Alia Chughtai ve Mohammed Haddad | Al Jazeera | Tercüme: Mepa News
Suriyeli muhalif grupların yıldırım taarruzuyla Şam'ın düşmesi ve Esed ailesinin 54 yıllık saltanatının sona ermesinin üzerinden bir yıl geçti.
Ancak rejim çökerken İsrail bu istikrarsızlıktan yararlanarak Suriye'deki saldırılarını önemli ölçüde artırdı ve büyük havaalanları, hava savunma sistemleri, savaş uçakları ve diğer stratejik tesisler de dahil olmak üzere komşusunun askeri altyapısının tamamına yakınını hedef aldı.
Silahlı Çatışma Konum ve Olay Verileri (ACLED) tarafından yapılan araştırmaya göre İsrail geçtiğimiz yıl Suriye genelinde günde ortalama iki saldırı olmak üzere 600'den fazla hava, insansız hava aracı veya topçu saldırısı gerçekleştirdi.
İsrail saldırılarının büyük bir kısmı Suriye'nin güneyindeki Kuneytra, Dera ve Şam vilayetlerinde yoğunlaşmış olup, bu vilayetler kaydedilen İsrail saldırılarının yaklaşık yüzde 80'ini oluşturmaktadır.
- İsrail işgali altındaki Golan Tepeleri'ne komşu olan Kuneytra en az 232 kez saldırıya uğradı.
- Dera, eski rejimin askeri bölgelerine ve şüpheli askeri konvoylara odaklanan 167 saldırı ile en çok hedef alınan ikinci vilayet oldu.
- Önemli askeri otoyollara ve lojistik merkezlere ev sahipliği yapan Şam vilayeti en az 77 kez saldırıya uğradı. Başkent Şam kent merkezi ise en az 20 kez saldırıya uğradı.
İsrail Suriye'ye neden saldırıyor?
İsrail'in hava saldırıları geçtiğimiz yıl ciddi bir artış göstermiş olsa da, İsrail yıllardır Suriye'de saldırılar gerçekleştiriyor ve eylemlerini "İran'ın askeri tesislerini ortadan kaldırma" bahanesiyle sınırlandırıyor.
Esed rejiminin düşmesinden bu yana İsrail, silahların “aşırılık yanlılarının” eline geçmesini önlemeye çalıştığını iddia ediyor. Bu ifade, Esed rejimini devirme operasyonuna öncülük eden Suriyeli muhalif grup Tahriru'ş Şam Heyeti (HTŞ) dahil olmak üzere birçok Suriyeli grup için kullanıldı.
Esed'in devrilmesinden sadece dört gün sonra İsrail, yeni Suriye yönetiminin herhangi bir askeri tehdit oluşturmasını önlemek amacıyla Suriye'nin hava savunma sistemlerinin yüzde 80'inden fazlasını imha ederek tam bir hava üstünlüğü sağladığını duyurdu.
Esed'in devrilmesinin ardından iktidara gelen Ahmed Şara, yönetiminin İsrail ile çatışma istemediğini ve
Suriye'nin yabancı unsurlar tarafından saldırı düzenlemek için kullanılmasına izin vermeyeceğini sürekli olarak ifade etmiştir.
İsrail daha fazla Suriye toprağı gasp ediyor
Esed'in devrilmesini takip eden günlerde İsrail güçleri, İsrail'in 1967'den beri işgal altında tuttuğu Golan Tepeleri'nin Suriye tarafına geçerek Suriye ile 1974'te BM tarafından varılan ateşkes anlaşmasını ihlal etti.
İsrail ordusu, Cebelu'ş Şeyh de dahil olmak üzere, yakın köylerde ve Birleşmiş Milletler tarafından denetlenen askerden arındırılmış bölgenin diğer alanlarında çok sayıda askeri karakol kurdu ve buralara sık sık hava saldırıları ve kara baskınları düzenledi.
İsrail'in Suriye topraklarını işgali uluslararası alanda geniş çaplı eleştirilere neden oldu. BM ve birçok Arap ülkesi İsrail'in eylemlerini uluslararası hukukun ihlali ve Suriye'nin egemenliğinin ihlali olarak kınadı.
Bu kınamalara rağmen İsrail Savunma Bakanı Israel Katz Şubat ayında yaptığı açıklamada İsrail güçlerinin “İsrail vatandaşlarını korumak” ve “düşman oluşumların sınıra yakın bir yerde mevzi kazanmasını önlemek” için bölgede süresiz olarak kalacağını söyledi.
Ölçeği görselleştirmek gerekirse, İsrail işgali altındaki Golan Tepeleri 1200 kilometrekare, yani kabaca New York şehir merkezi büyüklüğünde bir alana tekabül ediyor. BM tampon bölgesi ise 235 kilometrekarelik bir alanı kapsıyor ki bu da Baltimore şehrinin büyüklüğüyle kıyaslanabilir.
Buna ek olarak İsrail, tampon bölgenin ötesinde Suriye'ye ait yaklaşık 420 kilometrekare toprak işgal etmiştir ki bu da kabaca Denver şehri büyüklüğünde bir bölgedir.
Kaynak: Mepa News