İsrail katliamları devam ederken Gazze'de hamilelik 'kabustan daha kötü'

İsrail katliamları devam ederken Gazze'de hamilelik 'kabustan daha kötü'

UNFPA'nın Filistin toprakları temsilcisi Dominic Allen, "Bölgede hamile kadınlar için felaket anlamına gelen pek çok ciddi sorun var" diyor.

İsrail bombardımanı nedeniyle evinden kaçmak zorunda kalan Esma Ahmed, gece yarısı Gazze'de elektriği olmayan bir okulda doğum yaptı.

Doktor tam zamanında geldi, cep telefonu ışığında çalıştı ve sağlık personelinin bulabildiği ne varsa onunla göbek bağını bağladı.

AFP'ye konuşan 31 yaşındaki Ahmed, oğlu Ferec'in dört ay önce nasıl dünyaya geldiğini anlatırken "Bebeğimi kaybetmekten çok ama çok korktum" dedi.

Doğuma yardımcı olan hemşire Bera Cabir kendisinin de korktuğunu söyledi.

Cabir, "Çok geç bir saatti ve bu saatte işgal (İsrail) sokaklarda hareket eden herkesi bombalayabilir" dedi.

Yardım görevlileri ve sağlık görevlileri, Gazze'de Dünya Sağlık Örgütü'nün tahminine göre 52.000 civarında hamile kadının, devam eden savaş nedeniyle sağlık sisteminin çökmesi sonucu tehlike altında olanlar arasında olduğunu söyledi.

Ve onların sıkıntıları genellikle başarılı bir doğumla sona ermiyor.

Yeni anneler, kuşatma altındaki bölgede, yenidoğanlar için ısıtmalı masalar ve kuvözler bir yana, yiyecek ve su gibi temel ihtiyaçlardan yoksun bir şekilde bebeklerini hayatta tutmanın zorlu mücadelesiyle karşı karşıya.

Hızla kötüleşen koşullar, İsrail'in hava saldırılarından kaçmak için birkaç kez yer değiştirdikten sonra Gazze'nin güneyindeki Refah kentine sığınan 21 yaşındaki Melek Şebat gibi hamile kadınların yüreğine korku saldı.

Doğum tarihi hızla yaklaşan Şabat, "Doğum yapmaya çok korkuyorum" dedi.

"Doktor yok, yatak yok"

Gazze'deki savaş, Hamas'ın 7 Ekim'de İsrail'in güneyine düzenlediği ve İsrail’in hiçbir ölçüsü olmayan bir karşılık vermesiyle başladı.

Hamas tarafından yönetilen Gazze'deki Sağlık Bakanlığı'na göre, İsrail'in "Hamas'ı yok etmeyi" amaçlayan saldırılarında, çoğu kadın ve çocuk olmak üzere en az 30.631 kişi hayatını kaybetti.

Sağlık sistemi harap olmuş durumda; Birleşmiş Milletler geçen ay tam kapasite çalışan hiçbir hastane kalmadığını ve 36 hastaneden sadece 12'sinin belli bir kapasitede çalıştığını bildirdi.

BM'nin İsrail ordusunu suçladığı kısıtlamalar, yardım sevkiyatlarının çoğunun durdurulduğu anlamına geliyor.

BM Nüfus Fonu (UNFPA), Mısır sınırındaki Refah'ın dışında içeri girişi engellenen doğuma yardımcı eşyaların bulunduğu 62 palet malzemeye sahip olduğunu söylüyor.

Yaklaşık 1.5 milyon Filistinlinin sığındığı Refah'taki Birleşik Arap Emirlikleri doğum hastanesinde doğum için ayrılmış sadece beş oda var.

Bunlar arasında, hamileliğinin son ayında Refah'a gelen ancak ihtiyaç duyduğu bakımı almakta zorlanan Semah el Helu de var.

El Helu, "Doğum sırasında küçük bir ameliyata ihtiyacım olacağını söylediler. Doktor, yatak ve ameliyathane olmadığı için operasyon iki hafta ertelendi" dedi.

Sonunda oğlu Muhammed'i dünyaya getirebildi, ancak hastane acil hastalara yer açmak için ertesi gün onu taburcu etti, yani yerinden edilenler için bir çadıra geri dönmek zorunda kaldı.

"Hava çok soğuktu, durum çok ağırdı. Oğlumu kaybedeceğimi sandım" dedi.

"Burada çadırdaki hayatımız çok zor ve cehennemden beter."

Kısa bir süre önce Gazze'nin güneyinde bir yardım misyonunu tamamlayan Fransız doktor Raphael Pitti, bu tür hızlı taburcuların rutin hale geldiğini söyledi.

Pitti, "Kadınlar doğum yaptığında ayağa kalkıyorlar ve aileleri onları almaya geliyor" dedi.

"Hastane takip randevusu veremiyor... Bu imkansız çünkü çok fazla insan geliyor."

AFP'ye konuşan birçok kadın, doğumdan sonra hastanede kalmak istiyorlarsa yanlarında yatak ve çarşaf getirmelerinin istendiğini söyledi.

Diğerleri ise hijyenik olmayan hastane zeminlerinde, hatta sokakta doğum yapmak zorunda kalmış.

"Kabuslarımızdan daha kötü"

Doğuma girmeden çok önce birçok hamile kadının sağlığı -ve taşıdıkları çocukların sağlığı- savaş zamanındaki kıtlık nedeniyle tehlikeye girdi.

UNFPA geçen ay yayınladığı bir raporda sağlıksız tuvalet ve duşların yaygınlaşmasının tehlikeli idrar yolu enfeksiyonlarının yaygınlaşmasına neden olduğunu belirtti.

BM çocuk ajansı UNICEF, Gazze'deki hamile veya emziren kadınların yüzde 95'inin "ciddi gıda yetersizliği" ile karşı karşıya olduğunu söylüyor.

Refah'ta bir çadırda 20 kişiyle birlikte yaşayan ve üçüz bebeklere hamile olan Rose Hindavi sürekli baş dönmesi sorunu yaşıyor.

Savaş başladığından beri sadece bir kez yeterli protein içeren bir öğün -birkaç yumurta- yiyebilmiş.

UNFPA'nın Filistin toprakları temsilcisi Dominic Allen, "Bölgede hamile kadınlar için felaket anlamına gelen pek çok ciddi sorun var" diyor.

Ancak Gazze'nin nüfus yoğunluğu ve güvenli yerlerin yokluğu nedeniyle, Gazze'deki durumun "kabuslarımızdan daha kötü" olduğunu söyledi.

Kaynak: Mepa News, AFP

uyg.gif

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.