Mali'de neler oluyor, CNİM başkenti ele geçirebilecek mi?
"Mevcut iktidar, CNİM'in uyguladığı ekonomik baskı nedeniyle içeriden çökerse, o zaman Afganistan'ın başkenti Kabil'deki gibi senaryolar gerçekleşebilir."
Batı Afrika ülkesi Mali'nin başkenti Bamako'ya yönelik abluka son haftalarda şiddetlemiş durumda.
Cemaat Nusret el İslam vel Müslimin (CNİM), Bamako'yu abluka altında tutarak cunta yönetimini devirmeye çalışıyor.
Afrika üzerine araştırmalarıyla bilinen Wassim Nasr, bölgedeki son süreci France24'e değerlendirdi.
Nasr'ın verdiği röportaj Mepa News okurları için Türkçeleştirildi.
- Mali'nin başkenti Bamako hala yakıt ithalatına yönelik büyük bir cihat yanlısı ablukası altında. Baskı sürekli artıyor. Başkent onların eline geçebilir mi? Sahadaki endişe bu yönde. Geçtiğimiz Cuma günü ABD ve İngiltere, gerekli olmayan personel ve ailelerinin tahliye edildiğini duyurdu. Bamako cihat yanlılarının eline geçebilir mi?
Evet, herkesin sorduğu soru bu ve çok fazla endişeye neden oluyor. Şimdi başkentten yaklaşık 20 kilometre uzaklıkta gerçekleşen bir saldırının videosunu izleyeceğiz. Bu saldırı, Cemaat Nusret el İslam vel Müslimin'in (CNİM) gerçek bir baskı altında tuttuğu Mali başkenti çevresindeki çabalarının bir parçası.
Ancak şu anda CNİM'in Bamako'yu siyah bayraklarını dalgalandırarak ele geçirmesi ne askeri ne de siyasi olarak mümkün. Dolayısıyla bu ancak geniş bir koalisyon kurarak, Bamako halkına ve hatta mevcut rejimi destekleyenlere güvence vererek mümkün olabilir. O yüzden bu konu üzerinde çalışıyor. Bu koalisyon, nihayetinde ortak bir İslami yönetimi sağlayacak ve CNİM'i El Kaide'den ayıracak bir tür koalisyon.
- CNİM Mali'deki diğer gruplarla diyalog kuruyor mu?
Evet, siyasi muhalif olsun olmasın, İslamcı olsun olmasın, ister Mali'nin başkentinde ister sürgünde olsun muhaliflerle diyalog başlatıldı. Bu kesin bir şey. Her iki tarafta da görüşmeler yapılıyor, ancak bu çok bilinmeyenli bir denklem.
Çünkü mevcut iktidar, CNİM'in uyguladığı ekonomik baskı nedeniyle içeriden çökerse, o zaman örneğin Afganistan'ın başkenti Kabil'deki gibi senaryolar gerçekleşebilir. Bu ne anlama geliyor? Hükümet çöker, ordu kendi arasında savaşır ya da şu veya bu nedenle çöker. Sonuç olarak başkentte kaos ortaya çıkar ve bu noktada başkentin eteklerindeki CNİM komutanları inisiyatifi ele alabilir.
Kabil ile karşılaştırmayı da bu yüzden yapıyorum. Çünkü hatırlarsanız Taliban'ın Amerikan ordusunun ülkeyi terkinden ve Kabil yönetimiyle bir anlaşma yapılmadan önce başkente girmemesi gerekiyordu. Ancak hükümet düştü, yağma başladı, başkentin kalbinde kaos patlak verdi ve böylece başkentin dış mahallelerindeki Taliban komutanları üstlerine rapor vermeden inisiyatifi ele aldılar.
Dolayısıyla, objektif olarak konuşmak gerekirse, şu anda CNİM tek başına başkenti ele geçiremeyecek olsa bile, bu hala çok gerçek bir olasılık.
- Daha önce Eylül başından bu yana devam eden ablukadan bahsediyorduk. Bölge bugün ne durumda?
Daha önce de konuştuğumuz gibi bir haritaya bakalım. Haritada gördüğümüz yollar bir aydan uzun bir süredir CNİM tarafından düzenli olarak kapatılıyor ve bu da konvoyların geçmesini, yakıt konvoylarının doğrudan Bamako'ya gitmesini engelliyor. Kayes ve Nioro yerleşimleri de hala abluka altında. Ara sıra da olsa geçmeyi başaran yegane konvoylar, kendileri de saldırıya uğrayan askeri konvoylar.

Gerçek şu ki, başkent Bamako'da yakıt fiyatları çok yükseldi ve bu durum başkentte hayatın normal bir şekilde devam etmesini engelliyor. Yani abluka devam ediyor. Örneğin Sikasso yolunda gerçekleşen bir saldırının videosunu izleyeceğiz. Bu yol Bamako'ya mazot taşımak için kullanılıyordu, gördüğünüz gibi bu yollar bölgedeki ülkelere giden yollar.
Kendi kaynaklarımdan aldığım bilgiye göre, bugünlerde abluka hala devam ediyor ve CNİM'in amacı halen Bamako'daki askeri rejimi devirmek.
- Diğer bölgelerdeki durum ne şekilde?
Diğer bölgelerde de durum halen benzer. San yerleşimine 14 Ekim'de yapılan saldırı gibi büyük saldırılar oldu. San'a yapılan saldırının görüntülerini izleyeceğiz. Burası cihat yanlıları tarafından basılan bir polis merkeziydi. Görüntüde onları orada görebiliyoruz. Yani baskın derken yağmalama ve silahların herhangi bir müdahale olmaksızın taşınmasını kastediyoruz. Bu aynı zamanda Benena'da gördüklerimizi de anımsatıyor.
Ayrıca cihat yanlılarının, Burkina Faso sınırındaki bir kasabada, sivillerin arasından geçerek, otobüslerin arasından geçerek kışlaya ulaştıklarını ve siviller kaçmadan kışlaya saldırdıklarını gördüğümüz görüntüler de var. Siviller saldırıya uğramıyor.
Ve kaynaklarıma göre, siviller askeri merkezlere dahil olmadığında, Mali'nin çeşitli bölgelerinde şu anda norm olan bir tür karışmama tutumu var.
Ve küçük ama çok önemli bir ayrıntı daha var: Abluka aynı zamanda bir otobüs taşımacılığı şirketi olan Diara şirketinin ablukasını da içeriyordu. Dolayısıyla bu şirketin müdürü, ablukayı kaldırması için CNİM'e başvurmak zorunda kaldı, bu CNİM'in sunduğu şartlarla oldu. Bu şartlar kadınların tesettürlü olması ve otobüslerin asker taşımamasıydı. Diara için geçerli olan diğer taşımacılık şirketleri için de geçerli. İşte bu noktada CNİM'in kendi kararlarını ülkenin büyük bir bölümüne nasıl tatbik ettiğini görüyoruz.
- Son günlerde gördüğümüz üzere iki Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) vatandaşı rehine ve bir İranlı rehine serbest bırakıldı, ancak Malili askeri yetkililer bir açıklama yapmadı. Bu rehineler kim olduklarını ve hangi koşullarda serbest bırakıldılar?
Aslında Birleşik Arap Emirlikleri ve Malili yetkililerden herhangi bir açıklama gelmedi, zira her şeyin gizli kalmasını istiyorlar. Ancak artık rehin alınan kişinin ya da en azından rehin alınanlardan birinin Cuma el Mektum olduğunu biliyoruz. Kendisi Dubai'nin yönetici ailesine mensup emekli bir BAE generali. Yani çok önemli bir kişi. Yerel kaynaklara göre bölgede bir çiftliği vardı ama aynı zamanda altın ticaretiyle de uğraşıyordu. Yani sadece bir turist değildi. Serbest bırakıldı ve 31 Ekim Cuma günü ülke dışına çıkarıldı.
Çoğu zaman olduğu gibi bu konuda da çok sayıda çelişkili bilgi vardı. Serbest kalması için birkaç girişimde bulunuldu. Biri Moritanya aracılığıyla oldu. Diğeri tanınmış bir Tuareg arabulucu olan Ahmada ag Bibi aracılığıyla. Diğeri ise Bamako'nun CNİM'e dayatmak istediği bir aracı vasıtasıyla. Tüm bu girişimler başarısız oldu. Başarılı olan ya da en azından sonuç veren girişim, bölgedeki tanınmış tüccarlar ve kaçakçılar aracılığıyla gerçekleşti. Bunlar bölgede çok iyi tanınan kişiler. Serbest bırakılmayı sağlayan tüm koşulları bir araya getirebilenler onlardı.
Bugün 50 milyon dolarlık bir fidye ödendiğini kesin olarak biliyoruz. Bu muazzam bir meblağ. İlk kez bu büyüklükte bir fidye ödeniyor ve ayrıca 20 ton mühimmat istendi. Ancak 20 ton mühimmatla ilgili bir soru işareti var. Bazı kaynaklar bunların hiç teslim edilmediğini, 50 milyon dolara ek olarak 20 milyon dolarla değiştirildiğini iddia ediyor. Ancak her halükarda gerçek şu ki, bugün bu iki BAE'li rehinenin ve İranlı çalışanlarının serbest bırakılması için bir aydan kısa bir süre gibi rekor bir sürede bu muazzam meblağ ödendi.
Yine kaynaklarıma göre, Mali cezaevlerinde tutulan cihat yanlıları da serbest bırakıldı ama bunun BAE'li rehinelerin serbest bırakılmasıyla bir ilgisi yok. Bu da iktidardaki cunta ile bir başka müzakere süreci neticesinde oldu. Ancak bu durum BAE'nin Afrika kıtasındaki varlığına ilişkin soruları da gündeme getiriyor çünkü bu büyüklükte bir fidye, BAE'nin Afrika'daki müttefiklerinin ve hatta düşmanlarının bile kıskançlığına yol açacaktır.
- CNİM'in elinde başka rehineler de var mı?
Evet, CNİM'in elinde başka rehineler de var. Çin, Türkiye, Hindistan'dan olanlar ve Ukrayna'nın Donbass bölgesinden olup Rus pasaportuyla Wagner için çalışanlar var. İki Mısırlı rehine de 28 Ekim'den bu yana grubun elinde, ancak kaynaklarımıza göre akıbetleri henüz belli değil. Rehineler için 5 milyon dolar fidye istendiğine dair söylentiler doğru değil.
Her halükarda CNİM şu anda bu kişilerin, yani Mısırlıların, hükümet için çalışıp çalışmadıklarını araştırıyor. CNİM'in elinde şu an Batılı rehineler yok çünkü bir süredir grubun yeni politikası bu yönde, Mali yönetimini destekleyen ülkelere odaklanıyorlar ve bu önemli bir not.
Kaynak: Mepa News
