Açlığın silah olarak kullanıldığı Gazze'de Filistinliler hayvan yemlerinden ekmek yapıyor

Açlığın silah olarak kullanıldığı Gazze'de Filistinliler hayvan yemlerinden ekmek yapıyor

Aileler ekmeklerine hayvan yemi ve kuş yemi karıştırmak zorunda kalıyor ve bu da bazen özellikle küçük çocuklarda sağlık sorunlarına yol açıyor.

Gazze'deki Filistinliler, İsrail'in aralıksız bombardımanı ve Ekim ayından bu yana uyguladığı tam kuşatma nedeniyle artan açlık karşısında olağanüstü önlemlere başvurmak zorunda kaldı.

Kuşatma altındaki bölgede birçok aile, yiyecek kıtlığı nedeniyle geleneksel yöntemlerle ekmek yapmak için çeşitli malzemeleri una karıştırmak zorunda kaldı.

Aileler ekmeklerine hayvan yemi ve kuş yemi karıştırmak zorunda kalıyor ve bu da bazen özellikle küçük çocuklarda sağlık sorunlarına yol açıyor.

Gazze'nin merkezinde bir değirmen sahibi olan Ebu Alaa, insanlara sağlanan gıdanın yenmeyecek durumda olduğunu söyledi.

Middle East Eye'a yaptığı açıklamada "Bu konuda acilen bir şeyler yapılmalı" dedi.

"İnsanlar yiyeceklerine kuş yemi ve hayvan yemi karıştırıyor. Bu doğru değil, sağlıklı değil. İnsanlar bunu öğütüyor ve ekmeklerine karıştırıyor."

Bu durumun yardımların ulaştırılamaması ve mevcut malların fiyatlarının hızla yükselmesi nedeniyle yaşandığını açıkladı.

Ebu Alaa, artan fiyatların herkesi vurmasına rağmen, içinde bulundukları vahim koşullar nedeniyle buğday fiyatını düşürmek zorunda kaldıklarını söylüyor.

Aileler sadece birkaç kilo un alabilmek için her gün saatlerce sırada bekliyor. Ancak çoğu zaman aileler kuyruğun önüne geldiğinde un çoktan bitmiş oluyor. Bu arada, birçok durumda insanlar İsrail bombardımanı nedeniyle kaçmak zorunda kalıyor.

Sağlık üzerindeki olumsuz etkiler

BM'nin Aralık ayında yayınladığı bir rapora göre Gazze'de halkın yüzde 93'ü "kriz düzeyinde açlık" ile karşı karşıya ve nüfusun dörtte biri "felaket düzeyinde açlık ve açlık" ile karşı karşıya.

Dünya Gıda Programı (WFP) Perşembe günü yaptığı açıklamada "tüm nüfus akut gıda güvensizliği içinde. Bunların dörtte birinden fazlası -yarım milyon insan- açlığın en uç aşaması olan IPC5 seviyesinde. Açlıktan ölüyorlar" dedi.

Euro-Med İnsan Hakları, aralarında bebeklerin de bulunduğu çok sayıda kişinin açlıktan öldüğünü belgelediğini söyledi.

Hayvan yeminin ekmeğe karıştırılmasının insanların sağlığı üzerinde olumsuz etkileri olmaya başladı, ancak buna rağmen aileler başka alternatifleri olmadığını söylüyor.

ekmek1.jpg
Gazze'de pişirilen ekmekler (Mohammed al-Hajjar)

Bir değirmenin yakınında yaşayan Ebu Enes, özellikle de Gazze Şeridi'ndeki neredeyse tüm fırın ve marketlerin bombalanmasının ardından bölgede artık hiçbir gıdanın uygun fiyatlı olmadığını söyledi.

Aileler bunun yerine "taş devri" tekniklerini ve derme çatma fırınları kullanarak yemek yapıyor ve imkanları varsa satıyor.

Bölge sakinleri ayrıca temiz su sıkıntısı nedeniyle kuyulardan su pompalıyor ve deniz suyu ile atık suyu karıştırıyor.

Gazze sakinlerinden Cabir, tadı kötü olsa da kendisi ve diğerlerinin ekmek yapmak için farklı un ve malzemeleri karıştırdığını söylüyor.

"Bazen ekmek yapılıyor ve içine karıştırılan malzemeler nedeniyle kırmızı ya da sarı çıkıyor" diyen Cabir, bunun sağlıklı olmadığını da sözlerine ekliyor.

Unun içine öğütülmüş arpa ve mısır da karıştırılıyor.

Bazı durumlarda Filistinliler yiyecek artıkları bulmak için toprağı eşelemek zorunda kalıyor.

32 yaşındaki Sabrin Elatanni, Beyt Lahiya'daki evini haftalar önce İsrail hava saldırıları sonucu enkaz haline geldikten sonra boşaltmış. O ve dört çocuğu yerinden edilme ve kıtlıkla boğuşuyor.

"Çocuklarıma yiyecek sağlayamadığım için kendimi çaresiz hissediyorum. Mercimek ve pirinç bizim için hayal oldu" diyor Elatanni.

Hayatta kalabilmek için, kuzeydeki yüz binlerce kişi gibi, hayvan yemi satın alıp ekmek pişirmek için buğdayla karıştırmak zorunda kaldı.

Sabrin'in yanında, 9 ve 11 yaşlarındaki çocukları Ramazan ve Mahanned de yaşadıkları zorlukları dile getirdi.

"Ekmeğin içindeki hayvan yemi çok kötü, su kirli, karnım ağrıyor. Bir kuyudan su içiyoruz. Tadı güzel değil" diyor Muhanned.

Gıda fiyatları hızla artıyor

50 yaşındaki Mazin el Terk, durumun artık kritik bir hal aldığını söyledi.

"Eşek yiyeceği ile insan yiyeceği arasında ayrım yapmayı bıraktık. Her şeyi yiyoruz ve kimse bize yardım etmiyor. Dünyadaki tüm ülkeleri yanımızda olmaya çağırıyoruz, çünkü yiyecek bulamıyoruz" dedi.

"İsrail'in tam kuşatma uyguladığı 9 Ekim'den bu yana, üç aydır saf beyaz una erişimimiz yok. İnsanlar yemek için yerden bir şeyler topluyor. Bulabildiğimiz unun fiyatı 700 şekel (189 dolar) civarında" diye ekledi.

Terk'e göre savaştan önce 50 kg'lık bir un çuvalı sadece 100 şekel (27 dolar) civarındaydı.

Gazze'de yaşayanlar, temiz su ve kanalizasyon tesislerinin eksikliğinin yanı sıra ekmeklerinde hayvan yemi ve diğer bazı malzemelerin kullanılmasının da sağlıklarına zarar verdiğini söylüyor.

El Terk, "Yemek, su ve sokaklardaki çöpler yüzünden çocuklarımın hepsinde karın ağrısı ve ishal var" dedi.

"Şu anda Gazze'de hepimiz hastayız… Kimse bizim yaşadıklarımızı anlamıyor."

Aynı şekilde Cebaliye Kampı'nda yaşayan 25 yaşındaki Halid Rasim de Middle East Eye'a bebek maması ve ek gıda gibi ihtiyaçların eksik olduğunu söyledi.

"Gıda neredeyse yok, ilaç sadece birkaç yerde var ve hastaneler tam olarak çalışmıyor"

Halid'e göre İsrail ordusunun Gazze'nin kuzeyi ile güneyi arasındaki yolları kapatması kuzeye gıda ve diğer malların ulaşmasını engelledi.

Halid, gıda yardımının 40 günden fazla bir süredir kuzeye ulaşmadığını söyledi.

İnsanların ekmek yapmak için güvercin ve inek yemi öğütmek zorunda kaldıklarını çünkü unun 210 dolar olduğunu ve bulunamadığını söyledi.

"Dün yemden yapılmış ekmek yemek zorunda kaldım. İğrenç bir şeydi. Bazı insanlar artık ağaçlardan yaprak yiyor. Durum korkunç" diye ekledi Halid.

"Bazen pirinç ve mercimek bulunabiliyor, ancak bunlar son derece pahalı"

"Tüm yiyeceklerimiz artık kalitesiz ve sağlıksız. İçilebilir su yok. Musluk suyu bulunduğunda da bunun ilk kısmı atık sudan oluşuyor. Sokak musluklarından topladığımız su bile atık su içeriyor ve başka seçeneğimiz olmadığı için onu içmek zorunda kalıyoruz."

Halid, "İsrail ordusu, kuzeydeki evlerini terk etmeyi reddedenleri yiyecek ve sudan mahrum bırakarak cezalandırmak için aç bırakma siyaseti uyguluyor" dedi.

İsrail'in güneye tahliye emri vermesi nedeniyle kuzeyde doktor ve çalışan hastane olmaması durumu daha da kötüleştirdi.

Halid, "Burada çok az doktor var" diyor.

Bu arada, Gazze Şehri'nde yaşayan 24 yaşındaki Mahmud Middle East Eye'a yaptığı açıklamada, şehirde sadece pirinç bulunduğu ve bu da çok pahalı olduğu için insanların, özellikle de çocukların kıtlık yaşadığını söyledi.

"Çocuk sütü ve takviyeleri eksik. Amcam pirinci öğütüyor ve çocukları için yenilebilir hale getirmek için biraz şeker ekliyor" dedi.

Ailesi yerinden edilmiş olmasına rağmen, herhangi bir gıda yardımı almamışlar.

Mahmud, "Gazze şehrindeki BM sığınaklarında barınan yerinden edilmiş kişilerin yardıma erişimi yok. Mısır'dan gıda yardımı taşıyan kamyonlar Gazze'ye İsrail ordusunun konuşlandığı El Raşid Caddesi üzerinden ulaşıyordu. İsrail askeri kontrol noktasını geçtikten kısa bir süre sonra tüm kamyonlar yardımları aşağılayıcı bir şekilde sokağa boşaltıyor" dedi.

"Sadece yoksullar ve açlar yardım almak için oraya gidiyor çünkü burası son derece tehlikeli: İsrailli keskin nişancılar tarafından öldürülme ya da yardım için şiddetli bir boğuşma sırasında sıkışıp kalma riski çok yüksek. Bu, kaosu devam ettirmek için kasıtlı bir İsrail politikasıdır."

Yardımın engellenmesi

İnsan Hakları İzleme Örgütü Gazze'de açlığın bir savaş silahı olarak kullanıldığını belirterek bunu bir savaş suçu olarak nitelendirdi.

Örgüt yayınladığı raporda "İsrail güçleri su, gıda ve yakıt sevkiyatını kasıtlı olarak engelliyor, insani yardıma kasten engel oluyor, tarım alanlarını yerle bir ediyor ve sivil halkı hayatta kalmaları için vazgeçilmez olan nesnelerden mahrum bırakıyor" dedi.

Açlığın had safhaya ulaştığı bu dönemde, aralarında 7 Ekim'de Gazze'de esir alınanların yakınlarının da bulunduğu İsrailli protestocular Kerem Ebu Salim (Kerem Şalom) sınır kapısından acil yardımların bölgeye ulaşmasını engelliyor.

Gazze içinde yardım bekleyen Filistinliler de geçtiğimiz hafta İsrail bombardımanına maruz kaldı.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken Perşembe günü, İsrail'in bir gün önce bir BM tesisine düzenlediği ölümcül saldırıda en az 12 Filistinlinin ölmesi ve onlarcasının yaralanmasının ardından, İsrail'e sivilleri koruma çağrılarını yineledi.

BM barınağını vuran iki tank mermisi de geniş çaplı bir yıkım meydana getirdi.

İsrail medyasına göre ABD saldırıyı kınadı ancak suçu üstlenmekten kaçınırken İsrail olayı araştırdığını söyledi.

Angola'ya yaptığı bir ziyaret sırasında Blinken gazetecilere BM barınağının "çok önemli olduğunu ve korunması gerektiğini" söyledi.

Filistin Sağlık Bakanlığı Cuma günü yaptığı açıklamada, savaşın başladığı 7 Ekim'den bu yana Gazze'de 26.000'den fazla Filistinlinin öldürüldüğünü söyledi.

Kaynak: Mepa News, Middle East Eye

x.gif

İlgili Haberler
Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.