Körfez krizinde Kuveyt'e arabuluculuk rolü
Körfez savaşından beri yaşanan en büyük diplomatik krizin yankıları devam ediyor.
Katar ile diplomatik ilişkilerini kesen Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn ve Mısır'a, Yemen, Maldivler ve Libya'nın doğusundaki hükümetin de katılmasıyla Katar krizi büyüyor. Kuveyt ise Körfez'de 1991 yılındaki savaştan bu yana yaşanan en büyük diplomatik krizi çözmek için kolları sıvadı.
Bölgedeki en büyük ABD üssüne sahip ülke olan Katar'ın ABD'nin diplomatik çıkarları için ise önemi büyük. 10 bin Amerikan askerinin bulunduğu Katar'daki üs ABD'nin IŞİD'e karşı savaşında büyük önem taşıyor.
Katar Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani diyalog çağrısında bulunurken, ABD ile ilişkilerin güçlü kalmaya devam edeceğini söyledi.
DW'nin haberine göre, Doha merkezli El Cezire televizyon kanalında konuşan bakan "ABD ile ilişkimiz stratejik" ifadelerini kullandı ve şöyle devam etti:
"Anlaşamadığımız noktalar var ancak işbirliği yaptığımız alanlar ihtilaflardan fazladır."
Katar Dışişleri Bakanı ayrıca Kuveyt emirinin kendisini arayarak Katar emiri Şeyh Temim bin Hamad Al Tani'nin krizle ilgili yapmayı düşündüğü konuşmayı krizi çözmesine zaman tanıması için ertelemesini istediğini aktardı.
Diğer yandan Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Katar, Rusya, Kuveyt ve Suudi Arabistan liderleriyle dün gece telefonda görüşerek Katar konusundaki son gelişmeleri ele aldığı ve diyalogun önemini vurguladığı bildirildi.
Hem Şii hem de Sünni gruplara destek suçlaması
Körfez ülkelerinin iddiasına göre Katar İran ve Yemen'deki Şii milis gruplar ile işbirliği halinde. Aynı zamanda Körfez ülkelerinin 'terör grubu' olarak tanımladığı Müslüman Kardeşler ve IŞİD'e maddi destek sağladıkları da iddiası da sıklıkla Suudi Arabistan ve müttefikleri tarafında dillendiriliyor.
Katar'ın bölge ülkeleri tarafından izole edilmesi hamlesi ABD Başkanı Donald Trump'ın Suudi Arabistan ziyaretinden birkaç hafta sonra gerçekleşti.
Suudi Arabistan'ın başını çektiği ülkeler Katar'ı hem İran'a ve Şii gruplara yakın durmek ve destek olmakla hem de IŞİD gibi örgütlere destek olmakla suçluyor. Bu suçlamalar uluslararası kamuoyu ve bölge uzmanları tarafından tutarlı ve gerçekçi bulunmazken, Suudi Arabistan aldığı izolasyon kararını bu argümanlar üzerinden temellendiriyor.