Özel Rapor | Somali'de sivillerin katledildiği drone saldırısının satır araları

Özel Rapor | Somali'de sivillerin katledildiği drone saldırısının satır araları

Somali'de sivillerin yaşamını yitirdiği hava saldırısına dair tanık beyanları ve hükümet yetkililerinin açıklamaları, Muhammed Gabobe'nin raporuna yansıdı.

Somali'de 9 Eylül günü düzenlenen bir insansız hava aracı saldırısı çok sayıda sivilin hayatına mal oldu.

Saldırıyı hiçbir taraf üstlenmezken, tanık ifadeleri ve detaylar, olaya ilişkin farklı boyutları ortaya koydu.

Somalili gazeteci Mohamed Gabobe, Mepa News için hazırladığı araştırma raporunda tanık beyanları ve güvenlik güçlerinin ifadeleri paralelinde saldırının detaylarını aktardı. Raporda, görüşülen sivillerin isimleri güvenlikleri sebebiyle değiştirilerek servis edildi.


"Eş Şebab kontrolündeki Aşağı Şabel bölgesinde yer alan Mübarek kasabasında gün batmak üzereydi. Seyyar satıcılarla sürücüler arasındaki bir anlaşmazlığı çözmek için bir toplantı tertip edilecekti ki şiddetli bir patlama duydum." dedi Abdullahi Muhammed.

Sebze sattığı bir seyyar tablası bulunan Abdullahi, çok sayıda cesede ve yaralıya şahitlik ettiği bilgisini paylaştı. Kendisinin de hava saldırısı neticesinde şarapnalle yaralandığını belirtti.

Abdullahi, sürücülerle seyyar satıcılar arasındaki görüşmeyi yürütmekle görevlendirilen Başkan Hacı Gafow ve Başkan Vekili Hassan Abukar'ın olay yerinde hemen öldüğünü söyledi.

hasan-abukar.jpg

Hassan Abukar

Drone saldırısının ardından 9 kişinin öldüğünü, 8 kişinin ise yaralandığını ifade eden Abdullahi, bir an duraksayıp şöyle dedi: "Tamamı sivillerdi"

Abdullahi'nin ifadesi, 9 Eylül günü Mübarek kasabasını hedef alan ve yerel Somali medyasında da yer verilen drone saldırısına dair diğer görgü tanıklarının ifadeleri ile uyuşuyor. Mogadişu merkezli önemli radyo istasyonu Radyo Dalsan'da geçen haber de saldırıdan bir gün sonra drone saldırısında sivilleri katledildiğini ortaya koymuştu.

Saldırı sonrasında yerel halk yardıma koştu ve ölülerle yaralıları ayırmaya başladı ki bu yaralılara Abdullahi de dahildi. Ardından, hava saldırısı sebebiyle yaralanan diğer kurbanlarla beraber bir araca konuldu. Başkente 95 kilometre mesafedeki Eş Şebab kontrolünde bulunan Mübarek kasabasından başkent Mogadişu'ya yolculukları böyle başladı.

Mogadişu girişinde alıkonuldular

Mogadişu yolundayken Abdullahi'nin dikkatini sıra dışı bir şey çekti, öyle ki dikkatini aldığı şarapnel yarasının acısından kısa da olsa kopardı. Abdullahi'nin hatırladığı kadarıyla askeri tarzda dört veya beş araç, Mogadişu'nın hemen dışındaki Arbiska bölgesine yaklaştıklarında yollarını kesti, kendilerini kenara çekmeye zorladı.

Hemen ardından Abdullahi ve diğer yaralılar zorla araçlarından çıkarıldı ve hükümet güçlerinin kontrolünde. Mogadişu'daki Medine Hastanesi'ne götürüldüler.

Abdullahi, bu hastaneye vardıklarında, Mübarek'ten getirilen yaralı sivillerin çoğunun ağır kanaması olduğunu, bazılarının zor konuştuğunu ve şok halinde olduğunu, bazılarının ise bilinçsiz şekilde yattığını söyledi.

Hastaneye girdikleri zaman, hastanedeki güvenlik görevlileri içeriye getirilen kurbanların fotoğraflarını çekmeye başladı. Bazı güvenlik personelleri yaralı kurbanları sorularla sıkıştırdı, onlara Eş Şebab mensubu dedi, Abdullahi bu sırada aşağılandığını hissettiğini belirtti.

Ardından, Somali polisinin Suç Araştırma Departmanı'ndan özel olarak eğitilmiş yetkililer, hastane yatağında yatan yaralı sivilleri sorgulamaya başladı. Abdullahi'nin ifadesine göre Eş Şebab ile bağları olup olmadığını sordular, fotoğraflarını çektiler hatta bazılarının parmak izlerini dahi aldılar.

Yaralılara kötü muamele

Abdullahi'nin iddiaları, 9 Eylül'de Mübarek kasabasına düzenlenen aynı drone saldırısında yaralanan Mahad Hassan'ın büyük kardeşi Abdireşid Hasan'ın ifadeleriyle uyuşuyor.

Medine Hastanesi'nden telefonla konuşurken Abdireşid yumuşak ve sessiz bir tonla konuştu. İlk başta, onun küçük kardeşinin yaşadığı travma sebebiyle konuşamıyor olduğunu düşündüm. Ancak Abdireşid hastanenin Suç İnceleme Departmanı'ndan yetkililerle dolu olduğunu, bu yüzden sesini alçalttığını söyledi. Benimle hastanenin boş odalarından birinde gizlice konuşuyordu.

Drone saldırısının ardından, kardeşi Mahad ve diğer yaralılar başkente kara yoluyla ulaştırıldı. Ancak onun ifadesine göre, Mogadişu'ya ulaşmadan önce Arbiska bölgesine yaklaşırlarken güvenlik güçlerince durduruldular. Yaralı kurbanlar zorla alıkonularak ve hükümet tarafından işletilen Medine Hastanesi'ne götürüldü.

Medine Hastanesi'ne vardıktan sonra güvenlik personeli saldırının kurbanlarına kimlikleri ve Eş Şebab ile bağlantılarına dair çeşitli sorular sordu. Abdireşid, halihazırda ellerinde bir liste olduğunu da söyledi. Abdireşid, Suç Araştırma Departmanı'nın yaralı kurbanları sorgulamakla görevlendirilen yetkililerinin durumu daha da kötüleştirdiğini ifade etti.

Abdireşid, kardeşini ve diğer yaralıları sorgulamak üzere Suç Araştırma Departmanı yetkililerinin neden gönderildiğini anlayamadı. Bana bu insanların siviller olduğunu, Mogadişu'dan, yakındaki Aşağı Şabel bölgesinde yer alan çeşitli kasaba ve ilçelere insan ve mal taşıyan şoförler ve seyyar satıcılar olduğunu söyledi.

Küçük kardeşi Mahad, drone saldırısında kalbinin altında bir bölgeye isabet eden ve bilincini kaybetmesine neden olan bir şarapnelle yaralandı. Hastanede olduğunu bir gün sonra uyanıp bilinci yerine gelince fark edecekti. Ancak Abdireşid, kardeşinin hafızasının halen tam olarak yerine gelmediğini söylüyor.

mubarak-somalia.jpg

Saldırıda hayatını kaybeden siviller

"Drone'un sesini duyamadık"

Drone saldırısının kurbanları Mübarek kasabasından getirildiği zaman, onların tıbbi ihtiyaçlarının karşılanmasının en önemli şey olmasını beklersiniz ancak buna rağmen bu yaralı siviller Suç Araştırma Departmanı yetkililerince birkaç kez sorgulandı ve parmak izleri alındı. Abdireşid'e göre düşen ve bilincini kaybeden kurbanlardan dahi parmak izleri alındı.

Medine Hastanesi'ndeki rahatsız edici olayların yanında Abdireşid, Mübarek kasabasında da benzer olaylar dizisini anımsadı. Drone saldırısının Mogadişu'yu Aşağı Şabel bölgesine bağlayan yollar üzerinde çalışan farklı sürücü ve satıcıların toplantısının gerçekleştiği bir otobüs bölgesini hedef aldığını söyledi.

Geçmişte, belli bir mesafeden droneların motor seslerini duyarlardı ki bu, bölgeye yönelik bir drone saldırısının elinin kulağında olduğu anlamına gelirdi, herkesi kaçmak yahut siper almak zorunda bırakırdı. Ancak, Abdireşid'e göre bu defa olan farklıydı. Mübarek'te bölge sakinleri önceki yıllarda da çok sayıda drone saldırısının kurbanı olmuştu ancak bu saldırının hızı hiçbir hava saldırısında görülmemişti.

Kayıplar hakkında kendisine sorduğumda Abdireşid kurbanları tanıdığını söyledi. Hepsinin sivil olduğunu belirtti. Detaylara ilişkin sorduğum sorunun ardından Abdireşid, yaşamını yitiren kurbanları şöyle saydı: Osman Sidow, Aden Gajeelo, Madey Hassan Goobe, Hassan Figlow, Hacı Gafow, Abukar Hassan, Hassan Hacı İbrahim ve küçük oğlu, yakındaki Darusselam köyünden Abukar Abdimasud isimli bir şahıs ve bölgede "Arap" olarak bilinen Abdullahi Şeyh Abukar.

Abdullahi Şeyh Abukar'a (Arap) dair detayları sorduğum zaman Abdireşid, onun yerel bir sivil olduğunu savundu. Somali hükümetince ortaya atılan iddiaları ve onun Mübarek'i hedef alan saldırıda öldürülen üst düzey bir Eş Şebab militanı olduğu suçlamalarını kızgınlıkla karşıladı.

Dahası, Abdireşid, Mübarek kasabası Eş Şebab tarafından kontrol edilmesine rağmen, en yakın Eş Şebab merkezinin iki kilometre uzaklıkta olduğunu belirterek, drone saldırısını kim gerçekleştirdiyse istihbaratını yanlış aldığını vurguladı.

"Saldırıda ABD kokusu var"

Konunun hassasiyeti sebebiyle isminin verilmemesi koşuluyla konuşan üst düzey bir Somali hükümeti güvenlik yetkilisi, Eş Şabab kontrolündeki Mübarek kasabasında 9 Eylül Cuma akşamı insan, mahsul ve diğer malları Aşağı Şabel'den Mogadişu'ya taşıyan şoförler arasında bir toplantı düzenlenmekte olduğunu doğruladı.

Saldırının olay yerinde bulunduğunu iddia ettiği ve kimliğinden sadece "Arap" olarak bahsettiği üst düzey bir Eş Şebab üyesini hedefleme amacında olduğunu öne sürdü.

Yetkili ek olarak, "Arap"ı hedef alan saldırıda çok sayıda sivil kayıp olduğunu gösteren güvenilir istihbarat bulunduğunu kaydetti. Saldırıyı kimin düzenlediğini sorduğumda, yetkili daha fazla ayrıntıya değinmeyi reddetti ve görüşmemiz kısa bir süre sonra sona erdi.

Mübarek kasabasını hedef alan ölümcül drone saldırısından sonra, Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud ateşli bir basın konferansı tertip etti, beraberinde başbakan ve birçok bölgesel lider de bulunuyordu.

Burada Mahmud, halkı Eş Şebab'ın bulunduğu bölgeleri terk etmeleri gerektiği, aksi takdirde hava saldırılarında ve baskınlarda istenmeyen zararlara uğrayabilecekleri hakkında bilgilendirdi.

Bu basın konferansı devlet televizyonunda yaygın bir şekilde servis edildi ve Eş Şebab kontrolündeki Mübarek kasabasına yönelik ölümcül hava saldırsının hemen öncesinde, sadece günler önce gerçekleştirildi.

Basın konferansını takiben, Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh uçakla ABD'ye gitti, Eş Şebab'a karşı savaşta daha fazla destek almak için Pentagon'da üst düzey ABD'li yetkililerle görüştü.

Drone saldırısının herhangi bir yapı tarafından resmen üstlenilmemesine rağmen, saldırıdan ABD'nin dahli olduğuna dair kokular yayılıyor.

AFRICOM, Somali'nin istikrarsız Aşağı Şabel bölgesindeki Mübarek kasabasını hedef alan hava saldırıları konusunda uzun bir tarihe sahip.

Kasaba 2018 yılında ölümcül bir ABD hava saldırısına daha şahitlik etmişti. Daha ölümcül bir diğer saldırı ise 2020'de düzenlendi ki bu, dünya çapında çatışmalardan etkilenen 8 ayrı bölgedeki hava saldırılarında gerçekleşen sivil kayıpları belgeleyen İngiltere merkezli bir izleme örgütü olan Airwars tarafından da bildirilmişti.

Kaynak: Mepa News

whtspp.jpg

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.