Irak'ın yeni hükümetini neler bekliyor?

Shivan Fazil

2021’deki seçimlerin ardından Irak’ta zuhur eden siyasi tıkanıklık 27 Eylül günü yeni bir hükümetin kurulmasıyla nihayet aşıldı. Ülkedeki ana siyasi bloklar, yakın geçmişte birçok hükümetin dağılmasının ana sebebi olan mezhebe dayalı güç paylaşımı yaklaşımını tekrar kullanarak yeni bir iktidar koalisyonu anlaşmasına vardı.

Yeni Başbakan Muhammed Şia el-Sudani yaptığı açıklamalarda ekonomide reformlar gerçekleştireceği ve yolsuzluk ile mücadele edeceğine dair vaatlerde bulundu. Irak’ın bu iki başlıkta atılacak adımlara acil ihtiyacı olduğu doğru fakat halk, sürekli bol keseden vaatlerde bulunup sonra bir arpa boyu dahi yol alamayan hükümetlere karşı sabrını hızla yitirmektedir. Sudani hükümeti eğer hayatta kalmak istiyorsa bu döngüyü kırmak ve bunu hızlı bir şekilde yapmak zorundadır.

Felç ve sonrasında gelen hareketlenme

Amerika’nın liderliğinde 2003’te gerçekleştirilen işgalin ardından ülkede benimsenen güç paylaşımı sistemi çerçevesinde devlet makamları ve kurumlar çeşitli etnik ve dini gruplar arasında pay edilmektedir. Genellikle uzun ve meşakkatli bir süreç içeren bu paylaşım sistemi içinde birçok aktör güç elde etmek için birbiri ile kavga etmekte ve genç ve artmakta olan Irak nüfusunun gelişmesine öncelik verilmesi yerine ekonomik getirisi yüksek makamlar belirli kesimlerin menfaatine çalışacak kişilere emanet edilmektedir.

Irak’ta geçtiğimiz yıl başlayan geniş katılımlı protestoların ardından koalisyon hükümeti çökmüş ve 2021’in eylül ayında gerçekleştirilen seçimlerde popüler lider Mukteda es-Sadr'ın partisi meclisteki koltukların çoğunu kazanmıştı. Fakat Sadr bir çoğunluk hükümeti kuramadığı ve iktidar pazarlıkları aylarca sürdüğü için Irak’ın yeni anayasasının kabul edildiği 2005’ten bu yana seçimlerden sonra hükümetsiz geçen günler hususunda yeni bir kırıldı.

Geçtiğimiz yaz ayları boyunca Irak birçok kez iç savaşın eşiğinden döndü. Meclis önünde gerçekleştirilen barışçıl protestolara şiddet karışınca halk arasındaki siyasi gerilimler taşma noktasına geldi ve yaşanan süreçte en az 30 kişi hayatını kaybetti. Şiddet olaylarının önü ancak Sadr’ın destekçilerine silahlarını bırakıp evlerine dönmeleri emri vermesiyle alınabildi. Daha sonra Sudani Sadr yanlılarının katılımı olmaksızın bir çoğunluk koalisyonu oluşturmayı başardı.

Eldeki mesele

Irak’ın karşı karşıya olduğu zorluklar gerçekten iç karartıcıdır. On yıllardır süren çatışmalar hala geride bırakılamadığı gibi ülke ekonomisinin petrol fiyatlarında yaşanan dalgalanmalar ve iklim değişikliği karşısında son derece savunmasız olması halihazırdaki adaletsizlikleri ve anlaşmazlıkları daha da şiddetli hale getirmektedir. İşsizlik oranları son derece yüksek seyretmesine rağmen özel sektörün hali içler acısıdır. Son yılların en şiddetli kuraklığının ve kum fırtınalarının yaşandığı çok sıcak geçen yaz aylarında su, elektrik ve sağlık gibi temel hizmetlerde yaşanan sıkıntılar ülkedeki yaşam koşullarını artık dayanılamayacak seviyeye getirdi.

Irak’ın siyasi sisteminin bu sorunları çözebileceğine açıkçası kimse inanmamaktadır. 2005 yılında yürürlüğe giren anayasanın amacı ülkede yaşayan ana gruplar olan Şiiler, Sünniler ve Kürtler arasındaki ayrılıkları herkesin söz sahibi olduğu bir devlet idaresi üzerinden çözmekti fakat bu sistem beraberinde pek istenmeyen sorunlar getirdi; yapılan seçimler siyasi hamilik kültürünü kıramadığı için bugüne kadar göreve gelen tüm hükümetlerin üzerine kurulduğu güç paylaşımı ilkeleri büyük oranda aynı kaldı.

Ülke idaresi ile alakalı birçok acil sorun hala ilgi görmeyi beklemektedir. Geçmişte birbiri ardına gelen kısa ömürlü hükümetler Irak'ın problemlerini çözmek için planlar yapıp stratejiler geliştirmesine rağmen hiçbiri nihayetinde başarı elde edemedi. Irak halkının çoğu halihazırdaki siyasi sistemin yolsuzluğun önünü açtığı ve hükümetlerin başarılarının veya başarısızlıklarının tüm sorumluluğunu kimsenin almak zorunda olmaması nedeniyle siyasi partilerin hesap verme zorunluluğunu ortadan kaldırdığı kanaatindedir.

Yeni planlara değil neticelere odaklanılmalı

Irak’taki genel vaziyetin düzelmesinin önündeki en büyük engellerden birisi her zaman hükümetlerin uygulamaya çalıştığı reform programları hususunda devamlılık sağlanamaması olmuştur. Bu nedenle yeni hükümetin, kendi plan ve stratejilerini önceki hükümetlerin ortaya koyduklarına uydurmaya çalışmak yerine elindeki planları uygulamaya odaklanması daha hayırlı olacaktır.

Bir önceki hükümet ekonomide uygulamak istediği reformların planlarını bir belge olarak yayınlamış ve bu planlar ülkenin Covid-19 krizi ve tutarsız petrol fiyatları sürecinden en azından sağ çıkmasını sağlamıştı. Buna ilaveten, söz konusu planlara 2020 yılında AB, G7 ve Dünya Bankasının müşterek girişimi ile kurulan Irak Ekonomik Temas Grubu isimli yapı da destek vermektedir.

Yeni hükümetin uygulamaya alacağı ekonomik reformlar her şeyden önce ülkedeki genç nüfusun faydalanabileceği türden iş olanakları yaratmaya odaklanmalıdır. Halihazırda Irak’ta genç nüfusun işsizlik oranı %35.8 civarındadır. Yüksek öğretim görmüş gençler dahi gerek özel gerek de kamu sektöründe kaliteli iş bulamamaktadır.

Bir diğer odak noktası da yolsuzlukla mücadele ve halkın devlet kurumlarına duyduğu güvenin yeniden tesis edilmesi olmalıdır. Bu başlık yakın dönemde görev yapan tüm hükümetlerin gündeminde olmasına rağmen 20 yıl öncesine nazaran pek bir şeyin değiştiği söylenemez. Buradaki iyi haber ise bazı şeylerin temelinin atılmış olmasıdır; geçtiğimiz yıl bu çerçevede 2021-2024 dönemi odaklı olmak üzere bir ‘milli birliktelik ve yolsuzluğu bitirme’ stratejisi yürürlüğe alındı. Bir önceki hükümet buna ilaveten AB tarafından desteklenen ‘şeffaflık ve sorumluluk’ girişimi programını uygulamak için de imzalar attı.

Son olarak, anahtar nitelikteki devlet kurumları ve hizmetleri bağımsız teknokratik devlet yapılarının emrine verilmek suretiyle siyasetin etkilerinden korunmalı ve böylece bu kurumların işinin ehli yönetim kadrolarını istihdam etmesinin, süreklilik elde etmesinin ve eksikliği uzun süredir hissedilen yeniden inşa programlarını hayata geçirmesinin önü açılmalıdır. Vatandaşların devletten beklentilerinin boşa çıkarılmaması ve daha dengeli ve dayanıklı bir sosyal toplum inşa edilmesi için temel belediye hizmetlerinin sağlanması da hayati derecede önemlidir.

Sudani hükümetinin ivme kazanmak için vakit harcama lüksü yoktur yani bir an önce koşabildiği kadar hızlı koşmaya başlamak zorundadır. Bir önceki hükümeti deviren protesto dalgaları 2019’dan bu yana ülkeyi mahvetmiş ve bu kriz sürecinde yaşanan bir yıllık felç hali Irak’ın sorunlarını derinleştirmesinin yanı sıra insanların siyasete olan inancını yitirmesine de neden olmuştur. Bu yeni hükümetin bir şeyleri değiştirmeye kendini adadığını göstermek ve bazı sonuçlar elde etmek için pek fazla zamanı yoktur. Yeni ve büyük çaplı planlar çizmenin bugün hiç sırası değildir.


Shivan Fazil tarafından kaleme alınan ve New Arab'da yayınlanan bu değerlendirme Mepa News okurları için tercüme edilmiştir. Değerlendirmede yer alan ifadeler yazarın kendi görüşleridir ve Mepa News'in editöryel politikasını yansıtmayabilir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.