Üşürken 4 derece ısındık

Muharrem Sarıkaya

ABD Başkanı Donald Trump’ın sert eleştiriye uğrayan Paris İklim Anlaşması’ndan çekilmesinin Türkiye’ye etkisi ne olur?

Edward N.Lorenz’in “Kaos Teorisi” çalışmasındaki “Kelebek Etkisi” diye ünlenen şu cümlesi, en iyi yanıt olsa gerek:

“Amazon Ormanı’ndaki bir kelebeğin kanat çırpması, ABD’de fırtına kopmasına neden olabilir...”

“Haziran geldi, bir türlü ısınamadık, donuyoruz” yakınmamızın gerisinde de aynı neden var.

Dünyaya en fazla sera gazı salan ABD’nin yönetiminin yeni olmayan tutumu...

Sera gazı salımı OECD ülkelerinin altında kalmış olmasına karşın Türkiye de bunun ceremesini çeken ülkelerden.

Çünkü 1880’den bu yana Türkiye’nin iklimi tamamen değişti.

Son 5 yıldaki değişim ise geometrik boyuta ulaştı; Paris İklim Anlaşması’nın hedeflediği “ısıyı 2 derece aşağı çekme” hedefinin üzerine çıktı; 2.39 derece arttı.

Daha önemlisi aşırı sıcak geçen gün sayısı artarken, en soğuk günlere tanıklık edilen 1950 ve 1972’den bugüne de soğuk geçen gün sayısı azaldı.

KURBAĞA MİSALİ

2000’den sonra rekor sıcaklıklara ulaştı.

İngiltere Büyükelçiliği’nin katkısıyla 7 bilim insanının geçen yıl yayınladığı “TBMM’nin İklim Değişikliği Politikasındaki Rolü” başlıklı çalışmasına göre son 60 yıldır ısınıyoruz.

Ancak soğuk suya bırakılmış kurbağanın kaynatılması misali, ısınmamıza rağmen hissetmiyoruz.

Meteoroloji’nin 81 istasyonundan alınan verilere göre 1950-54 arasında rastlanan en düşük sıcaklık frekansı 130 iken, 2010-2014 arası bu rakam 9’a düştü.

Aynı yıllarda 62 olan en yüksek sıcaklık frekansı ise 179’a yükseldi.

Dünyada 1880’den sonra 2015 en sıcak yıl olarak tarihe geçerken, Türkiye’nin de içinde bulunduğu Akdeniz bundan en fazla etkilenen havza oldu.

Nitekim Türkiye’nin 1970-2000 arasındaki 15.2 derecelik ısı ortalaması, 2010’a gelindiğinde 2.39 derece yükseldi; 2014’te ise ani sellere yol açan yağışlara dönüştü.

Hükümetler Arası İklim Değişiklik Paneli (IPCC/AR5) Raporu’na göre yıllık ortalama sıcaklık yakın gelecekte bölgelere göre 2.5 ile 4 derece arasında artacak.

Ege ve Doğu Anadolu ise bundan en çok etkilenen bölgeler olacak.

IPCC’den Prof. Dr. John Morton’un yorumuna göre, 2065’te Türkiye’nin ısısı bugüne göre 9 derece daha sıcak olacak; ülkenin kuzeyinde sel, güneyinde ise kuraklık yaşanacak.

Rapor da bütün bunlardan dolayı Türkiye’yi risk grupları arasında görüyor.

ŞEHİR ISI ADALARI

Trump direnirken Türkiye ne yapıyor? Paris İklim Anlaşması’na imza koydu, ancak henüz TBMM’de onaylanmamakla birlikte tedbirlerini yasal olarak alıyor gözüküyor.

İcrada ise aynı davranışı sergilemiyor, yeşil alanları betonlaştırıp “Şehir Isı Adaları” oluşturuyor.

Betonun yaydığı ısı yetmezmiş gibi bir de bina cephelerini camdan üretip albedosunu, yani ayna etkisiyle ısı yansımasını artırıyor.

O cam binaların içindeki 1 metreküplük alanı soğutmak için harcadığı enerji bir yana, aynı orandaki sıcak havayı dışarı atarak dış ısıyı daha da yükseltiyor.

Örneğin, Ankara’da Anıtkabir ve ODTÜ Ormanı’ndaki toprak yüzeyi ile 4 kilometre ilerisindeki Kızılay veya Çukurambar’daki beton-asfalt yüzey üzerindeki ısı farkı 15 dereceyi çoktan aşmış bulunuyor.

Özetle, üşüyoruz sanırken aşırı derecede ısınıyoruz...

Kaynak: Habertürk

“Fikir-Yorum” kategorisinde yayımlanan makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Mepa News'in editöryel politikasını yansıtmayabilir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.