8 başlıkta İsrail Filistinlilerin hayatını nasıl kontrol altında tutuyor?

8 başlıkta İsrail Filistinlilerin hayatını nasıl kontrol altında tutuyor?

"Filistinliler, İsrail'in devam eden baskı sisteminin Nekbe'nin hiçbir zaman gerçekten sona ermediği anlamına geldiğini söylüyor."

Filistinliler her yıl 15 Mayıs'ta, 1948 yılında Siyonist milisler tarafından Filistin'in etnik temizliğe tabi tutulduğu Nekbe'yi anıyor.

Nekbe'den bu yana geçen 76 yılda İsrail'in Filistin halkı üzerindeki kontrolü, erişebildikleri hizmetlerden nereye seyahat edebileceklerine, hangi kaynakları kullanabileceklerine ve kendi topraklarında nereye ev inşa edebileceklerine kadar hayatın her yönünü etkiledi.

Al Jazeera, 8 başlıkta İsrail'in bölgedeki işgalinin Filistinlilerin hayatlarını nasıl etkilediğini derledi:

1. Toprak ve doğal kaynakların kontrolü

Gazze'de yaşayan Filistinliler ile işgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te yaşayanlar arasında fiziksel bir ayrım var.

İsrail kural olarak bu bölgeler arasında herhangi bir hareketi yasaklıyor.

1995 yılında Oslo Anlaşmalarının bir parçası olarak işgal altındaki Batı Şeria A, B ve C bölgelerine ayrıldı. Batı Şeria'nın yüzde 60'ını oluşturan ve yaklaşık 300 bin Filistinlinin yaşadığı bölgesinin Filistin Yönetimine devredilmesi gerekiyordu.

Ancak İsrail hala bu bölgeyi tamamen kontrol ediyor ve üzerinde şu anda yaklaşık 700 bin yerleşimcinin yaşadığı 290'dan fazla yasa dışı Yahudi yerleşimi ve karakol inşa etti.

İsrail yerleşimleri uluslararası hukuka göre yasa dışı.

2. Konutların kontrolü

Bir ev inşa etmek için izne ihtiyacınız olduğunu, ancak Filistinli olduğunuz için izin almanın neredeyse imkansız olduğunu bilseydiniz ne yapardınız?

İşgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te yaşayan pek çok Filistinli, İsrail izin vermeyi reddettiği için evlerini izinsiz inşa etmek zorunda kalıyor.

62 yaşındaki Fahri Ebu Dyiab, İsrail makamlarının Şubat ayında işgal altındaki Doğu Kudüs'te bulunan evini buldozerle yıkmasının ardından Al Jazeera'ye yaptığı açıklamada "Tüm anılarım o evdeydi." dedi.

İsrailli yetkililer genellikle Filistinlilerden kendi evlerinin yıkım masraflarını karşılamalarını talep ediyor, bu da Ebu Diyab'ı yıkım masraflarını karşılayamayacağı konusunda endişelendiriyor.

fahri-e-d.jpg
Fahri Ebu Diyab bir insan hakları aktivisti ve Doğu Kudüs'te yaklaşık 60 bin Filistinliyi temsil eden Silvan bölgesinin seçilmiş sözcüsü [Mat Nashed/Al Jazeera]

BM, 2009 yılından bu yana işgal altındaki Batı Şeria'da Filistinlilere ait en az 10 bin 700 yapının yıkıldığını ve 16 binden fazla kişinin yerinden edildiğini açıkladı.

3. İnsan kaynaklarının kontrolü

Her sabah şafak sökmeden önce on binlerce Filistinli işçi kafes benzeri yollara sıkışarak işe giderken İsrail askeri kontrol noktalarından geçmeyi bekliyor.

İsrail, Filistinlilerin hareketleri ve kaynakları üzerindeki ağır kısıtlamalarıyla, Filistinlilerin işsizlik oranlarını dünyanın en yüksek üçüncü işsizlik oranı haline getirdi.

i-f.jpg
Bazı Filistinli işçiler aşırı kalabalık kontrol noktalarında aşırı hapsedilmeleri nedeniyle ezilerek can verdi [Activestills]

Daha da kötüsü, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ve Filistin Merkezi İstatistik Bürosu'na göre, İsrail'in Gazze'ye yönelik savaşı nedeniyle Ocak 2024 itibariyle Filistin genelinde yaklaşık 507 bin kişi işini kaybetti.

ILO, Gazze'deki savaşın Haziran ayına kadar devam etmesi halinde Filistin'de geçen yılın aynı döneminde yüzde 25 olan işsizliğin yüzde 45'in üzerine çıkacağını öngörüyor.

4. Finansal kaynakların kontrolü

İsrail, 1990'ların ortalarından bu yana İsrail işgali altındaki Batı Şeria'nın bir kısmını yöneten Filistin Yönetimi adına topladığı vergiler gibi mekanizmalar aracılığıyla Filistin'in mali kaynakları üzerinde önemli bir etkiye sahip.

İsrail, Filistin Yönetimi adına ayda yaklaşık 188 milyon dolar vergi topluyor. Bu Filistin Yönetimi'nin toplam gelirinin yüzde 64'ü.

İsrail bu ödemeleri düzenli olarak askıya alarak Filistin Yönetimi'nin işgal altındaki Batı Şeria ve Gazze'de çalışan yaklaşık 150.000 çalışanına maaş ödemesini engelliyor.

Filistin ekonomisi İsrail şekeli üzerinden işliyor ve dünyanın geri kalanıyla olan finansal etkileşimleri İsrail bankacılık sistemi üzerinden gerçekleşmek zorunda.

5. Ticaretin kontrolü

İsrail'in tarihi Filistin topraklarının tamamını işgal ettiği ve 300 bin Filistinliyi evlerinden sürdüğü 1967 yılından bu yana Filistinlilerin Arap dünyasıyla ticari ilişkileri neredeyse tamamen kesilmiş durumda.

İsrail, Filistinlilerin ithal ve ihraç edebilecekleri malların dolaşımını kontrol ediyor.

İsrail güçleri 2001 yılında Gazze'nin güneyindeki Refah'ta bulunan ve Filistinliler tarafından işletilen tek havaalanı olan Yaser Arafat Uluslararası Havaalanı'nı da tahrip etti.

Filistin, İsrail'in sınırları ve kaynakları üzerindeki kısıtlamaları nedeniyle yüksek bir ticaret açığına sahip. İsrail ekonomisine olan bağımlılığı, ihracatının yaklaşık yüzde 80'inin İsrail'e gitmesi anlamına geliyor.

6. Teknoloji kontrolü

Filistin de dijital olarak işgal altında.

İsrail, bilgi ve iletişim teknolojisi (ICT) ekipmanlarının ithalatını "çift kullanımlı" olduğu, yani hem sivil hem de askeri uygulamaları olduğu iddiasıyla kısıtlıyor.

İsrail yüksek hızlı 5G mobil interneti kullanıma sunarken, Filistinli ağ operatörlerinin yalnızca işgal altındaki Batı Şeria'da 3G (2018'den beri) ve Gazze'de 2G kullanmasına izin veriliyor. Bu kısıtlamalar, çoğunlukla İsrail yazılımına ve altyapısına dayanan Filistin'in ICT sektörünü boğuyor.

İsrail ayrıca Filistinlilerin çevrimiçi içeriğini izleyip sansürleyebiliyor.

7. Altyapının kontrolü

İsrail, işgal altındaki Batı Şeria'nın ana yeraltı akiferleri de dahil olmak üzere bölgedeki su kaynaklarının çoğunu kontrol ediyor.

İşgal altındaki Batı Şeria ve Gazze'de yaşayan Filistinliler genellikle erişim ve kullanım kısıtlamalarıyla karşı karşıya kalıyor.

Dünya Sağlık Örgütü kişi başına günde 100 litre asgari güvenli su tüketimi öneriyor.

2023 yılında İsrailliler günde ortalama 247 litre su tüketirken, işgal altındaki Batı Şeria ve Gazze'de yaşayan Filistinliler 82 litre su tüketebildiler.

8. Kültürel mirasın kontrolü

Filistin'in zengin kültürel mirası İsrail işgali altında sürekli tehlike altında.

İsrail'in Gazze'ye yönelik bombardımanı 7 Ekim'den bu yana müzeler, kütüphaneler ve camiler de dahil olmak üzere 200'den fazla kültürel miras alanını yok etti.

İsrail ayrıca Gazze'deki tüm üniversiteler de dahil olmak üzere 390'dan fazla eğitim kurumunu tahrip etti.

İsrail ordusu 17 Ocak'ta Gazze'deki İsra Üniversitesi'ni patlayıcılarla yerle bir etti.

Bunlar, İsrail işgali altında Filistin'de günlük yaşamın kısıtlanma şekillerinden sadece birkaçı.

İsrail'in kontrolü ve hakimiyeti uluslararası yasaları ihlal ediyor ve Filistinlileri kendi kaderlerini tayin etme hakkından mahrum bırakıyor. BM'nin Batı Asya Ekonomik ve Sosyal Komisyonu'nun raporuna göre, bu durum Filistin'in ekonomisini de küçülterek İsrail'e bağımlı hale getirdi.

Filistinliler, İsrail'in devam eden baskı sisteminin Nekbe'nin hiçbir zaman gerçekten sona ermediği anlamına geldiğini söylüyor.

Kaynak: Mepa News, Al Jazeera

wp.gif

HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.
1 Yorum