Irak Çöküyor Mu?

Irak Çöküyor Mu?

Gazeteci Tarık Alhumayid'e göre bugün Irak’ta yaşananlar ülkedeki siyasal düzenin bütünüyle çökebileceğinin işareti.

Irak’ta yaşananların ülkedeki yolsuzluk, kayırmacılık ve mezhep temelli sisteme karşı bir devrim olduğuna inanmak güç. Bağdat’taki Yeşil Bölge ve Parlamento’yu işgal eden eylemciler İran karşıtı sloganlar atmış olsalar da bunun reformist bir hareket olduğuna da inanmak kolay değil.

Bugün Irak’ta yaşananlar ülkedeki siyasal düzenin bütünüyle çökebileceğinin işareti. Ülkedeki yıllar süren siyasi boşluk, milli bilinç yoksunluğu, İran’a bağlılık, iktidar ve ekonomik çıkar ihtiraslarından kaynaklanan, Iraklı aktörlerin birbirlerine karşı duyduğu derin güvensizlik tanık olduğumuz kaosun en önemli nedenleri.

Haydar el İbadi Irak Başbakanı olduğunda reform planlarını gerçekleştireceğine yemin etmişti.  O dönemde İbadi’nin yolsuzlukla mücadele etmeyi planladığı ve siyasal sistemde köklü reformlar yapmaya niyetli olduğu söyleniyordu. Hâlbuki hiçbir şey yapılmadı.

Bugün de Mukteda es Sadr’ın mezhepçilikten vazgeçerek yolsuzlukla mücadele etmeyi amaçladığı söyleniyor. Yeşil Bölge basılıp Parlamento işgal edildiği sırada protestocular birkaç İran karşıtı sloganlar atmış olsalar da buna inanmak mümkün mü? Elbette değil. Değil çünkü Sadr’ın İran'a gidişinin sebebiyle ilgili yapılan açıklama oldukça basitti.  Sadr, Mart ayında Yeşil Bölge’ye girerek oturma eylemi başlattığında Yeşil Bölge Güvenlik Şefinin Sadr’ın elini öptüğünü gösteren görüntüler tüm kameralar tarafından kaydedildi. Sadr, teknokrat hükümeti kurulması çağrısı yaparken sadece bu hareket dahi Irak’ta devletin ve devletin saygınlığının bir değeri olmadığının, mezhepçiliğin ülkede iyice kök saldığının kanıtı.

Bununla da kalmadı; Sadr daha sonra Hasan Nasrallah ile görüşmek için Beyrut’a gitti. Bu, İran’ı ziyaret etmesinden çok daha kötü. Çünkü İran ziyareti, tamamen farklı görüşte olsalar dahi Sadr’ın devlet ve rejimle ilgili konuları İranlı yetkililerle tartışıp müzakere ettiği şeklinde açıklanabilir. Peki Sadr’ın Arapçılığa karşı savaşan Suriyelilerin katili Hasan Nasrallah ile görüşmesinin gerekçesi nasıl açıklanacak?

Bu yüzden, söylenenlere veya sloganlara bakıp birilerinin iyi niyetli olduğuna inanarak karar vermek zor. Irak’ta yaşananlar mevcut siyasal sistemin ülkeyi yönetmekten ve siyasetin ilkelerini uygulamaktan aciz olduğu anlamına geliyor. Dahası, milli bilinç yerine mezhep ayrımlarına göre yönetilen Irak’ın mezhepçilik bataklığından kurtulmasının pek de mümkün olmadığını gösteriyor.

Tüm bunlar, istisnasız olarak Irak’ın bütün bileşenleri parçalara ayrılırken yaşanıyor. Bu aktörlerin tamamı sadece bir konuda hemfikirler; ülkeleri kendilerinin ve çocuklarının geleceğini değil, nüfuzlarını artırmak amacıyla kullandıkları bir basamağı temsil ediyor. Onlar Irak’ın toprak bütünlüğünün korunmasını veya bağımsız olmasını istemiyorlar. İstedikleri ülkenin istikrara kavuşması veya bağımsızlığı olmadığı için İran’a ve Hasan Nasrallah’a gidiyorlar!

 

Tarık Alhumayid, Lonra merkezli eş-Şark’ul Avsat gazetesinin eski Genel Yayın Yönetmeni. Usame bin Ladin’in annesi ile ilk kez röportaj yapan gazeteci olma unvanını taşıyan Alhumayid, Cidde’deki Kral Abdullah Üniversitesi Medya bölümünden mezun.


Tarık Alhumayid imzasıyla eş-Şark'ul Avsat'ta yayınlanan bu makale Mepa News okurları için tercüme edilmiştir.

 

 

 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.