El Kaide'nin önemli ismi Libya'da yakalandı

Libya Ulusal Ordusu (LNA), eskiden Mısır ordusunda subaylık yaparken daha sonra cihat yanlılarının safına geçen Hişam el Eşmevi’yi yakaladığını iddia etti.

Libya Ulusal Ordusu (LNA), eskiden Mısır ordusunda subaylık yaparken daha sonra cihat yanlılarının safına geçen Hişam el Eşmevi’yi yakaladığını iddia etti.

Eşmevi hem Mısır hem de Libya güçleri tarafından, her iki ülkedeki cihadi operasyonları yöneten isim olduğu gerekçesiyle aranıyordu.

LNA, Eşmevi’nin darp edildiği belli olan fotoğraflarını ve Mısır ordusu kimliğinin fotoğrafını servis etti.

General Hafter’in liderliğini yaptığı LNA, Eşmevi’nin Derna’da ele geçirildiğini açıkladı. Reuters’da çıkan habere göre, LNA Eşmevi’nin ile birlikte bu yılın başlarında öldürülen cihat sahasının tecrübeli isimlerinden Muhammed Rıfai Soroor’un (Ömer Rıfai Soroor olarak da bilinmektedir) eşi ve çocuklarını da ele geçirdiğini iddia etti.

Mısırlılar Eşmevi’nin Ensar el İslam isimli örgüte liderlik ettiğini söylüyor ancak 2015’in Temmuz ayında Eşmevi, El Murabitun’un başı olarak kayıtlara geçildi. Bu tarihten itibaren Eşmevi’nin resmi statüsü bulanıklaştı.

Bu yılın başlarında LNA, Derna’ya başlattığı operasyon sonucunda birçok cihat yanlısı ismi öldürdü veya yakaladı. Eşmevi ise hem LNA’nın hem de IŞİD’in ölüm listesinde yer alıyordu.

IŞİD'in ölüm listesindeki isim

2015’in Ağustos ayında IŞİD destekçileri Eşmevi’yi “ölmesini istedikleri” cihat yanlısı isimlerden birisi olarak ilan etmişti.

Eşmevi sözde halifenin çağrılarına uymayarak Bağdadi’nin hem Mısır hem de Libya’da büyüme girişimlerine karşı koydu. Bu da haliyle Bağdadi’ye sadık kesimin nefretini kazanmasına yol açtı.

Tam olarak rolünün ne olduğu bilinmese de, Eşmevi’nin el Kaide’nin bölgedeki  ağına sadık kaldığını gösteren çok sayıda kanıt bulunmaktadır.

Eşmevi’nin Mısırlı yetkililere yönelik yüksek profilli saldırılara karıştığı iddiası

Mısır devleti, geçen yıl polisleri hedef alan bir saldırı ve diğer bir dizi yüksek profilli eylemin sorumlusu olarak "en çok aranan teröristler" listesine almıştı.

Ancak, kendisinin rolünün tam olarak neleri kapsadığı hala belirsizliğini koruyor.

Eşmevi’nin gerçekleştirdiği iddia edilen saldırılan bazıları Ensar Beytül Makdis grubu (ABM) tarafından yapıldı. Lider kadrosunun ağır kayıplar vermesinden önce bu grubun El Kaide’nin küresel ağı ile bağlantısı vardı.

2014 yılının Kasım ayında, ABM’in liderleri Bağdadi’ye biat etti ve grubun adı Sina Vilayeti olarak değiştirildi.

ABM’nin bir kısmı ise sözde halifenin davasına katılmayı reddetti. Eşmevi, El Kaide yanlısı bu görece daha küçük grubun lider isimlerinden birisidir.

Mısır devleti, Eşmevi’nin o zaman Mısır İçişleri Bakanı olan Muhammed İbrahim’in hedef alındığı başarısız suikast girişiminin sorumlusu olduğunu iddia etmişti. Bu saldırı sonucunda Eşmevi ve El Kaide’nin küresel ağı arasındaki birçok ilginç bağlantı ortaya çıkmıştı.

ABM 5 Eylül 2013 tarihinde saldırının sorumluluğunu üstlendi ve daha sonra saldırıyı gerçekleştiren üyesi Velid Bedir anısına bir video yayınladı. Bu videoda ABM’nin kendisini o zamanlar El Kaide’nin bir parçası olarak gördüğünü açıkça ispatladı.

Tıpkı Eşmevi gibi, Bedir de cihat yanlılarına katılmadan önce Mısır ordusunda subaylık yapıyordu.

ABM tarafından yayınlanan biyografiye göre Bedir, Mısır’a dönüp “şehadet operasyonunu” gerçekleştirmeden önce Suriye’de bir süre savaştı. Mısırlı yetkililer Bedir’in, 2016 yılının Temmuz ayında kendisini fesih etmesine kadar El Kaide’nin Suriye kolu olarak çalışan Nusret Cephesi bünyesinde eğitim görüp savaşan bir cihat yanlısı grupla da bağlantısı olduğunu açıklamıştı. Eşmevi’nin bizzat Suriye’ye seyahat etmiş olma olasılığı yüksektir.

2015’in Haziran ayında, Mısırlı baş savcı Hişam Bereket, Kahire’de aracına konulan bomba ile öldürülmüştü. MEE’nin haberine göre Mısırlı yetkililer bu operasyonun baş planlayıcısı olarak Eşmevi’yi hedef göstermişti. Bereket, Mısır’da 2013’te başlayan olaylar sonucunda öldürülen en önemli devlet adamı olmuştu.

Mısırlı yetkililer 2015’in Kasım ayında IŞİD’in bölgedeki liderlerinden Eşref Ali Hassaneyn el Gharabli’nin Kahire’de bir çatışma esnasında öldürüldüğünü ilan etti. Bu isim daha önce ABM üyesiydi. Mısır, Gharabli’yi de tıpkı Eşmevi gibi bir dizi operasyona katılmakla suçluyordu. İsmini vermek istemeyen bir Mısırlı yetkili Fransız Haber Ajansına (AFP) Gharabli’nin önceki dönemlerde Eşmevi’nin sağ kolu olarak çalıştığını söyledi.

Eşmevi’nin El Murabitun lideri olarak tanımlanması

2015 yılının Temmuz ayında kendisine El Murabitun ismini veren yeni bir grup, bir video yayınladı ve emirlerinin Eşmevi olduğunu ilan etti. Videonun başlangıcında Eymen ez-Zevahiri’nin konuşmalarından bir kesit kullanılması bu örgütün El Kaide ile bağlantısı olduğunu teyit etmiş oldu.

Videonun geri kalan kısmın Eşmevi uzun bir konuşma yaparak bu yeni grubun cihat yanlılarının küresel çalışmaları çerçevesinde oluşturulduğunu ve Mısır Devlet Başkanı Sisi’nin yönetimini kabul etmediklerini ilan etti.

İlk zamanlarda, bir başka tecrübeli El Kaide ismi olan Muhtar Belmuhtar tarafından yönetilen diğer “El Murabitun” isimli örgütle bu yeni örgütün ilişkisinin ne olduğu bilinmiyordu. El Murabitun, Belmuhtar’ın El Mulathamin Tugayları ile Batı Afrika’da Cihad ve Birlik Hareketi (MUJAO) örgütlerinin 2013 Ağustos ayında birleşmesi ile meydana gelmişti.

Belmuhtar’ın şu anda nerede olduğu, geçmişte birçok defa öldü haberleri çıkmasına rağmen hala belirsizliğini korumaktadır. 2017’nin Mart ayında ise, Belmuhtar’ın El Murabitun’u açıktan El Kaide’ye bağlı olduğu bilinen Cemaat Nusret el İslam vel Muslimin (JNIM) örgütünü kurmak için birkaç örgütle birleşti.

Mart 2016 tarihli bir mesajında Eşmevi, Mısırlı Müslümanların Sisi rejiminin yönetimi altında bir “trajedi” yaşadığını söyledi. Mesajın yanında servis edilen bir fotoğrafta ise Eşmevi yüzü kapalı bir şekilde askeri kamuflajla poz vermişti.

Mesajda, alimlerin gençleri teşvik etmesi, insanlara İslam topraklarının işgalcilerden temizlenmesinin ve mücrim Sisi rejiminin askerlerine ve destekçilerine karşı cihad edilmesi hususunda insanlara hatırlatma yapması gerektiğini söylendi. Mücahidlerin, alimlerin desteği olmadan zafer elde edemeyeceğini savunuldu. “Hak ve batıl arasındaki savaş alimlerin insanları harekete geçirmemesi halinde ne devam edebilir ne de başarıya ulaşabilir” denildi.

2016’nın Mart ayında El Kaide yanlısı sosyal medya kanallarından servis edilen 23 dakikalık ses kaydının amacı büyük ihtimalle hem Sina’da hem de başka yerlerde alimleri etkilemek ve bazılarının El Kaide’nin davasına katılmasını sağlamaktı.

Bugüne kadar bu girişimler çok büyük bir ilgi görmedi. Mesajda ayrıca cihadın İsrail ile olan ilişkisini vurgulamak için konuşmanın sonunda gösterilen Kudüs fotoğraflarının ardından “Ey Aksa, geliyoruz” ifadesine yer verildi. Özellikle Arap Yarımadası El Kaidesi tarafından bu sloganın sıkça kullanıldığı bilinmektedir.

2011’de Muammer Kaddafi’ye karşı başlayan gösterilen sonrasında gelişen süreçte El Kaide ve İslami Mağrib El Kaidesi bölgedeki operasyonlarının büyüklüğünü gizli tutmak için büyük bir çaba harcadı. Ancak, bugüne kadar Bingazi, Derna ve diğer yerlerde birçok El Kaide bağlantılı grubun ağır kayıplar verdiği öne sürülmektedir.

IŞİD, 2016’da, aralarında Derna Mücahidleri Şurası gibi oluşumların da bulunduğu cihad yanlıları tarafından Derna’dan çıkartılmıştı. LNA'nın bu oluşuma son dönemde verdiği zarar ve Eşmevi gibi cihadi isimlerin yakalanması El Kaide’nin çalışmalarını daha da büyük bir sekteye uğratacaktır.

Kaynak: Long War Journal, Mepa News

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.

İlgili Haberler

Hafter El Kaide'nin önemli ismi Aşmavi'yi Mısır'a teslim etti
Libya'nın orta kesiminde geniş çaplı IŞİD saldırısı
El Kaide yeni 'güç merkezi' Batı Afrika'dan video yayınladı

Analiz Haberleri