Al Jazeera Mubasher | Tercüme: Mepa News
Perşembe günü Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK), “El Faşir'in kurtarılması sırasında ihlallerde bulunduklarını” söylediği bazı milislerin, özellikle de TikTok hesabında HDK güçlerinin El Faşir'deki sivillere yönelik acımasız infazlarını yayınlayan askeri komutan “Ebu Lulu”nun gözaltına alındığını duyurdu.
Darfur Valisi Minni Minawi sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada Ebu Lulu'nun tutuklanmasını HDK lideri Hemedti'nin "bir oyunu" olarak nitelendirdi.
Ebu Lulu kimdir ve nasıl meşhur oldu?
"Ebu Lulu" olarak tanınan Abdullah İdris, sivillere karşı işlediği suçlarla o kadar büyük bir gurur duyuyordu ki, gerçekleştirdiği birçok sokak infazını kişisel TikTok hesabından yayınladı.
Eylül ayında öldüğüne dair söylentilerin ardından geçtiğimiz günlerde Sudan'da patlak veren şiddet olaylarıyla yeniden gündeme gelen “Ebu Lulu”, kendi yayınladığı görüntülerde El Faşir'de onlarca kişiyi soğukkanlılıkla infaz ettiğini belgeledi.
HDK'nın önde gelen milislerinden olan Ebu Lulu, geçtiğimiz dönemde bir HDK destekçisiyle yaptığı TikTok yayınında Sudan'da 2.000 kişiyi öldürmek istediğini ifade etmişti. Ebu Lulu bu yayında aslında bu sayıya ulaştığını ancak "daha fazlasını öldürme niyetinde olduğunu" dile getirmişti.
El Faşir'de ne oldu?
HDK'nın yaklaşık 18 ay süren kuşatmanın ardından Kuzey Darfur bölgesinin başkenti El Faşir'in kontrolünü ele geçirdiği son birkaç gün içinde, Ebu Lulu'nun da aralarında bulunduğu HDK milislerinin El Faşir'de sivillere yönelik saha infazları ve çok sayıda ihlal gerçekleştirdiğini gösteren videolar sosyal medyada viral hale geldi.
BM Güvenlik Konseyi üyeleri, HDK'nın Sudan'ın kuzey Darfur bölgesindeki El Faşir kentine yönelik saldırısını kınayarak, kentteki şiddetin tırmanmasından duydukları derin endişeyi dile getirdi ve kuşatmanın kaldırılmasını talep etti.
Sudan'ın BM temsilcisi, HDK'yı Sudan'da soykırım yapmakla suçlayarak El Faşir'deki sivillerin ya yok edildiğini ya da yerlerinden edilirken öldürüldüğünü vurguladı.
BM İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Tom Fletcher, BM Güvenlik Konseyi'ne HDK'nın El Faşir'e girmesinin ardından toplu infazlar yapıldığına dair güvenilir raporlar olduğunu söyledi.
Sudan'ın Darfur eyaletindeki şehrin “daha karanlık bir cehenneme dönüştüğünü” ve El Faşir'de “kadınlara ve kız çocuklarına tecavüz edildiğini, insanların sakat bırakıldığını ve sorgusuz şekilde infaz edildiğini” kaydetti.
Aynı suçlamalar Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği (OHCHR) Sözcüsü Saif Magango tarafından da yinelendi ve OHCHR'nin El Faşir'e saldırısından bu yana HDK tarafından işlenen “toplu katliamlar, yağma, tecavüz ve insani yardım çalışanlarına yönelik saldırılar” da dahil olmak üzere “korkunç zulümler” hakkında raporlar aldığını söyledi ve bu ihlallere yönelik “bağımsız, şeffaf ve hızlı” bir soruşturma yapılması çağrısında bulundu.
Sudan Doktorlar Sendikası ise El Faşir'de binlerce sivilin hayatını kaybettiğini ve 177.000'den fazla Sudanlının burada mahsur kaldığını belirterek kentteki eylemlerin “soykırım, sistematik etnik temizlik ve tam teşekküllü savaş suçu teşkil ettiğini” ifade etti.
ABD'de senatörler, El Faşir'de işlenen ihlaller nedeniyle HDK'nın “terör örgütü” olarak tanımlanması çağrısında bulundu.
Tek suçlu Ebu Lulu mu?
BM ve uluslararası örgütleri endişelendiren ve HDK tarafından da kabul edilen El Faşir'den aktarılan infaz ve işkence görüntüleri, Ebu Lulu'nun Sudan'da sivilleri öldürmekle övünme konusunda yalnız olmadığını doğruluyor.
Bir TikTok yayını sırasında HDK milislerinden biri olan Abdulmunim el Rabiy, alaycı bir şekilde Ebu Lulu'dan sivilleri öldürmesini istiyor.
Ağustos ayında, Emin İshak adlı bir HDK milisi TikTok hesabında Sudanlı sivilleri aşağılayıcı bir şekilde dans etmeye, zıplamaya ve birbirleriyle güreşmeye zorladığı bir video yayınladı.
Bazı HDK üyeleri de Salı günü El Faşir'deki Suudi Hastanesine yaptıkları baskın sırasında hasta ve savunmasız kişileri büyük bir mutluluk içinde infaz ettikleri görüntüleri yayınladı.
Aynı bağlamda Sudanlı askeri uzman Ömer Erbab, HDK'nın El Faşir'de gerçekleştirdiği ve Ebu Lulu'nun tutuklanmasını da kapsayan son operasyonların güvenilir olmadığını ifade ediyor.
Erbab, Al Jazeera Mubasher'e verdiği demeçte şunları söyledi: “Bu hesap verebilirlik gerçek mi yoksa büyük medya baskısı nedeniyle bir aldatmaca mı? Tüm bu suçların bir kişide somutlaşması makul mü? Bu gerçek bir adalet süreci mi yoksa Ebu Lulu sadece iç ve dış kamuoyunu yatıştırmak için bir günah keçisi mi?”
Kaynak: Mepa News