İran ve ABD Suudi Arabistan üzerinden süreci yönetiyor, gerilimi kontrol altında tutuyor

İran ve ABD Suudi Arabistan üzerinden süreci yönetiyor, gerilimi kontrol altında tutuyor

ABD'nin Suudi Arabistan üzerinden Yemenli Husileri vurmak üzere olduğu konusunda İran'ı bilgilendirdiği ortaya çıktı.

İran'dan üç kaynağın Middle East Eye'a (MEE) verdiği bilgiye göre, Riyad ve Tahran'ın yıllar süren husumetin ardından ilişkilerini yeniden tesis etmesinden dokuz ay sonra Suudi Arabistan, İran ve ABD arasında yeni bir arabulucu rolü üstlendi.

Riyad'daki üst düzey yetkililer İran ve ABD arasında mesajların iletilmesinde ve İsrail'in Gazze'ye yönelik savaşı nedeniyle yaşanan gerilimin azaltılmasında rol oynadı.

Konuyla ilgili bilgi sahibi İranlı bir yetkili MEE'ye yaptığı açıklamada Emirabdullahiyan'ın yanında ABD'nin Suudi yetkililere iletmesi için bir mesaj taşıdığını söyledi. Bu mesaj kısa süre önce Washington'dan alınan bir mesaja yanıt niteliğindeydi.

Kaynak, Suudilerin daha sonra bu mesajı Washington'daki üst düzey yetkililere ilettiğini belirtti.

İran Dışişleri Bakanlığı'ndan bir başka kaynak da MEE'ye yaptığı açıklamada Suudi Arabistan'ın Umman, Katar ve zaman zaman ABD'yi Tahran'da diplomatik olarak temsil eden İsviçre ile birlikte iki taraf arasında bir kanal olarak kullanıldığını söyledi.

Bu dört ülke, 7 Ekim'de Hamas öncülüğünde İsrail'e düzenlenen saldırı ve Gazze savaşından bu yana defalarca arabulucu olarak çalıştı.

İran, Filistinli grup Hamas'ın en güçlü destekçisi ve Lübnan'daki Hizbullah ve Yemen'deki Husi hareketi gibi İran'la bağlantılı diğer gruplar da İsrail'in Gazze'ye saldırısı şiddetlenirken İsrail ve ABD bağlantılı hedeflere saldırdılar.

"İran ve ABD arasındaki temas gerilimin azaltılması üzerine yoğunlaştı"

Dışişleri Bakanlığı'ndan bir kaynağa göre İran ve ABD arasında yapılan görüşmeler öncelikle gerilimin azaltılması ve bölgede daha büyük bir tırmanıştan kaçınılması üzerinde yoğunlaştı.

Kaynak, Tahran'ın ABD'yi İsrail'in Gazze'ye karşı başlattığı ve halihazırda 24.000’den fazla kişinin ölümüne neden olan savaşın bölgesel gerilimi kontrol edilemez bir seviyeye taşımasının olası sonuçları konusunda uyardığını söyledi.

Bu sonuçlar arasında İsrail'in daha geniş çaplı bir bölgesel savaşta yenilmesi ve ABD ordusu üzerindeki güvenlik baskısının artması da yer alıyor.

İmtiyazlar sunmak

İlk kaynak, İsrail'in bölgedeki İran destekli ülkeler ve silahlı gruplar topluluğu olan "Direniş Ekseni"nden üst düzey komutanlara suikast düzenlemesinin ardından gerilim tırmandığında Suudi Arabistan'ın bir kanal olarak kullanıldığını söyledi.

İsrail'in 25 Aralık'ta İran Devrim Muhafızları'nın Kudüs Gücü'nde görevli general Razi Musavi'yi öldürmesinin ardından bir Suudi heyeti Tahran'ı ziyaret ederek Washington'dan ABD'nin Gazze'deki çatışmayı yatıştırmak istediğini belirten bir mesaj iletti.

İlk kaynağa göre ABD İsrail'e olası tavizler önerdi. Bunlardan biri ABD'nin İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun hükümetine hakim olan aşırı sağcı İsrailli yetkililere sırtını dönmemesi ya da destek vermemesiydi.

Kaynağa göre bu, İran'ın Gazze savaşının patlak vermesiyle sekteye uğrayan İsrail ile Suudi Arabistan arasında tam bağ kurma çabalarını raydan çıkarmaya çalışmaması koşuluna bağlı olacaktı.

8 Ocak'ta İran'ın Suriye Büyükelçisi Hüseyin Ekberi, İran'ın "Basra Körfezi ülkelerinden birinden" bir mesaj aldığını söyledi.

Ekberi'ye göre bu ülke İran'a bir heyet göndererek Amerikalılardan bir mesaj iletmiş ve sadece Gazze savaşını ele almak yerine tüm bölge için çatışmaları çözecek bir plan önermişti. MEE bu Körfez ülkesinin Suudi Arabistan olduğunu tahmin ediyor.

İranlı bir başka yetkili MEE'ye Washington'un Suudi kanallarını kullanarak Tahran'ı, İsrail'in ikmal ve ticaretini sekteye uğratmak için Kızıldeniz'deki ticari gemilere saldırılar düzenleyen Yemenli Husileri vurmak üzere olduğu konusunda bilgilendirdiğini söyledi.

Mesajda İran'dan ABD saldırısı sırasında müttefik gruplarını dizginlemesi isteniyordu. Ayrıca Husilere yönelik saldırıların başlangıçta çok sert olmayacağı, ancak Tahran'ın güçlü bir tepki vermesi halinde ABD'nin de sert bir karşılık göstereceği belirtiliyordu.

ABD ve İngiltere güçleri 12 Ocak'ta Yemenli gruba yönelik ilk tur hava saldırılarını gerçekleştirdi.

O gün ABD Başkanı Joe Biden, Pennsylvania eyaletinin Allentown kentindeki bir kafede yaptığı gezinti sırasında şunları söyledi: "İran'a mesajımı çoktan ilettim. Hiçbir şey yapmamaları gerektiğini biliyorlar. Husiler bu çirkin davranışlarını sürdürürlerse müttefiklerimizle birlikte onlara gereken cevabı vereceğimizden emin olabilirsiniz."

Çatışmadan kaçınma isteği

Eski bir İranlı diplomatın MEE'ye verdiği demece göre Washington ve Tahran arasında süregelen bu iletişim, her iki tarafın da gerilimi azaltma ve daha büyük bir bölgesel savaştan kaçınma arzusuna işaret ediyor.

Ancak eski diplomat, İran ve ABD arasında her şeyin kontrol altında tutulması için varılan gayri resmi mutabakatın, İran destekli Iraklı silahlı grupların ABD hedeflerine yönelik saldırılarının artmasıyla sınandığını belirtti.

Geçtiğimiz yıl İran ve ABD, gerilimi önemli ölçüde azaltan bir anlaşma imzalamıştı.

ABD İran'a petrol satışları konusunda bazı yaptırım kolaylıkları sağladı ve karşılığında Tahran da müttefiklerinin ABD hedeflerine yönelik saldırılarını engellemeyi ve uranyum zenginleştirmeyi azaltmayı kabul etti.

İran, Amerikan hapishanelerindeki beş İranlının serbest bırakılması ve 6 milyar dolarlık İran varlığının çözülmesi karşılığında ABD vatandaşı olan beş mahkumu serbest bıraktı.

Eski diplomat, İran ve ABD arasında yeni bir anlaşma ya da mutabakata varılmadığı takdirde, Gazze savaşıyla birlikte ya da sonrasında olası bir nükleer krizin patlak verebileceği uyarısında bulunuyor.

Suudi Arabistan'ın muhatap olarak devreye girmesi oldukça önemli. Tahran ve Riyad Mart ayında tam diplomatik ilişkilerin yeniden başlatılması ve elçiliklerin yeniden açılması konusunda anlaştı.

2016 yılında Suudi Arabistan'ın Şii din adamı Nimr el Nimr'i idam etmesiyle tetiklenen gerilim, yaklaşık yedi yıl sonra Çin’in devreye girmesiyle yaşanan diplomatik bir atılımla çözülmüştü.

Nimr'in ölümüne tepki olarak İranlı protestocular Tahran'daki Suudi elçiliğine saldırmış, Riyad da Suriye savaşı gibi bölgesel meselelerdeki bir dizi anlaşmazlık nedeniyle İran ile zaten gergin olan bağlarını koparmıştı.

Kaynak: Mepa News, Middle East Eye

wp.gif

İlgili Haberler
Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.