Analiz | Filistin Yönetimi savaştan sonra gerçekten Gazze'yi yönetebilir mi?

Analiz | Filistin Yönetimi savaştan sonra gerçekten Gazze'yi yönetebilir mi?

Abbas, El Fetih grubunun 2006'da Hamas'a karşı parlamento seçimlerini kaybetmesinden bu yana ulusal seçimlerin gerçekleşmemesini sağladı. Bir yıl önce de dört yıllık bir dönem için yeniden başkan "seçildi."

Uzun boylu ve hafif sakallı Jihad Imtoor, İsrail'e karşı ilk intifada ya da ayaklanmada öldürülen bir savaşçının gururlu oğlu. Babası, Filistin Yönetimi'ni kontrol eden siyasi grup El Fetih'in bir üyesiydi. Ancak Batı Şeria'daki yönetiminden bıkmış durumda.

Küçük bir işletme sahibi olan 32 yaşındaki Imtoor, geçtiğimiz günlerde dükkanının önünde durmuş, Hamas'ın Gazze'deki ateşkes anlaşmasının bir parçası olarak serbest bırakmaya çalıştığını açıkladığı İsrail hapishanelerinde tutuklu bulunan çok sayıda Filistinli için düzenlenen yürüyüşü izliyordu.

"Ben Hamas'tan değilim ama umarım Hamas buraya gelir" dedi ve ekledi: "Filistin yönetimi bizden çok şey aldı ve artık gitme zamanı geldi."

Ramallah'ın merkezindeki anıta atıfta bulunarak şunları söyledi: "Filistin yönetimi Manara Meydanı'ndaki dört aslanı korumak için iyi çalışıyor ama halkı İsrail'den koruyamazlar."

ABD Başkanı Biden ve Dışişleri Bakanı Antony Blinken, son savaşın ardından Gazze'nin İsrail işgali altındaki Batı Şeria'yla, Batı Şeria'nın büyük bölümünü İsrail'le yakın koordinasyon, hatta işbirliği içinde kontrol eden "yeniden yapılandırılmış" bir Filistin Yönetimi altında birleştirilmesi gerektiğini söylediler.

Bugün Batı Şeria'da ya da İsrail'de çok az kişi Filistin Yönetimi'nin çatışma sonrası Gazze'yi yönetebileceğini düşünüyor. Yönetim, Batı Şeria'da kontrolü elinde tuttuğu yerlerde dahi pek sevilmiyor çünkü uzun süredir devam eden İsrail işgalinin taşeronu olarak görülüyor.

Hatta desteği o kadar zayıf ki İsrail ordusunun sağladığı güvenlik olmadan ayakta kalması bile olası değil.

1993 Oslo Anlaşmalarından sonra kurulan Filistin Yönetimi, bağımsız bir Filistin devletine giden yolda geçici bir yönetim olarak tasarlanmıştı. El Fetih grubunun hakimiyetinde olan ve Hamas'ı dışlayan bu yönetim, geçen sürenin büyük bir kısmında, şu anda 88 yaşında olan ve Ebu Mazin olarak da bilinen Başkan Mahmud Abbas tarafından yönetildi.

Abbas, El Fetih grubunun 2006'da Hamas'a karşı parlamento seçimlerini kaybetmesinden bu yana ulusal seçimlerin gerçekleşmemesini sağladı. Bir yıl önce de dört yıllık bir dönem için yeniden başkan "seçildi."

Temsil etmesi gereken insanların çoğuna göre yönetim, İsrail tarafından inşa edilen demir bir tahtta oturan otoriter, yozlaşmış ve antidemokratik bir idareye dönüştü.

Filistinliler ve uzmanlar, yönetimin güvenilirliğini yeniden kazanması için tabanını Hamas ve diğer Filistinli grupları da kapsayacak şekilde genişletmesi, yeni bir yönetim oluşturmak için seçimlere gitmesi ve Batı Şeria ile Gazze'nin İsrail ile bir tür iki devletli paradigma altında yeniden birleşmesi konusunda ısrarcı olması gerektiğini söylüyor.

Fakat 7 Ekim'de Hamas öncülüğünde düzenlenen saldırılar İsrail'in Filistin yönetimine olan güvenini neredeyse yok etti ve bugün seçim yapılsa, uzmanlar ve anketler Hamas'ın yine kazanacağını gösteriyor.

Ramallahlı bir ev hanımı olan 30 yaşındaki Asala Hudur, yönetimin Gazze'yi yönetip yönetemeyeceği sorusuna net bir yanıt verdi: "Kesinlikle hayır"

Hudur, yıllardır seçim yapılmadığı için "Yönetim sadece koltukta oturuyor," ifadelerini kullanıyor ve Hamas'ı kastederek "Halk için çalışan, halkın başında olmalı" diye ekliyor.

Hamas'ın İsrail'e büyük bir darbe indirmesi, aynı zamanda İsraillilerle birlikte Batı Şeria'da barışı korumaya çalışan Abbas'ı ne kadar zorlu ve sevimsiz olsa da küçük düşürdü.

Batı Şeria, İsrail yerleşimleri ve kontrol noktalarıyla delik deşik olmuş durumda, bu da toprağı bölüyor ve Filistinliler için seyahati kestirme yollar ve yol kapatmalarla dolu engelli bir parkur haline getiriyor.

Yahudi yerleşimcilerin Filistinlilere yönelik şiddeti artıyor ve İsrail ordusu özellikle Nablus ve Cenin çevresinde Hamas üyelerini ve savaşçılarını hedef aldığını söylediği sürekli baskınlar düzenliyor.

Batı Şeria'nın göreceli istikrarı içinde büyüyen orta sınıf arasında dahi yönetime karşı çok az güven var. El Fetih Merkez Komitesi'nin etkili bir üyesi olan Sabri Seydam, mali sıkıntılar ve azalan bütçe nedeniyle, ödenen maaşlarda şimdiden yüzde 30'luk bir kesintiye gidildiğini belirtiyor.

Batı Şeria ve Gazze'de faaliyet gösteren Jerusalem Pharmaceuticals'ın CEO'su Iyad Mesruci "Gazze'yi nasıl yönetebilirler?" diye soruyor ve ekliyor: "Amerikalılar 30 yıl önceki retorikle konuşuyorlar. Ama biz farklı bir gerçeklikte yaşıyoruz. Adil bir seçim olsaydı Hamas kazanırdı, şimdi daha da fazla kazanacak."

Filistinli siyaset bilimci Zekeriya el Hak, insanların Filistin yönetimini "ulusal hedefleri uğruna değil, kendi siyasi bekaları için yıllarca müzakere ederken" gördüğünü söylüyor ve ekliyor: "Ancak ikisini de başaramadılar."

El Fetih İsrail'i tanımayı taahhüt etse de, Batı Şeria'daki Yahudi yerleşimleri ve ülkenin sağcı hükümetleri nedeniyle iki devletli bir çözüm artık pek çok kişi için bir hayal gibi geliyor.

Müzakere edilmiş bir barışa ulaşılamaması, diğer bariz alternatifi -İsrail işgaline karşı silahlı Filistin direnişini- daha kabul edilebilir ve popüler hale getirdi.

İsrail'in tahminen 1.200 kişiyi öldürdüğünü ve yaklaşık 240 kişiyi rehin aldığını söylediği 7 Ekim'de Hamas'ın vahşetine rağmen, Batı Şeria'daki Filistinliler genellikle İsrail'in egemenliğini deldiği ve Filistinlilerin kaderini yeniden uluslararası odak noktasına getirdiği için grubu takdir etti.

El Kudüs Üniversitesi'nin rektörü Filistinli Sari Nuseybe, "Filistinlilerin bakış açısından bu bir mucize gibi görünüyordu. Bu olay İsrail'in kalesini birdenbire zayıflattı." dedi.

Nuseybe, Hamas'ın 7 Ekim'de uyguladığı şiddetten nefret ettiğini ancak bunun etkisi konusunda net olduklarını söyledi.

"Şu anda Filistin liderliği kim? Beğenseniz de beğenmeseniz de Hamas," diyor Nuseybe. Ve ekliyor: "Şu anda Hamas Filistinliler tarafından Filistin çıkarlarının en önde gelen temsilcisi olarak görülüyor"

Ancak Filistin Yönetimi'ni yıllardır süren uluslararası ihmal ve İsrail hakimiyeti karşısında hayatta tutan şey alternatifsizlik.

Bir zamanlar Filistin Kurtuluş Örgütü'nün hukuk danışmanlığını yapan ancak artık bir eleştirmen haline gelen avukat Diana Buttu, "Filistin Yönetimi uzunca bir süredir can çekişiyor" diyor ve ekliyor: "Uluslararası toplumda hiç kimse ölüm belgesini imzalamak istemiyor çünkü bu barış sürecinin, iki devletli çözümün ve suçlayabilecekleri ve para aktarabilecekleri bu çok uygun kurumun sonu anlamına geliyor."

Buttu, Bay Biden'ın Bay Abbas ya da yönetim için neredeyse hiçbir şey yapmadığını söyledi: "Ve şimdi buradayız ve birdenbire onların umudu oldu. İnsanın aklı almıyor. Bu, artık canlandırılamayacak olan 1990'ların düşüncesi."

İsrailliler için Mahmud Abbas yönetimi, Gazze'deki savaş nedeniyle halkın öfkesini bastırmak için yararlı bir araç oldu.

Ancak askeri kurallar çerçevesinde isminin açıklanmaması koşuluyla konuşan üst düzey bir İsrailli güvenlik yetkilisi, yönetimin kuzeyde, özellikle de İsrail güçlerinin kontrolü yeniden sağlamaya çalıştığı Cenin çevresinde hakimiyetini kaybetmesiyle gerilimin arttığını söyledi.

İsrailli güvenlik yetkilisi, Filistin Yönetimi'nin İsrail'e karşı Filistin direnişinin yanında açıkça yer almak isterken yakalandığını söyledi. Ancak sahada Filistin güvenlik güçleri çok sayıda tutuklama yaptı.

Yetkili, Batı Şeria'daki 500.000 İsrailli yerleşimciden birkaç yüzünün Gazze'deki savaşı Filistinlilere saldırmak için kullanması nedeniyle de gerilimin yüksek olduğunu ve şiddetin arttığını söyledi.

Birleşmiş Milletler'e göre 7 Ekim'den bu yana İsrail güçleri 52'si çocuk 201 Filistinliyi, İsrailli yerleşimciler ise biri çocuk sekiz Filistinliyi katletti. Filistinliler tarafından düzenlenen saldırılarda dört İsrailli öldürüldü ve İsrail 1.100'ü "Hamas'a bağlı" olmak üzere 1.850 Filistinliyi tutukladığını açıkladı. (Filistinli kaynaklara göre bu rakam 3 binin üzerinde - Editör)

Filistin Yönetimi yetkilileri, İsrail'le karşı karşıya gelmeleri yönündeki halk baskısına rağmen "kendi halklarını korumak için" hareket ettiklerini söylüyor.

Filistin Kurtuluş Örgütü Genel Sekreteri ve Abbas yardımcılarından Hüseyin el Şeyh verdiği bir mülakatta İsrail'in Gazze'deki "aşırı tepkisinin" aksine "Filistin Yönetimi'nin kararının sükunet, güvenlik ve istikrarın yanı sıra barışın korunması yönünde olduğunu" söyledi.

Filistin'in önde gelen kamuoyu araştırmacılarından Halil Şikaki, henüz yayınlanmayan son anketine göre Batı Şeria'daki Filistinlilerin yüzde 66'sının Filistin Yönetimi'ni bir yük olarak gördüğünü söyledi.

Şikaki'ye göre Abbas'ın istifasını isteyenlerin oranı yüzde 85. Bu da El Fetih içindeki kendi tabanının yüzde 60'ından fazlasının Abbas'ın gitmesini istediği anlamına geliyor.

Mevcut haliyle yönetim Gazze'yi devralabilir mi? "Elbette hayır," dedi Şikaki. Ve ekledi: "Yönetim, kanun ve düzeni tesis etmek ve kuralları uygulamakla ilgilidir ve Filistin Yönetimi bunu yapamaz."

Pek çok Filistinliye göre tek çözüm Hamas'ı, Abbas ve El Fetih tarafından yönetilen Filistin Kurtuluş Örgütü ve Filistin Yönetimi'ne dahil etmenin bir yolunu bulmak.

Bu düşünceye göre, daha fazla temsil gücüne sahip bir Filistin Kurtuluş Örgütü, hem Gazze'de hem de Batı Şeria'da çok daha fazla güvenilirliğe sahip olacak ve daha fazla güvenilirliğe sahip bir Filistin Yönetimi için yeni seçimler düzenleyebilir.

Ancak bu aynı zamanda zayıflamış bir Hamas'ın İsrail'in varlığını kabul etmesini ve onunla birlikte bir Filistin devletini müzakere etmeyi taahhüt etmesini gerektirecektir.

Eski bir Filistin Yönetimi bakanı olan Kadura Fares, "Şu anda Filistin halkının umudu yok, ancak gerçek bir barış süreci bunu yapabilir ve Hamas da bunun bir parçası olabilir" dedi ve ekledi: "Filistin Kurtuluş Örgütü'nde tüm Filistinli grupların bir arada olmasına ihtiyacımız var."

Hamas'ı yeni Filistin Yönetimi'ne dahil etmek, İsrail ve Batı tarafından dışlanan grupla ne yapılacağını belirlemenin de bir yolu olabilir.

Oğullarından biri Hamas'ın önde gelen tutuklularından olan ve bir diğeri de örgütle ilişkisi nedeniyle tutuklanmaktan köşe bucak kaçan Munir Zughir, "Hamas'ı bitiremezler, insanların kalbindeki bir şeyi bitiremezsiniz" diyor.

Peki Abbas'ın yerine kim geçebilir?

Bazıları, liderliğini yaptığı birinci ve ikinci intifada döneminde işlenen cinayetler nedeniyle İsrail hapishanesinde üst üste beş kez müebbet hapis cezasına çarptırılan 64 yaşındaki Mervan Barguti'ye odaklanmış durumda, fakat kendisi ancak savaşın sona ermesine yardımcı olacak daha büyük bir esir değişiminin parçası olabilir.

Ortadoğu ve Kuzey Afrika'da kamuoyu araştırmaları yapan Arap Barometresi'nin son anketleri Barguti'nin Gazze'de Hamas'ın eski lideri İsmail Heniye ya da Abbas'tan çok daha popüler olduğunu gösteriyor.

Bir diğer alternatif, her ne kadar ayrıştırıcı bir figür olmaya devam etse de, 2007 yılında Hamas tarafından devrilen ve o zamandan beri Sayın Abbas tarafından dışlanan Gazze'deki eski El Fetih lideri Muhammed Dahlan olabilir.

62 yaşındaki Dahlan şu anda Birleşik Arap Emirlikleri'nde yaşıyor.

El Fetih'in üst düzey yetkilisi Seydam, asıl önemli olanın ABD'nin Filistinlilere bağımsız bir devlet için gerçekçi bir perspektif sunma taahhüdü olduğunu söylüyor.

Seydam, "Filistinlilerin ABD tarafından marjinalleştirilmesi, fonların kesilmesi ve birbirini izleyen sağcı İsrail hükümetleri bu son derece tehlikeli durumun ortaya çıkmasına neden oldu" diye konuştu.

Seydam ayrıca, "Bir Filistin devletini hayata geçirecek herhangi bir siyasi çözüm rahatlatıcı bir faktör olacaktır. Ancak 'bir sürece', boş görüşmelere, ciddiyetsizliğe, bir tur daha fotoğraf çekimine geri dönersek, bu bizi hiçbir yere götürmez." ifadelerini kullanıyor.


New York Times için Steven Erlanger tarafından hazırlanan bu analiz Mepa News okurları için Türkçeleştirilmiştir. İçerikte yer alan ifadeler Mepa News'in editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.
2 Yorum