Mısırlı kaynakların Salı günü The New Arab'ın Arapça servisine verdiği bilgilere göre, Mısır yönetimi ABD ve İsrail'i Gazze Şeridi'ni tamamen işgal etme planlarına karşı uyardı.
Mesaj “doğrudan diplomatik kanallar aracılığıyla” iletildi ve Kahire'nin Gazze'ye yönelik herhangi bir büyük çaplı askeri operasyona veya tam bir kara işgaline kesinlikle karşı olduğunu vurgunladı. Bu mesaj, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Gazze'yi tamamen işgal etme yönündeki açıklamalarının gündem olmasının ardından geldi.
Mesajda, böyle bir hamlenin "Mısır'ın ulusal güvenliğine ciddi bir tehdit oluşturacağı" ve "İsrail ile Mısır arasında 1979'da imzalanan Camp David barış anlaşmasını tehlikeye atabileceği" uyarısında bulunuldu.
Kaynaklar, Kahire'nin herhangi bir büyük İsrail askeri operasyonunu Gazze'de yeni bir statüko dayatma girişimi olarak göreceğini ve böyle bir hamlenin “Mısır'ın sert diplomatik tepkisiyle karşılık bulacağını ve ardından Tel Aviv ile ikili anlaşmalar da dahil olmak üzere çok sayıda ve düzeyde gözden geçirme sürecinin başlayabileceğini” belirtti.
Refah geçiş noktası üzerinden Gazze Şeridi ile kara sınırı olan Mısır, geniş çaplı bir askeri operasyonun Filistinlileri yerinden etmesine ve kendi topraklarına doğru itilmesine yol açmasından endişe ediyor.
İsrail ve Batılı kaynaklar, Gazze nüfusunun zorla yerinden edilmesi için planlar yapıldığını ifade ediyor.
Eski Mısır Büyükelçisi Masum Marzuk, verdiği bir demeçte, mevcut durumun “barut fıçısına doğru yaklaşan bir yangına benzediğini” söyledi.
Marzuk, her geçen günün “mevcut seçeneklerin azalmasına ve düşmanın saldırgan planlarını sürdürme cesaretinin artmasına” yol açtığı uyarısında bulundu.
Marzuk, “fırsat penceresinin daralmasına rağmen, acil ve önleyici önlemlerin alınmasının hala acil bir ihtiyaç olduğunu ve bunun, yaklaşan bölgesel felaketi önlemek için son şansımız olabileceğini” ekledi.
Mısır'ın eski Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Raha Ahmed Hasan, verdiği demeçte, Mısır'ın Gazze, Batı Şeria, Güney Lübnan veya Güney Suriye'de olsun, İsrail'in her türlü işgalini kategorik olarak reddettiğini söyledi.
Herhangi bir toprağın işgalinin “halkların haklarına karşı açık bir saldırı ve uluslararası hukukun ve tüm uluslar için uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmış olan kendi kaderini tayin hakkının kabul edilemez bir ihlali” olduğunu vurguladı.
Uzmanlar, Binyamin Netanyahu'nun Gazze'yi işgal etme planının uygulanması halinde, savaşın başlamasından bu yana bir milyondan fazla Filistinlinin sığındığı Gazze'nin güneyindeki yoğun nüfuslu bölgelere karşı tam ölçekli bir askeri harekatın başlatılacağına inanıyor.
Sadece askeri yollarla “Hamas'ı ortadan kaldırmanın” kaçınılmaz olarak sivilleri etkileyeceği ve Gazze'de dayanılmaz kitlesel yerinden edilme veya soykırımın daha da kötüleşmesine yol açacağı uyarısında bulunuyorlar.
Büyük bir yerinden edilme dalgası olması durumunda, bombardımanlardan kaçanların en yakın varış noktası Mısır sınırı olacak ve bu da Kahire'yi ulusal güvenliği, demografik yapısı ve bölgesel taahhütleriyle doğrudan bağlantılı son derece hassas bir jeopolitik ve insani durumla karşı karşıya bırakacaktır.
Kahire, Refah ve Han Yunus bölgelerinde yapılacak herhangi bir büyük çaplı askeri operasyonun, buradaki Filistinlileri Refah sınır kapısına doğru iteceği endişesini taşıyor.
Kaynak: Mepa News