Analiz | İsrail saldırıları sebebiyle Mescid-i Aksa tehlikede

İsrail'in artan saldırılarının ardından Mescid-i Aksa'nın durumu de her geçen gün risk altına giriyor.

Jessica Buxbaum | The New Arab | Tercüme: Mepa News

7 Aralık'ta -Yahudilerin Hanuka bayramının ilk gecesi- yaklaşık 100 ila 150 aşırı milliyetçi Yahudi, Doğu Kudüs'ün Eski Şehir bölgesindeki Müslüman Mahallesine doğru yola çıktı.

İsrail polisi, kışkırtıcı sloganlar ve Ürdün İslami otoritesine atıfta bulunan "Vakıf'ı çıkarın" ve Mescid-i Aksa'nın yıkılması gerektiğini öne süren "Tapınak Tepesi'nde bir D9 [buldozer] gerçek zaferdir" yazılı pankartlar nedeniyle protestoyu Eski Şehir kapılarına ulaştığı sırada durdurdu.

Yürüyüşün engellenmesine rağmen, Kudüs odaklı sivil toplum kuruluşu Ir Amim'in uluslararası ilişkiler direktörü Amy Cohen yürüyüşe neden izin verildiğini sorguladı.

The New Arab'a konuşan Cohen, "Açıkçası niyetlerinin ne olduğu kolayca anlaşılabilir. Ancak bu, bu grupların statükonun değişmesi ve bölge üzerinde Yahudi hakimiyetinin kurulması için koşulları nasıl istismar ettiklerinin bir başka örneği." ifadelerini kullandı.

Yürüyüş, David Ben Moriah adlı bir kişi tarafından üç ay önce kurulan Sons of Mount Moriah adlı yeni bir Tapınak Tepesi aşırılıkçı grubu tarafından organize edildi. Moriah Dağı, Tapınak Tepesi ya da Harem-i Şerif'in İncil'deki Yahudi isimlerinden biri.

Yahudi üstünlükçüsü Meir Kahane'nin Kach partisinin eski sekreteri Baruch Marzel de mitingin düzenlenmesine yardımcı oldu. Marzel'in başkanlığını yaptığı Kahanist bir örgüt olan Jewish Truth'tan aktivistler de provokatif etkinliğe katıldı.  

Diğer katılımcı gruplar arasında Returning to the Mount and Beyadenu - Returning to the Temple Mount yer alıyor.

Tapınak Tepesi hareketi 'İsrail'i tanımlıyor'

Bir zamanlar uç bir hareket olarak görülen Tapınak Tepesi aktivistleri, Ürdün Vakfının Harem-i Şerif üzerindeki yetkisinin kaldırılmasını, yerleşkenin tamamen Yahudilerin kontrolüne geçmesini ve dini mekânda sadece Müslümanların ibadet edebilmesini öngören statükonun tersine çevrilmesini savunuyor.

Bu çatı grup içindeki bazı kişiler, Kubbetu's Sahra ve Mescid-i Aksa'nın yıkılmasını ima ederek Harem-i Şerif'te bir Üçüncü Yahudi Tapınağı inşa edilmesini de destekliyor.

Hareketin popülaritesi, liberal Siyonist kampın İsrail siyaset kurumu içinde parçalanması ve Başbakan Binyamin Netanyahu'nun Likud Partisi'nin yükselişiyle birlikte sağ kanadın yönetimi ele geçirmesiyle on yıllar içinde önemli ölçüde arttı. Nihayetinde İsrail siyaseti, bugün devlet tarihindeki en sağcı koalisyon hükümetiyle sonuçlandı.

Ve şimdi Tapınak Tepesi aktivistleri -polisin başındaki Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben Gvir gibi- İsrail hükümetinin bir parçası olunca, hareket ana akım oldu ve Filistinli gazeteci Ramzy Baroud'a göre toplumun sınırlarından ulusal siyasi söylemin bir parçası haline geldi.

Baroud, "Onlar aslında artık polis, onlar güvenlik, onlar bakanlar, onlar hükümet, onlar İsrail'i tanımlıyorlar" dedi.

Baroud, El Aksa'nın mevcut İsrail-Hamas savaşında bu kadar merkezi hale gelmesinin nedeninin de bu olduğunu açıkladı. Hamas 7 Ekim saldırısını "El Aksa Tufanı" olarak adlandırdı ve kutsal mekânı savaş söyleminde kullanmaya devam ediyor. İster Müslüman ister Hıristiyan olsun, El Aksa Filistinliler için kültürel bir birleştirici olarak görülüyor.

Baroud, "El Aksa şu anda İsrail siyasi sisteminin ana hedeflerinden biri," dedi. "Bu sembolü Filistinlilerin kolektif bilincinden tamamen çıkararak, Filistinlileri uğruna savaşacakları bir kozdan mahrum bırakabileceklerini düşünüyorlar."

Müslümanların El Aksa'ya girişinin yasaklanması

Savaşın başlangıcından bu yana Beyadenu gibi Tapınak Tepesi grupları İsrail hükümetine Filistinli Müslümanları Mescid-i Aksa'dan men etmesi çağrısında bulundu. İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi'nde İslam tarihi profesörü ve El Aksa'nın eski medya yetkilisi olan Dr. Abdullah Maruf, bunun hareketin son dönemdeki ideolojik değişimine işaret ettiğini söylüyor.

"Savaştan önce Mescid-i Aksa'nın Müslümanlar ve Yahudiler için ortak bir kutsal mekan olmasını ve cami içinde eşit haklara sahip olunmasını savunuyorlardı. Ancak şimdi bunu bile yapmıyorlar." diyor Maruf ve ekliyor:

"Geldiğimiz noktada, Mescid-i Aksa artık bu aşırılık yanlısı gruplara ibadetlerini yerine getirmeleri için serbestçe açılıyor ve Müslümanların camilerine girmelerine artık izin verilmiyor."

Ir Amim'e göre İsrail güçleri 7 Ekim'den bu yana 50 yaş üstü Eski Şehir sakinleri dışındaki Müslümanların kutsal mekânı ziyaret etmesini "güvenlik gerekçesiyle" yasakladı. El Aksa'daki Cuma namazlarına genellikle 50 bin kişi katılırken, bu sayı son iki ayda birkaç bine düştü.

"Her çatışma, her düşmanlık Tapınak Tepesi aşırılıkçıları için hedeflerine ulaşmanın bir başka yolu" diyen Cohen, bu aşırı sağcı grupların bölgesel gerilimleri kullanarak hükümete Müslümanlara giriş kısıtlamaları getirmesi için baskı yaparken Yahudilerin El Aksa yerleşkesine ziyaretlerini nasıl arttırdıklarına dikkat çekti.

Marouf'a göre El Aksa'daki bu ayrımcılık Tapınak Tepesi hareketinin statükoyu nasıl değiştirdiğini gösteriyor.

Maruf, "Polis fanatik grupların tüm dini ritüellerini caminin içinde gerçekleştirmelerine izin veriyor, özellikle de İsrail ordusunun Gazze savaşında başarılı olması için özel dualar etmeleri için. Ve bu aslında bize Mescid-i Aksa'ya artık bir Müslüman mekanı olarak değil de bir Yahudi kutsal mekanı olarak nasıl yaklaştıklarını gösteren bir şey" dedi.  

Yahudi aşırılık yanlıları, El Halil'deki İbrahimi Camii ve yakın zamanda Cenin'de İsrail askerlerinin bir caminin hoparlöründen Yahudi duaları okuması gibi Yahudi bayramlarında dua etmek ya da ayin yapmak için sık sık camilere baskın düzenliyor. Bu aktivistler genellikle dini özgürlükleri gerekçe gösterseler de Baroud işin içinde çok daha kötücül bir rol olduğunu öne sürüyor.

Baroud şu ifadeleri kullanıyor:

"El Aksa'nın içinde dua ettiğinizde, burası otomatik olarak -onların zihninde- bir Yahudi ibadethanesi haline geliyor. İsrail'de hakim olan düşünce, camileri tapınağa dönüştürebilirlerse, Filistinlilerin pahasına kendi kolektif kimliklerini kurtarabilecekleri yönünde."


Değerlendirmede yer alan ifadeler yazarın kendi görüşleridir ve Mepa News'in editöryel politikasını yansıtmayabilir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.

Analiz Haberleri