Afganistan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Abdulkahar Belhi ile röportaj

Afganistan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Abdulkahar Belhi ile röportaj

Afganistan'da yeni kurulan İslam Emirliği yönetiminin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Abdulkahhar Belhi DW'nin İngilizce servisine bir röportaj verdi.

Afganistan'da kurulan İslam Emirliği yönetiminin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Abdulkahhar Belhi DW'nin İngilizce servisine bir röportaj verdi.

Belhi röportajda, ülkede son duruma ve 'Afganistan İslam Emirliği'nin dış ilişkilerinde son durumu değerlendirdi.

Röportajın tam metni Mepa News okurları için Türkçeleştirildi.


Afganistan yönetiminin tanınması

- İnsan hakları karnenize rağmen, uluslararası kamuoyu neden Taliban'ı tanıyarak meşrulaştırmalı?

Afganistan'da iktidara gelen yeni hükümet, aşikar bir gerçekliktir. Mevcut hükümet, bir yapının resmi bir devlet olarak kabul edilmesi için gereken kriterleri yerine getirdiğinden, uluslararası hukuka göre ve 1933 Montevideo Konferansı'nın ilk maddesi uyarınca, dünyanın bu hükümetle ilişki içerisine girmesi gerekir.

Bir yapının bu doğrultuda yerine getirmesi gereken dört temek şey vardır. Bunların ilki, tanımlı, belirli bir coğrafyaya sahip olmaktır.

İkincisi, bu coğrafyada kalıcı bir nüfus olmasıdır.

Üçüncüsü, mevcut hükümetin, bölgeyi yöneten insanların idareyi sağlamasıdır.

Dördüncü kriter ise, hükümetin yabancı milletlerle ilişkiler kurabilme kapasitesine sahip olmasıdır.

Yani bizim bakış açımıza göre bu, Afgan halkının bir hakkıdır. Halk, bu yeni hükümeti destekleme yönünde karar vermiştir.

- Afganistan'daki Taliban hükümetinin, gerekli kriterleri sağladığını söylediniz. Ancak bu Birleşik Krallık, Almanya, ABD gibi ülkelerin bundan ne gibi bir çıkarı olacağı konusunda bize bir şey anlatmıyor. Taliban hükümetiyle muhatap olarak ve böylece onu meşrulaştırarak bu ülkelerin çıkarı ne olacak?

Bunu bir Taliban hükümeti olarak adlandırmak doğru değil. Bu hükümet, Afganistan halkını temsil etmekte olan bir hükümet. Bu hükümet buraya uçakla gelmedi, havadan inmedi, liderleri Afganistan'a havadan indirilmedi. Dış güçler tarafından da desteklenmedi. Bu hükümetin temsil ettiği şey Afganistan'ın halkı.

Dünya için, bu yeni hükümetle ilişki içerisine girmek, Afgan halkının emsalsizliğini olduğu gibi kabul etmek ve şayet önemli meseleler olursa bu hükümetle diyalog kurmak son derece gerekli ve mecburi. Bunların tamamı diyalog ve ilişkiyle çözülebilir. Baskı taktikleri kullanmak, Afganistan'ın karşılaştığı sorunları çözmek için bir yöntem değil.

Kız çocuklarının eğitimi

- Anlıyorum. Kız çocukları halen Afganistan'da eğitimin dışında tutuluyor mu?

Hayır. Bu açıklama gerçeğin ancak yarısı. Tamamıyla gerçek değil. Afganistan'da ilkokuldan üniversiteye kadar tüm düzeylerde tüm kadınların okullara katılmasına ve eğitim görmesine izin veriliyor. Kamu kurumlarında, birinci sınıftan altıncı sınıfa kadar, tüm kız çocukları okullara katılıyor.

Afganistan gibi muhafazakar bir toplumda (dahi) bu kadın öğrencilerin çoğunluğunu teşkil ediyor.

Kızların, yedinci sınıftan on ikinci sınıfa kadar okullara gidebildiği ise 12-13 ilimiz var.

Ve hükümetin devlet politikası olarak bizler, nüfusumuzun yarısını oluşturan toplumumuzun kadın üyelerine her haklarını veriyoruz. Çalışma hakkını, eğitim alma hakkını, onlara İslam'da verilmiş olan diğer tüm hakları veriyoruz.

- Onlara İslam doğrultusunda her hakkı verdiğinizi mi söylüyorsunuz? Dünyanın Müslüman olmayan kısmının endişe ettiği kadarıyla, Afganistan'daki kadınların erkeklerden daha az hakkı var. Açık olmak için söylüyorum, siz bunu, bunun Kuran'da yer aldığını söylediğiniz için mi meşru kabul ediyorsunuz?

Evet bu doğru. Afganistan'ın halkı 43 yıl boyunca iki süper güce karşı bu gaye için cesurca savaştı, İslam hukukunu tesis etmek için. Ve İslami bir toplum olan Afganistan'ın nüfusunun yüzde 99.9'u Müslümandır. Doğru ve uygun olan tek şey bu topraklarda İslam'ın uygulanmasıdır.

- Eylül ayında, özgürlüklerine getirilen kısıtlamalara karşı protesto gerçekleştiren Afgan kadınlara silah dipçikleri, göz yaşartıcı gaz ve metal sopalarla saldırıldığı doğru mu?

Hayır, böyle bir rapor duymadım. Güvenlik güçlerimizin gösterileri engellediğine dair raporlar gördüm. Çünkü İçişleri Bakanlığı'nın bazı kurallar var. Gerçekleştirilecek protestolarda ilk olarak, yer ve zaman için İçişleri Bakanlığı ile koordinasyona gidilmesi gerekiyor ki günlük işlerine gidecek halka yansıyan bir karmaşa ve problem olmasın.

"Yabancıların fonladığı basın kuruluşları fonları tükendiği için kapandı"

- Afganistan'da özgür bir basın var mı?

Afganistan'ın çok özgür ve canlı bir basını var, bu konuda hiçbir şüphe yok. Şayet burada Kabil'de, Afganistan'da olsaydınız, AFP'den El Cezire'ye ve DW'ye tüm kanalları görebilirdiniz. DW çalışanlarının çalışma izinlerine dair mektubu bizzat ben imzaladım. Daha önceden burada faal olan medyanın tamamı halen faaliyetine devam ediyor.

Maalesef söylemem gerekiyor ki bazı medya kurumları kapandı, fakat bunun sebebi biz değiliz. Sebebi fonlarının tükenmiş olması. Yabancı bağışçılarca fonlanıyorlardı, fonları tükendi ve kapanmak zorunda kaldılar.

- Taliban, 'İslami değerler veya Afganların değerleriyle çelişen' gazetecilik faaliyetlerini kısıtlayan bazı kurallar yayınladı. Bunun ne anlama geldiğini açıklar mısınız?

Temel olarak bunun anlamı, bu toplum için hassas olan kurallar olduğu, tıpkı İslami kutsallara hakarete dair kanunlar gibi. Batılı bir toplumda bu tarz şeyler yapmak tamamen doğru bir iş olarak kabul edilebilir. Gayet muhafazakar olan, 40 yılı aralıksız savaşla geçen Afganistan gibi bir toplumda böyle şeyler yasaktır.

"Uluslararası toplum Afgan halkını cezalandırmaya çalışıyor"

- Peki. Afganistan'ın ekonomisi çökmüş durumda. Ülke insani bir kriz içerisinde. Hedef gözeterek öldürme olayları artıyor ve sağlık sistemi çöküşün eşiğinde ki halihazırda pandemi ile de karşı karşıyasınız. Afganistan halkının, Taliban'ın Afganistan'ı kontrol etmesinden nasıl fayda sağladığını açıklar mısınız?

Fayda şu ki biz sonunda artık barışa kavuştuk. Ölümler yaşanmıyor.

Eskiden Afganistan'da savaşın vahşeti sebebiyle, barışsever Afgan halkına karşı yürütülen saldırganlık nedeniyle her gün 200-300 masum can yitiriliyordu.

Bu herhangi bir devletin temel gerekliliklerinden biridir, vatandaşlarına güvenlik sağlamak zorundadır. Bu Afganistan halkının, 40 yıldır arzu ettiği en büyük faydalardan biridir.

Ve uluslararası toplum tarafından maruz bırakıldıkları toplu cezalandırma çok üzücü ve talihsiz. Nihayetinde barışı elde edebildikleri için ve egemenliklerini kazandıkları için kitlesel olarak açlıktan öldürülmekte tehdit ediliyorlar.

Kaynak: Mepa News

twtbanner-001.jpg

İlgili Haberler
Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.