Mısır rejiminin cezaevinde tuttuğu mahkumlar açlık grevinde
Mısır'da Abdulfettah es Sisi rejimi tarafından cezaevinde tutulan mahkumların açlık grevine devam ettiği bildirildi.
Mısır'da Abdulfettah es Sisi'yi iktidara taşıyan darbenin ardından ordunun gerçekleştirdiği Rabia ve Nahda katliamlarının üzerinden 12 yıl geçti. Sürecin 12'nci yılında Mısır cezaevlerindeki mahkumlar, "boğma politikası altında yavaş yavaş ölüme maruz kaldıklarını" belirterek açlık grevi yapıyor.
Mısır'ın kötü şöhretli cezaevi Bedir 3'ten sızdırılan bir mektupta, mahkumların "ziyaret yasağı, ailelerle temastan mahrum bırakılma, egzersiz ve güneş ışığına erişimin reddedilmesi de dahil olmak üzere insanlık dışı gözaltı koşullarını protesto etmek için 1 Temmuz'da tam ve açık uçlu bir açlık grevine başladıkları" belirtildi.
New Arab'ın ulaştığı mektupta ayrıca "yazışmaların engellenmesi ve tıbbi ihmalin yanı sırabir tür psikolojik işkence olan hücre hapsinin de uygulandığı" belirtiliyor. Mahkumlar, "zorunlu sessizlik ve tecrit" olarak tanımladıkları bu durumu sona erdirmek amacıyla "seslerinin özgür dünyanın vicdanına ulaşması için" çağrıda bulundular.
Hak grupları, açlık grevine katılan onlarca mahkumun sağlık durumunun kötüleştiğini bildirdi. Adalet Komitesi tarafından hazırlanan bir rapor, cezaevi yetkililerinin doğrudan tehditlerini, bayılma vakalarını, tehlikeli derecede düşük kan şekeri ve tansiyon seviyelerini ve tekrarlanan intihar girişimlerini belgeledi.
Raporda en az 35 mahkumun eyleme katıldığı ve bunlardan 15'inin durumunun kritik olduğu belirtilerek, koşulların devam etmesi halinde insani bir felaketin kapıda olduğu uyarısında bulunuldu.
Mısır'da 2013 yılındaki darbenin ardından çok sayıda siyasi tutsak Bedir 3 isimli cezaevi tesisine nakledildi. Cezaevi o zamandan beri kötü muamele ve temel hakların ihlaliyle anılır hale gelmiş durumda.
Aralarında Müslüman Kardeşler liderlerinden Muhammed Biltaci, Abdurrahman Berr, Rifa Tahtavi ve diğerlerinin de bulunduğu önde gelen siyasi tutsaklar, cezaevinde tutuldukları yıllar boyunca burada açlık grevleri düzenledi.
2013 yılındaki darbeden bu yana Biltaci geçtiğimiz günlerde bir mesaj yayınlamış, cezaevinin son durumuna dair açıklamada bulunmuştu:
"Ben Muhammed Biltaci, Ezher Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde profesör ve eski bir meclis üyesiyim. Siyasi duruşum nedeniyle 2013 yılından beri tutukluyum ve 57 meslektaşımla birlikte üç yıldır Bedr 3 Cezaevi'nin 2 numaralı bölümünde tutuluyorum. Son derece ağır ve insanlık dışı koşullarda yaşıyoruz. Sekiz yıldır güneşi ya da gökyüzünün rengini görmedik. Sekiz yıldır, günün 24 saati hücrelerde kilitli tutuluyoruz, sadece en zor koşullarda hastaneye gitmek için buradan çıkabiliyoruz.
Sekiz yıl boyunca dünyadan izole edildik: Gazete yok, radyo yok, televizyon yok. Sekiz yıl boyunca annelerimizi, eşlerimizi ya da çocuklarımızı görmedik. Hiçbirinin bizi ziyaret etmesine izin verilmedi. Onlarla hiçbir şekilde iletişim kuramadık. Hatta bazılarımız annesinin ya da bir yakınının öldüğünü yıllar sonra öğreniyor. Ben de 1 Temmuz'dan bu yana açlık grevi yapanlar arasına katıldım. Bu insanlık dışı koşullar değişmediği sürece açlık grevimi ölene kadar sürdüreceğim. Bizler 12 yılı aşkın süredir bir insanın dayanabileceğinden daha fazlasına katlandık ve artık daha fazla dayanmamız mümkün değil. Maruz kaldığımız işkencenin dünyadaki hiçbir hapishanede, hatta İsrail işgal devletinde bile benzeri yok. Ölüm bile bizim katlandığımız şeylerden daha kolaydır.
Çağrımı yineliyorum: 2013'ten bu yana maruz kaldığımız tüm sistematik işkenceler, 25 Ocak Devrimi'nin liderliğine katılmamız ve ardından darbeyi reddetmemizle somutlaşan pozisyonlarımıza misillemeden başka bir şey değildir. Benimle birlikte olanlar bakanlar, valiler, eski milletvekilleri, üniversite profesörleri ve siyasi, devrimci ve halkçı partilerin liderleridir. Hepimiz 12 yıldır aynı acılara katlanıyoruz. Ey dünyanın özgür insanları, bu adaletsizliği, baskıyı ve zulmü durdurmak için sesinizi yükseltin."
Kaynak: Mepa News

