Hamas'tan 7 Ekim açıklaması: Aksa Tufanı tarihi bir yanıttı

Hamas'tan 7 Ekim açıklaması: Aksa Tufanı tarihi bir yanıttı

Hamas'ın açıklamasında en büyük önceliğin İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırganlığını ve soykırım savaşını derhal durdurmasını sağlamak olduğu belirtildi.

İslami Direniş Hareketi Hamas'ın üst düzey isimlerinde Fevzi Berhum, hareketin mevcut aşamadaki önceliğinin “Gazze Şeridi'ne yönelik Siyonist saldırganlığın ve soykırım savaşının derhal durdurulması” olduğunu vurgulayarak, Hamas'ın Filistin halkının vazgeçilmez ulusal haklarına, kurtuluş ve bağımsızlık özlemlerinin savunulmasına olan bağlılığını yineledi.

Berhum bu açıklamaları Aksa Tufanı operasyonunun ikinci yılında yaptığı konuşmada dile getirdi.

Fevzi Berhum Gazze, Batı Şeria, Kudüs, işgal altındaki iç bölgeler ve mülteci kamplarındaki Filistin halkını selamladı ve iki yıl süren bombardıman, yıkım, kuşatma ve açlığa rağmen sergiledikleri kararlılığa övgüde bulundu.

Ayrıca ön saflarda yer alan Filistin direnişi savaşçılarına ve “kahramanlığın simgesi” olarak tanımladığı mahkumlara, yaralılara ve yerinden edilmiş kişilere özel bir övgüde bulunarak, onların fedakarlıklarının “halkımız ve ulusumuz için bir zafer tarihi yazdığını” belirtti.

Hamas yöneticisi, iki yıldır devam eden “imha savaşı, sistematik açlık ve kitlesel yıkımdan” İsrail'i sorumlu tutarak, bu savaşın tüm insani ve hukuki normları aştığını ve Gazze Şeridi'ne uygulananların, yıkımın boyutu ve kurbanların sayısına bakıldığında modern tarihte eşi benzeri olmadığını vurguladı.

Filistin halkının, zorla yerinden edilmesine ve en temel yaşam ihtiyaçlarından mahrum bırakılmasına rağmen, “Siyonist ölüm makinesine” nadir görülen bir sertlik ve kırılmaz bir iradeyle karşı koyduğunu ve “insanlığı utandıran katliamlarla” yüzleştiğini sözlerine ekledi.

"İsrail saldırılarında ölenlerin yüzde 95'i sivil"

Berhum İsrail saldırılarının neden olduğu yıkımı analiz ederken, 67.000'den fazla Filistinlinin hayatını kaybettiğini ve yaklaşık 170.000'inin yaralandığını, 15.000'den fazlasının ise hala enkaz altında kayıp olduğunu söyledi ve kurbanların büyük çoğunluğunun kadın ve çocuk olduğuna dikkat çekti.

Saldırı kurbanlarının yaklaşık yüzde 95'inin silahsız sivillerden oluştuğunu belirten Berhum, bu durumu “işgalin ve ona siyasi ve askeri kılıf sağlayanların alnında bir leke” olarak nitelendirdi.

Berhum, İsrail'in işgal politikaları nedeniyle Batı Şeria ve Kudüs'teki savaşın da Gazze'dekinden daha az ciddi olmadığına dikkat çekti.

Filistinli mahkumların çektiği acılara da değinen Berhum, İsrail hapishanelerinde 80'den fazla mahkumun işkence, kasıtlı tıbbi ihmal, gıda ve ilaç yoksunluğu nedeniyle hayatını kaybettiğini kaydetti.

Bu suçların Filistinlilerin iradesini kırmayı amaçlayan sistematik soykırımda yeni bir aşamayı temsil ettiğini söyleyen Berhum, uluslararası insan hakları kurumlarını İsrail yöneticilerini Uluslararası Ceza Mahkemesi önünde sorumlu tutmak için sorumluluklarını üstlenmeye çağırdı.

"Aksa Tufanı tarihi bir yanıttı"

Filistin halkının kararlılığını ve direnişi sahiplenmesine övgüde bulunan Berhum, bu halk sahiplenmesinin “işgalin tüm tasfiye planlarının paramparça olduğu sağlam bir kaya” olduğunu vurgulayarak, Filistin iç cephesinin uyumunun saldırganlık karşısında direnişin devamı için gerçek destek olduğunu sözlerine ekledi.

Berhum, Aksa Tufanı savaşının Filistin davasını tasfiye etme girişimlerine verilen tarihi bir yanıt olduğunu vurgulayarak, bunun sadece askeri bir çatışma değil, İsrail'in sömürgeci doğasını açığa çıkarmaya katkıda bulunduğu ve dünyaya yönelik iddialarının sahteliğini ortaya koyduğu için İsrail ile savaşta bir “dönüm noktası” olduğuna işaret etti.

Topyekûn savaş

Ayrıca işgalin iki yıldır sürdürdüğü savaşın sadece Hamas'a ya da direniş gruplarına yönelik olmadığını, halkın iradesini kırmayı ve ulusal kimliğini yok etmeyi amaçlayan “tüm Filistin varlığına karşı kapsamlı bir savaş” olduğunu vurguladı.

İsrail'in Arap ve İslam ülkelerinin topraklarına ve egemenliğine tecavüz eden yayılmacı niyetleri konusunda uyarıda bulunan Berhum'a göre bu durum, kınama açıklamalarının ötesine geçerek pratik caydırıcı adımlar atacak sağlam bir Arap ve İslami duruş gerektiriyor.

Siyasi konularla ilgili olarak Berhum, hareketin son iki yılda ateşkes için yapılan tüm önerileri sorumlu bir şekilde ele aldığını belirterek Kahire müzakerelerine katılan Hamas heyetinin “Filistin halkının isteklerini karşılayan adil bir anlaşmaya varmak için tüm engelleri aşmaya” çalıştığını kaydetti.

Hamas'ın temel taleplerinin kapsamlı ve kalıcı bir ateşkes, işgal ordusunun Gazze Şeridi'nden çekilmesi, yardımların kısıtlama olmaksızın bölgeye girmesi, yerinden edilenlerin geri dönüşünün sağlanması, Filistinli teknokratlardan oluşan bir organın gözetiminde yeniden inşaya başlanması ve adil bir esir takası anlaşması olduğunu açıkladı.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'yu geçmişte yaptığı gibi müzakere turlarını sabote etmeye çalışmakla suçlayan Berhum, İsrail'in mevcut politikasını sürdürmesinin bölgede daha fazla kaos ve istikrarsızlığa yol açacağı uyarısında bulundu.

Filistin davasını destekleyen Arap ve İslam ülkelerinin tutumlarını öven Berhum, Katar, Mısır ve Türkiye'nin oynadığı arabuluculuk rolünün yanı sıra Yemen, Lübnan ve İran'ın destekleyici tutumlarına dikkat çekti.

Arap ülkelerini İsrail varlığına yönelik kapsamlı boykotu harekete geçirmeye ve İsrail'le bağlarını koparmaya çağıran Berhum, “kurtuluşun ancak siyasi duruşun halk ve saha eylemleriyle bütünleştirilmesiyle sağlanabileceğini” vurguladı.

Kaynak: Mepa News

uyg.gif

HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.