İsrail'in Suriye'yi bölmeyi amaçlayan 'Davut Koridoru' planı ne?

İsrail'in Suriye'yi bölmeyi amaçlayan 'Davut Koridoru' planı ne?

"İsrail'in işgali ve saldırıları, Suriye'nin uzun vadeli işgaline yönelik adımlar olarak görülüyor."

New Arab | Tercüme: Mepa News

İsrail'in Suriye'nin güneyinde devam eden saldırganlığı, ülkeyi coğrafi olarak bölme planına dair şüphelerle birlikte ülkedeki uzun vadeli emellerine ilişkin korkuları artırıyor.

İsrail'in güneyi işgali, Suriye'nin askeri bölgelerine ara sıra düzenlediği saldırılar ve ayrılıkçı güçlere verdiği açık destek, "Davut Koridoru" olarak adlandırılan Suriye'nin uzun vadeli işgaline yönelik adımlar olarak görülüyor.

Davut Koridoru nedir?

İsrail'in Suriye'nin doğu sınırında kontrol kurma niyetinde olduğu fikri birkaç yıldır ortalıkta dolaşıyor ve özellikle Türk yorumcular, İsrail'i Suriye'nin kuzeyindeki Kürt kontrolündeki bölgeye bağlayacağı söylenen söz konusu plana "Davut Koridoru" adını veriyor.

Türk analist ve politikacılar, İsrail'in işgal altındaki Golan Tepeleri ile Fırat bölgesi arasında kalan geniş bir alanda İsrail kontrolünü tesis etmek için Suriye'deki Kürt ayrılıkçılarla iş birliği yaptığına dair korkularını dile getiriyor.

İsrail ile ayrılıkçı Kürt güçlerin kontrolündeki bölgeler arasında kesintisiz bir toprak parçası oluşturarak hem Türkiye'nin hem de İran'ın Suriye'de varlık göstermesini engellemeyi amaçladığını söylüyorlar.

İsrail'in Suriye'de geniş çaplı bir toprak gaspına girişeceğine dair endişeler, İsrail'in nihai amacının Siyonizmin babası Theodor Herzl tarafından dile getirilen "Büyük İsrail"i kurmak olduğuna dair bölgede yaygın olan korkularla örtüşüyor.

Herzl'in fikri, Ortadoğu'da Nil Nehri'nden Irak'taki Fırat'a kadar uzanan, Tevrat'taki sınırlara sahip bir Yahudi devletiydi.

İsrail güney Suriye'deki işgalini genişletti

İsrail, Esed rejiminin çöküşüne Suriye'deki askeri saldırganlığını artırarak karşılık verdi ve İslami grupların liderliğindeki yeni yönetimi "teröristlerin hükümeti" olarak göstererek saldırıyı meşrulaştırdı.

Esed'in ülkeyi terk etmesinden sonraki günler ve haftalarda İsrail savaş uçakları ülke genelinde yüzlerce noktayı bombalayarak Suriye ordusunun birçok kritik varlığını ortadan kaldırdı.

Karada ise İsrail birlikleri kuzey sınırını geçerek hızla Suriye topraklarının bir bölümünü ele geçirdi.

Şu anda BM tampon bölgesini, Kuneytra ve Dera vilayetlerinin bir kısmını ve Lübnan sınırında Şam'a bakan stratejik öneme sahip Hermon Dağı'nı (Cebelu'ş Şeyh) işgal etmiş durumda.

İsrail hükümeti bölgeden ayrılmayacağını açıkça ortaya koydu, toprakları süresiz olarak işgal edeceğini ve bölgede bir dizi askeri üs kuracağını söyledi.

Tüm güneyi Suriye ordusu için yasak bölge olarak nitelendirdi.

İsrail, güneyde güç kullanarak ele geçirmediği bölgelerde Suriye ordusunun varlık göstermesini engelleyerek dolaylı kontrol sağlamaya çalışıyor.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Suriye ordusunun Şam'ın güneyinde herhangi bir yerde faaliyet göstermesine izin vermeyeceğini söyledi ve bu ayın başlarında Kuneytra, Dera ve Suveyda vilayetleri de dahil olmak üzere "Güney Suriye'nin tamamen askerden arındırılmasını" talep etti.

Bu, Suriye ordusunun Ürdün sınırının büyük bir kısmı da dahil olmak üzere ülkenin büyük bir bölümünde kontrolü yeniden tesis etmesini engelleyebilir.

Merkezi hükümet iç savaşın ilk günlerinden bu yana ülkenin güneyini tam olarak kontrol edemiyor. Dürzi azınlık Suveyda vilayetinde özerk bir şekilde yönetilirken, Dera ve Şam kırsalı çeşitli isyancı grupların ve savaş ağalarının kontrolü altında.

Suriye hükümeti iktidara geldiğinden bu yana milisleri ulusal bir orduya entegre etmeye ve güneyde kontrolü yeniden tesis etmeye çalışıyor.

Bölünmeyi körüklüyor

Netanyahu'nun açıklamalarına paralel olarak İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar da hükümetin parçalanmış bir Suriye tercihini ilk kez açıkça dile getirdi.

AB-İsrail toplantısında yaptığı konuşmada Saar, ülkenin etnik ve dini hatlara göre ayrı özerk devletlere bölünmesi çağrısında bulundu. Bunun, yeni hükümet tarafından tehdit altında olduğunu iddia ettiği ülkedeki azınlıkları korumak için önemli olduğunu söyledi.

Ülkenin kuzeydoğusundaki Kürt ayrılıkçıları yüksek sesle destekleyen hükümet, Suveyda'daki Dürzi toplumuna da yakınlaşmaya başladı.

Netanyahu İsrail'i Dürzilerin savunucusu olarak konumlandırırken Savunma Bakanı Israel Katz, dini azınlık grubunun çalışmak için işgal altındaki Golan Tepeleri'ne girmesine izin vermeyi düşündüğünü söyledi ve Suriye'nin güneyinde protestoları tetikledi.

Türkiye ile gerilimi tetikliyor

İsrail'in Suriye'deki eylemleri Türkiye tarafından tepkiyle karşılandı. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, bu hafta başında "İsrail'in yayılmacılığını" eleştirdi.

Fidan, "Lübnan ve Suriye'de devam eden işgaller, provokasyon ve saldırganlığın yanı sıra bölgesel egemenliğe karşı devam eden ihlaller kabul edilemez" dedi.

Türkiye yeni Suriye hükümetinin en büyük dış destekçilerinden biri ve ortak bir savunma anlaşması yapmayı planlıyor.


Bu değerlendirmede yer alan ifadeler yazarın kendi görüşleridir ve Mepa News'in editöryel politikasını yansıtmayabilir.

tg.gif

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.
4 Yorum