Arakanlı Mülteciler: Yas tutmaya zamanı olmayanlar

Arakanlılar Shah Porir Dwip’teki mülteci kampına yürürken, 14 Eylül.
Ne yapacağım veya ne söyleyeceğim hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Sadece fotoğraf çekip etrafta gezindim. Bir baba ve yakınları, yakınlardaki bir tıp merkezine nakledilmiş olan ölü akrabalarını gömmek için yerel yetkililerle görüşmeye gitmişlerdi. Birkaç saat sonra ise bu kişilerin hepsi yiyecek, su ve barınak arayışındaydılar. O zaman anladım ki bu insanların yas tutmak için zamanları yoktu. Hayatta kalmak için yollarına devam etmeleri gerekiyordu.
Tekneye doluşmuş insan yığını aklımdan hiçbir zaman çıkmayacak. Hanida’nın o görüntüsü ve mültecilerle geçirdiğim o saat hala tüylerimi diken diken ediyor. Sebepsiz yere yapılan şiddetten kaçmak, bir teknede güvende olmaya çalışmak, o teknenin alabora oluşundan sonra bir çocuğun öldüğü için yas tutmak ve aynı zamanda diğer çocuğun hayatta olduğu için sevinmek. Bu görüntü, benim için, her zaman var olmuş bu insanlık durumuna şahitlik etmem için vermem gereken bedeldi: zulüm, kaçmak ve hiçbir yere ait olmamak.