Afganistan-Pakistan görüşmeleri neden sonuçsuz kaldı, sürecin detayları neler?

Afghan Eye, İstanbul'da sonuçsuz kalan Afganistan-Pakistan müzakerelerinden sızan detayları aktardı.

Sangar Paykhar | Afghan Eye | Tercüme: Mepa News

İstanbul'da yapılan son Afganistan-Pakistan görüşmelerinden sızan ayrıntılar, her iki ülkenin istihbarat şefleri tarafından yürütülen üst düzey görüşmelerin çıkmaza girdiğini ortaya koydu. Afgan yetkililer Pakistan'ı Afganistan'ı istikrarsızlaştırmak ve IŞİD mensuplarının sızmasını kolaylaştırmak ile mülteci sınır dışı etme ve ticaret geçişlerini ‘silah olarak kullanmakla’ suçladı.

İstihbarat şefleri İstanbul'da üçüncü tur görüşmeler gerçekleştirdi

Konuyla ilgili bilgi sahibi diplomatik ve güvenlik kaynaklarına göre Pakistan heyetine ülkenin istihbarat (ISI) şefi Korgeneral Asım Malik başkanlık ederken Afgan tarafını da İstihbarat Genel Müdürlüğü (GDI) Başkanı Mevlevi Abdulhak Vasık temsil etti.

Bu, Kabil ve İslamabad arasında İstanbul'da kapalı kapılar ardında yapılan ve Katar ile Türkiye'nin alabuluculuğunu üstlendiği müzakerelerin üçüncü turuydu. Her iki ülkenin istihbarat başkanlarının da hazır bulunması güvenlik kaygılarının diyalogdaki merkeziyetçiliğinin altını çizdi ama aynı zamanda ilişkileri tanımlamaya devam eden derin bir güvensizliği de yansıttı.

Yüksek beklentilere rağmen kaynaklar, Pakistan'ın gündemi genişletmeyi reddetmesi ve her iki tarafın da birbirini kötü niyetle suçlaması nedeniyle müzakerelerin hızla çöktüğünü söylüyor.

Kabil Pakistan'ı mültecileri silah olarak kullanmakla suçluyor

Toplantıya ilişkin sızan raporlar, Afgan heyetinin esas olarak Pakistan'ın Afgan mültecilere yönelik devam eden ve "hesaplı bir siyasi baskı eylemi" olarak nitelendirilen toplu sınır dışı işlemlerine odaklandığını gösteriyor. Kabil'in müzakere ekibi sınır dışı işlemlerinin sadece insani ihlaller değil aynı zamanda IŞİD'in Afganistan'a sızmasını kolaylaştıran bir araç olduğunu ifade ediyor.

Bir kaynağa göre Afgan tarafı muhataplarına IŞİD mensuplarının Pakistan'ın kaotik sınır dışı sürecini kılıf olarak kullanarak sınır dışı edilen mülteciler kılığında Durand Hattı'nı geçtiklerini söyledi. Afgan heyetinin, sızma yollarının Afgan güvenlik güçleri tarafından tespit edildiğine dair istihbarat sunduğu bildirildi.

İstanbul'daki bir kaynak Afgan müzakerecilerden birinin şu sözlerini duyduğunu olduğunu aktarıyor:

"Pakistan sadece insanlarımızı sınır dışı etmiyor. IŞİD hücrelerini göndermek için süreci militarize ediyor. İnsani bir trajediyi Afganistan için bir güvenlik tehdidine dönüştürmeye çalışıyorlar."

Bu suçlama Pakistan yönetiminin kamuoyuna yaptığı açıklamalarla daha da pekiştirildi. 2024 yılında geçici Başbakan Enver-ul Hak Kakar, TOLOnews'e verdiği bir röportajda Afgan mültecilerin sınır dışı edilmesinin Pakistanlı yetkililer tarafından Tahrik-i Taliban Pakistan'a (TTP) karşı harekete geçmesi için Kabil üzerinde bir baskı aracı olarak kullanıldığını itiraf etmiştir.

Afgan yetkililer bu itirafı, İslamabad'ın mülteci meselesini insani bir mesele olarak değil, taviz koparmak için siyasi bir araç olarak gördüğünün açık bir kanıtı olarak değerlendirdi.

Kabil, İslamabad'dan sınır dışı işlemlerini derhal durdurmasını ve sızmaları önlemek için ortak bir doğrulama mekanizması aracılığıyla gelecekteki geri dönüşleri koordine etmesini talep ediyor. Afgan müzakereciler, mevcut sınır dışı etme kampanyasının Afganistan'ın kırılgan ekonomisini istikrarsızlaştırdığını ve güvenliğini tehdit ettiğini belirtiyor.

"Bir tür ekonomik savaş"

Afgan tarafı ayrıca Pakistan'ı ticaret yollarını koz olarak kullanmakla suçladı ve Torham ve Spin Buldak'taki kalabalık sınır kapılarının sık sık kapatılmasını kasıtlı ekonomik baskı taktikleri olarak gösterdi.

Afgan tarafı bu tür eylemleri Afganistan'ın ithalat ve ihracatını sekteye uğratan, fiyatları yükselten ve zaten istikrarsız olan ekonomide halkın güvenini sarsan ‘bir tür ekonomik savaş’ olarak nitelendirdi. Pakistan'da tıbbi bakıma ihtiyaç duyan çok sayıda Afgan'ın Durand Hattı'ndaki geçişlerin aniden kapatılması nedeniyle kapana kısıldığını ve sık sık kötü muameleye maruz kaldığını belirterek insani boyuta da dikkat çektiler.

Sızıntılara göre bir Afgan yetkili, ‘Pakistan ne zaman baskı uygulamak istese [geçişleri] kapatıyor’ dedi ve ekledi: "Afganistan'ın denize kıyısı olmadığını biliyorlar. Bu bizi zayıflatmak için yapılan kasıtlı bir hareket"

Afgan heyeti, tüccarların uğradığı büyük zarar karşısında ekonomi yollarının siyasileştirilmesinin ‘iki tarafa da fayda sağlamadığını’ savunarak Pakistan tarafını ticaret geçişlerinin kesintisiz işlemesini garanti altına alan bir anlaşma yapmaya çağırdı.

Afgan heyeti İHA uçuşlarını, IŞİD ağlarını ve muhalefet desteğini gündeme getirdi

Afgan heyeti ayrıca iki ülke arasındaki ilişkileri uzun süredir geren diğer bazı endişeleri de dile getirdi.

Bunların başında Afgan yetkililerin uzun süredir Pakistan hava sahasını kullandığını iddia ettiği ve "ulusal egemenliğin ihlali" olarak kınadığı ABD'nin Afganistan üzerindeki insansız hava aracı keşif uçuşları meselesi geliyordu. Kabil, Pakistan'ın Amerikan insansız hava aracı operasyonlarıyla işbirliğini sürdürmesinin bölgesel istikrarı baltaladığını ve Afganistan'ın hava sahasını doğrudan ihlal ettiğini vurguladı.

Görüşmelerde Afgan heyeti bir kez daha İslamabad'dan bu tür faaliyetleri durdurmasını talep ederek, bu uçuşların sürekli bir gerginlik ve güvensizlik kaynağı haline geldiği uyarısında bulundu.

Afgan tarafı ayrıca Pakistan içinde, özellikle de Belucistan ve Hayber Pahtunhva eyaletlerinde IŞİD ağlarının varlığına dikkat çekti. Afgan temsilciler bu grupların sadece Afganistan'ın iç güvenliği için değil aynı zamanda İran, Rusya ve Orta Asya cumhuriyetleri de dahil olmak üzere komşu devletler için de ciddi bir tehdit oluşturduğunu söyledi.

Kabil, Pakistan'ın IŞİD unsurlarına karşı eylemsizliğinin bölgedeki istikrarsızlığa katkıda bulunduğunu savundu ve ‘güvenilir ve şeffaf’ terörle mücadele önlemleri talep etti. IŞİD'in Belucistan'daki varlığı, smz konusu grupların kendi medya organlarının Haziran 2025'te Beluc ayrılıkçılarına savaş ilan etmesiyle daha da doğrulanmaktadır.

Son olarak Afgan yetkililer, Pakistan'ın Kabil'deki hükümete muhalif siyasi figürlere, özellikle de Mesud ailesine bağlı olanlar da dahil olmak üzere ABD tarafından kurulan rejimin sürgündeki üyelerine yönelik devam eden desteğini protesto etti. İslamabad'ı bu tür çevrelere etnik bölünmeyi ve iç çatışmayı teşvik etmek amacıyla konferanslar ve kamuoyu açıklamaları düzenlemeleri için bir alan sağlamakla suçladılar.

Afgan temsilciler bunun Afganistan'ın içişlerine müdahale anlamına geldiği ve her iki ülkenin de karşı çıktığını iddia ettiği türden bir iç çatışmayı yeniden alevlendirme riski taşıdığı uyarısında bulundular.

Afgan istihbarat yetkilileri IŞİD hücrelerinin Pakistan'daki faaliyetlerine ilişkin belgeler sunarak ‘bu tür ağlara müsamaha gösterilmesinin’ her iki ülkenin güvenliğini zayıflattığı ve daha geniş bölgesel sonuçlar doğurabileceği uyarısında bulundu.

Pakistan suçlamaları reddetti, görüşmeleri TTP ile sınırlandırdı

Korgeneral Malik ve Pakistan heyetinin, Afgan tarafının iddialarını reddettiği ve İstanbul toplantılarında tek bir konunun ele alınmasında ısrar ettiği bildirildi: Tahrik-i Taliban Pakistan (TTP).

İslamabad, Kabil'in tüm askeri faaliyetler konusunda “tam sorumluluk almasını” ve Afganistan'da bulunan TTP üyelerinin “kontrol altına alınmasını ve etkisiz hale getirilmesini” sağlamasını talep etti.

Pakistan tarafı mülteciler, ticaret ve insansız hava araçları gibi diğer konuların bu turun “yetki alanı dışında” olduğunu savundu.

Afgan tarafı ise bu sınırlamayı kesin bir dille reddederek bunun “müzakere değil dikte” anlamına geldiğini söyledi.

Bir kaynak The Afghan Eye'a şunları söyledi:

"Bir taraf diğerinin tüm suçu üstlenmesi gerektiğinde ısrar ederken ilerleme bekleyemezsiniz. Bu diyalog değil, inkârdır."

Her iki delegasyonun da uzlaşmaya yanaşmaması üzerine İstanbul turu ortak bir bildiri ya da yeniden toplanma konusunda herhangi bir anlaşma olmaksızın sona erdi.

Katar önyargılı olmakla suçlanırken arabulucular baskı altında

Katar ve Türkiye tarafından ortaklaşa yürütülen İstanbul süreci, Pakistan'ın Katar'ı Afganistan lehine önyargılı olmakla suçlamasıyla da gerildi. Pakistan medyasında dile getirilen bu iddia, Batılı bir diplomat tarafından “görüşmelerin başarısızlığından dolayı suçu önceden başka tarafa atma çabası” olarak nitelendirildi.

Büyük bir ABD askeri varlığına ev sahipliği yapan ve İslamabad ile yakın bağları bulunan Katar bu suçlamaya kamuoyu önünde yanıt vermedi. Türk yetkililer ise yorum yapmaktan kaçınırken, bazı Afgan katılımcılar Ankara'nın yaklaşımının tamamen tarafsız olup olmadığını özel olarak sorguladı.

Tarihsel bağlam: Dondurulmuş bir ilişki

Afganistan-Pakistan ilişkileri, Afganistan'ın uluslararası bir sınır olarak tanımadığı Durand Hattı üzerindeki anlaşmazlıklara kadar uzanan karşılıklı şüpheyle şekillenmiştir. İlişkiler 2021'den bu yana çatışmalar, hava sahası ihlalleri ve Afgan vatandaşlarının Pakistan'dan toplu olarak sınır dışı edilmesiyle daha da kötüleşti.

İslamabad Kabil'i Pakistan'daki saldırılardan sorumlu TTP savaşçılarını barındırmakla, Kabil ise İslamabad'ı kendisine itaate zorlamak için abluka ve sınır dışı etme gibi cezalandırıcı ekonomik ve siyasi önlemler almakla suçluyor.

Artan bu gerilimleri ele almayı amaçlayan İstanbul görüşmeleri, bunun yerine iki komşu arasındaki güvensizliğin boyutlarını gözler önüne serdi.

Görüşmeler hiçbir ilerleme olmadan sona erdi

Doha ve İstanbul'da yapılan üç tur müzakerenin ardından önemli bir ilerleme kaydedilemedi. Süreç hakkında bilgi sahibi olan yetkililer Katar ve Türkiye'den arabulucuların Pakistan'ın gündemi TTP meselesinin ötesine taşımayı reddetmesi nedeniyle “giderek daha fazla hayal kırıklığına uğradıklarını” söyledi.

Bir Afgan katılımcı İstanbul'daki atmosferi özetledi:

“Pakistan diyalog sırasında yapıcı bir tutum takınmazsa, müzakere edecek bir şey kalmayacak.”

Kaynak: Mepa News

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.

Analiz Haberleri