Küresel strateji ve El Kaide'nin öğrenme eğrisi: Roma'nın çöküşü

Küresel strateji ve El Kaide'nin öğrenme eğrisi: Roma'nın çöküşü

Eski FBI ajanı Ali Soufan, El Kaide'nin amacının, Roma'yı yıkan "barbarlar" gibi "barbar bölgelerini" birleştirmek olduğunu söyledi.

Ünlü eski FBI özel ajanı ve "terörle mücadele" uzmanı Ali Soufan, Taliban'ın Kabil'i ele geçirmesinin dünya Müslümanlarına, bölgedeki ABD destekli otokratik rejimleri devirebilecekleri ve sonunda Kudüs'ü geri alabilecekleri konusunda cesaret verdiğini söylüyor.

“Taliban'ın ortağı” El Kaide açısından Afganistan'daki zafer, 410 yılında çürük bir erik gibi düşen başkente ulaşana kadar uzak Roma eyaletlerini tüketen "barbar" kabilelerin zaferine benziyor.

"ABD'ye karşı savaşanların zaferi, ABD dostlarının yenilgisi"

Soufan, geçtiğimiz günlerde yayınlanan SpyTalk podcast röportajında Yemen'den Lübnan'a, Filistin’den, Tahran'a ve Kuzey Afrika'ya kadar hem Sünni hem de İran destekli Şiilerin Taliban'ı tebrik ettiğini ve Afganistan'ın Amerikan işgaline karşı kazandığı zaferi kutladığını söyledi.

Soufan "Amerikalılara güvenenleri Amerika'nın yarı yolda bırakacağını görmesi herkese çok açık bir şekilde ders oldu."  ifadelerini kullanıyor.

Soufan “Bunun böyle olduğunu İran ve nüfuzu altındakiler, Lübnan'daki Hizbullah gibi gruplar, Taliban ve diğer Sünni örgütler söylemekteydiler. Ama Amerika'nın işbirlikçilerini bu derecede yüz üstü bırakması bu anlatıların gücünü geçer derecede her şeyi ortaya koydu." ifadesini de ekledi.

"El Kaide'nin büyük planı"

El Kaide'nin büyük planının üç parçası var” tezini savunan Soufan örgütün küresel ölçekteki stratejisini şu ifadelerle özetliyor:

“Buna vahşetin yönetimi deniyor, Roma'nın vahşi bölgeler dediği, temeldeki ortaklıklarda bir araya gelen ve sonunda Roma İmparatorluğu'nu yok eden şeyin yönetimi.11 Eylül 2001'de Dünya Ticaret Merkezi ve Pentagon'a havadan yapılan terör saldırıları, uluslararası düzeni zayıflatmak için güçlü bir öncüydü.

Merkezin (ABD'nin) zayıflatılmasıyla mümkün olabilen Arap Baharı'yla Muammer Kaddafi, Hüsnü Mübarek gibi laik diktatörlerin düşüşünden sonra El Kaide, bu bölgelerde aşiretlerle ve farklı muhalif gruplarla ittifaklar kurmaya çalıştı. Doğan iktidar boşluğunu cihat projesi lehine doldurmayı hedefledi.

Bu plana göre halkın kalbi kazanıldıktan, yerel güçler organize ve disipline edildikten sonra İslam Devleti kurulacak, daha ileri aşamada ise hilafet devleti kurulup ümmetin birleştirilmesi hedeflenecekti.

"Kudüs'ü almadan durmayacaklar"

IŞİD (doğrudan) birinci aşamadan dördüncü aşamaya geçmeye çalıştı, hemen halifeliği kurmak istedi. El Kaide ikinci aşamada faaliyetlerine devam etti. Şimdi Taliban'ın zaferini ikinci aşamanın tamamlanması açısından değerlendirmelisiniz. Üçüncü aşama kapsamında da Afganistan'da kuracakları İslam devletinin tüm Müslümanlara güzel bir model olup gelecek hilafet devleti aşamasına geçmeye çalışacaklar. Şimdilik Afganistan'dalar ama Kudüs'ü almadan durmayacaklar."

Soufan "Bu projenin sahiplerinin başaracaklarına dair iyimser olmak için iyi nedenleri var ve sadece ABD destekli rejimin Kabil'deki hızlı düşüşü nedeniyle de değil" ifadesini kullandı ve ekledi:

"11 Eylül'den önce ABD'nin Libya, Yemen ve Suriye'de büyükelçilikleri vardı. Hepsi gitti. Kabil'deki Amerikan büyükelçiliğinden geriye kalanlar, Taliban tarafından çevrili Hamid Karzai Uluslararası Havalimanı'nda geçici olarak faaliyet gösteriyor. ABD gösterdikleri direniş karşısında bölgeyi terk ediyor."

1971'de Beyrut'ta doğan, eğitim için ABD’ye giden ve 1997'de FBI'a katılan Soufan, Taliban'ın zaferi için "Bu zaferleri sanılandan çok daha büyük. Bu açıkçası 1975'te Vietnam'da alınan yenilgi sonrası Saygon'da yaşanandan da çok daha büyük. Bu, dünyadaki büyük bir jeopolitik değişimdir." değerlendirmesinde bulunuyor.

Kaynak: Mepa News

twtbanner-001.jpg

HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.
1 Yorum