Sudan yeni bir bölünmenin eşiğinde mi?

Sudan yeni bir bölünmenin eşiğinde mi?

El Faşir'in HDK milislerinin eline geçmesi, 18 ay süren acımasız savaşın en kanlı bölümlerinden birine işaret ederek Sudan'ın haritasını kalıcı olarak değiştirebilir.

Jonathan Fenton-Harvey | The New Arab | Tercüme: Mepa News

El Faşir'in düşüşü Sudan'da 18 aydır devam eden savaşın en kanlı ve en önemli bölümlerinden birini temsil ediyor.

Yüz binlerce sivili aç bırakan, bombalayan ve kapana kıstıran acımasız bir kuşatmanın ardından Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) olarak bilinen milis grup, ordunun Darfur'daki son büyük kalesinin kontrolünü ele geçirerek Sudan'ın haritasını kalıcı olarak değiştirebilir ve ülkenin fiili olarak bölünmesini pekiştirebilir.

El Faşir, Darfur'da Sudan Silahlı Kuvvetleri'nin (SSK) kontrolü altındaki son kentsel merkezi temsil ediyordu ve ordunun bölgeyi elinde tutması, HDK'nın batı operasyonları için kilit bir stratejik engel işlevi görüyordu.

HDK'nın El Faşir'i ele geçirmesinden hemen sonra Birleşmiş Milletler “El Faşir'de daha büyük ölçekli, etnik temelli ihlal ve zulüm riskinin her geçen gün arttığı” uyarısında bulundu.

HDK vahşetinin dehşet verici görüntüleri ve ele geçirilmesinden sonraki 48 saat içinde 2000'den fazla sivilin katledildiğine dair haberler, insani yardım kuruluşlarının yakın bir kıtlık uyarısında bulunmasına ve ateşkes için daha yüksek sesle uluslararası çağrılar yapılmasına neden oldu.

Bu, HDK'nın Nisan 2023'te Sudan ordusundan ayrılmasından bu yana Sudan'ı kasıp kavuran, en az 150.000 sivili öldüren ve 11 milyondan fazla kişiyi yerinden eden bir savaşta rahatsız edici bir dönüşe işaret ediyor.

Fiili bölünme sertleşiyor

Analistler yakın vadede bu kararın HDK'yı acımasız askeri kampanyasını sürdürme konusunda cesaretlendireceğini düşünüyor.

Sudanlı siyasi analist Dallia Abdelmoniem, The New Arab'a verdiği demeçte, "Bu gelişme HDK'yı, artık ivme kazandıkları için savaş cephesini diğer bölgelere doğru genişletmek üzere harekete geçirecektir. El Faşir'i ele geçirerek artık Kuzey Eyaleti ve Kordofanlara doğrudan bir rotaya sahip olduklarını ve şimdiden Bara ve Tina gibi kasaba ve şehirlerde ihlallerin yaşandığına dair raporlar olduğunu" söyledi.

Hem HDK hem de Sudan ordusunun savaş başladığından bu yana insani acıları silah haline getirdiğini ve her iki tarafa da hesap sorulmadığı ya da yaptırım uygulanmadığı için katliamların, soykırım ve kitlesel savaş suçlarının işlendiği 2003 Darfur savaşında yaşananların ötesine geçebileceğini de sözlerine ekledi.

2003'teki savaşta Sudan ordusu ve Cancavid milisleri Fur, Masalit ve Zaghava gibi Arap olmayan etnik gruplara karşı yaygın zulümler gerçekleştirirken Cancavid milislerinin teşkil ettiği grup daha sonra 2013 yılında HDK olarak yeniden adlandırıldı.

Eski Cancavid savaşçılarının HDK'ya dahil edilmesi, 2019'daki Sudan devrimi sırasında devrilen Ömer el Beşir rejimi altında yıllarca süren cezasızlığın aynı şiddet modellerinin devam etmesine nasıl izin verdiğinin en net göstergesi.

El Faşir'in ele geçirilmesi HDK'ya sadece sembolik bir hakimiyet değil, aynı zamanda stratejik kontrol de sağlayarak grubun Çad ve Libya üzerinden tedarik koridorlarını sağlamlaştırdı, altın zengini topraklar üzerindeki hakimiyetini güvence altına aldı ve Sudan ordusunun Port Sudan çevresindeki doğu komutanlığını izole etti.

Öte yandan Sudan ordusu, 2025'in başlarında HDK güçlerini başkent Hartum'dan püskürtmeyi başarırken, bu yıl Sudan'ın orta ve güneyindeki çok sayıda yeri de geri aldı.

Gerçekte, Sudan'ın iki ana askeri grubu artık ülkenin farklı bölgelerine başkanlık ediyor.

HDK Şubat ayında paralel bir yönetim ilan etti ve Ağustos ayında HDK lideri Muhammed Hamdan Dagalo (Hemedti olarak da bilinir) başkanlığında yeni bir başkanlık konseyinin 13 üyesini atadı.

El Faşir'in ele geçirilmesi ülkenin parçalanmışlığını ve fiili bölünmüşlüğünü daha da pekiştirecektir.

Dörtlü'nün bocalayan yol haritası

El Faşir'in ele geçirilmesi, savaşı sona erdirmeye yönelik uluslararası çabaların başarısızlığını da gözler önüne sermektedir. Eylül ayında ABD, Suudi Arabistan, BAE ve Mısır (Dörtlü) Sudan için üç aşamalı bir plan önerdi: İnsani ateşkes, ateşkes ve sivil yönetime geçiş.

El Faşir'in düşüşü ise bu planı zayıflattı.

Özellikle BAE, HDK'ya verdiği askeri, lojistik ve mali destek nedeniyle yeniden mercek altına alındı ve BM uzmanları, ABD istihbarat teşkilatları ve İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) gibi hak grupları BAE'nin gruba verdiği desteğe dikkat çekti.

Abu Dabi, HDK'yı ordu içindeki İslamcı akımlara karşı bir denge unsuru olarak görürken, aynı zamanda büyük yatırımlarının olduğu ve HDK'nın koruduğu altın madenlerini de elinde tutmaya çalışıyor.

Analistler ayrıca, Libya ve Yemen'deki ayrılıkçı grupları destekleyerek izlediği benzer bir yaklaşımla, BAE'nin ülkenin bölünmesi halinde Sudan'daki nüfuz alanını korumayı hedeflediğini belirtiyor.

Washington, El Faşir'in düşüşünden sonra ABD Senatosu da dahil olmak üzere Abu Dabi'yi dizginlemesi için artan bir baskıyla karşı karşıya. Ancak Donald Trump yönetimi şu anda Washington'un Abu Dabi ile ekonomik ve siyasi bağlarını güçlendirmeye öncelik veriyor.

"Washington tarafları bir anlaşmaya ikna etmeye çalışsa da başarılı olamadı. Trump, BAE ile arasındaki daha öncelikli meseleleri riske atmaktan korktuğu için bu konuda daha sert bir tutum takınmayı tercih etmedi" diyen daha önce Dışişleri Bakanlığı ve Ulusal Güvenlik Konseyi'nde görev yapmış eski bir ABD hükümet yetkilisi olan Cameron Hudson, kripto, yapay zeka ve Gazze konusunda işbirliğinin bu önceliklerin başında geldiğini sözlerine ekledi.

Hudson, "Dörtlü" olarak isimlendirilen ülke üyelerinin kararlaştırılan taahhütleri yerine getirmek için adım atmadıklarını da kaydetti.

Gerçekten de Dörtlü, Sudan'daki gruplar üzerinde etkisi olan tek grup olsa da, farklı hedefleri şu anda şiddete son vermeyi zorlaştırıyor.

Mısır, Sudan ordusunun Sudan'ın toprak bütünlüğünün ve Nil vadisi boyunca istikrarın korunması için elzem olduğunu düşünüyor. Mısır için HDK'nın hakim olduğu bir batı, önemli stratejik kaygılar yaratıyor ve Sudan'daki parçalanma, Çad'dan Kızıldeniz'e kadar uzanan daha fazla istikrarsızlığa yol açabilir.

Mısır'ın Sudan ordusuna askeri teçhizat sağladığına dair haberler olsa da Kahire desteğinin daha çok diplomatik alanda olduğunu belirtiyor. Geçmişte Mısır, “Sudan ordusunun yeteneklerini destekleme” taahhüdünü kabul etmiş ve Sudan ordusunun otoritesini korumayı kendi askeri merkezli devlet mimarisine uyum sağlamak için kritik önemde görmüştür.

Suudi Arabistan ve ABD, Cidde'deki görüşmelerde arabuluculuk yaparak ve itidal çağrısında bulunarak taraflar arasında yer almaya çalıştı ancak Sudan'daki her iki grup da pozisyonlarını sertleştirdikçe etkileri azaldı.

Dörtlü içinde tutarlılık olmazsa, yol haritası diplomatik bir hayal olma riski taşıyor.

Kings College London'da akademisyen olan Dr. Andreas Krieg, “HDK Darfur'u elinde tutabildiği ve altın ve sınır ötesi ticaret yoluyla para kazanabildiği sürece, BAE'nin buradaki etkisi kendi kendini güçlendirecektir” dedi.

Pek çok analist BAE'nin HDK'ya maddi desteğini kesmediği sürece herhangi bir ateşkesin anlamsız olacağını savunuyor. Şimdilik Dörtlü'nün birlikteliği önemli olmaktan çok retorik bir nitelik taşıyor.

Sudan uçurumun kenarında

Son zaferleriyle cesaretlenen HDK, ivmenin kendi tarafında olduğunu düşündüğü için şu anda müzakere etmeye daha az istekli. Dahası, Sudan ordusu başkomutanı Abdulfettah Burhan, güçlerinin “El Faşir'de halkımıza olanların intikamını almaya kararlı” olduğunu ve ‘suçlular’ olarak nitelendirdiği HDK'dan “bu topraklar temizlenene kadar savaşacakları” sözünü verdi.

Açıkçası şu anda iki tarafın da ateşkes için iştahı yok.

Yine de Sudan'daki sivillerin ateşkes müzakereleri ve dış müdahale gibi gündemleri olmayabilir. Onların öncelikli kaygısı sadece hayatta kalmak. Dörtlü aracılığıyla yürütülen uluslararası çabaların Sudan'da istikrara öncelik vermemesi halinde, her yeni saldırı uzlaşma çabalarını zorlaştırıyor.

Ve Sudan'da fiili bölünme zaten mevcutken, şiddet yarın sona erse bile daha fazla istikrarsızlık ortaya çıkabilir.

"Bence HDK'nın Darfur'un tamamını kontrol etmesi onların gerçekte ne kadar acımasız paralı askerler olduklarını ortaya çıkaracaktır. Bir hükümeti yönetecek kapasiteye sahip değiller ve bu çok yakında acı bir şekilde ortaya çıkacak" diyor Cameron Hudson.

Dr. Krieg, Washington ve Riyad'ın Dörtlü'nün çerçevesini ortakları üzerinde gerçek kısıtlamalara dönüştürememesi halinde, “El Faşir'in bir dönüm noktası olarak değil, Sudan'ın bölünmesinin varsayılan hale geldiği an olarak hatırlanacağını, bunun da manşet zaferleri yerine sürdürülebilir etkiyi ödüllendiren bir Birleşik Arap Emirlikleri yaklaşımına uyacağını” sözlerine ekledi.

Kaynak: Mepa News

wp.gif

HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.