Orta Doğu'nun en uzun süre tahtta kalan kralı Trump ile karşı karşıya
"Ürdün Trump'ın Gazze'yi 'ele geçirme' planına karşı çıkıyor, ancak oynayabileceği çok az kart var."
Sean Mathews | Middle East Eye | Tercüme: Mepa News
Ürdün'ün Haşimileri hayatta kalanlardır. İngiliz desteğiyle Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra Osmanlı İmparatorluğu'nun küllerinden küçük bir çöl krallığı çıkardılar. Otuz yıl sonra, Irak'taki müsrif kuzenlerinin bir darbeyle katledilmesini izlediler. İsrail tarafından 1967 Savaşı'nda yenildiler ve birkaç yıl sonra Filistinli savaşçılara saldırdılar.
Tüm bunlar olurken onlar kaldılar.
Bu nedenle Kral 2. Abdullah Salı günü Beyaz Saray'da ABD Başkanı Donald Trump ile görüştüğünde, dünyanın en uzun süre görev yapan Arap hükümdarı olduğunu ve en eski aile hanedanlarından birinin başında bulunduğunu söyleyebilir. Çünkü böyle kalmasını istiyor.
Abdullah'ın görevi açık. ABD'nin Gazze Şeridi'ni “ele geçirmesi” ve “Ortadoğu'nun Rivierası” haline getirmesi için Trump'ı, yoksul ve kaynak sıkıntısı çeken krallığının Filistinli mültecileri kabul etmeyeceğine ikna etmesi gerekecek.
Savaşın yerle bir ettiği Gazze Şeridi'nden yüz binlerce Filistinli mültecinin Ürdün'e gelmesi, mevcut ve eski ABD'li, Avrupalı ve Arap yetkililerin, Haşimi yönetiminin ölüm çanını çalacağını söylediği, kendisinin ve atalarının ustalıkla kaçındığı türden bir olaydır.
Eski bir CIA çalışanı ve "Ürdün ve Amerika" kitabının yazarı olan Bruce Reidel, “Amman'da şu anda Washington'a koşup Kral'ın Trump'ın yüzüne karşı ‘istediğinizi yapmayacağız’ diyen ilk Arap lider olmasının ne kadar akıllıca olduğu konusunda şüpheler var” diyor.
Ürdün nüfusunun yarısından fazlası Filistin kökenli. Analistler, hükümetlerinin uluslararası toplumun ve Arap dünyasının büyük çoğunluğunun “etnik temizlik” olarak değerlendireceği bir şeye katılmasını hoş karşılamayacaklarını söylüyor.
İsrail'in Gazze'ye karşı on beş ay süren savaşı boyunca Abdullah, babası eski Kral Hüseyin'in İsrail'le yaptığı 1994 Barış Anlaşmasını korumayı başardı.
Ancak Trump'ın Filistinlilerin Ürdün'e sürülmesi çağrısı o kadar korkutucu ki, Middle East Eye'ın bir haberine göre Amman bu gerçekleşirse İsrail'e savaş ilan edecek.
Dışişleri Bakanı Eyman Safadi de Perşembe günü bunu doğruladı.
Ancak analistler Ürdünlülerin bu tehdidi yerine getirip getiremeyeceğinden şüphe duyuyor.
Göbek bağı
Ürdün ABD'nin önemli bir müttefiki. Haşimi Krallığı'nda en az 3000 ABD askeri görev yapıyor ve Washington ile yaptıkları savunma anlaşması Ürdün'deki pek çok askeri tesise “engelsiz erişim” sağlıyor. Ürdün'ün istihbarat servisleri uzun zamandır İsrail ile işbirliği yapıyor ve iki ülkenin soğuk barışını yönetiyor.
Trump'ın kraliyet ailesine olan düşkünlüğüne rağmen Ürdün onun küçümsediği türden bir ülke. Ekonomisi çökmüş durumda, kaynak fakiri ve ABD ile ticareti asgari düzeyde. Abdullah askeri üniformalarla poz vermeyi seviyor ama diğer Orta Doğulu yöneticiler kadar havalı olduğu söylenemez.
Trump'ın askeri finansmanı da içeren dış yardım kesintisinden İsrail ve Mısır muaf tutulurken Ürdün muaf tutulmadı. Krallık ABD'den yılda yaklaşık 1.45 milyar dolar askeri ve ekonomik yardım alıyor; buna yüz milyonlarca dolarlık doğrudan bütçe desteği ve 350 milyon dolarlık USAid fonu da dahil.
Ürdün'ün diğer ana destekçileri olan zengin Körfez ülkeleri ise yıllar önce kesenin ağzını iyice sıktı.
Ülkenin kasvetli ekonomik beklentileri, tarihsel olarak Ürdün'ün Doğu Yakası kabilelerinden destek satın almak için patronaj ve devlet işlerine güvenen Haşimileri tehdit ediyor.
Trump, Ürdün'ün ABD'nin mali yardımını kabul etmesi karşılığında Filistinlileri kabul etmesini beklediğini söyledi.
Ocak ayında Abdullah'la yaptığı bir telefon görüşmesinin ardından Trump, “Ona daha fazlasını üstlenmeni isterim dedim çünkü şu anda Gazze Şeridi'nin tamamına bakıyorum ve bu bir karmaşa, gerçek bir karmaşa” dedi.
Amman'da yaşayan bölgesel güvenlik uzmanı ve üniversite profesörü Amer Sabaileh verdiği bir demeçte Ürdün Kralı'nın görüşmede ısrar etmesi halinde Trump'ı oyalamak zorunda kalacağını söyledi.
Sabaileh, “Şu anda en kötü şey Trump'a ‘hayır’ demek” dedi ve ekledi:
“Ürdün'ü Trump'ın gözünde değerli hale getirmeliyiz. İsrail ile ilişkilerimizi geliştirmeli ve güvenlik kartını kullanmalıyız. Ben iyimser değilim.”
Bazı analistler Trump'ın ABD'nin Gazze Şeridi'ni ele geçirmesi yönündeki çarpıcı çağrısının Arap ortaklarından daha fazlasını koparmak için bir pazarlık pozisyonu olabileceğini söylüyor. Ürdün'ün Körfez ülkeleri gibi parası yok ama Eski CIA çalışanı Bruce Reidel, Kral'ın konuşmasını Gazze'nin savaş sonrası yönetimine odaklayabileceğini söyledi.
Reidel, “Bu ayrıştırıcı bir toplantı olacak” dedi:
“Ürdün'ün pozisyonu ile Trump'ınki arasında bir uzlaşma yok. Aralarındaki farkı kapatamazlar. Mısır boyun eğer ve mültecileri kabul ederse, bu Ürdün ve Batı Şeria için bir emsal teşkil eder.”
Ürdün'ün önde gelen siyasi ailelerinden birine mensup olan Beyrut Amerikan Üniversitesi profesörü Tarık Tell, Middle East Eye'a verdiği demeçte her iki durumda da Abdullah'ın eli boş dönebileceğini ifade etti.
Tell, “Ürdün'ün ABD'yle göbek bağı göz önüne alındığında, kılıç şakırtılarını ciddiye almalı mıyız? Elbette tüm bunlar, Ürdün'ün nüfusundaki Batı Şerialıların Doğu Şerialılara oranını tersine çeviren, bazen şiddetli, genellikle yumuşak, uzun vadeli bir transfer sürecini örtbas etmek için yapılan siyasi gösterilerdir” dedi.
Saray entrikaları
Ürdün şimdilik Körfez ülkeleri ve Mısır'ın desteğinden faydalanıyor.
Trump'ın planı, bu hafta Filistinlilerin topraklarından sürülmesine yönelik her türlü çabayı reddeden bir açıklama yapan Suudi Arabistan tarafından da reddedildi.
Suudi Krallığı ayrıca İsrail'in bir Filistin devletine giden yolu takip etmesini talep etmekten, İsrail ile diplomatik ilişkilerini normalleştirmeden önce bir Filistin devletinin kurulması gerektiğini söylemeye kadar tutumunu sertleştirdi.
Wilson Center'da Orta Doğu programı direktörü olan Merissa Khurma verdiği demeçte “Trump Orta Doğu'dan tek bir şey istiyor: Suudi-İsrail normalleşme anlaşması” dedi.
Ancak derinlerde, aile kavgaları ve saray entrikaları bu dayanışma görüntüsünü baltalıyor.
Temmuz 2021'de Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın danışmanlarından Bassem Awadallah, Abdullah'ın küçük kardeşi Prens Hamza'yı Haşimi tahtına rakip olarak yetiştirme planında oynadığı iddia edilen rol nedeniyle on beş yıl hapis cezasına çarptırıldı. Suudi Arabistan olayla ilgisi olduğunu reddetti. Prens Hamza ev hapsinde tutuluyor.
Middle East Eye'ın haberine göre Suudi Arabistan, İsrail ile Suudi Arabistan arasındaki ilişkileri normalleştirmeye yönelik başarısız bir girişimin parçası olarak işgal altındaki Batı Şeria'dan Filistinli mültecileri kabul etmeyi reddettiği için Abdullah'ı görevden almaya çalıştı.
Reidel, “Kral Abdullah, Suudilerin Hamza'yı finanse ettiğini unutmadı” dedi ve ekledi: “Abdullah şimdi BAE'ye çok daha yakın”
Kushner geri mi dönüyor?
Konuya vakıf birkaç Ürdünlü Kral Abdullah'ın da Trump'ın yakın çevresine güvenmediğini söyledi.
Ürdünlüler, Trump'ın Ürdünlü bir Amerikalı ile evli olan ve 2023'te Ürdün puşisi takan bir milletvekili olarak Kongre kürsüsüne çıkan ulusal güvenlik danışmanı Mike Waltz'dan kısa bir dayanışma gösterisi aldılar.
Ancak onları korkutan Trump'ın ailesi.
Ürdünlü bir kaynak Middle East Eye'a “Trump'ın Gazze planının ideolojik yönü büyük ölçüde aile içinden, Jared'den kaynaklanıyor” dedi ve ekledi: “Aylardır bu konu hakkında konuştukları açık.”
Trump'ın damadı ve eski Orta Doğu danışmanı Jared Kushner, ilk Trump yönetimi sırasında “Yüzyılın Anlaşması” olarak adlandırılan bir plan ortaya attı. Bu plan İsrail'in Batı Şeria'nın yüzde 30'unu ilhak etmesini ve ordusu olmayan bir Filistin -sözde- devletinin kurulmasını öngörüyordu. Plan, 50 milyar dolarlık ekonomik yardım teklif ederek Filistin Yönetimini ikna etmeye çalıştı ancak reddedildi.
Kushner, Gazze'nin bir gayrimenkul geliştirme alanına dönüştürülmesini ve oradaki Filistinlilerin Şubat 2024'te “geçici olarak” yerlerinden edilmesini istedi.
Ürdün'ün şu anki kararlı tutumu, Trump'a planının krallığı yok edebileceğini ve önceki ABD yönetimlerinin kaçınmaya çalıştığı türden bir kaosa yol açabileceğini söylemek dışında oynayabileceği çok az iyi kart olması nedeniyle karmaşıklaşıyor.
Ürdün'ün kraliyet ailesi laik ve batı eğitimli, ancak ülkedeki en büyük siyasi parti Müslüman Kardeşler. Ürdünlüler İsrail'in Gazze'yi Amerikan silahlarıyla vurmasını izlerken bu partinin popülaritesi arttı. Suriye'de Esed ailesinin çöküşü Ürdün'ün yanı başında İslami bir hükümet olduğu anlamına geliyor.
Merissa Khurma, “Trump'ın Suriye'ye hala öncelik verdiği ya da Müslüman Kardeşler'i önemsediği net değil. Tüm bunların Ürdün'de nasıl yankı bulacağını açıklamak çok hassas bir denge olacak” dedi.
Kaynak: Mepa News