Ferdinand Marcos kimdir?

Ferdinand Marcos kimdir?

1965-1986 yılları arasında ülkeyi yöneten Filipinler diktatörü Ferdinand Marcos kimdir?

Ferdinand Emmanuel Edralin Marcos (1917-1989) Filipinli siyasetçi, hukukçu, diktatör.

Doğumu, eğitimi ve hayatının ilk yılları

Marcos, 11 Eylül 1917 tarihinde Filipinler'in Ilocos Norte bölgesindeki Sarrat yerleşiminde doğdu. Doğduğu dönemde Filipinler ABD idaresinde bir bölgeydi. Babası Mariano Marcos bir hukukçu ve siyasetçiydi. 1945 yılında Filipinli gerillalarca, Japon işgalcilerle iş birliği yapma suçlamasıyla infaz edilecekti.

Bir Katolik olarak yetiştirilen Marcos, ilk eğitimini bölgede almasının ardından, Manila'daki Filipinler Üniversitesi'nde hukuk okudu. Aynı zamanda bu yıllarda üniversite çatısı altında çeşitli sosyal faaliyetlere katıldı. Başarılı bir öğrenci olarak öne çıktı.

Marcos'un ismi ilk kez 1935 yılında, babasını seçimlerde mağlup eden siyasi rakibi Julio Nalandasan'ın öldürülmesiyle gündeme geldi. Baba Marcos'u yendiği seçimden bir gün sonra evinde suikaste uğrayan Nalandasan ölürken, ölümden 3 yıl sonra, 1938'de Ferdinand Marcos gözaltına alındı. Marcos ailesinden birçok kişi soruşturmada suçlanırken, Ferdinand Marcos tetiği çeken kişi olmakla suçlandı. Üniversitede atıcılık eğitimi almıştı. Marcos ailesi suçlu bulunsa da, 1940 yılında çeşitli girişimlerin ardından beraat ettirildi.

İkinci Dünya Savaşı ve sonrası

Marcos'un İkinci Dünya Savaşı yıllarında yaptıkları da bir tartışma konusu oldu.

1941'deki Pearl Harbor saldırısı sonrasında ABD ordusuna katılan Marcos, 1942 baharında Japonlarca esir alınarak birkaç ay sonra serbest bırakıldı. ABD ordusu, Marcos'un 1944 yılının Aralık ayında tekrar Amerikan ordusuna katıldığını belirtmektedir. Marcos bu yıllara dair çeşitli öyküler anlatıp Japonlara karşı savaştığını belirtse de, babasının Japonlarla iş birliği sebebiyle serbest kaldığı ve kendisinin de Japon güçleriyle birlik olduğu ifade edilmektedir.

Japonların yenilgisinin ardından Marcos, yeni yönetimde bir hukukçu olarak görev yapmaya başladı. Ardından siyasete atılarak 1949-1959 arasında üç dçnem boyunca Ilocos Norte'den Temsilciler Meclisi'ne seçildi.

Ardından, Nacionalista Partisi'nden ayrılan Liberal kanada dahil oldu. Bu kesim bir süre sonra Liberal Parti adını alacaktı. Zamanla parti içerisinde yükselen ve üst düzey görevler alan Marcos, 1959'da Senato'ya girdi, 1961-1964 arasında Liberal Parti'nin liderliğini, 1963-1965 arasında Senato başkanlığını yaptı.

Başkanlık dönemi ve Müslüman kataliamı

1965 yılındaki Filipinler başkanlık seçimlerine aday olan Marcos, seçimleri kazanarak 1965 yılının Aralık ayında göreve başladı. Yabancı fonlarla ülkede yatırımlar yaptı, Filipinler ordusu ile yakın ilişkiler kurdu. Aynı zamanda bu dönemdeki Vietnam Savaşı'nda ABD yanlısı bir tutum izleyerek ABD'nin desteğini kazandı.

Bu dönemdeki Jabida Katliamı ile Marcos'un Müslüman nüfusa yönelik suçları da başlamış oldu. 18 Mart 1968'deki katliamda, ayaklanma girişiminde bulunduğu iddiasıyla Müslüman askerler öldürülmüştü. Bu katliam, Filipinler'in güneyindeki Moro'da Müslümanların direniş sürecini başlatan olaylardan en önemlisi olacaktı. Bu dönemde Marcos, kışlaya döndürülmüş bir devlet kurmaya çalışmakla suçlandı.

1969 yılında tekrar aday olan Marcos bu seçimleri de kazandı. Seçimler şaibeli olmakla suçlansa da Marcos görevine başladı. Seçim sürecinde Marcos'un 50 milyon dolar harcamış olması, ülke bütçesinde de bir krize yol açtı. Marcos çareyi IMF'den borç almakta buldu.

Ancak bu dönemle beraber ülkede sosyal bir kriz yaşandı. Muhalif gruplar oluşurken, çeşitli sol gruplar da Marcos yönetimine karşı daha radikal bir tutum benimseyecekti. Marcos tüm gruplara karşı askeri güç kullanarak karşılık verdi. Marcos'un ikinci dönemi muhaliflerine yönelik katliamlarla anılacaktı.

Kendisine karşı gösterilerin sürdüğü bir dönemde, 1971 yılının Ağustos ayında Marcos kendisine olağanüstü yetkiler veren bir kararname çıkararak muhaliflerine yönelik kapsamlı saldırılar başlattı. Bu saldırılar, muhaliflerin de Manila'da saldırılar düzenlemesiyle karşılık buldu. 23 Eylül 1972 tarihinde Marcos sıkıyönetim ilan etti.

Diktatörlük dönemi

Sivil hakların engellenmesine yönelik tepkiler günden güne artarken, bu dönemde darbe ve suikast söylentileri de günden güne artmaya başladı.

1981 yılına kadar devam edecek sıkıyönetimde Marcos güçleri çok sayıda sivili tutukladı, birçok kişi işkence gördü ve öldürüldü.

Ordu ve yönetimdeki seçkinlerle beraber sert bir rejim tesis eden Marcos, 1977 yılında yaklaşık 60 bin kişiyi siyasi sebeplerle hapiste tutuyordu. Buna rağmen ABD'nin kendisine yönelik desteği sürdü. 1981 yılında ABD Başkan Yardımcısı George H. W. Bush, Marcos'u "demokratik prensiplere bağlılığı" sebebiyle övecekti. Marcos ayrıca Çin ile de yakın ilişkiler kurmaya çalıştı. Komünistlere yönelik baskılarına rağmen Marcos Çin ile yakınlaşmayı başardı.

1978 yılında kendisini Başbakan ilan etti. 1981 yılında, sıkıyönetimi kaldırmasından 6 ay sonra yeni bir başkanlık seçimi yapıldı. 12 yıl aradan sonra yapılan ilk başkanlık seçimi olan bu seçimde muhaliflerin çoğu seçimi boykot ederken, Marcos bir kez daha seçildi. Bu dönemde Marcos, çeşitli gruplarla çatışmalara devam etti. Ancak ülke ekonomisi tamamen çökme düzeyine gelmiş ve sosyal hoşnutsuzluk zirve yapmıştı. Marcos, 1983 yılında muhalif lider Benigno Aquino'nun öldürülmesi de dahil olmak üzere birçok suçlamayla karşılaştı.

1985 yılında, ABD yardımlarını kendisi için kullandığı gerekçesiyle bazı vekiller görevi kötüye kullanma suçlamasında bulundu. Marcos'a yönelik tepki ve suçlamalar hızla artarken, çeşitli sağlık sorunları Marcos'un gücünü iyice azaltacaktı.

ABD'nin yüz çevirmesi, devrilişi ve ülkeden kaçışı

1983 yılında böbrek nakli olsa da sağlık durumu düzelmedi, 1984 yılında ikinci kez nakil oldu.

1984 yılıyla beraber ABD de Marcos'a sırt çevirmeye başladı. Kendisine karşı tepkiler zirveye çıkarken Marcos 1985'te erken seçim çağrısı yaptı. Kendisine karşı muhalefet hiç olmadığı kadar güçlü olmasına rağmen, Seçim Komisyonu Marcos'un seçimi kazandığını ilan etti. Muhalif komisyonlar ise Marcos'un kaybettiğini ancak hile yapıldığını savunuyordu.

Seçim sonuçlarına yönelik tepkiler bardağı taşıran son damla olmuştu. Halk sokaklara dökülürken ciddi şiddet olayları yaşandı. Siyasi ve sosyal kriz büyürken, 25 Şubat 1986 tarihinde muhalif başkan adayları yemin törenleri yaparak kendilerini başkan ilan etti. Muhalif liderlerden olan Aquino'nun eşinin destekçileri Manila'da devlet kurumlarına baskınlar düzenledi, devlet kanalları ele geçirildi.

Olaylar üzerine Marcos ülkeden kaçmak zorunda kaldı. 25 Şubat 1986'da öğle saatlerinde Marcos, ABD'li yetkililerle yaptığı istişarelerin ardından Filipinler'i terk etti. Ailesiyle birlikte ABD uçaklarıyla Hawaii'ye tahliye edildi. Beraberinde 700 milyon doları aşkın nakit para ve yüzlerce milyon dolar değerinde değerli maden ve mücevher kaçırdı. Banka hesaplarında da ciddi miktarda parası bulunuyordu. Hawaii'de Marcos ailesi sürgünde olsa da lüks bir hayat yaşadı. Marcos'un Filipinler'e geri dönme planları ise başarısızlıkla sonuçlandı.

Diktatör Marcos, 28 Eylül 1989 tarihinde Hawaii'nin baş şehri Honolulu'da öldü.

Marcos'un oğullarından Ferdinand "Bongbong" Marcos Jr., 2022 yılındaki Filipinler başkanlık seçimlerinde aday oldu.

Müslümanlara yönelik ihlalleri

Marcos, diktatörlüğü ve başkanlığı sürecinde Müslümanlara yönelik birçok saldırı ve ihlalle anıldı.

Diktatörlüğünün öncesinde de Moro'da birçok Müslümanı katleden Marcos'un iktidari boyunca binlerce Morolu Müslümanın katledildiği, bu sayının 10 bini aştığı belirtilmektedir.

Bu katliamlar arasında Jabida Katliamı, Tacub Katliamı, Manili Katliamı, Jolo'nun yakılması, Malisbong Katliamı, Pata Adası Katliamı, Tong Umapoy Katliamı gibi çok sayıda katliam bulunmaktadır.

Marcos iktidarı dönemi Filipinler'de Müslümanların ağır insan hakları ihlalleri ile karşı karşıya kaldığı, işkence, katliam, tecavüz gibi ihlallerin sıklıkla yaşandığı bir devir olarak kayda geçmiştir.

Kaynak: Mepa News

twtbanner-001.jpg

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.