İsrail'in Mısır sınırını 'askeri bölge' ilan etmesi ne anlama geliyor?

İsrail'in Mısır sınırını 'askeri bölge' ilan etmesi ne anlama geliyor?

"İsrail Savunma Bakanı Israel Katz 6 Kasım'da ülkesinin Mısır sınırı boyunca uzanan bölgeyi 'kapalı askeri bölge' ilan etti."

Amr Emam | New Arab | Tercüme: Mepa News

İsrail Savunma Bakanı Israel Katz 6 Kasım'da ülkesinin Mısır sınırı boyunca uzanan bölgeyi "kapalı askeri bölge" ilan ederek İsrail güçlerinin "izinsiz" giriş yapanlara ateş açmasına izin verdi. İsrail'in iddiasına göre yeni karar, Mısır'ın hem İsrail hem de Gazze ile sınır komşusu olan Sina'dan insansız hava araçlarıyla yapılan silah kaçakçılığındaki artışı engellemeyi amaçlıyor.

Sina ve İsrail'in Negev Çölü boyunca uzanan 208 kilometrelik Mısır-İsrail sınırı uzun zamandır yasa dışı ticaretin parlama noktası. Bu ticaret son zamanlarda geleneksel bariyerleri aşan gelişmiş ticari insansız hava araçları sayesinde ivme kazandı ve İsrail bunu tehlikeli bir dönüm noktası olarak görüyor.

İsrailli yetkililer sadece son üç ayda yüzlerce insansız hava aracının Gazze'ye piyade tüfekleri, tabancalar ve ağır silahlar gönderdiğini bildiriyor.

Ancak Kahire'de karara verilen tepki öfke ve suçlamalarla doluydu. Mısırlı hukuk ve siyaset uzmanları bu adımı 1979 tarihli Mısır-İsrail anlaşmasının "açık bir ihlali" ve iki ülke arasında on yıllardır süren istikrarı bozabilecek provokatif bir adım olarak nitelendirdi.

1979 anlaşmasının ihlali mi?

ABD Başkanı Jimmy Carter'ın Camp David'de ara buluculuğunu yaptığı 1979 Mısır-İsrail Barış Antlaşması otuz yıllık çatışmayı sona erdirmiş ve 1967'de İsrail tarafından işgal edilen Sina'yı Mısır'ın egemenliğine geri vermişti.

Antlaşmanın "Güvenlik Eki"nde sınır boyunca askerden arındırılmış bölgeler belirlenmiş ve militarizasyonu önlemek için her iki tarafın asker konuşlandırması sınırlandırılmıştı.

Mısır'ın sınıra bitişik C Bölgesi sadece hafif silahlara sahip polis güçlerine izin verirken, İsrail sınırlı bir askeri varlığı sürdürüyordu.

Mısır'daki eleştirmenler Katz'ın açıklamasının ortak sınırı bir İsrail kalesine dönüştürdüğünü, bu sınırları ihlal ederek asker konuşlandırdığını ve Gazze savaşı nedeniyle zaten gergin olan bir bölgede "çatışma" riskine yol açtığını savunuyor.

Uluslararası hukuk uzmanı Mohamed Mahran The New Arab'a yaptığı açıklamada "Bu barış anlaşmasının ve Güvenlik Eki'nin açık bir ihlalidir" dedi. "Sınırın her iki tarafındaki asker varlığını sınırlamanın yanı sıra, anlaşma her iki tarafın da tek taraflı eylemlerini yasaklıyor" diye ekledi.

İsrail Savunma Bakanı'nın açıklamasını "tehlike dolu" olarak nitelendiren Mahran, bunun gelecekte Mısır ve İsrail arasında askeri sürtüşmelere neden olabileceği endişesini dile getirdi.

Diğer hukuk uzmanları da güvenlik tehditleri konusunda karşılıklı istişareyi zorunlu kılan anlaşma maddelerine atıfta bulunarak bu endişeyi yineledi.

Mısır Dışişleri Bakanlığı henüz resmi bir ret yayınlamadı. Yine de bazı uzmanlar, anlaşmanın garantörü olan Washington'un gelecekte gerilimin tırmanmasını önlemek için müdahale edebileceği perde arkası diplomasiye atıfta bulunuyor.

İsrail'in Gazze'nin Mısır'la olan güney sınırı boyunca 14 kilometrelik bir tampon şerit olan Philadelphi Koridoru'nu işgal etmesi Mısır'daki öfkeyi daha da artırıyor. İsrail bu şeridi Mayıs 2024'te Refah saldırısı sırasında ele geçirdi.

Akdeniz kıyısından Kerem Ebu Salim sınır kapısına kadar uzanan bu koridor, İsrail, Mısır ve Filistin Yönetimi arasında 2005 yılında yapılan bir anlaşma uyarınca askerden arındırılmıştı.

İsrail güçleri şimdi bu koridorda tanklar ve sensörlerle devriye geziyor ve buranın Hamas'ın tüneller aracılığıyla yeniden silahlanması için bir hayat hattı olduğunu iddia ediyor.

Mısır ordusundan bir general İsrail'in koridoru işgal etmesini "çifte ihlal" olarak nitelendirerek hem barış anlaşmasını hem de Filistin Yönetimi'ne Gazze tarafının denetimini veren 2005 Philadelphi Anlaşması'nı ihlal ettiğini söyledi.

Mısır için koridorun kontrolü, İsrail'in kalıcı tecavüzüne dair korkuları çağrıştırıyor.

Şu anda 18 ayı aşkın bir süredir devam eden işgal, yeniden inşa yardımlarını durdurdu ve iki taraflı güvensizliği daha da arttırdı.

Provokasyon

Mısır'ın gözünde Katz'ın emri, Kudüs'ün Kahire'yi Sina'da tanklar, savaş uçakları için uzatılmış pistler ve yeraltı füze siloları da dahil olmak üzere, anlaşma kotalarını ihlal ederek saldırı yetenekleri biriktirmekle suçladığı Eylül 2025 hamlesini takiben "uzun bir İsrail provokasyonları serisinin" sonuncusu.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'ya müdahale etmesi için baskı yaptığı ve Mısır'ın saldırganlığından korktuğu için bu yığınağı "stratejik bir tehdit" olarak nitelendirdiği bildirildi.

Hatta İsrail, kaçakçılık endişelerini gerekçe göstererek Ekim ayında Mısır ile 35 milyar dolarlık bir doğal gaz ihracat anlaşmasını dondurdu.

İsrail, işgal altındaki Batı Şeria, Gazze ve Lübnan'ın toplamı büyüklüğünde olan Sina Yarımadası, İsrail'in Gazze'ye yönelik savaşının başladığı Ekim 2023'ten bu yana Mısır'ın asker sayısını artırmasına tanık oldu.

Kahire bunu "cihat yanlılarının Gazze'deki kaosu kullanarak Sina'daki faaliyetlerine devam etme ihtimaline karşı bir önlem olarak" gerekçelendirdi.

Ayrıca Filistin davasını "yıkabilecek" bir mülteci akınının Mısır topraklarına yönelmesi korkusunu da dile getirdi.

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es Sisi anlaşmaya bağlı kalacağını defalarca teyit etmesine rağmen İsrail'in ABD Büyükelçisi Yechiel Leiter Mısır ordusunun Sina'da konuşlanmasını kınayarak "saldırı operasyonları" için kullanılabilecek üsler konusunda uyarıda bulundu.

Mısır, Ocak 2024'te 14 milyon dolar değerinde Nitzana uyuşturucu baskını gibi başarıları öne çıkarırken, sistematik drone başarısızlıklarını inkar ediyor.

Nisan 2024'te Mısır Cumhurbaşkanlığı'nın medya kolu olan Mısır Devlet Enformasyon Servisi'nin başkanı Ziya Raşvan İsrail'in silah kaçakçılığı iddialarına cevap vererek Hamas'ın silahlarının çoğunun İsrail'den Sina tünelleri değil İsrail ordusunun deniz kontrolü altındaki deniz yolları üzerinden geldiğini iddia etti.

Hassas bölgesel denge

İsrail Savunma Bakanı'nın kararının zamanlaması çok hassas.

Bundan sadece bir ay önce, Mısır'ın Kızıldeniz'deki tatil beldesi Şarm eş Şeyh'te Mısır, Katar ve Türkiye'nin ara buluculuğunda, ABD'nin ara buluculuğunda sağlanan ateşkesle İsrail'in Gazze'ye yönelik iki yıldır süren amansız saldırıları sona ermişti.

Başkan Donald Trump ile birlikte Cumhurbaşkanı Sisi, Katar Emiri Temim bin Hamas Al Sani ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından imzalanan anlaşmayla rehineler serbest bırakıldı, tutuklular salıverildi ve yeniden inşa için 53 milyar dolar taahhüt edildi.

Mısır takip eden zirvelere ev sahipliği yaparak kendisini istikrar için bir dayanak noktası olarak konumlandırdı. Ancak aşırı sağcı İsrailli politikacıların ve kabine bakanlarının itirazları anlaşmanın uzun ömürlü olmasını tehdit ediyor.

Bu arada Mısırlı gözlemciler, Netanyahu'nun "kışkırtıcı politikasının", son sınır kararını "teröristleri hedef aldığı" için öven Itamar Ben-Gvir gibi aşırı sağcı müttefiklerini yatıştırmak için sürekli çatışma arayışında olduğuna dair korkularını dile getiriyorlar.

Siyasi araştırmacı Mohamed Rabie Dehi New Arab'a yaptığı açıklamada "İsrail hükümeti barış olması halinde görevde kalamayacağından emin ve bu yüzden İsraillileri ülkelerinin tehlikede olduğuna ikna etmek için sürekli kavga çıkarıyor" dedi.

"Mısır, güvenlik işlerini, özellikle de sınırlarını ustalıkla yönetiyor, ancak tehdit durumunda ulusal güvenliğini savunmak için mutlaka harekete geçecektir" diye ekledi.

wp.gif

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.
1 Yorum