Hong Kong'daki krizin sebebi ne?

Hong Kong'daki krizin sebebi ne?

Çin'e geniş özerklik şartıyla devredilen Hong Kong'un özerkliğinin fiilen kaldırılıyor olması Hong Kongluları endişelendiriyor.

Çin'in son yıllarda Hong Kong'u fiilen Çin'in bir bölgesine dönüştürmeye çalışması ve Hong Konglular üzerindeki baskıları artırması Hong Konglulardan ve dış dünyadan büyük tepki çekiyor.

1997'de İngiltere Hong Kong'u, özel bir statüde kalması şartıyla Çin'e devretmişti. Son gelişmeler üzerine Çin, bu anlaşmadaki sözünü tutmamakla suçlanıyor.

Hong Kong'un coğrafi ve nüfus yapısı

1.110 kilometrekarelik Hong Kong bölgesinde yaklaşık 7,5 milyon insan yaşamaktadır.

Nüfus, göçmen işçiler hariç Çinlilerden oluşmaktadır. Ancak, Hong Kong üzerinde uzun süren İngiliz yönetimi ve serbest ekonomi nedeniyle Hong Konglu Çinliler, Çin'deki Çinlilerden kültür olarak ciddi anlamda farklılaşmıştır.

Tarihi arkaplan

1839-1842 döneminde, İngiltere ile Çin arasında gerçekleşen 1. Afyon Savaşı'nda İngiltere Çin'in liman şehirlerinden Hong Kong'u işgal etmişti.

Savaşı İngiltere'nin zaferiyle bitiren Nanjing Anlaşması'yla Hong Kong şehri İngiltere'nin hakimiyetine girmişti. İngiltere'nin Doğu Asya'daki en önemli ticaret merkezine dönüşen Hong Kong, 2. Dünya Savaşı'nın ardından önemli bir finans merkezi de olmuştu.

Sömürgecilik çağının bitmesiyle diğer sömürgeci ülkeler gibi İngiltere üzerinde de sömürgelerini bırakması baskısı başlamıştı. Diğer sömürgelerinden çekilen İngiltere, Hong Kong'u elinde tutmakta ısrar etmişse de nihayet 1984'te Çin ile imzaladığı anlaşmayla 1 Temmuz 1997'de Hong Kong'u Çin'e devretmeyi kabul etmişti.

Fakat Batı ile bütünleşmiş, açık toplumlu ve serbest ekonomili bir bölge haline gelen Hong Kong'un tamamen Komünist Çin'in sistemi altına girmemesi için Çin'den bazı taahhütler istenmişti. Buna göre Hong Kong ve Çin bir devlet olsa da iki ayrı sistemde yürüyecek, Hong Kong'un her açıdan geniş bir özerkliği olacaktı. Hong Kong hukuk ve eğitim sistemini de kendisi belirleyecekti. Bu ayrı sistemli ve geniş özerkliğe sahip yapı 50 yıl boyunca uluslararası toplumun garantörlüğünde korunacaktı.

1984 anlaşmasının ardından geniş özerklik sözüyle de olsa Çin kontrolünde yaşamak istemeyen Hong Konglu Çinlilerin Batılı ülkelere göçü gerçekleşmişti.

hongkong.png

Hong Kong'un idari bölümleri ve Çin içerisindeki konumu

1 Temmuz 1997'de Hong Kong, 1984 Çin-İngiltere Anlaşması'nın şartlarınca Çin'e devredildi. Başlangıçta Çin'in anlaşmaya uyduğu gözlemlendi. Fakat 2000'li yılların ortalarından itibaren Çin yönetimi Hong Kong'un özerk sistemine git gide daha fazla müdahil olmaya başladı.

Çin'in yavaş tempoda artan müdaheleleri 2012'den itibaren ivme kazandı. 2012'de anlaşmaya açık biçimde aykırı olarak Çin'in Hong Kong'un eğitim müfredatını, 2014'te hukuk sistemini değiştirmesi Hong Kongluların geniş muhalefetine ve gösterilerine neden oldu. Çin bu gösterileri dünyanın tepkisini çekmeden bastırmaya çalıştı.

Bu gelişmelerin ardından Hong Konglular endişe içerisinde Çin'in Hong Kong'un özerkliğini kaldırmasından korkarak politik bir teyakkuz durumuna geçtiler.

"Milli Güvenlik Kanunları" ve Hong Kongluların tepkisi

Çin, 30 Haziran 2020'de "Milli Güvenlik Kanunları"nın Hong Kong'u da kapsayacağını ilan etti.

Çok geniş tanımlar kullanmak ve böylece tüm hak ve hürriyetleri sınırlamakla eleştirilen Çin'in bu kanunlarına Hong Konglular karşı çıktı. Bu kararın Hong Kong'un devri anlaşmasını tamamen çiğnediği, Hong Kong'un özerkliğinin sonu olduğu belirtildi.

Protestolar bu kez Çin güvenlik güçlerince daha sert biçimde, daha yaygın tutuklamalarla bastırıldı.

Bu kanunlar paralelinde Hong Kong ekonomisinin de Çin'in denetimine geçeceği belirtiliyor.

Uluslararası tepkisizlik

Doğu Türkistan'da olduğu gibi Hong Kong sorununda da uluslararası toplum Çin'in artan ekonomik gücü karşısında sessiz kalmakla, Çin'i cesaretlendirmekle suçlanıyor.

Uluslararası toplum, Hong Kong'un ayrı sistemli geniş özerk yapısı üzerinde 2047'ye kadar 50 yıllığına hakem yapılmıştı. Hong Konglular bu anlaşma ve hakemlik sorumluluğu gereği, söz konusu uluslararası tepkinin uluslararası hukukun bir zorunluluğu olduğunu belirtiyorlar. Fakat ABD de dahil Çin'in Hong Kong'a bu müdahalelerine etkili bir tepki gelmiş değil.

Hong Kongluların bu tepkisizlik üzerine Çin'in Hong Kong'un özerkliğini ve ayrı sistemli yapısını tamamen iptal edeceğinden endişe ettiği ve Hong Kong'dan ayrılmaya çalıştığı bildiriliyor.

Kaynak: Mepa News

twtbanner-001.jpg

HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.