Netanyahu İngiltere, Fransa ve Kanada'yı "Hamas'ı cesaretlendirmekle" suçladı

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İsrail'in Gazze'deki katliamlarını kınayan ve insani yardımlara yönelik kısıtlamalara son verilmesi çağrısında bulunan İngiltere, Fransa ve Kanada liderlerini “Hamas'ı cesaretlendirmekle” suçladı.

Perşembe günü X hesabında yayınlanan bir video mesajında Netanyahu, Çarşamba günü Washington'da iki İsrail Büyükelçiliği çalışanının vurularak öldürülmesine atıfta bulunarak olayı “antisemitizmin korkunç bedeli” olarak tanımladı.

Netanyahu'nun sözleri, hafta başında İngiltere Başbakanı Keir Starmer, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Kanada Başbakanı Mark Carney tarafından yayınlanan ortak bir bildiriye yanıt niteliğindeydi.

Üç lider İsrail'in Gazze'deki tutumunu “korkunç” olarak nitelendirmiş ve saldırıların kontrolsüz bir şekilde devam etmesi halinde “somut adımlar” atılacağı uyarısında bulunmuşlardı.

Gazze'de son durum: İsrail katliama devam ederken Hamas'ın silahsızlandırılması gündemde

“Cumhurbaşkanı Macron, Başbakan Carney ve Başbakan Starmer'a sesleniyorum: Toplu katliamcılar, tecavüzcüler, bebek katilleri ve adam kaçıranlar size teşekkür ediyorsa, adaletin yanlış tarafındasınız demektir” diyen Netanyahu, üç lideri "Hamas'ı savaşa devam etmesi için cesaretlendirmekle" suçladı.

Hamas ise ortak açıklamayı memnuniyetle karşılayarak, “İsrail işgal hükümetinin Gazze Şeridi'ndeki halka karşı uyguladığı kuşatma ve aç bırakma politikasına” karşı “ilkeli bir duruş” olarak nitelendirdi.

Netanyahu'nun yorumları, İsrail'in Gazze'deki eylemlerine yönelik uluslararası eleştirilerin arttığı ve müttefiklerin acil ateşkes çağrılarını yinelediği bir dönemde geldi.

Birleşik Krallık yetkilileri de Washington Büyükelçiliği saldırısını kınadı. Starmer saldırıyı “antisemitik” olarak nitelendirdi ve kurbanların aileleri ve Yahudi toplumuyla dayanışma içinde olduklarını ifade etti.

Hafta başında Birleşik Krallık Dışişleri Bakanı David Lammy, yeni bir Birleşik Krallık-İsrail serbest ticaret anlaşmasına ilişkin müzakerelerin askıya alındığını duyurdu.

Lammy, İsrailli üst düzey yetkililerin “Gazze'yi arındırma” çağrısı da dahil olmak üzere yaptıkları kışkırtıcı açıklamaları “iğrenç, canavarca ve aşırılık yanlısı” olarak nitelendirerek İngiltere-İsrail ilişkilerinde keskin bir değişime işaret etti.

İngiltere ayrıca işgal altındaki Batı Şeria'da şiddet içeren saldırılarda bulunmakla suçlanan bazı Yahudi yerleşimcilere de yaptırım uyguladı.

Cuma günü BBC Radyo 4'e konuşan İngiltere Silahlı Kuvvetler Bakanı Luke Pollard İngiltere'nin tutumunu savundu. “İsrail'in kendini savunma hakkının yanındayız” diyen Pollard, ‘ancak bu uluslararası insancıl hukuk sınırları içinde olmalıdır’ dedi.

“Hem Filistinliler hem de İsrailliler için güvenliğe giden en iyi yol ateşkes, rehinelerin serbest bırakılması ve yardımların engelsiz bir şekilde ulaştırılmasıdır” diye ekledi.

18 Mart'ta İsrail Gazze Şeridi'nde geniş çaplı hava saldırılarına yeniden başlayarak 19 Ocak'tan bu yana yürürlükte olan ateşkesi tek taraflı olarak sona erdirmişti. O tarihten bu yana Gazze'de 3,500'den fazla Filistinli katledildi.

Gazze'de son günlerde 29 çocuk açlıktan öldü

İsrail hükümeti askeri operasyonlara yeniden başlamasına gerekçe olarak "Hamas'ın rehineleri serbest bırakmamasını" gösterdi.

İsrail'in ablukaya yeniden başlaması Gazze Şeridi'ne giren insani yardımı ciddi şekilde kısıtladı.

Entegre Gıda Güvenliği Aşaması Sınıflandırması, Gazze nüfusunun yarısından fazlasının, yani yaklaşık 1,1 milyon kişinin felaket boyutlarında açlıkla karşı karşıya olduğu ve bölgenin bazı kesimlerinde kıtlık yaşandığı uyarısında bulundu.

Filistin Sağlık Bakanlığı'na göre Perşembe günü itibariyle en az 29 çocuk ve yaşlı açlıktan ölürken, binlerce kişi de yetersiz beslenme ve tıbbi bakıma erişim eksikliği nedeniyle risk altında bulunuyor.

Kaynak: Mepa News, Middle East Eye