Karabağ'daki savaş bölgesel güçleri yeniden dizayn etti

Anton Troianovski

Savaşı sonlandıran barış anlaşmasını ortaya koyan Rusya ile galip tarafı destekleyen Türkiye bu sürecin kazanan siyasi oyuncuları oldu.

Rus barış gücü kuvvetlerinin Ermenilerin yoğunlukta yaşadığı bölgelere salı günü itibari ile sevk edilmesi ile birlikte altı haftadır devam eden ve patlamaya her an hazır bir bölgedeki jeopolitik dengeleri yeni baştan kuran savaş sonucu Azerbaycan’ın kazanımları garanti altına alınmış oldu.

Azerbaycan’ın başkenti kutlama gösterilerine sahne olurken Ermenistan’ın başkenti Erivan’da hüzün ve öfke hakimdi. Tartışmalı topraklarda on yıllardır devam eden gerginliklerin geçtiğimiz eylül ayında bir anda tam teşekküllü bir savaşa dönüşmesinin ardından geçen süreçte 1300’den fazla Ermeni askeri öldü.

Azerbaycan ile Ermenistan arasında 90’lı yıllarda yaşanan savaş sonrasında, uluslararası hukuka göre Azerbaycan toprağı olarak sayılan Karabağ bölgesi Ermenistan tarafından işgal edilmişti. Bakü yönetimi bu yılki savaş neticesinde Ermenistan işgalindeki topraklarının büyük bir bölümünü kurtarma hususunda gayet başarılı oldu. Geçtiğimiz pazartesi gecesi Rusya Başkanı Vladimir Putin yaptığı açıklamada, Azerbaycan’ın şimdiye kadar geri aldığı topraklara ilaveten diğer bazı bölgelerin de Bakü yönetimine bırakılması ve Karabağ’ın başkenti olarak betimlenen şehir dahil bazı bölgelerin Ermeni kontrolünde kalması konularında mutabık kalan iki tarafın da savaşa son vermeyi kabul ettiğini duyurdu.

Ermenistan Savunma Bakanlığı tarafından yapılan konu ile alakalı açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Bizler bir kez daha kanıtladık ki, kutsal vatanımızın müdafaası için gözünü dahi kırpmadan canlarını feda etmeye hazır, yenilmez askerlerimiz, subaylarımız ve generallerimiz mevcuttur. Ancak artık akan kanın durdurma vakti gelmiştir.”

"Türkiye'nin artan gücü"

Rus televizyonlarında yayınlanan görüntülerde, Karabağ’a intikal eden Rus askerlerinin bölgede tesis ettiği varlık, eskiden Sovyetler Birliği’nin bir parçası olan iki devlet arasında barışa arabuluculuk ederek jeopolitik bir zafer kazanan Bay Putin’in bölgedeki kazanımlarının somut delilidir. Bu süreçte gözden kaçırılmaması gereken nokta ise savaş boyunca Azerbaycan’a tam destek veren ve salı günü kendi sınırları içinde kutlamalara şahit olan Türkiye’nin bölgede artan gücüdür.

Sonuncusu geçtiğimiz salı olmak üzere, Putin ile Erdoğan savaşın başladığı tarih olan 27 Eylül’den itibaren en az dört kez telefonda konuştu. Türk Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu imzalanan barış anlaşmasının “Azerbaycan için büyük bir başarı ve zafer” olduğunu söyledi.

Anlaşmanın şartlarına gereğince, 1960 silahlı Rus ordu personeli ve 90 zırhlı araç en az beş yıl süreyle Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki temas hattında ve Dağlık Karabağ’ın Ermenistan kontrolünde kalan kısmı ile Ermenistan toprakları arasındaki bağlantı yolunda görev yapacak. Azerbaycan henüz birkaç gün önce geri aldığı hem tarihi hem de stratejik açıdan her ülke için de önemli bir nokta olan Şuşa kentini kontrol etmeye devam edecek.

Barış gücünün tam olarak nasıl bir rol oynayacağı ve geri alınan Azeri topraklarına Azeri vatandaşların tekrar ne zaman geri dönebileceği hususları dahil bölgenin geleceğine dair birçok konu hala belirsizliğini sürdürmektedir. 90’lı yıllardaki savaş sonucunda çoğu Azeri olmak üzere bir milyon kadar insan evlerini terk ederek göç etmek zorunda kalmıştı. Azerbaycan Başkanı İlham Aliyev’i bu bölgeleri savaşarak geri almaya iten faktörlerden bir tanesi de topraklarından kaçmak zorunda kalan Azerilerin yarattığı baskıydı.

"Bakü diplomasi yoluyla elde edemediği şeyleri kazandı"

Uluslararası Kriz Grubu (International Crisis Group) bünyesinde Güney Kafkasya uzmanı olarak görev yapan Zaur Shiriyev, Bakü’den gerçekleştirdiğimiz telefon görüşmesinde “böylece Bakü, uzun süredir diplomasi ve pazarlık yoluyla elde edemediği şeylere kavuşmuş oldu” dedi.

Bay Shiriyev, anlaşmanın imzalandığı gece sabaha karşı saat üç sularında sokaktaki kutlama seslerine uyandığını, insanların ellerinde Azerbaycan, Türkiye ve hatta yaşanan savaşta Bakü yönetimine büyük bir avantaj sağlayan yüksek teknolojili SİHA’ları satan İsrail bayrakları ile kutlama yaptıklarını anlattı.

 

Aynı gece Erivan da ayaktaydı ancak orada herhangi bir kutlama yoktu. Aksine Ermeni topraklarını düşmana bırakan bir anlaşmaya imza atan Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’a öfkelenen göstericilerin bağrışmaları vardı.

“Nikol nerde? Nerde o hain?” sloganları eşliğinde bazı göstericilerin Paşinyan’ın evini bastığı görüntüler büyük yankı uyandırdı. Bazı göstericiler de Ermenistan Meclisini basarak meclis sözcüsü Ararat Mirzoyan’ı hastanelik etti. Ameliyata alınan Mirzoyan’ın durumunun iyi olduğu bildirildi.

Ermenistan'da kriz

Bu olaylar yaşanırken muhalefet de Bay Paşinyan’ın istifasını talep etti. Salı günü Facebook üzerinden canlı yayın yapan Paşinyan ise Ermenistan’da olduğunu ve başbakanlık görevine devam edeceğini açıkladı. Ülkenin liderleri, Ermenistan’ın savaş sürecinde son derece yoğun adam ve toprak kaybına maruz kaldığını ve teslim olmaktan başka çarelerinin kalmadığını halka düzgün bir biçimde anlatmakta başarısız oldu.

Rus haber ajansı Interfax’ın haberine göre Paşinyan sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Ben bu kararı, ordunun uzun süredir böyle bir adım atılmasının gerekliliği hususunda ısrar etmesi nedeniyle verdim. Ordu, durmanın elzem olduğunu, bazı sorunların baş gösterdiğini ve bu sorunları çözmek için gerekli araçlara vakıf olmadıklarını ya da bu sorunların çözümünde kullanılması planlanan kaynakların tüketildiğini söyledi.”

 

Ermeni tarafında acı vardı: Ermeniler tarafından Artsakh olarak adlandırılan Karabağ uzun yıllardır dünyanın çeşitli noktalarında yaşayan Ermenilerin milli ve etnik kimliğinin bir parçası haline gelmişti.

Erivan merkezli Bölgesel Çalışmalar Merkezi direktörü Richard Girogosyan konu ile alakalı olarak şunları söyledi: “Maktül düşmenin neden olduğu travma geri döndü. Buradaki herkes dünya ve Batı’nın bizi terk ettiğini düşünüyor.”

Azerbaycan, uluslararası hukuka göre kendine ait ve geçmişte Azerilerin çoğunlukta yaşadığı yerler olan ancak 90’lı yıllardaki savaştan bu yana Ermenistan tarafından kontrol edilen Karabağ bölgesindeki topraklarını geri almak amacıyla 27 Eylül tarihinde askeri bir harekât başlattı. Çeyrek asır önce yaşanan savaşta mağlup olan Azerbaycan, ülkedeki doğal kaynaklardan elde edilen gelirlerle satın alınan SİHA’lar ve diğer modern silahlarla elde ettiği ateş gücü üstünlüğünü son birkaç haftada ispatladı.

30 yıldan fazladır bölgede muhabirlik yapan Ermeni gazeteci Tatul Hakubyan, pazar günü boyunca çatışma seslerinin Karabağ’ın başkentinden duyulduğunu yani Azerbaycan güçlerinin şehre ulaşmak üzere olduğunu aktardı. Ermenistan’ı savaşı durdurmak adına Azerbaycan’ın topraklarını geri vermeye iten en büyük etkenin artan kayıplar yüzünden meydana gelen baskı olduğu anlaşılmaktadır.

Kendisi ile telefonda konuştuğumuz Bay Hakobyan “savaşı kaybettik ve bu kabul etmemiz gereken üzücü bir gerçekliktir” ifadesini kullandı.

Ermenistan Savunma Bakanlığı tarafından salı sabahı yapılan açıklamada ön cephelerde muharebe faaliyetlerinin durdurulduğu ve Rus barış gücü unsurlarının bölgeye intikalinin devam ettiği söylenildi. Azerbaycan tarafında ise Bay Aliyev, imzalanan barış anlaşmasını ülkesinin elde ettiği en büyük zaferlerden birisi olarak tanımladı.

Salı günü sosyal medyada yayınladığı mesajda Aliyev şu ifadeleri kullandı: “Halkımızla ve Silahlı Kuvvetlerimizle gurur duyuyoruz. Bu günler halkımız için en mutlu günlerdendir.”

Savaşın sona ermesi ile birlikte, Türkiye, Rusya ve İran arasında yer alan ve görece olarak krizlere daha yatkın güney Kafkasya bölgesinin güvenlik haritasının yeniden şekillenmesi kaçınılmazdır. Anlaşma, her geçen gün dış politikada etksini daha da arttıran Türkiye’nin bu bölgede de ana bir oyuncu rolü üstlenmesini garanti altına almıştır.

"Moskova Güney Kafkasya'nın en büyük aktörü"

Savaşın sonlandırılması hususunda Rusların oynadığı liderlik rolü göz önüne alındığında Moskova’nın hala güney Kafkasya’daki en büyük nüfuza sahip aktör olduğu açıktır. Ermenistan ile Rusya arasındaki ortak savunma anlaşması olması hasebiyle birçok Ermeni Rusların savaşa direkt bir şekilde müdahale etmesini bekledi.

Ancak Bay Hakobyan’a göre, Karabağ bölgesinin tümünün Ermenilerin kontrolünden çıkmasını engellemek için barış gücü gönderilmesi kararı Rusya’ya aitti yani Moskova yönetimi Ermenilerin beklediği şekilde direkt olarak değil, bu şekilde onları korudu.

Hakobyan bu konuda şu ifadeleri kullandı: “Biraz zeki ve aklı başında olan Ermeniler, Rusların müdahalesinin bir açıdan Karabağ’ı kurtardığını gördü.”

Bay Paşinyan ile Azerbaycan Başkanı İlham Aliyev arasında imzalanan anlaşmaya arabuluculuk eden Rus Başkan Vladimir Putin, imza töreninin ardından yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Mutabık kalınan hususların hem Ermenistan hem de Azerbaycan halklarının çıkarları doğrultusunda ve adil bir biçimde Karabağ meselesinin kalıcı olarak ve tamamen çözülmesi için gereken şartları yaratacağını varsayıp, yolumuza ona göre devam edeceğiz.”

Tercüme: Mepa News

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.