Şam'ın Fethi Cephesi, Fırat Kalkanı Operasyonu'na nasıl bakıyor?
Suriyeli rejim muhalifi gruplardan Şam'ın Fethi Cephesi, Türkiye'nin bazı muhalif gruplarla başlattığı Fırat Kalkanı operasyonu hakkında açıklama yayımladı.
Suriye'deki önde gelen muhalif gruplardan biri olan Şam'ın Fethi Cephesi, Türkiye'nin ülkenin kuzeyinde diğer bazı muhalif gruplarla ortaklaşa olarak başlattığı Fırat Kalkanı Operasyonu hakkında bir açıklama yayımladı. Açıklamada, TSK ile birlikte operasyona katılan grupların durumlarını tekrar gözden geçirmeleri belirtilirken, bölgedeki ABD'li askerlerin varlığından duyulan rahatsızlık dile getirildi.
Açıklamada, İslam hukuku dahilinde bir takım tartışmalara yer verilirken, muhaliflerin "başka kesimlerden" yardım almasını meşru kılacak durum ve şartların oluşmadığı ileri sürüldü. Şam'ın Fethi Cephesi açıklamasında, Fırat Kalkanı Operasyonu'na katılan grupların bağımsız bir şekilde karar veremediğini iddia etti.
Ayrıca açıklamada, Halep üzerindeki kuşatmanın kırılması için mücadele edilen bir dönemde askeri güçlerin Fırat Kalkanı Operasyonu kapsamında başka yerlere kaydırılması eleştirilerek, bu hamlenin devrimin amacından saptırılması sonucunu doğurduğu ifade edildi.
Nusra Cephesi lideri Ebu Muhammed el Cevlani, 2016 yılının Temmuz ayı sonlarında yaptığı açıklama ile örgütlerinin ismini Şam'ın Fethi Cephesi olarak değiştirdiklerini ve El Kaide ile bağlarını kopardıklarını açıklamıştı.
Mepa News tarafından çevirisi gerçekleştirilen söz konusu açıklama şu şekilde:
"Şam'ın Fethi Cephesi'nden Fırat Kalkanı Operasyonu ve Grupların Tavrıyla İlgili Açıklama
Kuzey Halep'te Devam Eden Operasyonlar ve Fırat Kalkanı İle İlgili Açıklama
Allah'a hamd olsun, Resulune ve onun ashabına salat ve selam olsun.
Kuzey Halep bölgesi son dönemlerde birbiri ardınca gelen askeri ve siyasi zorlu süreç ve gelişmelere şahit olmaktadır. Bu sorunlar genel olarak Cerablus operasyonundan sonra ve bu operasyon ile bağlantılı süreçler gereğince ortaya çıkmıştır. Daha sonra Amerikan güçleri Fırat Kalkanı operasyonunun 3 merhalesi kapsamında sahaya girmişlerdir. Tüm bu gelişmeler çerçevesinde aşağıdaki açıklamaları kamuoyuna duyururuz. "
"Hükmün verilmesinde acele edilemez"
"İlk olarak: Bu tür meseleler uygun şeri hükmün verilmesi konusunda acele etmeden ve öncesinde yorumda bulunmadan durumun iyice okunup değerlendirilmesinin ardından kanaat belirtilip karar beyan edilecek konulardır. Meselenin çok yönlü bir konu olması açısından öncelikle yorumda bulunmamak ve daha sonra konuyu etraflıca inceleyip ona göre şeri hüküm vermek en doğru yöntemdir.
İkincisi: Alimler Müslümanların diğer kesimlerden yardım alması konusunu ikiye ayırmaktadır.
İlki bunun mutlak anlamda haram olduğunu iddia edenler, ikincisi ise çok zor şartlar çerçevesinde caiz diyenler.
Bu şartlar;
Liderliğin Müslümanlarda olması.
Kafirlerin ihanet ve şerrinden emin olmaları ve Müslümanların dinleri ve dünyalarını korumaları için çok zaruri bir gerekçenin olması ve kafirlerden başka destek alınacak bir çarelerinin olmamaları durumu."
"Kuzey Halep'e intikal eden mücahit gruplar durumu değiştirme gücüne sahip değil"
"Üçüncüsü: Kuzey Halep kırsalındaki olaylar ve durumlar eski bir takım olayların uzantısıdır. Hariciler (IŞİD) Müslümanların ve grupların geneline yapmadıkları zulüm bırakmadılar. Aynı şekilde o bölgede pek çok proje devreye koyulmaktadır. Orada haricilerin bir projesi var aynı şekilde Nusayri Alevi rejiminin müttefiği olan Rusya'nın bir projesi var ve ABD tarafından desteklenen PKK'nın da bir projesi var. Amerika'nın tek başına müstakil bir projesi de bulunmaktadır. Türkiye'nin sınırlarını PKK ve PKK uzantılarından korumak için bir projesi var. Ayrıca Pentagon'a direkt bağlı olan ve onun emrinde çalışan Hamza Birliği ve Mu'tasım Birliği gibi gruplar da bölgede bulunmaktadır. Bu gruplar uluslararası koalisyon sancağı altında savaşmaktadırlar.
Bütün bunlara karşın diğer gruplara nazaran bölge halkından çok zayıf bir bağımsız mücahit gücü bulunmaktadır. Aynı şekilde son dönemde bazı farklı gruplar da bölgeye intikal etmiş bulunmaktadır. Bu intikal eden gruplar ve yerel mücahit birlikleri durumu değiştirme gücüne sahip değiller."
"ABD, Suriye halkının sorunlarını çözmek istemiyor"
"Dördüncüsü:
a- ABD'nin Kuzey Halep kırsalına girmesi durumu krizi daha da derinleştirecek ve meseleden çıkılmaz hale getirecektir. ABD'nin müdahalesi Şam halkının sorunlarını çözmek için değildir. Bilakis bu bölgeyi parçalamak için apaçık bir saldırı ve işgaldir. ABD'nin PKK'ya Sünni bölgeleri ele geçirmesi için verdiği destek hiçbir kesime gizli değildir. Ayrıca Şam topraklarında faaliyet gösteren devrimci güçlere karşı savaşmak ve Esed rejimini sağlamlaştırmak için ABD ve Rusya'nın anlaşması da hiç kimseye gizli değildir."
"ABD, Müslümanlarla savaş halindedir"
"b- ABD'nin son dönemlerde açık bir şekilde bölgeye müdahale etmesi destek almanın şer'i (dini) durumu ve pratik konumu açısından muteber değildir. Amerikalılar Müslümanlarla açıkça savaş halinde olan bir küfür gücüdür. Bundan ötürü ABD ile herhangi bir gerekçe ya da bahane ile yardım ilişkisinde bulunmak caiz değildir. Tevil edenler ne kadar tevil etse de onlara kafirleri dost edinme hükmünden başka bir hüküm verilemez."
"Amaç savaşı amacından saptırmak"
"c- Bölgesel ve uluslararası güçlerin istekleri doğrultusunda savaşı Kuzey Halep bölgesine taşımanın asıl amacı; Halep kuşatmasının -mücahitler tarafından- kırılması yönündeki hamlelerin engellenmesi veya savaşı Hama'ya doğru yönlendirip Şam yolunu açmak yolundaki grişimlerin engellenmesi ve asıl savaşın gerekçesi olan rejimin ve destekçilerini mağlup etmeyi öngören savaşın amacını saptırmaktır. Aynı şekilde ortak çabaların parçalanması, mücahitlerin vakit ve emeklerini boşa çıkarmaktır. Ek olarak bu savaşa katılan güçler açısından ne zamanlama doğru bir zamanlamadır ne de kararlarında bağımsızdırlar."
"Operasyona katılmayı caiz görmüyoruz"
Yukarıdaki gerekçelerden ötürü Allah'tan verdiğimiz karar ve tespitin isabeti konusunda yardım dileyerek diyoruz ki: Kuzey Halep kırsalında herhangi bir bölgesel ve ya da uluslararası gücün emri altında ne destek ne de koordinasyon çerçevesinde savaşmanın caiz olduğuna inanmıyoruz.
Çünkü durumun 'destek almak' olmadığını görüyoruz. Ayrıca bu durum için şer'i gerekçelerin oluşmadığını görmekteyiz. Bu durumda; istianeye (yardım istemeye) cevaz verenlerin bu kararlarının, mevcut vaziyeti, fetvanın muhtemel olumsuz sonuçlarını ve Şam cihadını, cihadın kazanımlarını yok edebilecek bir kapı açabileceği hususunu gözönüne alarak fetvalarını tekrar gözden geçirmelerini tavsiye ediyoruz.
"Alllah'ın kefil olduğu bir topluluk asla kaybetmez"
"Sonuç olarak: Öncelikle kendimize ve genel olarak Şam mücahitlerine Şam cihadının meyvelerini yüzbinlerce şehidin kanı hatrına korumalarını hatırlatıyoruz ve halkımıza verdiğimiz nusret desteğini tamamlamayı dinimizi ikame etmeyi İslam sancağını yüceltmeyi hatırlatıyoruz.
Birliğimizle hiç bir vesayet altına girmeden veya hiç bir bölünme yaşamadan beraberlik ile topraklarımızı özgürleştirebiliriz. Bizler liderler ve gruplar olarak, Müslümanları zillet ortamından kurtarmak ve hakettikleri izzet ve şerefe çıkarmak ve halkımıza kanlarımız ile fedakarlık yapıp şeref ve izzetin yolunu çizmemiz üzerimize borçtur.
Şam topraklarımız kazanacaktır. Çünkü Alllah'ın kefil olduğu bir topluluk asla kaybetmez."
"Allah size yardım ederse, artık size üstün gelecek hiç kimse yoktur. Eğer sizi bırakıverirse, ondan sonra size kim yardım eder? Müminler ancak Allah'a güvenip dayanmalıdırlar."
Al-i İmran Suresi, 160. ayet"
Şam'ın Fethi Cephesi'nin yaptığı açıklama:
Kaynak: Mepa News