NATO zirvesi Türkiye'ye uygulanan silah ambargosuna nasıl etki edecek?

NATO zirvesi Türkiye'ye uygulanan silah ambargosuna nasıl etki edecek?

Ukrayna'ya destek ve dayanışmanın ifade edildiği, Rusya'ya karşı ittifakın caydırıcılık düzeyini artırma kararının çıktığı olağanüstü NATO zirvesi, Türkiye açısından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın gerçekleştirdiği ikili görüşmelerle önem kazandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya-Ukrayna savaşıyla değişen güvenlik ortamında Türkiye'nin NATO üyesi olarak üzerine düşeni yapacağını ancak bazı müttefiklerin silah ambargosu uygulamasının tutarsızlık yarattığını zirvede liderlere iletme fırsatını da buldu.

Rusya'nın Ukrayna'yı işgale başlamasının birinci ayına denk gelen 24 Mart'ta Brüksel'de toplanan 30 NATO ülkesinin liderleri, beklendiği gibi Ukrayna'ya destek ve dayanışma mesajları verdiler. Rusya'ya ise acil ateşkes ve Ukrayna'daki askerlerini çekme çağrısı yaptılar.

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg'in basın toplantısında bir kez daha altını çizdiği gibi ittifak, savaşın parçası olmayacağını kayda geçirirken, Doğu Avrupa'daki askeri varlığını güçlendireceğini açıkladı.

Bu açılardan sürpriz bir sonuç doğurmayan NATO Zirvesi, Türkiye açısından hem son dönemde ittifak içindeki kritik rolünün perçinlenmesi hem de önde gelen Avrupalı üyelerle ikili ilişkilerin olumlu yönde gelişmesi için fırsat yarattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın toplantıların ardından düzenlediği basın toplantısında ve resmi Twitter hesabından verdiği mesajların başında, Türkiye'nin Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinin başladığı 24 Şubat'tan itibaren izlediği politikayı devam ettirme kararlılığı oldu.

Türkiye'nin Rusya'nın 2014'de Kırım'ı işgal ve ilhak etmesini de tanımadığını ve tanımayacağını vurgulayan Erdoğan, Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nden kaynaklanan yetkisini kullandıklarını da anımsattı.

Erdoğan'ın verdiği bir başka mesaj da NATO'nun caydırıcılık adına attığı adımların başta Rusya olmak üzere hiçbir üçüncü tarafa karşı olmadığı oldu. NATO'nun mevcut savaş ortamında Ukrayna'ya desteğini sürdürürken "gerçekçi ve stratejik" davranması gerektiğini kaydeden Erdoğan, "Zirvede aldığımız kararlarda tamamen NATO'nun caydırıcılık ve savunma yapılanmasını güçlendirmeye yönelik adımlardır. İttifakın Rusya'ya veya üçüncü başka bir ülkeye tehdit oluşturacak bir yapılanma içinde olmadığının altını bir kez daha çizmiş olduk" dedi.

Müttefiklere 'Ambargoları bitirin' çağrısı

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın değindiği bir başka konu aralarında ABD, Almanya ve Kanada gibi önde gelen NATO üyelerinin Türkiye'nin talep ettiği bazı silah sistemlerini siyasi nedenlerle tedarik etmemeleri oldu. Zirvede yaptığı konuşmada bu eleştirisini liderlere doğrudan ilettiğini kaydeden Cumhurbaşkanı, şu görüşleri iletti:

"Türkiye ittifak dayanışması ruhunu esas alarak NATO'nun caydırıcılık ve savunma tedbirlerine gerektiği katkıyı vermeye devam edecektir. Müttefiklerimizden de aynı dayanışmayı bekliyoruz. Türk savunma sanayinin başarıları ortadayken bu alanda karşılaştığımız engellemelerin hiçbir makul gerekçesi olamaz. Savunma sanayimizin önüne bizzat bazı müttefiklerimiz tarafından konan kısıtlamaların artık kaldırılması ortak menfaatimizedir. Müttefikler arasında gizli açık ambargoların bırakın uygulanmasını konuşulmaması hatta gündeme dahi gelmemesi gerekir. Bu konudaki beklentilerimizi liderlerle açıkça paylaştım."

Türkiye, Rusya'nın Ukrayna'yı işgali sonrasında Batı ile daha da düzelen diyaloğunu kendisine uygulanan silah ambargosunu sonlandırmak amacıyla da kullanıyor. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Türk basınına yaptığı açıklamada, "Dost ve kardeş bildiklerimizin, müttefik bildiklerimizin örtülü veya açık ihracat lisanslarına tahdit koydukları bir dönemdeyiz. Parasını pulunu verdik, müracaatımızı yaptık, ver bunu müttefikiz. Verilmiyor. Almanya'da var, Fransa'da var, Kanada'da var, Amerika'da var, hepsi var. İngilizler sağ olsunlar, tahditleri kaldırdılar ve kaldırmaya devam ediyorlar. İnşallah diğer müttefiklerimize diğer dostlarımıza da bu örnek olur. Bunu temenni ediyoruz" demişti.

Türkiye-Fransa-İtalya grubu yeniden toplanıyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın zirve kapsamında gerçekleştirdiği temaslarında, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve İtalya Başbakanı Mario Draghi ile görüşmeleri öne çıktı. Avrupa Birliği Dönem Başkanı Fransa'nın lideri Macron ile görüşmesini "verimli ve faydalı" olarak tanımlayan Erdoğan, uzun bir dönemdir gergin olan ancak son dönemde normalleşme adımlarının atıldığı Ankara-Paris ilişkilerini, Fransa'da seçimlerin tamamlanmasının ardından geliştirmeye devam etme kararı aldıklarını kaydetti.

Ankara ile Paris arasında son dönemde artan temaslar sayesinde özellikle iki lider arasında karşılıklı suçlamalar sona ermiş ve gerilimin düşmesi sağlanmıştı. Tarafların Libya'da pozisyonlarını yakınlaştırmaları da gerilimin azalmasına neden olan unsurlar arasında. Ukrayna savaşının başlaması ise ikili ilişkilerin daha da normalleşmesi için önemli bir fırsat yarattı.

Benzer bir süreç de İtalya ile yaşanıyor. İtalya Başbakanı Draghi'nin geçen sene Erdoğan için "diktatör" tanımını kullanması Ankara-Roma ilişkilerinde ciddi bir sarsıntıya neden olmuştu. Gerilim, İtalya'nın Ekim 2021'de ev sahipliği yaptığı G20 Zirvesi sürecinde Erdoğan-Draghi görüşmesi ile dinmişti. Brüksel'de gerçekleşen son görüşme ise daha farklı ve olumlu bir havada gerçekleşti.

Erdoğan ile yaptığı görüşmeyi İtalyan basınına anlatan Draghi, "Geçen yıllarda oluşturulan ancak daha sonra kesintiye uğrayan işbirliği forumlarından biri de Türkiye, Fransa ve İtalya arasındaki gruptu. Bu grubu yeniden işler hale getirmeye karar verdik, yakında 3 ülke arasında bir toplantı yapacağız" bilgisini verdi.

SAMP/T sistemi yeniden gündeme gelebilir

Türkiye, Fransa ve İtalya, 2017 senesinde Fransız-İtalyan konsorsiyumu EuroSam ile SAMP/T hava savunma sisteminin birlikte üretilmesini de içeren bir çalışma başlatmışlardı. Türkiye'nin Rusya'dan S-400 sistemleri için anlaşma imzalamasından hemen sonra atılan bu adım kapsamında, 2018 başında 18 aylık bir tanımlama çalışması yapılması kararı verildi.

NATO sistemlerine entegre edilebilen SAMP/T hava savunma sistemi için çalışma önemli bir aşamaya geldiği 2019 sonuna doğru Türkiye'nin Suriye'de Barış Pınarı Harekatı'nı başlatması sürecin askıya alınmasına neden olmuştu.

Son dönemde ilişkilerin yumuşaması ve Rusya'nın Ukrayna'yı işgali sonucu bu adımın atılması dikkat çekti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen seneki G20 Zirvesi sonrasında gazetecilerin sorularını yanıtlarken, SAMP/T projesinin canlanabileceğini "Bundan sonraki süreçte de başta savunma sanayii olmak üzere SAMP/T konusunda Fransa, İtalya, Türkiye üçlüsü olarak bu konuda olumlu adımlar atacağız ve bu olumlu adımlarla birlikte de aramızda şu andaki ticaret hacmini çok daha yukarılara çıkartmak durumundayız" sözleriyle açıklamıştı.

Türkiye, 2019 ortasında topraklarına Rus S-400 hava savunma sistemini konuşlandırmasından dolayı ABD yaptırımına maruz kalmış ve F-35 savaş uçağı programından çıkarılmıştı. ABD'nin Patriot sistemlerini vermediği için Rusya'dan S-400 almak durumunda kaldığını kaydeden Türkiye, NATO sistemlerine uygun SAMP/T hava savunma sisteminin daha üst modelinin ortak üretimi için İtalya ve Fransa ile çalışacağı mesajını vermişti.

Kaynak: BBC Türkçe

twtbanner-001.jpg

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.