgili ne biliniyor?

Harvard ve Brown'daki öğrenciler İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırısını protesto etmek için çadırlar kurarken polis gösterilere müdahale etti.

İsrail'in Gazze'ye yönelik savaşına karşı öğrencilerin öncülüğünde düzenlenen gösteriler ABD genelinde yoğunlaşırken ve Temsilciler Meclisi Başkanı Mike Johnson Ulusal Muhafızların devreye sokulmasını tavsiye ettiği sırada ABD polisi Austin'deki Teksas Üniversitesi (UT Austin) ve Güney Kaliforniya Üniversitesi'nde (USC) onlarca protestocuyu gözaltına aldı.

Çarşamba günü Austin ve Los Angeles şehirlerindeki tutuklamalar, doğu yakasındaki Harvard Üniversitesi ve Brown Üniversitesi'ndeki öğrencilerin de eylem tehditlerine meydan okuyarak Gazze'deki Filistinlilerle dayanışma için kamp kurdukları sırada gerçekleşti.

Geçen hafta New York'taki Columbia Üniversitesi'nde başlayan hareket, üniversiteleri İsrail'le mali bağlarını kesmeye ve Gazze'deki acımasız savaşı desteklediğini söyledikleri şirketlerden el çekmeye çağırıyor.

Öğrencilerin öncülük ettiği protestolar barışçıl ve büyük ölçüde saygı çerçevesinde gerçekleşti, ancak antisemitizm iddiaları nedeniyle birçok üniversitenin sert müdahalesiyle karşılaştı.

Çarşamba gününün en büyük mitingi UT Austin'de gerçekleşti ve yüzlerce öğrenci yürüyüş düzenleyerek kampüsün ana bahçesine yürüdü ve burada bir kamp kurmayı planladı. Ancak üniversite "kargaşaya müsamaha göstermeyeceğini" söyledi ve kalabalığı dağıtmak için yerel ve eyalet polisini çağırdı.

Bazıları at sırtında olmak üzere yüzlerce polis memuru olay yerine geldi. Ellerinde coplarla kalabalığa saldırdılar ve çok sayıda öğrenciyi zorla gözaltına aldılar.

Teksas Kamu Güvenliği Departmanı en az 34 kişinin gözaltına alındığını açıkladı.

Teksas'ın Cumhuriyetçi valisi Greg Abbott, protestocuların "hapishaneye ait olduklarını" ve "nefret dolu, Yahudi karşıtı protestolara" katılan tüm öğrencilerin okuldan atılması gerektiğini söyledi.

Yahudi olan ve UT Austin'de tarih profesörü olarak görev yapan Jeremi Suri ise Al Jazeera'ye yaptığı açıklamada protestolarda "antisemitik hiçbir şey olmadığını" söyledi.

"Bu öğrenciler 'özgür Filistin' diye bağırıyorlardı, hepsi bu" dedi. "Tehdit edici hiçbir şey söylemiyorlardı. Ve onlar ayakta durup bağırırken, polisin - eyalet polisi, kampüs polisi, şehir polisi - neredeyse öğrenci grubu büyüklüğünde bir polis ordusuna tanık oldum... birçoğu silah taşıyordu, birçoğu tüfek taşıyordu ve sonra, birkaç dakika içinde, bu polis grubu öğrenci kalabalığına daldı ve öğrencileri tutuklamaya başladı."

Los Angeles'taki USC kampüsünde de öğrencilerin kamp kurma çabalarına güç kullanılarak karşılık verildi.

Kampüs güvenliği çadırları sökerken öğrencilerle arbede yaşadı ve daha sonra ellerinde coplar bulunan ve kask takan düzinelerce polis memuru, tepelerinde helikopterler dolaşırken protestocuları gözaltına almak için harekete geçti.

Baskılar, USC Müdürü Andrew Guzman'ın kampüs genelinde bir e-posta göndererek protestocuların "ofislerimizin ve kampüs topluluğunun güvenliğini tehdit ettiğini" söylemesinin ardından geldi.

Ancak üniversiteden bildiren Al Jazeera'den Rob Reynolds, "Gazze savaşına karşı yapılan bu protesto tamamen barışçıldı" dedi.

Reynolds, "Öğrenciler arasında herhangi bir çatışma ya da kötü muamele görmedik" dedi.

Reynolds, bazı öğrencilerin daha sonra elleri kolları bağlı bir şekilde oturma eylemi düzenlediğini söyledi.

"Protestocu öğrenciler teker teker Los Angeles polis memurları tarafından elleri bağlanarak kelepçeleniyor, gözaltına alınıyor ve kampüsteki bir araca götürülüyor. Gözaltına alınmaya direnmediler ve polisin herhangi bir şiddet uyguladığını görmedik" diye ekledi.

Los Angeles Polis Departmanı USC kampüsü ve çevresinde yaklaşık 93 kişinin gözaltına alındığını açıkladı.

Üniversitede hukuk profesörü olan Jody Armour, yetkililerin protestoları susturmak için antisemitizm iddialarını kullandığını söyledi.

Armour, "Çok sayıda Yahudi, Müslüman, Filistinli, benim gibi Katolik ve Protestan var, jenerasyonlar arası, bir araya gelen. Herkes antisemitizmden nefret etmeli ve antisemitizmle mücadele etmelidir, ancak İsrail'in Gazze'de yaptığı ve BM'nin soykırım olabileceğini söylediği katliama karşı olmak antisemit olduğunuz anlamına gelmez ve insanların gerçek geçerli protestolara karşı antisemitizmi silah olarak kullanmasına izin vermeyi bırakmalıyız.” diye konuştu.

Ülkenin diğer ucunda, Cambridge, Massachusetts'te, Harvard Üniversitesi'nden yüzlerce öğrenci, üniversitenin alanı kapatmasına ve önceden izin almadan çadır kuran öğrencilere karşı "disiplin cezası" tehdidinde bulunmasına rağmen Harvard Yard'da kendi kamplarını kurdular. Protestocu öğrenciler, kurumun İsrail'den elini çekmesini ve Harvard Lisans Filistin Dayanışma Komitesi adlı Filistin yanlısı bir grubun askıya alınmasını kaldırmasını talep ediyordu.

Benzer sahneler Providence, Rhode Island'daki Brown Üniversitesi'nde de yaşandı.

New York Times, öğrencilerin Çarşamba öğleden sonraya kadar 40 kadar çadır kurduklarını, buna rağmen üniversitenin öğrencileri çadırları boşaltmamaları halinde haklarında "işlem başlatmakla" tehdit ettiğini yazdı.

Bu arada New York'taki Columbia Üniversitesi'nde öğrenciler ve yetkililer arasında tedirgin bir uzlaşma vardı.

Geçen hafta 100'den fazla öğrencinin gözaltına alınmasıyla sonuçlanan bir protesto kampını dağıtmak üzere polis çağıran üniversite, şu anda protesto kampını dağıtmak için öğrencilerle görüşüyor ve dağılma süresini 48 saat daha uzatarak yeni bir çatışmayı önledi.

ABD Temsilciler Meclisi'nin Cumhuriyetçi Başkanı Johnson da antisemitizm endişeleri nedeniyle Yahudi öğrencilere destek vermek üzere kampüsü ziyaret etti ve Columbia Başkanı Nemat Shafik'i "bu kaosa bir düzen getiremezse" istifaya çağırdı. Kampın yakınındaki kütüphane merdivenlerinde basına hitap eden Johnson, "eğer bu hızlı bir şekilde kontrol altına alınmazsa ve bu tehditler ve gözdağı durdurulmazsa, artık Ulusal Muhafızlar için uygun zamanın geldiğini" söyledi.

ABD Başkanı Joe Biden'dan "harekete geçmesini" talep etme niyetinde olduğunu söyledi ve gösterilerin "ABD'deki Yahudi öğrencilerin sırtına bir hedef koyduğu" uyarısında bulundu.

Yakınlardaki protestocuların ise buna pek aldırış etmediği görüldü.

Kampta kalmamasına rağmen protestolarla ilgili olarak üniversite yönetimiyle yapılan görüşmelerin bir parçası olan Columbia'daki Filistinli öğrenci Mahmud Halil, "Bu barışçıl harekete ilgi gösterilmemesinden ve politikacıların dikkatleri gerçek meselelerden başka yöne çekmesinden üzüntü duyuyoruz" dedi.

"Bu akademik özgürlüktür, bu ifade özgürlüğüdür."

Beyaz Saray Sözcüsü Karine Jean-Pierre ise Biden'ın ifade özgürlüğünü desteklediğini söyledi.

Jean-Pierre gazetecilere yaptığı açıklamada "Başkan üniversite kampüslerinde ifade özgürlüğü, tartışma ve ayrımcılık yapılmamasının önemli olduğuna inanıyor" dedi.

Kaynak: Mepa News, Al Jazeera

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.

Haberler Haberleri