Arakanlı sığınmacıların talepleri neler?

Arakanlı sığınmacıların talepleri neler?

Bangladeş'e kaçmak zorunda kalan Arakanlılar'la birebir görüşmeler gerçekleştiren Mepa News kaynakları, sığınmacıların taleplerini dinledi.

Eski adıyla Burma olup şimdilerde Myanmar olarak adlandırılan ülkedeki Arakan’da Rohingya halkı, Myanmar Devleti’nin 1948’de bağımsızlık ilan etmesinden çok önceleri yaşamaktaydı. Myanmar’ın bağımsızlık ilanından sonra Rohingya halkı etnik bir unsur olarak tanınmıştı. Bu halka mensup kişiler ve vatandaşlar oy verme, mecliste temsil edilme, devlet memuru olma, istediği yere yerleşme hakkına sahiptiler. Bunun yanında, yüksek eğitime ve sağlık kuruluşlarına erişim, İslami çalışmalar yapma izni, Rohingya dilinde yayın yapma izni 1959 yılına kadar Rohingya halkına veriliyordu.

1960’tan 2010’a kadar geçen süreçte, Myanmar Devleti’nin Rohingya politikası tamamen değiştirildi ve Müslümanların hakları büyük oranda engellendi. O günlerden beridir Rohingya halkı Arakan vilayetindeki hayatı adeta bir mahkumiyeti andırıyordu 2010 yılına gelindiğinde,  “Myanmar” demokrasi sürecine girdi ve Rohingya halkı tekrar oy kullanma ve mecliste temsil edilme şansı elde etti. Müslümanları temsil eden milletvekilleri, ellerinden alınan hakları sık sık dile getirdiler. Ancak, bütün uğraşları Rakhine ırkı mensubu siyasiler (Budist) tarafından boşa çıkartıldı zira Myanmar hükümeti, Rohingya halkını Arakan’dan çıkartarak gelecekte “Rohingyasız” bir Arakan vilayeti oluşturmak için sistematik bir plan oluşturmuştu. 

Arakan vilayetinin “Rohingyasızlaştırılması” uğrunda, Myanmar hükümeti ve Budist siyasetçiler Müslümanları öldürmeye başladılar. İlk hedef olarak, 2012 yılının Temmuz ayında, İslami çalışmalar yaptıktan sonra Sittwe’den Yangon’a karayolu ile geri dönmekte olan Müslümanları Taung Goke şehrinde öldürdüler. Daha sonra, Myanmar birleşik kuvvetleri Rohingya halkına yönelik saldırılara başladı. Kuzey Arakan bölgesindeki köyler yakıldı. 2012’deki olaylarda, Myanmar ordusu askerleri ve Budistler Rohingyaları palalar, kılıçlar ve ateşli silahlarla öldürdü. Tecavüzler yaşandı. Küçük çocuklar, göletlere ve derin kuyulara atılarak katledildi. İnsanlar evlerinin içine kilitlenerek canlı canlı yakıldı. Müslümanlar toplu olarak tutuklamalara maruz kaldı ve hapse atıldı. Durum bu derece vahim bir haldeyken, 2017 yılının Ağustos ayında, hükümet güçlerine kimliği belirsiz kişiler tarafından bir saldırı düzenlendi. Bu saldırıyı bahane ederek ordu ve Budist militanlar “alan temizliği” yapmaya başladılar. Bu ırkçı uygulama esnasında küçük bebekler dahil olmak üzere eline geçirdikleri Rohingyaları soğuk kanlılıkla katlettiler, kadınlara tecavüz ettiler, arazileri ve malları yağmaladılar. Bir köyden diğerine yolculuk etmeyi dahi yasakladılar. Müslümanlara sadece Bangladeş’e doğru gitmeleri için kaçış yolunu açık bıraktılar ve zorla göç ettirdiler.

Rohingya Mültecilerinin Talepleri

Bangladeş'e kaçmak zorunda kalan Arakanlılar'la birebir görüşmeler gerçekleştiren Mepa News kaynakları, sığınmacıların taleplerini dinledi.

Arakanlı sığınmacılar ve bölgedeki sivil toplum kuruluşlarının talepleri şu maddeler etrafında toplanıyor:

Myanmar Devlet, 1982 yılında Sosyalist Parti tarafından yürürlüğe konulan Myanmar Milliyetleri Kanunu’nu özellikle de Rohingya halkını ilgilendiren kısımları feshetmelidir.

Hükümet Rohingya halkının Myanmar’ın etnik azınlıklarından bir tanesi ve vatandaşı olduğunu ilan etmeli ve adımızı Myanmar milletleri listesine koymalıdır. 

Myanmar Devleti önkoşulsuz olarak, Bangladeş’e iltica eden Rohingyaların Myanmar’a geri dönmesini kabul etmeli ve görüşme masasına oturacağını dünyaya ilan etmelidir.

Myanmar Devleti, Rohingyaların geri dönüş süreci ve mutabakat sağlanan diğer konuları duyurmak amacıyla yazılı olarak dağıtmalıdır.

Myanmar Devleti 1993 yılında oluşturulan geri dönüş anlaşmasının, yeni oluşturulacak anlaşma ile beraber iptal edildiğini dünyaya ilan etmelidir.

Myanmar Devleti, geri dönüş sürecinde UNHCR, HRW, Bangladeş hükümeti yetkilileri ve Rohingya temsilcileri tarafından yapılacak gözlemlemeler için gerekli koordinasyonu sağlamalıdır.

Myanmar Devleti, en az 20 yıl süreyle BM güvenlik ve barış gücünün Rohingya halkının güvenlik ve koruması için bölgede görev yapmasını kabul etmelidir.

Myanmar Devleti, Kofi Annan liderliğindeki komite tarafından hazırlanan raporu kabul etmeli ve uygulamaya almalıdır.

Myanmar Devleti, Rohingyalara “Ulusal Kimlik Kartı” vermeli, ülkeye kabul etmeli ve mümkün olan en kısa zamanda rehabilitasyon çalışmalarına başlamalıdır. 

Myanmar Devleti, Kuzey Arakan Vilayetindeki tüm halkların, uluslararası medya ve ajanslar ile INGO tarafından serbestçe desteklenmesine izin vermelidir.

Myanmar Devleti, barış ve kalkınma ortamının sağlanması adına, Rohingya halkının geri dönmesinin ardından geçmişteki kriz dönemleri ile alakalı tutuklama ve suçlamalarda bulunmayacağına mutabık kalmalıdır.

Myanmar Devleti, 2012 yılının Haziran ayından itibaren Rohingya halkına karşı yürütülen etnik temizlik harekatından sorumlu kişiler hakkında gerekli işlemleri yapmalıdır.

Myanmar Devleti, Rohingyaların geri döndükten sonra kendi köylerinde ve evlerinde ikamet etmesine izin vermelidir.

Myanmar Devleti, yaşanan etnik temizlik sırasında ordu mensupları ve Budistler tarafından yağmalanan ve el koyulan tüm mallarının zararını karşılamalıdır. 

Myanmar Devleti, mülteci durumuna düşen Rohingyalardan emekli olanların, ülkeye geri dönmelerinin ardından emeklilik maaşlarını almasına izin vermelidir

Myanmar Devleti, geri dönüş süreci ile birlikte,  yüksek eğitime kolay erişim sağlanabilmesi adına mümkün olan en kısa sürede “Rohingya Öğrenci Birliğini” kurmalı, Buthidaung ve Maıngdaw şehirlerinde ön lisans, lisans ve yüksek öğretim programlarının uygulanacağı üniversiteler kurmalıdır. 

Myanmar Devleti, Rohingya ırkına mensup kişilerin, tıpkı diğer halkların yaptığı gibi yeterli eğitim seviyesine sahip olduklarında devlet memuru olarak çalışabilmesine izin vermelidir. 

Myanmar Devleti, yaşadıkları yerlerden ülkenin başka yerlerine kaçmak zorunda kalanların tutulduğu toplama kamplarını derhal kaldırmalı ve bu programa son vermelidir. Bu insanların Arakan eyaletindeki kendi evlerinde ve köylerinde ikamet etmesine izin vermelidir. 

Myanmar Devleti, 2010 yılının Haziran ayından bu yana tutuklanan ve esir alınan bütün Rohingyaları, istisnasız bir şekilde salıvermelidir. 

Myanmar Devleti, eğitimli Rohingyaların kendi alanlarında devlet görevlisi olarak çalışabilme hakkını kabul ve ilan etmelidir. 

Myanmar Devleti, Göçmen Bürosunda kayıtlı olan ve 2017’den önce ülke dışına iltica etmek zorunda kalan Rohingyaların geri dönüşüne izin vermeli ve ülkeye geri dönmelerinden sonra bu insanlar hakkında herhangi bir hukuki kovuşturma başlatmayacağını ilan etmelidir.

Kaynak: Mepa News

HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.