Mısır'da Sisi rejiminin Selefilik ile savaşı

Mısır'da Sisi rejiminin Selefilik ile savaşı

2013 darbesinden bu yana Mısır'da dini söylemi tekeline almaya çalışan Sisi rejiminin artık sadece ahlaki nitelikli de olsa bağımsız dini vaazlara tahammülünün olmadığı gözlemleniyor.

Mısır'da Sisi rejiminin ve medyasının son dönemde ülkedeki Selefi vaizler aleyhindeki propagandasını yoğunlaştırması dikkat çekiyor.

Selefi vaizler yasaklanıyor

Mısır'da peş peşe bazı vaizlerin camilerde vaaz vermesine yönelik yasaklar getiriliyor. En son ünlü Selefi vaiz Muhammed Hüseyin Yakub'un babası gibi Selefi bir vaiz olan oğlu Ala' Yakub'un da camilerde vaaz vermesi yasaklandı.

Başkent Kahire yakınlarındaki İmbaba'da silahlı bir grubun Mısır askerlerine ateş açması üzerine İmbabalı olan Mısırlı ünlü Selefi vaiz Muhammed Hüseyin Yakub (1956-) mahkemede ifadeye çağırılmış, Yakub'un konuşmaları canlı olarak televizyon kanallarından verilmişti.

Yakub bu tip saldırılarla ilişkisi olmadığını, nefis terbiyesi gibi alanlarda ders veren bir vaizden ibaret olduğunu belirtmişti.

"Sisi rejiminin karalama kampanyası"

Sisi rejimi muhalifleri ise saldırıyla hiçbir bağlantı şüphesi kurulamadığı halde Muhammed Hüseyin Yakub'un mahkeme heyeti huzurunda ifadeye çağrılmasının ve konuşmasının yayınlanmasının rejimin bağımsız hocaları karalama kampanyasının bir parçası olduğunu belirtmişti.

"Özel bir gözdağı"

Rejim muhalifleri, siyasi konulara değinmediği gibi dini tartışmaları gündemine almamasıyla tanınan Muhammed Hüseyin Yakub'un ifadeye çağrılmasının özel bir gözdağı anlamı içerdiğini belirtiyorlar. Bu şekilde rejimin kendisinden bağımsız en ılımlı görülen vaizler üzerinden ülkedeki dini söylemin tüm bağımsızlığına gözdağı verdiğini belirtiyorlar.

Mısırlı iki ünlü Selefi vaiz Ebu İshak el-Huveyni ve Muhammed Hüseyin Yakub bir televizyon programında

Mısır'daki Selefiliğin geçmişi

Mısır'da Selefiliğin uzun bir geçmişi bulunuyor. Ülkede pek çok farklı Selefi akım mevcut. En yaygınları Ebu İshak el-Huveyni (1950-), Muhammed Hüseyin Yakub (1956-) ve Muhammed Hasan (1960-) üçlüsünün yönlendirdiği akım.

1980'li yıllarda ortak olarak faaliyete geçen bu üçlünün dönemin Mübarek rejiminin yasaklamasıyla karşılaşmamak için doğrudan politik eleştirilerde bulunmayıp genel bir İslami çağrıda bulunması dikkat çekiyordu. Müslüman Kardeşler ve Ezher'in etkinliğinin düştüğü bu dönemlerde bu grup Mısır toplumundaki dini boşluktan faydalanarak oldukça büyümüştü.

2000'li yıllarda Rahmet TV isimli bir televizyon kanalı kuran üçlü, vaazlarını böylece Mısır'da daha geniş bir kitleye duyurdu. Bu kanallara olan rağbetin artması politik bir söylemleri olmamasına karşın Mübarek rejimini oldukça rahatsız etti.

TV kanalları Mubarek döneminde kapatılmıştı

2010 yılı sonunda Mübarek rejimi Rahmet TV ve benzeri özel tüm dini kanalların kapatılması kararı aldı.

Fakat Ocak 2011'de başlayan Mısır Devrimi ve Mübarek rejiminin devrilmesiyle bu karar uygulanamadı.

Mübarek rejiminin son bulduğu Şubat 2011'den Temmuz 2013'teki darbeye kadar Mısır'da görülmemiş bir fikri hürriyet dönemi yaşandı. Bu da Selefi vaizlerin çalışmalarını daha da genişletti.

İslami bir devlet talebi

Huveyni-Yakub-Hasan üçlüsü de dahil olmak üzere ülkedeki Selefi vaizler İslami bir devlet kurulması taleplerini artık daha açıktan dile getiriyorlardı. Selefi vaizlerin TV kanalları ve yayınlarının teknik imkanları da bu dönemde daha da arttı.

Muhammed Hüseyin Yakub Haziran 2012'de gerçekleştirilen seçimlerde pek çok Selefi vaiz gibi Muhammed Mursi'yi destekledi.

Mursi'nin cumhurbaşkanı olmasının ardından da ona ziyaretlerde bulunup desteğini açıkladı.

2f04cd64f46b03e07e3cc0dfbff37620.jpg

Muhammed Mursi, cumhurbaşkanlığı döneminde ünlü Selefi vaizlerin de bulunduğu bir topluluğa namaz kıldırırken

Darbe sonrası rejimi eleştirenler hapsedildi veya ülkeyi terk etti

Selefi vaizlerin Mursi'ye verdiği bu destek darbeyle iktidara gelen Sisi rejiminin hışmını Selefi vaizlerin üzerine çekti. Bazı Selefi vaizler darbenin ve hatta Rabia Katliamı'nın ardından da yeni rejime açıktan eleştirilerini sürdürdüler.

Bu vaizler Sisi rejimince hapsedildi ya da ülkeyi terk etmek zorunda kaldı. Selefi Nur Partisi çevresinde vaizlerle ilgisi kopan küçük bir grup ise yeni rejime eklemlenmeyi tercih etti.

Sisi rejimini eleştirmeyen din adamları dahi sınırlandırıldı

Huveyni-Yakub-Hasan üçlüsü önderliğindeki en popüler grup ise darbe, özellikle de Rabia Katliamı'nın ardından yeni rejime karşı doğrudan açıklamalarda bulunmaktan çekinip Mübarek dönemindeki gibi genel bir dini vaaz söylemine çekildiler. Fakat Sisi onların Mursi'ye desteklerini bildiğinden TV kanallarını kapattı ve onlara ciddi dini sınırlamalar getirdi.

2013'ten bu yana Sisi rejiminin Mısır'da görülmemiş biçimde dini söylemi tekeline almaya, kontrolündeki Ezher'e bağlamaya çalıştığı gözlemleniyor.

Fakat Ezher'in Mısır'ın 90 milyonu aşan Müslüman nüfusuna yetecek bir dini hizmet kapasitesine hiçbir boyutuyla sahip değil. Bu nedenle ne kadar engellenirse engellensinler halen Selefi vaizler, imamlar Mısır halkında oldukça büyük bir karşılık bulmaya devam ediyorlar.

Fetva makamını devlet tekeline alma çabası

Mısır'da yasayla fetva makamının tamamen devlet tekeline alınacağı, devlet memuru olmaksızın fetva verenlerin hapisle bile cezalandırılabileceği iddia ediliyor.

Böyle bir yasanın uygulanabilirliğinin ne kadar mümkün olduğu ayrı bir tartışma konusu olsa da bu yolla Selefi vaizlerin siyasi içerikli konuşmasalar dahi tamamen yasal açıdan suçlu konumuna düşürülmesinin hedeflendiği belirtiliyor.

Sisi rejiminin medyası Selefiliği, özellikle de Huveyni-Yakub-Hasan üçlüsünü İhvan ile ilişkilendirerek terörizmle suçluyorlar. İhvan teşkilatı darbe ile Mısır'da "terörist" ilan edilmiş, tüm mal varlığına el konulmuş, yasaklanmış ve on binlerce kişi İhvan üyesi olma suçlamasıyla tutuklanmıştı. Bu nedenle Mısır'da İhvan ile ilişkilendirilmek "terörist" damgası vurulmasına yeter sebep sayılıyor.

Dar bir alana hapsedilmiş Selefi vaizler

Rejimin hem resmi hocalar hem de medya yoluyla saldırıları karşısında Selefi vaizler adeta oldukça dar bir alana hapsedilmiş durumdalar.

Darbenin ardından siyasi olmayan konularla İslam'a daveti sürdürebilecek bir yol izleyebileceklerini düşünen bu vaizlerin şu an tamamen susmak veya hapsedilmek seçeneklerine git gide daha fazla itildiği gözlemleniyor.

Gelinen süreçte Selefi vaizlerin git gide daha fazla ahlaki konuları anlatmaya hapsolmasının da kendilerini Sisi rejiminin baskısından kurtaramayacağı ifade ediliyor.

Muhammed Hüseyin Yakub'un resmi kanalında yayınlanan ahlaki konulu bir vaazı

Sisi rejiminin dini söylemi tekeline alabilmesi durumunda Mısır'da yeni bir laikleştirme hamlesi başlatmayı planladığı, bu nedenle yönetimden bağımsız dini-ahlaki vaazların bile rejimin bu gelecek planını bozduğu belirtiliyor.

Fakat rejiminin sosyo-ekonomik vaatlerini yerine getirememesi nedeniyle Mısır'ın içine git gide daha fazla düşmekte olduğu çalkantının, Sisi rejimini radikal yasaklama ve laikleştirme hamlelerinden alıkoyabileceği de bildiriliyor.

Kaynak: Mepa News

 

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.
2 Yorum