Muhalifler arasında 'Fırat Kalkanı ve Astana' çatlağı

Muhalifler arasında 'Fırat Kalkanı ve Astana' çatlağı

ŞFC ve bazı muhalif gruplar arasında silahlı çatışmaya dönüşen gerilimin perde arkasındaki nedenler gün yüzüne çıkmaya başladı.

Kazakistan'da düzenlenen uluslararası toplantıya katılan bazı Suriyeli muhalif gruplar ile Şam'ın Fethi Cephesi'nin (ŞFC) arasında, Türkiye sınırındaki İdlib ilinde yer yer çatışmalar yaşandı.

Beşşar Esed rejimi karşıtı bazı gruplar arasında Astana'da 23-24 Ocak'ta düzenlenen toplantıya katılım konusunda iki hafta kadar önce başlayan tartışma ve ihtilaflar bazı yerlerde çatışmaya dönüştü. 

Çatışmaların başlangıcından bir hafta geçmesinin ardından, gruplar arasındaki gerilimin sebepleri gün yüzüne çıkmaya başladı. Buna göre; Türkiye'nin başlattığı Fırat Kalkanı Operasyonu'na katılan gruplar, Halep'teki mevzileri terketmek ve şehrin rejim güçlerine geçmesine neden olmakla suçlanıyor. Ayrıca gruplar arasındaki krizin diğer bir nedenini ise Astana Görüşmeleri oluşturuyor. 

"Halep'te mevziler terkedildi"

Suriye'deki gelişmeleri yakından takip eden sosyal medya aktivisti Ebu Abdulmelik eş-Şami'nin yaşanan gerilimle alakalı açıklaması, gruplar arasındaki problemlere ışık tutuyor.

Açıklamaya göre ŞFC, muhaliflerin Astana Görüşmeleri'nde Beşar Esed rejimi ile ateşkese gitmesinden oldukça rahatsızlık duyuyor. Ayrıca, Halep'te rejime karşı yeterli direnişin gösterilmemesi ve sahip olunan silahların kullanılmayarak şehrin düşmesine neden olunması da taraflar arasındaki diğer bir problemi oluşturuyor. 

Yeni bir Sisi projesi

ŞFC, Suriye'de Batı ülkelerinin Mısır ve Libya tecrübesinden hareketle yeni bir Sisi yada Hafter çıkarmak istediğini ileri sürüyor. ŞFC güçleri bu projenin ayağı olduğunu iddia ettiği; Ceyşul Mücahidin, Cephe Şamiyye, Tecemmü Festakim gruplarına baskınlar düzenlemiş ve bu gruptaki savaşçılara gruplarını terketmeleri talebinde bulunmuştu. Herhangi bir can kaybının yaşanmadığı askeri hareketlilik sonrası, bu gruplar da dahil olmak üzere 6 muhalif yapı Ahrar'uş Şam hareketine katıldıklarını duyurmuştu. Gelişme sonrası Ahraru'ş Şam, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, kendisine katılan gruplara herhangi bir saldırı yapılmamasını isteyerek saldırı halinde savaşacaklarını ilan etmişti. 

Birleşme mümkün mü?

ŞFC'nin muhalif gruplara yönelttiği diğer bir suçlama ise, "uluslararası ve bölgesel güçlerin dayatması nedeniyle" bir türlü birleşme iradesi oraya koyamamaları. ŞFC 21 Ocak'ta yaptığı açıklamada, bazı muhalif grupların diğer ülkelerin ajandalarına hizmet eder hale geldiğini savunmuş ve "Suriyeli muhalifleri görüşmelere katılmaya zorlayan ülkeler, aynı zamanda bölünmeye neden olan ve birleşmeleri engelleyen ülkelerdir" ifadesini kullanmıştı.

Öte yandan Ahrar'uş Şam Hareketi'nin eski lideri ve şura üyesi Ebu Cabir Twitter'da yaptığı açıklamada ŞFC'nin birleşme çağrılarına destek verdi ve devletlerin çıkarlarından uzak bir şekilde masaya oturma çağrısı yaptı. Ebu Cabir açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

Ey grup emirleri, sahayı tarafsızlaştırın. Sizin dışınızda bunu kim yapabilir? Sahayı tarafsızlaştırın. Aksi halde yok olma, bitim ve işgal olacaktır. Bundan sonra namusları kim savunacak, esirlere, yaşlılara, çocuklara, akıtılan kanlara ve dine kim sahip çıkacaktır? Terör listesine alınma, hainlik suçlaması ve düşürme bidatleri sahayı daha fazla parçalanmaya ve bölmeye götürmüştür. İstisnasız bunu herkes sürdürmüş ve direniş bu gün olduğumuz hale gelmiştir. Tüm ithamlardan ve sorumluluk yüklemelerden uzak bir şekilde, bizler gelecek olanlarda ortağız. Tüm ithamlardan ve sorumluluk yüklemelerden uzak bir şekilde, bizler gelecek olanlarda ortağız. -Allah göstermesin- gemimiz batacak olursa ya da -Allah’ın izniyle- güven sahiline ulaşırsa, bu bizim kendi ellerimizde kazandıklarımız dolayısıyladır. Tüm gruplar fedakârlık yapmıştır, ellerindekini sunmuş ve cömert davranmıştır, herkeste hayır vardır. Birleşmenizle, karşılığını Allah’tan beklemenizle ve birbirinize karşı bazı şeylerden ödün vermenizle üstünlüğünüzü ve hayrınızı tamamlayın. Zaman fedakârlık zamanıdır. Toplanmaları, konvoyları ve savaşı durdurun. Tek bir komuta altında şekillenen hakka dönün. Karanlıkların denizinden ve azgın dalgalardan tek kurtuluş yolu budur. Kanların korunması, halkın fedakârlıklarının muhafazası, isteklerine ve emellerine karşılık olarak, savaşın durdurulmasını ilan edin, sonra 48 saat içerisinde tek bir komuta altında ittifakınızı açıklayın. Destekçilerin tesirlerinden ve devletlerin çıkarlarından uzak bir şekilde içerdeki masanızda oturun. Halka yeniden ümit verin, sahada tek bir komutanlık ilanı haberiyle gönüllerini rahatlatın. Tek bir emir, ehli-hal vel-akd’dan oluşan şura meclisi, tek siyasi büro, tek askeri büro, saha için tek şer’i merci ve tek mahkeme ile kurtarılan bölgelerde tek idareye geçilmelidir. Bunları kabul etmediğiniz takdirde, eylemlerinizden beri olduğumu ilan ediyorum. Söylediklerimi hatırlayacaksınız. Ben işlerimi Allah’a havale ediyorum. Kuşkusuz Allah kullarının yaptıklarını görendir."

Nusra Cephesi, 28 Temmuz 2016'da El Kaide'ye bağlılığını geri çektiğini duyurmuş, adını ŞFC şeklinde değiştirmişti.

Kaynak: Mepa News

Suriye Devrimi kritik dönemeçte: Astana ve ŞFC'nin hamlesi​

HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.