Feras Dalatey, Timour Azhari | Reuters | Tercüme: Mepa News
Eski istihbarat şefi Kemal Hasan ve Esed'in kuzeni Rami Mahluf, Moskova'da sürgündeyken Suriye'nin sahil şeridinde bir isyana öncülük edecek savaş güçleri oluşturmak için milyonlarca dolar harcıyorlar. Ayrıca diktatörlüğün son günlerinde inşa edilen silah ve mühimmatla dolu 14 yeraltı komuta odasından oluşan bir ağın kontrolü için de yarışıyorlar. Suriye hükümeti, komplocuları etkisiz hale getirmek için Esed rejimi içinden, yeni başkan Ahmed Şara'nın çocukluk arkadaşı olan bir başka kişiyi görevlendirdi.
Reuters'ın yaptığı bir araştırmaya göre, rejimib devrilmesinin ardından Suriye'den kaçan Beşar Esed'in eski yandaşları, yeni hükümete karşı ayaklanma başlatmak ve kaybettikleri nüfuzlarının bir kısmını geri almak umuduyla on binlerce potansiyel savaşçıya milyonlarca dolar aktarıyor.
Aileye yakın dört kişi, geçtiğimiz Aralık ayında Rusya'ya kaçan Esed'in Moskova'da sürgünde yaşamaya büyük ölçüde razı olduğunu söylüyor. Ancak kardeşi de dahil olmak üzere yakın çevresindeki diğer üst düzey isimler iktidarı kaybetmeyi kabullenmiş değil.
Reuters'ın haberine göre, bir zamanlar Esed'e en yakın isimlerden ikisi olan Tümgeneral Kemal Hasan ve milyarder Rami Mahluf, Suriye ve Lübnan kıyılarında, uzun süredir Esed ailesiyle ilişkili olan azınlık Nusayri mezhebi mensuplarından oluşan milisler kurmak için yarışıyor. Toplamda, bu iki adam ve iktidar için yarışan diğer gruplar, sadakatlerini kazanmak umuduyla 50 binden fazla savaşçıyı finanse ediyor.
Esed ailesine yakın dört kişi, Esed'in Moskova'da bulunan ve hala binlerce eski askeri kontrol eden kardeşi Mahir'in henüz para ya da emir vermediğini söyledi.
Hasan ve Mahluf'un kazanmayı umduğu şeylerden biri, Esed'in iktidarının sonlarına doğru Suriye sahil bölgesine inşa edilen 14 yer altı komuta odasının ve silah depolarının kontrolü. İki subay ve Suriyeli bir bölge valisi, detayları Reuters tarafından görülen fotoğraflarda yer alan bu gizli odaların varlığını doğruladı.
Hasan ve Mahluf'un çabaları
Beşar'ın askeri istihbarat şefi olan Hasan, yorulmak bilmeden komutanları ve danışmanlarını arıyor ve sesli mesajlar gönderiyor. Bu mesajlarda kaybettiği nüfuzundan yakınıyor ve Suriye'nin Nusayri nüfusunun çoğunluğuna ev sahipliği yapan ve Esed'in eski güç üssü olan Suriye sahilini nasıl yöneteceğine dair görkemli vizyonlar çiziyor.
Esed'in kuzeni olan Mahluf, bir zamanlar iç savaş sırasında diktatörü finanse etmek için iş imparatorluğunu kullandı, ancak daha güçlü akrabalarıyla ters düştü ve yıllarca ev hapsinde kaldı. Şimdi konuşmalarında ve mesajlarında kendisini, kıyamet gibi bir son savai başlattıktan sonra iktidara geri dönecek kurtarıcı bir figür olarak tasvir ediyor.
Hasan ve Mahluf bu rapor için yapılan yorum taleplerine yanıt vermedi. Beşar ve Mahir Esed'e ise ulaşılamadı. Reuters ayrıca aracılar vasıtasıyla Esed kardeşlerden de yorum istedi ancak onlar da yanıt vermedi.
Hasan ve Mahluf Moskova'daki sürgünlerinden parçalanmış bir Suriye hayal ediyor ve her ikisi de Nusayrilerin çoğunlukta olduğu bölgelerin kontrolünü istiyor. Reuters'a göre her ikisi de güç oluşturmak için milyonlarca dolar harcadı. Yardımcıları ise Rusya, Lübnan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nde bulunuyor.
Suriye yönetiminin karşı planı
Suriye'nin yeni hükümeti komploculara karşı koymak için Esed'in eski bir sadık adamını görevlendiriyor: Yeni Devlet Başkanı Ahmed Şara'nın çocukluk arkadaşı, Esed için paramiliter bir lider olmuş ve diktatörün kendisine sırt çevirmesi üzerine savaşın ortasında taraf değiştirmişti. Halid el Ahmed'in görevi, Nusayri eski askerleri ve sivilleri geleceklerinin yeni Suriye'de olduğuna ikna etmek.
On yıldan uzun bir süredir diktatörlüğü inceleyen araştırmacı Annsar Shahhoud, "Bu, Esed rejiminin güç mücadelesinin bir uzantısı. Bu rekabet şimdi de devam ediyor ama amaç Esed'i memnun etmek yerine onun yerine geçecek kişiyi bulmak ve Nusayri toplumunu kontrol etmek." diyor.
Planların ayrıntıları, rekabet halindeki planlar hakkında doğrudan bilgi sahibi olan 48 kişiyle yapılan görüşmelere dayanıyor. Hepsi de isimlerinin gizli kalması koşuluyla konuştu. Reuters ayrıca mali kayıtları, operasyonel belgeleri, sesli ve yazılı mesaj alışverişlerini de inceledi.
Kıyı bölgesi Tartus'un valisi Ahmed Şami, Suriyeli yetkililerin planların ana hatlarından haberdar olduklarını ve bunlarla mücadele etmeye hazır olduklarını söyledi. Komuta odası ağının varlığını da doğruladı ancak zayıflatıldığını söyledi.
Reuters'ın planlarla ilgili sorularını yanıtlayan Şami, "Sahada güçlü araçlarının olmaması ve zayıf kabiliyetleri nedeniyle etkili bir şey yapamayacaklarından eminiz" dedi.
Lübnan İçişleri Bakanlığı ve Rusya Dışişleri Bakanlığı yorum taleplerine yanıt vermedi. Bir BAE yetkilisi, hükümetinin topraklarının "her türlü yasa dışı mali akış için kullanılmasını önlemeye kararlı olduğunu" söyledi.
Ayaklanma ihtimali
ABD ve bölgesel güçler, geçtiğimiz Aralık ayında Esed'i deviren eski El Kaide komutanı Şara'ya destek verirken ve şu anda parçalanmış bir siyasi manzarayı yönetirken, bir ayaklanma Suriye'nin yeni hükümetini istikrarsızlaştırabilir. Bu durum, geçtiğimiz yıl yeni Suriye'yi sarsan ölümcül mezhepsel şiddetin bir kez daha alevlenmesi riskini doğuracaktır.
Şimdilik başarılı bir ayaklanma ihtimali düşük görünüyor.
Baş komplocular Hasan ve Mahluf birbirleriyle şiddetle çatışıyor. Bir zamanlar Esed'in en güçlü siyasi ve askeri destekçisi olan Rusya'nın desteğini kazanma umutları giderek azalıyor. Suriye'de Esed döneminde acı çeken pek çok Nusayri de bu ikiliye güvenmiyor. Ve yeni hükümet onların planlarını engellemeye çalışıyor.
Reuters'ın bulgularına cevaben kısa bir açıklama yapan hükümetin sorumlularından Ahmed, "mezhepsel nefreti ortadan kaldırmak ve ölüleri onurlandırmak için yapılan iyileştirme çalışmaları, yeniden kendisiyle yaşayabilen bir Suriye'ye giden tek yol olmaya devam ediyor" dedi.
Grupların iç belgelerine göre Hasan 12 bin, Mahluf ise en az 54 bin savaşçının kontrolünü elinde tuttuğunu iddia ediyor. Sahadaki komutanlar savaşçılara çok az ödeme yapıldığını ve her iki taraftan da para aldıklarını söylüyor.
Sürgündeki isimler henüz herhangi bir gücü harekete geçirmiş görünmüyor. Reuters savaşçı sayılarını doğrulayamadı ya da belirli eylem planlarını belirleyemedi. Tartus valisi Şami potansiyel savaşçı sayısının on binleri bulduğunu söyledi.
Röportajlarda, komplocuların en yakınındaki kişiler, Sünni ağırlıklı yeni yönetime karşı planlarını hayata geçirmeleri halinde on binlerce Suriyeli Nusayrinin şiddetli bir intikamla karşı karşıya kalabileceğinin farkında olduklarını söyledi. Yeni hükümet, bir yıl önce ülkeyi mezhepsel katliama sürükleyen yaklaşık 14 yıllık iç savaştan zaferle çıktıktan sonra iktidara geldi.
Mart ayında, bir Nusayri kasabasında başarısızlıkla sonuçlanan ayaklanmanın ardından hükümete bağlı güçler tarafından Akdeniz kıyısında yaklaşık 1500 sivil öldürüldü. Hem Hasan hem de Mahluf Suriye'deki Nusayrileri Mart ayından bu yana devam eden ve neredeyse her gün işlenen cinayetler ve adam kaçırma vakalarını da içeren güvensizlik ortamından korumayı vaat ediyor.
Nusayrilerin yeni hükümete karşı öfkesi 25 Kasım'da binlerce kişinin Humus ve kıyı kentlerinde sokaklara dökülmesiyle patlak verdi. Göstericiler daha fazla özerklik, tutukluların serbest bırakılması ve kaçırılan kadınların iadesini talep etti. Protestolar Esed'in devrilmesinden bu yana Suriye'nin tanık olduğu ilk büyük çaplı gösteriler oldu.
Protestoların arkasında ne Mahluf ne de Hasan vardı, daha ziyade her iki adama da karşı çıkan ve halkı barışçıl gösteriler yapmaya çağıran bir din adamı vardı. Mahluf ertesi gün sosyal medyada yaptığı bir paylaşımda din adamına saldırarak "tüm bu hareketler sadece felaket getirecek, çünkü zaman henüz doğru değil" dedi.
Hasan'ın üst düzey askeri koordinatörlerinden biri Reuters'a yaptığı açıklamada Nusayrilerin itibarını geri kazanmanın tek yolunun savaşmak olduğunu savundu.
Şu anda Lübnan'da bulunan eski bir Esed dönemi askeri istihbarat subayı olan koordinatör, "Şu ana kadar sadece bu kadar insanımız öldüğü için şanslıyız" dedi ve ekledi: "Belki binlercesi daha ölecek ama mezhep, toplumu savunmak için kurbanlar sunmalı"
Reuters tarafından görülen Ocak 2025 belgelerine göre, Esed güçleri 5 bin 780 savaşçıdan oluşan bir paramiliter güç kurmak ve bunları yeraltındaki komuta odalarından tedarik etmek için ilk planları hazırladı. Bunlar aslında silah, güneş enerjisi, internet, GPS üniteleri ve telsizlerle donatılmış büyük depolar var.
Bu erken plandan hiçbir şey çıkmadı ve komuta odaları, Reuters tarafından görülen fotoğraflara ve haklarında bilgi sahibi iki kişiye göre, Suriye kıyılarında kuzeyden güneye yaklaşık 180 kilometrelik bir hat boyunca çalışır halde ama esasen atıl durumda.
Fotoğraflardan birinde beş sandığın üst üste dizili olduğu bir oda görülüyordu ve bu sandıklardan üçü açıldığında AK-47'ler, mühimmat ve el bombalarından oluşan bir koleksiyon ortaya çıkıyordu. Odada ayrıca üç masaüstü bilgisayar, iki tablet, bir dizi telsiz ve bir powerbank bulunuyordu. Ortada, üzerinde büyük bir harita bulunan ahşap bir masa vardı.
Komplocular için "bu ağ adeta bir define adası ve hepsi de ona ulaşmaya çalışan tekneler" diyor odaların hazır olup olmadığını izleyen komutanlardan biri.
"Tehlike çok az"
Tartus valisi Şami, ağın gerçek olduğunu ancak çok az tehlike oluşturduğunu söyledi. "Bu merkezler kurtuluştan bu yana önemli ölçüde zayıfladı. Varlıklarını sürdürmeleri konusunda bir endişe yok." dedi.
Üst düzey askeri yetkililer ve rejimin önde gelen isimleri Aralık 2024'te yurt dışına kaçarken, birçok orta düzey komutan Suriye'de kaldı. Çoğu, Suriye nüfusunun yüzde 10'undan biraz fazlasını oluşturan bir azınlık olan Nusayrilerin hakim olduğu kıyı bölgelerine kaçtı. Bu çabaya katılan emekli bir komutana göre, bu subaylar savaşçı toplamaya başladı.
Emekli komutan, "En verimli zemin orduydu. Mezhepten binlerce genç erkek Aralık ayında feshedilen ordudaydı ve birden kendilerini açıkta buldular" dedi.
Ardından 6 Mart'taki başarısız ayaklanma geldi. Pusuda yer alan ve o zamandan sonra Lübnan'a giden bir tuğgenerale göre, bağımsız hareket eden bir Nusayri birliği Lazkiye kırsalında yeni Suriye hükümetine bağlı güvenlik güçlerine pusu kurarak 12 kişiyi öldürdü ve 150'den fazla kişiyi de esir aldı.
Yeni Suriye hükümeti, bunu izleyen çatışmalarda yüzlerce güvenlik gücünün öldüğünü söylüyor ki bu iddia büyük ölçüde Esed yanlısı savaşçılar tarafından da yineleniyor. Tuğgeneral, yeni hükümet tarafından bastırılan ayaklanmada 128 Esed yanlısı gücün öldüğünü söyledi. İsyan, yaklaşık 1500 Nusayrinin ölümüne neden olan misillemelere yol açtı.
Mahluf'un dönüşü
Orada bulunan subaylara göre Esed yanlısı sürgünler ayaklanmayı ne başlattı ne de yönetti ama o günler bir dönüm noktası oldu. Örgütlenmeye başladılar.
Mahluf 9 Mart'ta yaptığı bir açıklamada Nusayrilere yardım etmek üzere kendisine ilahi bir görev verildiğini ilan ederek kendisini "Sahil'in Evladı" olarak adlandırmaya başladı. Açıklamada "Geri döndüm ve geri dönüş kutlu olsun" deniyordu. Açıklamada kendisinin Moskova'da olduğu belirtilmedi.
Mahluf yirmi yıldan uzun bir süre Suriye ekonomisine hükmetti ve İngiliz hükümeti tarafından telekom, inşaat ve turizm gibi çeşitli sektörlerde bir milyar doların üzerinde olduğu tahmin edilen holdinglere sahipti. Parasını 2011 yılında patlak veren iç savaş sırasında Suriye ordu birliklerini ve müttefik milisleri finanse etmek için kullandı.
2019'da Esed'in zaferi kesin gibi göründüğünde Mahluf bu zaferi alenen üstlendi. Kısa bir süre sonra Esed, zahiren "devlete borçlu oldukları için" Mahluf'un şirketlerine el koydu ve onu yıllarca ev hapsinde tuttu.
Mahluf, Şam'ın muhaliflerin eline geçtiği 8 Aralık 2024 gecesi bir ambulansla Lübnan'a kaçtı. Mahluf'un kardeşi Ehab da o gece Maserati'siyle kaçmaya çalıştı, ancak ailenin dört yakın ortağına ve olaylardan doğrudan haberdar olan bir gümrük memuruna göre sınır yakınlarında vurularak öldürüldü ve nakit olarak taşıdığı milyonlarca dolar soyuldu. Reuters o gece yaşananları bağımsız olarak doğrulayamadı.
Dokuz yardımcısı ve akrabalarına göre Mahluf şu anda Moskova'daki lüks bir Radisson otelinin özel bir katında sıkı güvenlik altında yaşıyor. Sık sık Kur'an'dan alıntılar yapıyor. "Ev hapsi sırasında son derece dindarlaştığı" ve "tecritte geçirdiği zamanı İslam üzerine üç ciltlik bir seri yazmak için kullandığı" iddia ediliyor.
Moskova'daki Radisson ve Brüksel'deki grup merkezi yorum talebine yanıt vermedi.
Mahluf'un Facebook paylaşımlarına ve arkadaşlarına gönderdiği WhatsApp mesajlarına göre, "Şam'daki Melhame-i Kübra'yı içeren bir Şii kehanetinde mesih rolü oynayabilmesi için Allah'ın kendisine para ve nüfuz verdiğine" inanıyor. Mahluf'un yorumuna göre kıyamet ABD Başkanı Donald Trump'ın görev süresinin bitiminden sonra kopacak. Mahluf'un kehanetinin baş kötüsü ise "Süfyani" olarak adlandırdığı Ahmed Şara. Mahluf, yerin yarılacağına, Şara'nın ordusunu yutacağına ve Şara'nın da öleceğine inanıyor.
Reuters tarafından görülen bir finans yöneticisi ile makbuz ve bordro tablolarına göre Mahluf, Lübnan, BAE ve Rusya'daki güvenilir iş yöneticilerini kullanarak Nusayri subaylara maaş ve ekipman için para aktarıyor.
Belgeler paranın Mahluf ile Moskova'da bir araya gelen iki önde gelen Suriyeli subay aracılığıyla aktarıldığını gösteriyor: Her ikisi de tümgeneral rütbesine sahip olan Suheyl Hasan ve Kahtan Halil. Hasan ve Halil, Mahluf için Humus, Hama, Tartus ve Lazkiye şehirleri ve çevresinde 80 tabur ve grup halinde örgütlenmiş, 18 bini subay olmak üzere toplam 54 bin 53 gönüllü savaşçıdan oluşan bir güç oluşturduklarını iddia ediyor. Ancak Esed döneminde askere alınan birçok rütbeli asker, Esed hükümeti düştüğünde savaşmayı bıraktı.
Hasan ve Halid para transferindeki rolleriyle ilgili yorum taleplerine yanıt vermedi.
BAE yetkilisi, hükümetin ekonomik sektörleri üzerinde sıkı bir denetim sürdürdüğünü ve "Suriye'nin güvenliğini, istikrarını ve tüm topraklar üzerindeki egemenliğini koruma çabalarını tamamen desteklediğini" savundu.
Reuters'a konuşan finans müdürlerinden biri Mahluf'un maaşlar için en az 6 milyon dolar harcadığını dile getirdi. Mahluf'un Lübnan'daki mali yardımcıları tarafından oluşturulan bordro tabloları ve maaş makbuzları, Mayıs ayında 976 bin 705 dolar harcadığını ve 5 bin savaşçıdan oluşan bir grubun Ağustos ayında 150 bin dolar aldığını iddia etti.
Mahluf'un maaş bordrosunda yer alan ve takipçilerinin yaklaşık beşte birini yöneten Suriye'deki beş askeri grup liderine göre toplam güç sayısı gerçek. Ancak Mahluf'un sağladığı finansman, savaşçı başına ayda sadece 20 ila 30 dolar düzeyinde ve ihtiyaçlarının altında kalıyor.
Buna ek olarak Mahluf'un ekibi silah temin etmeye çalışıyor. Reuters'ın görüntülediği şemalara göre, Esed döneminde saklanan ve toplamda birkaç bin ateşli silahı bulan onlarca zulanın olası yerlerinin haritasını çıkardılar. Bu stoklar gizli komuta odalarından ayrı.
Ayrıca yeni silahlar için Suriye'deki kaçakçılarla da görüşüyorlar. Görüşmelere aşina olan kişiler yeni silahların gerçekten satın alınıp alınmadığını ya da teslim edilip edilmediğini bilmediklerini söylediler.
Toplamda beş yerel askeri lider, çeşitli hazırlık aşamalarında yaklaşık 12 bin adamı komuta ettiklerini söyledi. İçlerinden biri Reuters'a yaptığı açıklamada henüz harekete geçmek için doğru zamanın gelmediğini savundu.
Beş komutandan bir diğeri ise Mahluf'u "para kırıntılarıyla sadakat satın almaya çalışmakla" suçladı.
Beş komutan da hem Mahluf'tan hem de istihbarat şefi Hasan'dan para kabul ettiklerini söyledi ve unda bir sorun görmüyorlardı.
Adamlardan biri, "İster eski Suriyeli askerler ister devlet işlerinden atılan siviller olsun, binlerce Nusayri aşırı yoksulluk içinde yaşıyor. Yıllardır kanımızı emen bu balinalardan biraz para almanın yanlış bir tarafı yok." dedi.
Kemal Hasan'ın çalışmaları
Birleşmiş Milletler'in rejimle ilgili 2024 tarihli bir raporuna göre Hasan, Esed diktatörlüğünün askeri gözaltı sistemini yönetiyordu ve bu sistem mahkumların ailelerinden zorla para toplamakla ünlüydü. Reuters'ın bu yıl yaptığı bir araştırma, Esed rejiminin zulmünün boyutlarını gizlemek için 2018 yılında binlerce cesedin bulunduğu bir toplu mezarı Şam'ın dışındaki Dumeyr çölüne taşımayı önerenin Hasan olduğunu ortaya çıkardı.
Esed'in dağılan ordusu tarafından terk edilen Hasan, önce BAE'nin Şam'daki büyükelçiliğine kaçtı, ardından da Aralık 2024'te yaklaşık iki hafta boyunca Rus büyükelçiliğine sığındı. Kendisine yakın iki kişiye göre, oturmak için sadece bir sert sandalyenin bulunduğu tek bir oda sağlayan ev sahiplerinin kötü muamelesi onu çileden çıkarmıştı.
Reuters tarafından incelenen ve bu ilkbaharda yakın çevresine gönderdiği bir WhatsApp sesli mesajında "Kemal Hasan günlerce tahta sandalyede oturacak biri değil" diyordu.
Yaz aylarında kendisiyle tanışan bir subaya göre Hasan nihayetinde Moskova'nın banliyösünde üç katlı bir villaya yerleşti. Hasan'ın hareketlerinden haberdar olan iki kişiye göre, o zamandan beri Mahir Esed'i bir kez gördü ve Beşar'ın Rus koruyucularıyla yakın bağlarını sürdürüyor.
Hasan'ın Lübnan'daki operasyon koordinatörüne göre Hasan Mart ayından bu yana Suriye ve Lübnan'daki 12 bin savaşçı için 1.5 milyon dolar harcadı.
Nisan ayında komutanlara yönelik olduğu anlaşılan bir başka WhatsApp sesli mesajında "Sabırlı olun halkım ve silahlarınızı teslim etmeyin. Onurunuzu geri getirecek olan benim" diyordu. İki alıcı mesajın Hasan'a ait olduğunu doğruladı.
Yıl ortasında "Batı Suriye'nin Kalkınması" adlı bir yardım kuruluşu kurulduğunu duyurdu ve ilk Facebook paylaşımlarından birine göre "Suriye vatandaşı Tümgeneral Kemal Hasan" tarafından finanse edildiğini söyledi. Hasan'la bağlantılı üç subay ve kuruluştaki bir yönetici, bu kuruluşu, "Hasan'ın Nusayriler arasında nüfuz kurabilmesi için insani bir kılıf" olarak tanımladı.
İlk faaliyetinin duyurusuna göre, Ağustos ayında yardım kuruluşu 40 Suriyeli Nusayri aileyi barındırmak için 80 bin dolar ödedi. Reuters tarafından görülen bir maaş bordrosu belgesine göre aynı ay Hasan Lübnan'daki 80 subaya 200 bin dolar nakit para gönderdi.
Moskova'daki bir yardımcısına ve bilgisayar mühendisi olan hackerlardan birine göre, Hasan yaz boyunca bir zamanlar askeri istihbarat şubesine bağlı olan yaklaşık 30 hackerı da işe aldı. Aldıkları emir yeni hükümete karşı siber saldırılar düzenlemek ve bilgisayar sistemlerine casus yazılımlar yerleştirmekti.
Eylül ayına gelindiğinde, mühendisin ekibinin çaldığını söylediği Suriye hükümetine ait veri setleri dark web'de 150 ila 500 dolara satılıyordu. Reuters, mühendisin tespit ettiği veri setlerinden birçoğunu, iletişim ve sağlık bakanlıklarının personel bilgilerini içeren veri tabanları da dahil olmak üzere internette buldu.
Mühendis, eski casus şefi Hasan'ın Suriye'deki yerini geri almak için çok yönlü bir saldırı planladığını söyledi. "Tümgeneral Kemal savaşın sadece karada değil her cephede olduğunu biliyor" dedi.
Mahir Esed
Ayaklanmayı kışkırtma girişimlerinde potansiyel bir kilit oyuncu, eski diktatörün küçük kardeşi Mahir Esed.
Mahir hem bir iş imparatorluğunu hem de Suriye ordusunun en güçlü birimi olan 4. Zırhlı Tümen'i kontrol ediyordu. ABD'li düşünce kuruluşu New Lines Institute'un araştırmasına göre Mahir'in yönetimi altında tümen, ABD, İngiltere ve Avrupa Birliği'nden yaptırımlara uğrayacak kadar güç ve mali bağımsızlık kazanmış, adeta devlet içinde devlet haline gelmişti.
Şu anda Lübnan'da bulunan üst düzey bir tümen komutanı, Mahir'in mali imparatorluğunun, kaptagon uyuşturucusu satışı dışında büyük ölçüde işlevsel kaldığını söyledi. Kendisine yakın bir iş adamına göre Mahir'in mal varlığının Suriye içinde ve dışında paravan şirketlerde saklandığına inanılıyor.
Komutan, Beşar Esed'in kendi özel hayatına ve işlerine odaklandığını, Mahir'in ise hala Suriye'de nüfuz sahibi olmak istediğini belirtti. Ona göre Mahir, "Hafız Esed'in çocuklarının Suriye'den nasıl zorla çıkarılabileceğini anlayamadığını" söylüyor.
Komutan, "Aile Hafız Esed'i bir ilah olarak görüyor ve Mahir bunun üzerine bir şeyler inşa etmeye çalışıyor ama şu ana kadar harekete geçmedi" dedi.
İki tümen subayı, hem Suriye içinde hem de dışında bulunan 25 bin savaşçısının çoğunun hala Mahir Esed'i komutanları olarak gördüğünü ve emir vermesi halinde onları harekete geçirebileceğini ifade ediyor.
Mahluf ise Esed'in desteğini aramıyor ve kuzenlerini kamuoyu önünde "kaçaklar" olarak aşağılıyor. Her iki taraftan üç üst düzey kaynağa göre, Esed'lerle yıllara dayanan kişisel bağlarına ve iş birliğine güvenen Hasan ise Mahir'in desteğini istiyor.
Sürgünlerin Kremlin'i kazanma çabaları hakkında doğrudan bilgi sahibi olan altı kişiye göre Rusya şu ana kadar Hasan ve Mahluf'a destek vermedi. Rusya'nın tutumunu bilen iki diplomata göre Moskova sürgünleri barındırırken, Rus hükümeti önceliğinin Suriye kıyılarında halen bulundurduğu askeri üslere erişimin devam etmesi olduğunu açıkça belirtti.
Rusya'ya yardım teklifinde bulunan kilit isimlerden biri, iç savaşın başından beri Rus vatandaşlığına sahip olan üst düzey bir Suriyeli subay olan Ahmed el Mella. Reuters tarafından görülen bir toplantının el yazısı tutanaklarına göre Mella, Mart ayından itibaren Moskova'da Rus yetkililer ile Hasan ve Mahluf'un Rusya'daki iki yardımcısı arasında ayrı gayrı resmi toplantılara aracılık etti. Notlara göre Ruslar sürgünlere "kendinizi organize edin ve planlarınızı görmemize izin verin" demiş.
Mella ara buluculuk rolüyle ilgili yorum taleplerine yanıt vermedi.
Ancak düzenlenen programlar konusunda doğrudan bilgi sahibi olan iki kişi, Rus yetkililer ile sürgündeki Suriyeli gruplar arasındaki toplantıların seyrekleştiğini söyledi. Bu kişiler, Başkan Şara'nın Kremlin'in desteğini almak için Ekim ayında Moskova'yı ziyaret etmesinden bu yana hiç görüşme yapılmadığını ifade ettiler.
Tartus valisi Şami, ziyaret sırasında Şaaa'nın Hasan ve Mahluf konusunu Rus hükümetine açtığını söyledi. Şami, Rusya'nın ve ayrı olarak Lübnan'ın "koordinasyonu artırma ve bu kişilerin kendi topraklarındaki herhangi bir faaliyetini önleme isteklerini ifade ettiklerini" söyledi. Komplocuların Rus yetkililerle yapmış olabilecekleri herhangi bir toplantıdan haberi yoktu.
Diplomatlardan biri Şara'nın Kremlin'deki toplantısının "Nusayri isyancılara, yurt dışından sizi kurtarmaya gelecek kimse yok" sinyali gönderdiğini söyledi.
Uluslararası yaptırımlar nedeniyle ticari hesapları dondurulan Mahluf'un nakit akışında sorunlar yaşadığına dair işaretler var. Transferler hakkında bilgi sahibi üç kişiye göre Ekim maaşları henüz gelmedi.
"Sahadaki adam"
Mart ayındaki cinayetlerden bu yana Şam hükümeti komplolara karşı koymak için bir kilit isime güveniyor: Başkan Şara'nın çocukluk arkadaşı Halid el Ahmed.
Bir Nusayri olan Ahmed bir zamanlar Esed'in yakın çevresinden biriydi. Gölge diplomat olarak görev yaptı ve Esed'in en büyük müttefik paramiliter gücü olan Ulusal Savunma Güçleri'nin kurucularından biri oldu.
Mahluf gibi Ahmed de Esed'in iç savaştaki zaferinden kendisinin sorumlu olduğuna inanıyordu. İki yardımcısına göre Esed, Ahmed'e kuzeniyle hemen hemen aynı muameleyi yaptı, ayrıcalıklarını elinden aldı ve askere alınmasını emretti.
Her iki adamla da çalışmış olan üç kişinin anlattıklarına göre Ahmed Kıbrıs'a kaçtı ve 2021 yılında eski arkadaşı Şara ile buluşmak üzere Suriye'nin kuzeybatısındaki İdlib'i ziyaret etti. Üç kişiye göre Şara'nın Esed'i devirme planını görüştüler. Bu plan Aralık 2024'te gerçekleşti.
Reuters, Ahmed'in 2024 sonlarında WhatsApp'tan gönderdiği ve kilit askeri yetkililere "kaybeden diktatöre bağlı kalmanın beyhude olduğunu" söylediği ve "onu terk edip bir kan banyosunu önledikleri takdirde merhamet vaat ettiği" sesli mesajları inceledi.
Reuters'a yaptığı açıklamada Ahmed, Aralık ayında hükümet düşerken amacının daha fazla kan dökülmesini önlemek olduğunu söyledi, ancak "Suriyelileri daha fazla kayıptan ya da toplumumuzu karartmaya devam eden mezhepçi gölgelerden tam olarak kurtaramayacağını" kabul etti.
Ahmed bugün Suriye'nin en güçlü Nusayrisi konumunda. Beyrut'ta deniz manzaralı bir çatı katı ile Şam'da müstahkem bir villa arasında mekik dokuyor.
Tartus valisi Şami, "Nusayri toplumu ile yeni hükümet arasında güvenin tesis edilmesinde onun rolünün çok önemli olduğu düşünülüyor" dedi.
Dört yardımcısı, Ahmed'in istihdam oluşturma ve ekonomik kalkınmayı finanse ve koordine ettiğini söyledi. Buna göre Ahmed, bu faaliyetlerinin, ordunun feshedildiği ve Nusayrilerin hükümet görevlerini kaybettiği göz önüne alındığında, Esed'in düşüşünü takip eden süreçteki istikrarsızlaştırıcı yüksek işsizlik oranlarına çözüm olacağına inanıyor.
Ekim ayı sonunda İçişleri Bakanlığı, Mahluf tarafından finanse edildiğini söylediği, gazetecilere ve aktivistlere suikast planlayan bir hücrenin üyelerinin tutuklandığını duyurdu. Tartus valisi Şami, Mahluf ve Hasan ile bağlantılı kişilerden onlarcasının tutuklandığını söyledi.
Bir saha komutanına göre, sahil şeridi boyunca, teçhizat stokları yeraltı odalarında sessizce tozlanmaya devam ediyor. Bu komutan, "ihtiyaç duyulduğunda silahların hazır olacaklarını" söyledi, ancak kendisi şu ana kadar seçmeye değer bir taraf görmüyor.
Reuters'ta yayınlanan bu analiz Mepa News okurları için Türkçeleştirilmiştir. Değerlendirmede yer alan ifadeler yazarların kendi görüşleridir ve Mepa News'in editöryel politikasını yansıtmayabilir.