Musul'da sivil ölümleri korkunç boyutta

Kentin batı yakasında halen enkaz altında cesetlerin olduğu bildiriliyor.

17 Ekim 2016 tarihinde başlayan Musul Operasyonu yedinci ayını bitirmiş durumda. Bilindiği gibi Dicle Nehri'nin ikiye ayrıdığı Musul kenti doğu ve batı yakasından oluşuyor. Irak güçlerinin 18 Ocak 2017'de yaptığı resmi açıklamaya göre kentin doğu yakasının tamamı IŞİD'ten geri alınmıştı. 

Musul Operasyonu başladığı tarihte belli televizyon kanalları ve ajanslar bölgeden yayın yapabiliyorlardı. Ancak operasyonun ilerleyen günlerinde Irak hükümeti habercilerin can güvenliklerini sebep göstererek onları bölgeden uzaklaştırdı. Sadece belli gazetecilerin bölgede kalmasına izin verildi (birçoğu yabancı, batılı gazeteciler). Bazı yerel kaynaklar bunu sebebini, Irak güçlerinin sivil kayıplarının yanında kendi zayiatlarını da gizleme çabası olduğunu ifade ettiler.

Kentin doğusundan başlayan operasyonda doğu yakasının tamamı kontrol altına alınana kadar çok sayıda sivil yaşamını yitirdi. Savaş karşıtı olarak bilinen bazı yabancı aktivistlerin aktardığına göre kentin doğu yakasında ABD'nin hava saldırıları ve Irak güçlerinin kara bombardımanı sebebiyle ölen sivil sayısı binler ile ifade edilmekteydi. 

18 Ocak'ta kentin doğu yakasının tamamının Irak güçleri tarafından kontrol altına alındığının açıklanmasından yaklaşık bir ay sonra, 19 Şubat 2017'de Irak güçleri batı yakası için harekete geçti. 

Musul'un batı yakasına yönelik operasyon başlamadan önce Irak güçleri kenti karadan yoğun bir şekilde hedef almaktaydı. Ayrıca bu kara bombardımanına ABD öncülüğündeki Uluslararası Koalisyon uçakları da eşlik etmekteydi. Kentin doğusuna oranla daha sık bir kentleşmenin olduğu batı yakasında bu bombardımanlar yüzünden çok fazla sivil kaybı yaşandı. 

ABD Ordusu kentin doğu yakasında edindiği tecrübeyi batıda da uygulamak istedi ancak bu çok fazla sivilin yaşamını yitirmesine yol açtı. Şöyle ki; kentin doğusunda başlatılan operasyonda ilk başlarda Irak güçleri IŞİD karşısında ilerlemekte çok fazla güçlük çektiler. ABD bu durumumun hava saldırılarının dozunu arttırarak aşılabileceğini düşündü. Sivil kayıpları artsa da arttırılan hava saldırılarıları taktiği sayesinde doğuda IŞİD karşısında gözle görülür bir ilerleme sağlanabildi. Öyle ki ABD'nin hava desteğini arttırmadan önceki dönemde Irak güçleri çok fazla zayiat verdiğinden belli bir süreliğine operasyonu durdurma, planları gözden geçirme kararı almıştı.

Batı yakası operasyonu

Musul Operasyonu'ndan sorumlu ABD'li yetkililer yaptıkları her açıklamada kentin batı yakasındaki operasyonun doğu yakasına oranla daha şiddetli geçeceğini, IŞİD'in sivilleri kalkan olarak kullanacağını dile getirdiler. Bu açıklamalar bir anlamda kentin batı yakasında daha fazla sivil kaybı yaşanacağının da sinyallerini vermekteydi ve öyle de oldu.

ABD öncülüğündeki koalisyon kentin batı yakasının güney hattından ilerlemeye başlayan Irak güçlerine yoğun bir hava desteği sağladı. Irak güçlerinin de karadan sürdürdüğü bombardıman sebebiyle batı yakası operasyonunun henüz başlarında yüzlerce sivil yaşamını yitirdi. 

Irak güçleri ABD hava desteği ile IŞİD karşısında ilerlemeye devam ettikçe yaşamını yitiren sivillerin de sayısı artıyordu. Ve belki de Musul Operasyonu'nda kayda geçmiş en büyük sivil katliamı yaşandı. 

Hükümet sivilleri hedef gösterdi, ABD vurdu

17 Mart tarihinde ABD öncülüğündeki savaş uçakları Musul kenti batı yakasındaki Musul el Cedide semtinde sivillerin kaldığı evleri bombaladı. Düzenlenen hava saldırısında çok fazla ev hasar gördü ve resmi rakamlara göre en az 200 sivil yaşamını yitirdi. Saldırının gerçekleştiği günlerde bazı yerel haber kaynakları saldırıda ölenlerin toplam sayısının 600'e yakın olduğunu da ifade etti. Ölenlerin büyük bir çoğunluğunu kadın ve çocuklar oluşturuyor.

ABD konunun sosyal medya ve bazı duyarlı batı kanallarında gündeme gelmesinden bir açıklama yapmak durumunda kaldı. İlk yapılan açıklamada, bu tarz hava saldırılarının "Irak güçlerinin yönlendirmesiyle" gerçekleştirildiğini, onların sağladığı koordinatlara hava saldırısı düzenlendi ifade edildi. 

Sonrasında yapılan bir açıklamada ise şu ifadeler kullanıldı;

"Yapılan ilk incelemelere göre, Musul’un batı yakasında 17 Mart’ta sivil ölümlerin olduğu iddia edilen bir noktada koalisyon, Irak ordusunun talebi üzerine DAEŞ’e ait savaşçıları ve ekipmanları vurmuştu."

Saldırı sonrasında konuşan Amerikan ordusunun Merkez Komutanlığı (CENTCOM) Generali Joseph Votel, Musul’da son dönemde yaşanan sivil kayıplarını ‘korkunç trajedi’ olarak niteledi ve bu konuda soruşturma başlatıldığını ifade etti

Votel sivil ölümlerinin yaşanmaması için gereken önlemleri almaya devam edeceklerini söyledi:

"Biz bu hadisede tam olarak nelerin yaşandığını belirlemek için soruşturma yürütüyoruz. Sivil kayıpların yaşanmaması için gereken önlemleri almaya devam edeceğiz."  

Saldırı sonrası bölgede kurtarma çalışmalarını yürüten Irak Sivil Savunma Teşkilatı, ilk etapta yıkılan evlerin enkazı altından 200 kişinin cesedinin çıkartıldığını açıklamıştı.

Sonrasında bir açıklama yapan Musul İlçe Meclisi Başkanı ise bu saldırda ölenlerin sayısının 500 civarında olduğunu ifade etmişti. Ayrıca Irak Sivil Savunma Teşkilatı, ekipman yetersizliği yüzünden enkaz altında kalanlara ulaşılması konusunda sıkıntı yaşandığını, birçok cesedin dahi enkazlardan çıkartılamadığı konusunu dile getirmişti.

Saldırı sonrası konuşan görgü tanıkları bu şiddetli hava saldırısında semtteki yaklaşık 6 sokağın yerle bir edildiğini ifade ettiler.

Bombardıman sonrası IŞİD'e bağlı Amaq Ajansı da bir video servis etmiştir.

Irak Ordu kaynakları ise yaşanan bu hava saldırısının ardından, IŞİD'in sivillerin yaşadığı bu alanlara el yapımı patlayıcı döşediğini, sivilleri canlı kalkan olarak kullandığı bahanesini öne sürdü. Irak güçlerine bağlı bazı kaynaklar ise, koalisyon hava saldırısının bölgede IŞİD'e ait bir bomba yüklü tırı hedef aldığını ve bu tırın patlaması sonucunda büyük bir yıkımın gerçekleştiğini de iddia etti.

ABD ve Irak Hükümeti kamuoyunun artan baskısı sebebiyle saldırı ile ilgili bir soruşturmanın başlatıldığını açıklamışlardı. Ancak şu ana kadar bu soruşturmada bir sonuca ulaşılabilmiş değil.

4 Mayıs'ta katliam gibi saldırı

ABD öncülüğündeki koalisyon uçaklarının Musul'un batı yakasındaki 17 Temmuz mahallesinde bir okula düzenlediği saldırıda ise resmi sayılan makamların açıkladığı rakama göre en az 80 sivil yaşamını yitirdi. 

IŞİD' saldırının gerçekleştiği bölgeden video ve görseller servis etti.

IŞİD'e bağlı Amaq Ajansı'nın yaptığı açıklamada düzenlenen hava saldırısında 101 sivil yaşamını yitirmişti. Yapılan açıklamaya göre ölenlerin 40'ı çocuk 28'i ise kadınlardan oluşuyordu. 

IŞİD kaynaklarının yaptığı ilk açıklamada, Musul'da devam eden savaş sebebiyle yerinden olmuş sivillerin kaldığı bir okulun, ABD savaş uçaklarının saldırısıyla hedef alındığı ifade edildi.

Sivil kayıplarının tek sebebi hava saldırıları değil

Şüphesiz Musul'da yaşanan ve yaşanmakta olan sivil kayıplarının en büyük sebebi meskun mahallere düzenlenen hava saldırıları. Ancak bunun yanında Irak güçlerinin kullandığı top ve füzelerden de bahsetmekte fayda var.

Bu tür askeri operasyonlarda kara gücü ilerlemeden önce ilerlenecek olan bölge belli aralıklarla karadan ateş altına alınır. Musul'da da Irak güçleri tam olarak bunu yapıyorlar. Kullandıkları toplar ve füzelerin hiçbiri dakik birer isabet oranına sahip değiller. 

Örnek olarak, Musul Operasyonu'nda kullanılan -yukarıda fotoğrafı sunulan- 'homemade' füzelerin isabet oranı oldukça düşüktür. Çoğu zaman düşmanın olduğu istikamete doğru yöneltilerek ateşlenir ve düşmanın kullandığı merkezi vs. hedef almanız mümkün değildir. Diğer bir tabirler kendi düşeceği yeri hava şartlarına göre kendisi belirler.

Musul'dan önce Felluce ve diğer bölgelerdeki operasyonlarda da kullanılan bu tarz füzeler çok sayıda sivilin yaşamını yitirmesine yol açmıştı. Bunu yanında kullanılan havan ve diğer büyük kalibrede toplar da sivil kayıplarının bu kadar fazla olmasının bir diğer nedeni.

3 bin 846 sivil öldü

Gerçek anlamda ABD'nin sivil kayıpları konusunda yaptığı açıklamalar oldukça gülünç. Yapılan en son açıklamada ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) Irak ve Suriye'de 2014'ten bu yana IŞİD'e yönelik hava saldırılarında sadece 352 sivilin öldüğünü doğruladı. Ayrıca yayınlanan bu açıklamadaki rakama 17 Mart saldırısı dahil edilmemiş. 

Irak İnsan Hakları Gözlemevi'nin hazırladığı rapora göre ise, 17 Ekim 2016 günü başlayan Musul Operasyonu'nda, 25 Mart 2017 tarihine kadar toplamda 3 bin 846 sivil yaşamını yitirdi. 

Batılı savaş karşıtı aktivistlere göre ölen sivillerin sayısı çok daha fazla. Net bir rakamdan bahsetmek çok güç. Kentin batı yakasında halen daha enkaz altında cesetlerin olduğu biliniyor. Aktivistlerin ve yerel kaynakların belirttiği rakamları karşılaştırdığımızda şimdilik, ortaya 6 bin gibi bir sivil kaybı çıkıyor ve binlerce yaralı.

İnsani ihtiyaçlar karşılanamıyor

Musul'da devam eden savaş sebebiyle kenti terk etmek zorunda kalanları sayısı 320 bini aşmış durumda. Kentin güneyindeki Hammam el Alil beldesine kurulan çadır kentte yaşam oldukça zor. Temel insani ihtiyaç maddelerinin ulaşılabilirliği neredeyse yok denilecek seviyede. Çadır kentte yaşayanlar 3-4 ailenin tek bir çadırda yaşadığını, yeri geldiğinde ekmek ve su bulabilmekte dahi güçlük çektiklerini ifade ediyorlar. Ayrıca tıbbi müdahale ve ilaç yetersizliğinden dolayı Musul'un doğusu ve güneyinde kurulan çadır kentlerde ölümlerin yaşandığı da yerel kaynaklarca aktarılan bilgiler arasında.

Bu analiz Halid Abdurrahman* tarafından Mepa News okurları için kaleme alındı.


*Halid Abdurrahman, bağımsız bir gazeteci ve yazar. Ortadoğu araştırmaları ve küresel çatışmalara dair analizleri ile tanınıyor. Hiç bir kuruma bağlı olmayan Abdurrahman, kişisel blogu ve sosyal medya sayfası aracılığıyla yayımlarını takipçileriyle buluşturuyor.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.

Analiz Haberleri