Güvenlik uzmanları, binlerce Filistinli direnişçinin pusuya yatmış olabileceği yoğun bir kent ortamında Gazze'yi ele geçirmenin İsrail ordusu için zor ve maliyetli bir süreç olacağını ifade ediyor.
Pazar günü İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, 22 aylık savaşın ardından Gazze'de "zafer" vizyonunu açıkladı ve orduya Gazze kent merkezinde kalan son Hamas kalelerine ve daha güneydeki merkezi kamplara saldırma emri verdi.
Resmi rakamlara göre savaş öncesi nüfusu 760.000 civarında olan Gazze kenti, Filistin topraklarındaki en büyük belediye bölgesiydi.
Ancak İsrail'in 7 Ekim 2023 sonrası başlayan saldırıları nedeniyle yoğun bombardımandan kaçan binlerce yerinden edilmiş insanla birlikte nüfusu daha da arttı.
Yoğun bir hava bombardımanına maruz kalan Gazze'de kalan apartmanlar artık çadırlar ve diğer derme çatma barınaklarla yan yana.
"Ölüm tuzağı"
Eski bir İsrailli general ve İsrail Savunma ve Güvenlik Forumu düşünce kuruluşunun başkanı olan Amir Avivi, kenti “Hamas'ın Gazze'deki yönetiminin kalbi” olarak tanımladı.
Avivi, “Gazze şehir merkezi her zaman hükümetin merkezi olmuştur ve aynı zamanda Hamas'ın en güçlü tugayına sahiptir” dedi.
Avivi'ye göre, nüfusun çoğunun en az bir kez yerinden edildiği Gazze'de geri kalanının aksine, Gazze kentinin yaklaşık 300.000 sakini çatışmanın patlak vermesinden bu yana yer değiştirmedi.
İsrail halihazırda sivilleri daha da güneye, ordu tarafından kurulan sözde "insani bölgelere" sürmeye çalışıyor, ancak bu bölgelerde daha fazla kişiyi barındıracak bir alan yok.
"Bir milyon insanı daha oraya yerleştiremezsiniz. Korkunç bir insani kriz olur" diyor İsrailli eski bir askeri istihbarat subayı olan Michael Milshtein.
Avivi'ye göre insani yardımlar, bölge sakinlerini ABD ve İsrail destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı (GHF) tarafından yönetilen gelecekteki dağıtım alanlarına doğru hareket etmeye teşvik etmek amacıyla esas olarak Gazze kentinin güneyinde dağıtılacak.
Halihazırda sadece dört tane olan GHF noktaları, bu sayıyı 16'ya çıkarmayı planlıyor.
Ancak Gazze'deki sivil savunma teşkilatı, İsrail askerlerinin her gün bu tesislerin çevresindeki sivillere ateş açtığını ve onları öldürdüğünü bildiriliyor.
İnsan Hakları İzleme Örgütü bunları “ölüm tuzağı” olarak nitelendirirken, BM ve diğer gruplar yardımın askerileştirilmesi olarak adlandırdıkları bu duruma tepki gösterdi.
Şu ana dek 1300'den fazla aç Gazzeli söz konusu yardım dağıtım noktalarında İsrail askerleri ve Amerikan özel güvenlik şirketi mensuplarınca katledildi.
"Stalingrad"
Tel Aviv Üniversitesi Filistin Çalışmaları Programı Başkanı Michael Milshtein'e göre, "Hamas'ın askeri kanadının Gazze kentinde 10.000 ila 15.000 kadar savaşçısı olabilir ve bunların çoğu yeni katılmış kişiler."
“(İsrail ordusu) kendini hazırlarken, Hamas da kendini yaklaşan savaşa hazırlıyor” diye ekleyen Milshtein, savaşın “Stalingrad'a çok benzeyebileceği” tahmininde bulundu.
Milshteini, Stalingrad benzetmesiyle İkinci Dünya Savaşı'nın en uzun ve en kanlı savaşlarından biri olan ve bugün Volgograd olarak bilinen şehir için yapılan savaşa atıfta bulundu.
İsrail ordusu, muhtemelen rehinelerin tutulduğu geniş bir tünel ağının yanı sıra silah depoları, saklanma yerleri ve savaş mevzileri gibi engellerle karşılaşacak.
Uluslararası Kriz Grubu'ndan Mairav Zonszein, “Hem rehine kayıpları hem de büyük bir insani felaket yaratmadan oraya girmek neredeyse imkansız” dedi.
Zonszein, maddi yıkımın çok büyük olacağını da sözlerine ekledi ve “her şeyi yok edecekler ve geriye hiçbir şey kalmayacak” dedi.
Pazartesi günü yapılan açıklamaya göre, İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir'in plan üzerinde anlaşmazlığa düştüğü söylentilerine rağmen general, kuvvetlerinin “tıpkı güneyde Han Yunus ve Refah'ta olduğu gibi Gazze Şehri'ni de ele geçirebileceğini” söyledi.
“Güçlerimiz geçmişte orada operasyon yaptı ve bunu tekrar nasıl yapacağımızı biliyoruz.”
Kaynak: Mepa News