Ebul Hasan Ali en Nedvi kimdir?

Ebul Hasan Ali en Nedvi kimdir?

Ebul Hasan Ali Nedvi Hindistanlı davetçi, ilim adamı, yazar.

Ebul Hasan Ali en Nedvi davetçi, yazar, Hint Kıtası başta olmak üzere Ümmetçilik ve İslam'ı bidatlardan ayıklama çağrılarıyla dikkat çeken, Türkiye'yi de defalarca ziyaret eden ve Türkiye'den isimlerle temasta olan Hindistanlı Müslüman bir ilim adamıdır.

Doğumu ve eğitimi

Ebul Hasan Ali en Nedvi (1914-1999) 24 Kasım 1914'te Hindistan'ın kuzeyindeki Uttar Pradeş Eyaleti'ndeki Ray Bireli (Raebareli) şehrinin Tekiyye Kelan köyünde Arap asıllı olduğu belirtilen bir ailede doğdu.

Küçük yaşlardan itibaren dini eğitim gördü. 1923'te babasını kaybedince burslarla eğitim hayatına devam etti. Çok genç yaşta 1927'de Uttar Pradeş'in merkezi Leknev'de (Lucknow) Leknev Üniversitesi Arap Dili ve Edebiyatı Bölümü’ne başladı. 

1929'da şer'i ilimlerin yanında sosyal ve fenni bilimlerin de okutulmasına yönelik olan, 1894'te Leknev'de Diyobendi ekolünün öncülüğünde açılan Darul Ulum-i Nedvetu-l Ulema kurumunda da eğitimine başladı.

Üniversite hocalığı ve İslami faaliyetleri

1934'te 20 gibi erken bir yaşta tüm bu eğitimlerini tamamladı, eğitimi esnasında iyi ve kullanabilecek derecede Arapça ve İngilizce de öğrendi. Mezuniyetiyle Darul Ulum-i Nedvetu-l Ulema'da ders vermeye başladı.

Nedvi hocalığının yanı sıra teşkilatçı kişiliği ve girişkenliğiyle de genç yaşta Hindistan'daki İslami çevrelerde dikkat çekmeye başladı. Bu sebeple Ebul Ala Mevdudi'nin (1903-1979) davetiyle 1941'de Cemaati İslami'nin kuruluşunda yer aldı. İlerleyen dönemlerde ise Cemaati İslami'den ayrılarak müstakil çalışmayı tercih etti.

1947'de Hindistan'ın bölünmesi tartışmaları esnasında bu bölünmenin Hint Kıtası Müslümanlarını bölüp güçsüz düşüreceği endişesiyle Diyobendilerin çoğunluğu ve Mevdudi ile beraber görüşmeye karşı olduğunu açıkladı.

Bölünmenin ardından Pakistan'a göç etmeyerek, Hindistan'da kalan Müslümanların eğitimleri ve sorunları ile ilgilenmek gerekçesiyle Leknev'de yaşamaya devam etti. Nedvi 1947'de ilk kez Hacca gitti. 1951'de ikinci kez Hacca gittiğinde iki gün boyunca Kabe'nin içinde istediği kadar kalmasına izin verildi.

'Müslümanların Gerilemesiyle Dünya Neler Kaybetti?' kitabı

Nedvi 1950'de İslam'ın üstünlüğüne, Müslümanların İslam'a sarılarak ilerlemesine, hataları sebebiyle gerilemesine ve Müslümanların gerilemesiyle dünyada artan sorunlara dair ünlü eseri 'Müslümanların Gerilemesiyle Dünya Neler Kaybetti?'yi yazdı. İngilizce ve Türkçe de dahil pek çok dile çevrilen bu kitap Arap ülkeleri başta olmak üzere İslam Alemi genelinde Nedvi'nin beklentisinin üzerinde bir ilgi gördü.

Kitapta bir olgu ve isimlendirme olarak ilk kez "Modern Cahiliye", "20. Asrın Cahiliyesi" işlendi. Mısırlı ünlü İslamcı yazar Seyyid Kutub'un (1906-1966) eserlerinde sık sık atıfta bulunduğu bu kavramı Nedvi'nin bu eserini okuduğunda beğenip iktibas ettiği belirtilmektedir. Nedvi ile iletişimde olan Seyyid Kutub kitaba övücü bir takdim de yazmıştır.

Artan yurt dışı temasları

Nedvi 1961'de hocalık yaptığı Leknev'deki Darul Ulum-i Nedvetu-l Ulema'nın rektörü olmuştur. Bu tarihten itibaren Nedvi'nin İslami çalışmalar ve davet amaçlı seyahatlerinde, dış temaslarında büyük bir artış görülmüştür. 1962'de Mekke'de kurulan 'Dünya İslam Birliği' (Rabıta) teşkilatının kurucularından olmuştur. Bu tarihten itibaren Suudi Arabistan'daki İslami ve eğitim çalışmalarıyla ilişkisi artmış, 1980'de Suudi Arabistan'da Kral Faysal ödülüne layık görülmüştür.

Nedvi 1964'te bir hastalık nedeniyle bir gözünü kaybetmiş ve hayatının kalan kısmında bunun sıkıntısını yaşamıştır.

İlk defa 1956'da olmak üzere çeşitli seferler Türkiye'yi de ziyaret eden Nedvi İslami çalışmalar kapsamında dünyanın pek çok bölgesine seyahatlerde bulunmuştur. Semir Abdullah Nuh, Ebul Hasan Ali en Nedvi'nin hayatına dair yazdığı biyografik eserde seyahatlerine dair ayrıntılı bilgiler vermektedir.

Nedvi Türkiye'de, 1993

Nedvi Türkiye'de, 1996

Nedvi Mekke'de

Nedvi İngiltere'de Oxford Üniversitesi'nde

Nedvi, yazı ve konferanslarında modern ve geleneksel bidatların ayıklanmasına, İslam'ın saf haliyle yaşanmasına, etnik milliyetçiliklerin bir tarafa itilip Ümmet şuurunun yerleşmesine vurgu yaptı. Bulunduğu Hindistan'da da baskı gören ve ikinci sınıf muamelesi gören Müslümanların hak mücadelelerini yürütmeye çalıştı.

Vefatı

Yaşlanması nedeniyle Mart 1999'da sağlığı bozulan ve kısmi felç geçiren Nedvi buna rağmen yazma çalışmalarına devam etmeye çalıştı. Sağlığının iyice bozulması üzerine Ramazan Ayı'na tekabül eden 31 Aralık 1999'da Leknev'de vefat etti ve doğduğu köy olan Tekiyye Kelan'da defnedildi.

Eserleri

Nedvi'nin başka dillere de çevrilen, Urduca, Arapça ve İngilizce olarak yazdığı kitap, risale ve konferanslarından kitaplaştırılan eserlerinin adedi 700'e yakındır. 

Eserleri ağırlıklı olarak davet, sosyal hayat, siyer, biyografi ve edebiyat alanındadır.

Vefatından günümüze eserlerine olan ilginin sürdüğü Nedvi'nin en ünlü eseri, İslam Alemi'nce tanınmasına yol açan 'Müslümanların Gerilemesiyle Dünya Neler Kaybetti?'dir.

Nedvi, bugünün Müslümanlarına örnek olmaları açısından tarihteki Müslüman önder ve alimlerin biyografilerini işlemeye ve İslami ölçülerce başarılı Müslümanlardaki ortak yönleri tespit edip sunmaya büyük önem vermiştir.

Kaynak: Mepa News

tg-003.jpg

İlgili Haberler
Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.