İsrail Meclisi, son aylarda aşırı sağcı bakanlar tarafından açıkça desteklenen işgal altındaki Batı Şeria'nın ilhakına ilişkin iki yasa tasarısının ilerletilmesi lehinde oy kullandı.
İsrailli hukuk uzmanlarına göre yasanın yürürlüğe girmesi için üç kez daha tasarının üzerinden geçilmesi gerekiyor.
Yasanın yürürlüğe girmesi, Batı Şeria'nın İsrail sivil yasalarına tabi olması ve askeri vali ile İsrail Savunma Bakanı'nın yetkisi altından çıkması anlamına geliyor.
Kararın yorumlayan siyasi analist Muhammed Halsa, bu yasanın İsrail Meclisi'nde sağcı ve merkez sağ partiler arasında “kimin ilhak dosyasına daha fazla teklif vereceği ve kimin Filistinlilere yönelik daha aşırı projeler sunacağı” konusunda yaşanan şiddetli rekabetin bir parçası olduğunu söyledi.
Al Jazeera Arapça servisine konuşan Halsa, “İsrail'deki seçim iklimi, özellikle de 7 Ekim 2023 olaylarının ardından İsrail toplumunun aşırı sağa kaymasından sonra, aşırılık tavanını yükseltmeye doğru itiyor” dedi.
Ancak Halsa'ya göre İsrail'in içinde bulunduğu iç ve dış siyasi koşullar nedeniyle yasa dondurulabilir, mevcut haliyle kabul edilmeyebilir ya da diğer ilhak tekliflerine entegre edilebilir, böylece ilhak projeleri parça parça uygulanarak iç ve dış koşulların sağlanması halinde tam ilhaka doğru ilerlenebilir.
Halsa, İsrail Meclisi'nin masasında, başta Kudüs'ün doğusundaki Ma'ale Adumim yerleşimini, işgal altındaki Batı Şeria'nın kuzeyindeki Ariel'i, Ürdün Vadisi'ni ve El Halil'i ilhak etme yasaları olmak üzere benzer birçok proje olduğunu vurgulayarak, iktidardaki koalisyon içindeki siyasi bölünme ışığında “kısmi ilhakın ya da parça parça ilhak olarak bilinen şeyin” en gerçekçi seçenek haline gelebileceğini ifade etti.
Oylamanın ABD Başkan Yardımcısı ve ABD yönetiminden bazı isimlerin Tel Aviv ziyaretiyle aynı zamana denk gelmesi, oylamaya bir çifte siyasi boyut kazandırdı. Bir yandan Netanyahu bunu Washington nezdinde “İsrail sağının ehlileştirilemeyeceğini” göstermek için bir baskı kartı olarak kullanırken, diğer yandan aşırı sağ “Batı Şeria üzerinde egemenlik” fikrini geri dönülmez bir oldubitti olarak pekiştirmek için bu andan faydalanmaya çalışıyor.
"Siyasi reklamdan başka bir şey değil"
Halsa, pratik anlamda “ilhakın idari, yasal ve askeri önlemler paketi yoluyla yıllardır yürürlükte olduğuna” ve İsrail'in bugün aradığı şeyin “fiili ilhaktan yasal ilhaka geçmek”, yani fiili kontrolü ilan edilmiş yasal egemenliğe dönüştürmek olduğuna işaret ediyor.
“İsrail sivil kurumlarının Batı Şeria'nın geniş bölgelerinde yetkilerini askeri yönetimden uzak bir şekilde kullandığını, bu nedenle mevcut gerçeklik ile önerilen yasa arasındaki farkın sadece siyasi bir tanıtım meselesi olduğunu” da sözlerine ekliyor.
Diplomatik açıdan bakıldığında, uzmanlar bu yasanın -ön hazırlık aşamasında bile olsa- kabul edilmesinin İsrail'in Batılı müttefikleriyle ilişkilerini daha da karmaşık hale getireceğine ve ABD Başkanı Donald Trump yönetimini bir ikilemle karşı karşıya bırakacağına inanıyor: Ya aşırılık yanlısı İsrail hükümetini kontrol altına alacak ya da siyasi yapısını değiştirmeye zorlayacak.
Halsa sözlerini şöyle sonlandırdı: “Bu adım ABD'nin mevcut İsrail hükümetine karşı daha sert bir tutum takınmasını hızlandırabilir; özellikle de ABD yönetimi, ilhakı ve yerleşimlerin genişletilmesini benimseyen bir hükümet altında başarılması zor olan İbrahim Anlaşmaları çerçevesinde Arap normalleşmesi sürecini canlandırmaya çalışırken.”
Fiili ilhak henüz gerçekleşmemiş olsa da, İsrail'in Batı Şeria üzerinde kısmi ya da tam egemenlik ilan etmesi, bir sonraki aşamanın şeklini belirleyebilecek iç ve dış dengeleri beklerken, konu hukuki bir meseleden ziyade siyasi bir zamanlama meselesi haline gelmiş durumda.
Kaynak: Mepa News