Kerkük Türkmenleri kimin safında? İran'ın mı Türkiye'nin mi?

Bölgede yakın dönemde yeni bir çatışma ihtimali artarken, Türkiye kamuoyunun ayağı yere basan, ilkeli bir dış politika beklentisi de yoğunlaşmaktadır.

Ferhat Çetiner | Mepa News

Irak Kürdistan Yönetimi lideri Mesut Barzani, Türkiye, Bağdat yönetimi ve İran’ı karşısına alarak bağımsızlık referandumdan geri atmamış ve dönülemez bir yola girdiğini ilan etmişti. Petrol zengini Kerkük’ün de dahil olduğu referandumda yüzde 90’ın üzerinde ‘Evet’ çıktı. Söz konusu referandumun meşruiyeti konusunda tartışmalar devam ederken, kararın askeri bir çatışmaya zemin hazırlayıp hazırlamayacağı merak ediliyor.

"Yok hükmünde kabul ediyoruz"

Türkiye’nin referanduma tepkisi ise Irak’ın toprak bütünlüğü ve Türkmenlerin durumu bağlamında oldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Kimse bizden sınırlarımızın hemen yanı başında, 350 kilometre, yeni bir kriz ve çatışma alanı oluşmasına göz yummamızı bekleyemez. Bu konudaki tavrımız açıktır. Buna rağmen yapılan ve Irak'taki cari hukuka da uygun olmayan referandumun, sonucuna bakmaksızın yok hükmünde kabul ediyoruz, gayrimeşrudur diyoruz" ifadesini kullandı. Referandum kararına Bağdat hükümeti ile birlikte Türkiye ve İran ortak tepki göstermişti.

Şii Bağdat yönetimi ile ortak tatbikat

Mesut Barzani yönetimine ‘gözdağı’ vermek amacıyla Şırnak'ın Silopi ilçesi Habur Sınır Kapısı yakınında Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından tatbikat başlatıldı. Bu tatbikata İran’ın yakın müttefiki olan Bağdat yönetimine bağlı birlikler de katıldı.

Mevcut konjönktür Bağdat yönetimi-İran ve Türkiye’yi yakınlaştırırken, Türkiye’nin bölgesel bir ortak olarak gördüğü ve ‘ırki’ bağ nedeniyle hamiliği ilan ettiği Kerkük Türkmenleri’nin tavrı da önemli bulunuyor.

Barzani'nin 'Kürtleştirme' politikası

Yaklaşık dört yüz yıl Osmanlı idaresine kalan Kerkük, Irak Türkleri’nin siyasi ve kültürel merkezi olarak görülüyor. 1875’den 2003 yılına kadar Kerkük’te görev yapan 34 belediye başkanından 22’sinin Türkmen olması şehirdeki Türkmen ağırlığını da ortaya koymaktadır. 2003 yılında Saddam Hüseyin’in devrilmesinin ardından, Barzani yönetimi bölgede yoğun bir ‘Kürtleştirme’ politikası izlemiş, Süleymaniye ve kırsalından getirilen Kürt nüfus şehre yerleştirilmişti. Petrol zengini Kerkük’ün ‘Kürdistan’ın başkenti yapılması planı Barzani ailesi tarafından da ara ara dillendirilmiştir. Bölgedeki Kürtleştirme politikası Türkiye’nin Kerkük’e yönelik hassasiyetini ve bölgedeki Türkmen varlığını gündeme taşıdı.

Haşdi Şabi ve Türkmenler

Türkmenler yakın dönemde tekrar gündeme geldiler. Irak’ta IŞİD’e karşı İran’ın desteği ile kurulan, mezhepsel bir siyaset güden ve Sünni sivillere yönelik katliamları ile gündemden düşmeyen Haşdi Şabi yapılanmasının güç kazanması ve Türkiye’ye yönelik tehditlerinin artması ile bölgedeki Şii Türkmen varlığı tartışmaya açıldı. 

Musul’da Başika kampındaki TSK varlığı Haşdi Şabi ve Türkiye arasında gerilime neden olmuş, Şii Türkmen cenahının bu kamplaşmada Haşdi Şabi tarafında olduğu görülmüştü. Bu durum, bölge siyasetinin ‘irki’ saiklerle kurgulanamayacağı, Türkmen grupların kayıtsız ve şartsız Türkiye’nin yanında olmadığı yorumlarına neden olmuştu. Kerkük’teki Türkmen grupların bazılarının İran destekli Haşdi Şabi yapılanması içinde yer aldığı, milliyetçi bir görünüme karşın politikalarının ana taşıyıcı unsurunun mezhep olduğu ifade edilmektedir.

Şii milis gruplara katılım

Kerkük merkezli Milliyetçi Türkmen Partisi’nin, Haşdi Şabi içinde 16. Türkmen Tugayı'nda da bir silahlı birimi bulunmaktadır. Yine Kerkük merkezli Irak Türkmen Cephesi’nin liderliğini Şii inancına mensup olan Erşad Salihi, genel sekterliğini ise Ali Sadık Mehdi yapmaktadır. Irak’taki Türkmen Şiiliğinin Alevi-Bektaşi etkisinde olduğu ileri sürülse de, 2003 yılında Saddam Hüseyin’in devrilmesi, ardından ülkenin İran’ın etkisindeki Şii yönetime teslim edilmesi ve nihayetinde IŞİD’e karşı savaş bahanesi ile ülkede mezhepçi Haşdi Şabi yapılanmasının kurularak büyük etkinlik kazanması, bu grupların -İran’ın resmi mezhebi olan- 12 imam Şiası potasında eritilmesinde etkili olmuştur. Nitekim Kerkük merkezli Türkmen grupların kurucu kadrolarının Sünni olduğu görülürken, yönetim kadrolarındaki ağırlığın belirli süreç içerisinde Şiilerin eline geçtiği ifade edilmektedir.


Ali Sadık Mehdi Aşura töreninde

Türk büyükelçinin tartışmalı pozu

Bazı Türkmen grupların Şii milis yapılanmaları yakın teması ve ittifakı, Türkiye'nin Irak Büyükelçisi Fatih Yıldız’ın verdiği bir poz ile açıkça gözler önüne serilmişti. "Birleşik Irak'ta Türkmenlerin Geleceği" başlığıyla düzenlenen toplantıya katılan Yıldız, Türkiye yönelik tehditlerin arttığı bir dönemde Haşdi Şabi bayrağı ile görüntülenmişti.

Türkiye'den ilkesel duruş beklentisi

Türkiye’nin Barzani yönetimine karşı alacağı tavrı nasıl bir motivasyon ve bağlamda ortaya koyacağı merakla beklenmektedir. Son dönemde Türk hükümetinin milliyetçi söylemlerinin dozu artarken, Suriye’de Türkmen dağında ve Irak’ta Telafer’de Türkmenlere karşı savaşan Haşdi Şabi bağlantılı Şii milis grupların müttefiki olan birliklerle ortak tatbikat yapılması ortaya açıklanması zor tuhaf bir durum çıkarmaktadır. Bölgede yakın dönemde yeni bir çatışma ihtimali artarken, Türkiye kamuoyunun ayağı yere basan, ilkeli bir dış politika beklentisi de yoğunlaşmaktadır.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.

Analiz Haberleri