Uçurumun kıyısındaki Lübnan İsrail'in yeni saldırısına hazırlanıyor

"Zaman daralırken, önümüzdeki haftalar Lübnan'ın kırılgan sükunetini koruyup korumayacağını ya da yeniden savaşa sürüklenip sürüklenmeyeceğini belirleyebilir."

Dario Sabaghi | New Arab | Tercüme: Mepa News

Papa 14. Leo'nun Lübnan ziyareti, ülke yeni bir İsrail savaşının eşiğinde dururken fırtına öncesi son sakin anlardan biri olabilir.

Beyrut'un Hizbullah'ı silahsızlandırmaya yönelik yavaş çabaları karşısında hayal kırıklığına uğrayan İsrail, örgütün yeniden inşa edildiğini söylediği askeri yeteneklerini zayıflatmak için saldırılarını artırma tehdidinde bulunuyor.

Yeni bir çatışma korkusu, İsrail ile Hizbullah arasında 14 ay süren savaşın ABD ve Fransa'nın ara buluculuğunda sağlanan ateşkesle sona ermesinden bir yıl sonra ortaya çıktı.

Ancak ateşkes hiçbir zaman tam anlamıyla karşılıklı olmadı, zira İsrail Lübnan'ı neredeyse her gün vurmaya devam etti.

Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü (UNIFIL) ateşkesten bu yana İsrail'in 10 binden fazla hava ve kara ihlali gerçekleştirdiğini kaydederken, BM İsrail saldırılarında en az 127 sivilin öldüğünü açıkladı.

İsrail ordusu ayrıca Lübnan içinde beş bölgeyi işgal ediyor ve UNIFIL'in 1701 sayılı BM kararını ve Lübnan'ın egemenliğini ihlal ettiğini söylediği Mavi Hattın güneyinde beton bir duvar inşa ediyor.

Ancak 23 Kasım'da Hizbullah'ın kurmay başkanı Heysem Ali Tebatebayi'nin Beyrut'un güney banliyölerinin içkerinde öldürülmesiyle yeni bir savaş korkusu arttı ve bu İsrail'in Haziran ayından bu yana başkentteki ilk saldırısı oldu.

Saldırının ardından İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, İsrail'in "Hizbullah'ın gücünü yeniden inşa etmesine izin vermeyeceğini" ve Lübnan'ın "Hizbullah'ı silahsızlandırma taahhüdünü yerine getirmesini" beklediğini söyledi.

Diplomasi bocalarken İsrail savaşa hazırlanıyor

İsrail Lübnan üzerindeki baskısını artırırken Beyrut'un diplomatik hareket alanı her geçen gün daralıyor. Hükümet, İsrail'in tehditleri, ABD'nin Hizbullah'ın silahsızlandırılması yönündeki baskısı ve örgütün silah bırakmayı reddetmesi karşısında durumu kontrol altına almakta zorlanıyor.

Bu senaryo çerçevesinde analistler yeni bir çatışma ihtimalini giderek daha yüksek görüyor ve bu durumLübnan'ın bir kez daha tam ölçekli bir savaşa sürüklenme riskini artırıyor.

RANE Network'te Orta Doğu ve Kuzey Afrika üzerine çalışan küresel güvenlik analisti Freddy Khoueiry, İsrail'in Lübnan'daki olası bir tırmanışının "sadece Lübnan'ın güneyinde değil, Bekaa Vadisi'nde ve potansiyel olarak Beyrut'ta daha yüksek tempolu ve daha geniş bir coğrafi yayılımlı İsrail hava saldırılarını" içereceğini söyledi.

The New Arab'a konuşan Khoueiry, çıkmazın devam etmesi halinde sınırlı komando baskınları ya da yerel saldırıların daha olası hale gelebileceğini ve Hizbullah'ın itidal göstermektense misilleme yapmaya daha meyilli olacağı için yeni bir çatışma riskinin artacağını ifade etti.

Ancak geçen yıl İsrail ile yaşanan savaş Hizbullah'ın askeri kapasitesini zayıflattı. İsrail Hizbullah'ın cephaneliğinin bir kısmını tüketti, istihbaratını ve güvenliğini deldi ve lider Hasan Nasrallah da dahil olmak üzere üst düzey komutanlarını öldürdü.

Ateşkesten sonra Hizbullah İsrail saldırılarına misilleme yapmaktan kaçındı. Ancak Tebatebayi'nin öldürülmesinin ardından grubun yeni genel sekreteri Naim Kasım, Hizbullah'ın İsrail'e yanıt verme hakkı olduğunu ve herhangi bir misilleme için "uygun zamanı belirleyeceğini" söyledi.

Siyaset ve güvenlik işleri analisti Ali Rizk New Arab'a yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

"Hizbullah, İsrail'in dikte ettiği bir savaşın içine çekilmektense, temposunu ve yönünü belirleyerek kendi şartlarına göre hareket etmeyi tercih edecektir. Şimdilik itidalli davranmaya devam etmeleri muhtemel, ancak büyük çaplı bombardıman ya da geniş çaplı bir saldırı gibi dramatik bir tırmanma olursa Hizbullah'ın hesapları değişebilir."

Ancak Carnegie Ortadoğu Merkezi'nde araştırma analisti olan Issam Kayssi'ye göre İsrail'in Hizbullah'ı güç kullanarak silahsızlandırması pek olası değil çünkü İsrail'in net bir planı yok.

Kayssi News Arab'a verdiği demeçte "İsrail en iyi ihtimalle Hizbullah'ın kabiliyetlerini sınırlandırabilir ya da azaltabilir ancak güç kullanarak tamamen silahsızlandırılması mümkün değil" dedi.

Lübnan hükümeti arada kalmış durumda

Grubu siyasi yollarla silahsızlandırabilecek tek aktör Lübnan hükümeti.

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn ve Başbakan Nevaf Selam göreve geldiklerinden bu yana devletin silah tekelini korumak için tüm milisleri silahsızlandırmayı taahhüt ettiler.

Ağustos ayında hükümet, ordunun silahsızlanma planını memnuniyetle karşıladı, ancak bir son tarih belirlemedi.

Lübnan ordusu planını uygulamaya başladı. Ekim ayında ABD Merkez Komutanlığı (CENTCOM) Lübnan ordusunun geçtiğimiz yıl güneyden yaklaşık 10 bin roket, 400'e yakın füze ve 205 binden fazla patlamamış mühimmat çıkardığını açıkladı. Ordu ayrıca güneydeki varlığını da artırdı.

Bu arada ABD, Hizbullah'ın finansmanını hedef alıyor. Bu yıl İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü'nden Hizbullah'a para alışverişi yoluyla 1 milyar dolardan fazla para aktarıldığını bildirdi ve buna aracılık edenlere yaptırım uyguluyor.

Lübnan Merkez Bankası da bankaların "Al-Qard Al-Hassan" (Karz-ı Hasen) gibi Hizbullah bağlantılı kurumlarla iş yapmasını yasaklayan bir genelge yayınladı.

Diplomatik cephede ise Cumhurbaşkanı Avn ve Başbakan Selam gerilimin tırmanmasını önlemek ve diplomatik bir çözüm bulmak için İsrail'le müzakere etmeye hazır olduklarını ifade ettiler ancak İsrail şu anda görüşmelere ilgi göstermiyor.

İsrail Savunma Bakanı Israel Katz geçen hafta, Hizbullah'ın yıl sonuna kadar silahsızlandırılmaması halinde ordunun "güç kullanarak müdahale edeceği" uyarısında bulunarak ABD'nin önerdiği yol haritasını yineledi.

Atlantik Konseyi'nde kıdemli araştırmacı olan Nicholas Blanford New Arab'a verdiği demeçte, yıl sonuna kadar silahsızlanma tarihine uyulmayacağı için İsrail'in önümüzdeki haftalarda eylemlerini tırmandırmasının muhtemel olduğunu söyledi:

"Lübnan hükümeti sıkışmış durumda: Hizbullah silahsızlanmayı reddediyor ve bunu zorla yapmak iç çatışmayı tetikleyebilir, ancak hükümet hala tüm silahların devlet kontrolünde olmasını istiyor. Hükümet saldırgan bir İsrail, sabırsız bir ABD yönetimi ve inatçı bir Hizbullah arasında sıkışmış durumda."

ABD yönetimi de Beyrut'tan memnun görünmüyor. Ocak ayından bu yana ABD elçileri Tom Barrack ve Morgan Ortagus Hizbullah'ın silahsızlandırılması için Lübnan hükümetiyle müzakerelerde bulundu.

Ancak son haftalarda Washington, Lübnan'ın temkinli yaklaşımı karşısında hayal kırıklığına uğradı. Kasım ayı ortasında Washington, Lübnan ordusu komutanı Rodolphe Heykel'in planlanan ziyaretini iptal etti. İptalin Lübnan ordusunun son şiddet olaylarından İsrail'i sorumlu tutan ancak Hizbullah'ı kınamayan açıklamasının ardından gelmesi Washington'un tepkisini çekti.

Khoueiry, ABD'nin tam desteğinin değil, zımni yeşil ışığının İsrail'in gerilimi tırmandırması için yeterli olduğunu ve Washington'un çekincelerine rağmen geçmişteki ilerleme isteğinin, Hizbullah konusunda Beyrut'a yönelik artan ABD baskısıyla birlikte, "Washington'un en azından başlangıçta İsrail'in eylemlerini dizginlemeye daha az eğilimli olabileceğini düşündürdüğünü" savunuyor.

Kayssi'ye göre ise Amerikalıları yeni bir tırmanışın buna değeceğine ikna etmek İsrail'e bağlı:

"Çünkü Ortadoğu'da barıştan bahseden ABD Başkanı Donald Trump manşetlere taşınacak yeni bir savaşı hoş karşılamayacaktır. Bence Trump odağını bölgeden uzaklaştırmak, belki de Ukrayna'ya çevirmek istiyor. Yine de İsrail'in geçen sonbaharda olduğu gibi bir tırmanışa geçmeden önce ABD'nin tam desteğine ihtiyacı olacaktır."

Rizk ise İsrail için Hizbullah'a karşı yeni bir çatışmanın, özellikle de Suriye'nin artık İran liderliğindeki direniş ekseninin bir parçası olmadığı göz önüne alındığında, "eski bir düşmandan kurtulmak için altın bir fırsat" olduğunu belirtiyor:

"Bence İsrailliler Hizbullah'tan sonsuza dek kurtulmak için mükemmel bir zaman olduğunu düşünüyorlar ve Trump yönetiminin de tamamen yanlarında yer almasıyla çabalarını sonuna kadar zorlayacaklar."

Tebatebayi suikastı aynı zamanda İran'a Lübnan'da Hizbullah'ın silahsızlandırılmasına ilişkin tartışmalara müdahil olma ve örgüte desteğini açıkça teyit etme fırsatı verdi.

Suikastın ardından İran lideri Hamaney'in uluslararası ilişkiler konusundaki kıdemli danışmanı Ali Ekber Velayeti, Hizbullah'ın "ekmek ve sudan daha önemli" olduğunu söyledi.

Lübnan Dışişleri Bakanı Yusuf Recci bu açıklamaları ülkenin egemenliğine müdahale olarak değerlendirdi ve ulusal savunmaya ilişkin kararların ülke içinde alınması gerektiğini vurguladı. İran Devrim Muhafızları ise saldırıyı kınadı ve Tebatebayi'nin öldürülmesi nedeniyle "intikam" çağrısında bulundu.

Blanford, Hizbullah'ın İran için caydırıcılık değeri geçen yılki savaşla sarsılmış olsa da Tahran'ın Hizbullah'ı askeri açıdan güçlü tutmakta fayda gördüğünü ve örgütün kendini yeniden yapılandırdığı son bir yılda daha kontrolcü bir rol üstlendiğini söyledi:

"Bunun ne kadar süreceğini ve uzun vadeli hesapların ne olduğunu görmemiz gerekecek. Nihayetinde Hizbullah'ın barışçıl bir şekilde silahsızlandırılmasını istiyorsanız İranlılarla konuşmanız gerekir."

Lübnan iç baskılar ve dış tehditler arasında bocalarken, İsrail'le yeni bir savaş olasılığı her zamankinden daha fazla beliriyor.

Tebatebayi suikastı gerilimi yeniden alevlendirdi ve diplomatik ve silahsızlanma çabaları çatışmayı önlemek için yeterli olmayabilir.

Zaman daralırken, önümüzdeki haftalar Lübnan'ın kırılgan sükunetini koruyup korumayacağını ya da yeniden savaşa sürüklenip sürüklenmeyeceğini belirleyebilir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.

Analiz Haberleri