Suriye Devlet Başkanı Ahmed Şara: İsrail ile müzakereler devam ediyor
Suriye Devlet Başkanı Ahmed Şara gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Suriye Devlet Başkanı Ahmed Şara, Suriye Resmi Haber Kanalı'na (El İhbariye) konuştu.
Suriye'nin bölünmeyi kabul etmediğini ve tek bir karış toprağından bile vazgeçmeyeceğini belirten Şara, Suriye'nin dünyadaki hiçbir ülkeyle kaygı veya gerginlik içinde olmak istemediğini, dış ilişkilerini kendi egemenliği, bağımsız karar alma ve kendi çıkarlarını önceleme temelinde kurmayı hedeflediğini vurguladı.
Şara röportajda, "Her yönetimin iki temel görevi vardır: insanları korumak ve onların rızkını sağlamak. Suriye siyaseti bu ilke üzerine ilk andan itibaren inşa edilmiştir" ifadelerini kullanırken, ekonominin yalnızca ticaret ve yatırım olmadığını, üretimin artırılması, tarım ve sanayinin kalkındırılması için düzenlemeler yapılması ve dengeli bir ekonomik ortam tesis edilmesinin şart olduğunu ifade etti.
"İnsan kaynağı ekonominin en büyük sermayesidir"
Şara, yargı ve eğitim sistemlerinin reformunu, insan kaynaklarının geliştirilmesini en büyük sermaye kabul ettiklerini; enerji, hizmetler, yollar, internet, iletişim altyapısı ve komşu ülkelerle açık siyasi ilişkilerin de buna dahil olduğunu söyledi.
Şara, ekonominin ayağa kalkması için birçok sektör ve projenin eş zamanlı yürütüldüğünü belirterek özellikle tarımsal kalkınma ve sulama projelerine dikkat çekti. Tarımdaki düşüşe işaret eden Şara, geçmişte milyonlarca ton buğday üreten Suriye'nin şimdi yaklaşık 700 bin tonla sınırlı üretim yaptığını, son dokuz ayda ise 1.150 yeni üretim hattının faaliyete geçmesi yanında kullanılmayan işleme tesislerinin yeniden çalıştırıldığını bildirdi.
Aynı zamanda Suriye'nin Kalkınma Fonu'nun ilk hedefinin kamplar ve yerinden edilen vatandaşların sorunu olduğunu, ardından yolların açılması, enkaz kaldırılması, yıkılmış köy ve kasabalar için altyapı ve hizmetlerin yeniden inşa edilmesi, çiftçilere üretimi artırmaları için kredi verilmesi gibi alanlara öncelik verildiğini açıkladı.
Suriye yönetimi yoksullukla mücadele stratejisini hayata geçiriyor
"Suriye yardımlara bağımlı yaşamak istemiyor"
Devlet Başkanı Şara, yeniden yapılandırma projesini "küçük bir kelime" olarak nitelendirdi, ancak içinde çok sayıda detay bulunduğunu ve uzun zaman alacağını, ilk önce mevcut olanaklarla ve önceliklere göre adım atacaklarını ifade etti. Yabancı yatırımlar için yasaların değiştirildiğini, ülkenin yatırımlara açıldığını söyledi.
Şara "Yardımlara ya da siyasallaşmış kredilere dayalı bir yaşam istemiyoruz. Bunun yerine ülkenin yatırım ortamını açmak ve Suriye'nin yeni küresel ekonomik gelişmeleri ile çevresine uyum sağlayacak bir ekonomi zihniyeti oluşturmak gerekiyor." diye konuştu. Dış yatırımların çok sayıda istihdam sağlayacağını, döviz getirisi olacağını; aynı zamanda altyapının da bu yatırımlarla onarılıp geliştirileceğini belirtti.
"Suriye uluslararası ve bölgesel ilişkilerini hızla yeniden kurdu"
Şara, Suriye içindeki yatırım ve sermaye akışının tüm sektörlere olumlu yansıdığını, yabancı yatırımların ülkenin dış pazarlara açılmasını sağladığını söyledi. Üretim artırma planları çerçevesinde, ticaretin ve Suriye ürünlerine pazar bulunmasının takip edilen başlıklar arasında olduğunu ifade etti.
Şara, Suriye'nin uluslararası ve bölgesel ilişkilerini çok hızlı biçimde yeniden inşa ettiğini, dünyadaki pek çok ülkenin özellikle bölge ülkelerinin Suriye'ye gösterdiği büyük sevgi ve ilgi olduğunu, ayrıca ABD'nin iç pazarda yatırım arzusu taşıdığını söyledi.
Suriye'nin stratejik konumunun önemine dikkat çeken Şara, internet hatlarının doğudan batıya geçişi için Suriye üzerinden geçen fiberoptik kablo altyapısının yaklaşık 6 bin kilometreye varabileceğini, bunun hem güvenlik hem de basit sermaye ile yapılabilir bir yatırım olduğunu vurguladı.
Kara ticaret yollarının doğu ile batı arasında Suriye üzerinden geçtiğini, tedarik zincirlerinin güvenliği ve enerji arzının küresel ölçekte iki temel sorun olduğunu, her ikisinin de Suriye'de mevcut olduğunu belirtti.
Suudi Arabistan ile Suriye arasında ham petrol anlaşması
"Geçmişin yüküyle ilişkileri yeniden tanımlamak"
Şara, devrik rejimin dış ve iç yatırımlardan çekindiğini, oysa yatırımın korkulacak bir şey olmadığını, aksine ülkenin istikrarını sağladığını, politikalara ve uluslararası ilişkilere olumlu yansıdığını söyledi.
Suriye'nin çok önemli bir ülke olduğunu, dünyada pek çok ülkenin yatırımlarını Suriye'ye yöneltmek istediğini belirten Şara, 8 Aralık'ta gerçekleşen devrimin bölge için yeni, tarihi bir fırsat oluşturduğunu, kimsenin Suriye'yi eski günlerine döndürmek istemediğini söyledi.
İsrail ile müzakereler
Şara, İsrail'in bazı politikalarının devrik rejimin çöküşünden dolayı üzüntü duyduğunu gösterdiğini söyledi. İsrail'in Suriye'yi bölgesel bir devletle çatışma sahası haline getirmek istediğini, bazı ülkelerin bu hızlı rejim değişikliğinden dolayı önceki stratejilerini yitirdiğini ifade etti.
İsrail'in Suriye'yi bölme planları olduğunu, fakat rejimin devrilmesiyle bu planların şaştığını, İsrail'in istihbarat ve güvenlik alanlarındaki bazı sorunlarını "kasıtlı güç gösterileri" ile örtmeye çalıştığını söyledi. Bu tür yaklaşımların sağlıklı politika olmadığını, çünkü aşırı korkuların savaşa yol açabileceğini belirtti.
Şara, "Şu anda İsrail ile görüşmeler içindeyiz. İsrail, rejimin çöküşünü 1974 anlaşmasından çıkış olarak gördü, halbuki Suriye başından beri bu anlaşmaya bağlı kaldığını Birleşmiş Milletler'e bildirdi ve Birleşmiş Milletler'e, Kuvvetlerin Ayrışması Anlaşması'na (1974) dönülmesini istedi." dedi. Görüşmelerin, 8 Aralık öncesi duruma dönülmesini öngören bir güvenlik anlaşması çerçevesinde sürdüğünü, bu görüşmelerin henüz sonuçlanmadığını ilave etti.
Ahmed Şara 1967'den bu yana BM'ye hitap eden ilk Suriye lideri olacak
"Suriye herhangi bir ülkeyle gerilim istemiyor"
Devlet Başkanı Şara, Suriye'nin dünyadaki tüm ülkelerle ilişkilerinde tam huzur ve sükûnet aradığını, bu politikanın ilk andan itibaren net olduğunu, gerilim çıkarmak isteyen ülkelerin sorumluluğunun büyük olduğunu söyledi.
Rusya'nın çok önemli bir ülke olduğunu, neredeyse dünyanın ikinci güçlü devleti olduğunu, Güvenlik Konseyi üyesi olduğunu, Suriye ile Osmanlı'dan bu yana ilişkileri bulunduğunu, eğer devlet yapısında bazı yollar değiştirilecekse bunların hedef odaklı stratejiler çerçevesinde olması gerektiğini dile getirerek, Suriye'nin çıkarının Rusya ile sakin ilişkiler sürdürmek olduğunun altını çizdi.
Geçmişten gelen bağların birçok alanda bulunduğunu, bunların korunup dikkatli ve ölçülü bir yöntemle yönetilmesi gerektiğini vurguladı. "Eğer geçmişe takılı kalırsak, ileriye gidemeyiz. Geçmişin engellerini aşmalı, geniş bir dinamizmle hareket etmeliyiz. Önemli olan ilişkilerin Suriye egemenliği, kararların bağımsızlığı ve ülke çıkarı önceliği üzerine kurulmasıdır." diye konuştu.
"ABD ve Batı ile iyi ilişkiler kuruldu"
Şara, Suriye'nin ABD ve Batı ile iyi bir ilişki kurmayı başardığını, Rusya ile sakin bir ilişki sürdürdüğünü, Türkiye, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Ürdün, Lübnan ve Irak gibi bölge ülkeleriyle iyi ilişkiler kurduğunu, Mısır ile ilişkilerin de gelişme eğiliminde olduğunu söyledi. İran meselesinin daha derin bir yarası olduğunu dile getirdi ancak "kalıcı bir kopuştan söz etmediklerini" belirtti.
"Suriye dönüşüm sürecinde"
Şara, kurtuluş sonrası döneme giren Suriye'nin çeşitli aşamalardan geçtiğini, önce başkanlık boşluğunun doldurulması, sonra tüm halkın katıldığı ulusal bir konferans yapılması, sonra hükümetin kurulması, ardından parlamento seçimlerine gidilmesinin planlandığını, ancak bunun yeterli olmadığını, birçok adımın çok aşamalı süreçler gerektirdiğini söyledi.
Geçici bir geçiş döneminde olunduğunu, devrimlerde iktidar sistemi değiştikten sonra yeni sistemin oturmasının zaman alacağını, seçimleri takiben anayasayı hazırlamanın gerektiğini dile getirdi.
Parlamentonun geçici bir dönem için kabul edilebilir şekilde düzenlendiğini söyleyen Şara eyalet temsilciliği açısından seçimli meclis yapısına gidildiğini belirtti.
"Suveyda toplumu Suriye'nin özgün bir parçası"
Şara, Suveyda'da Bedevi aşiretleri ile Dürzi topluluğu arasında bir anlaşmazlık çıktığını, bu süreçte herkesin hataları olduğunu, ilk işin kan akışını durdurmak, sonra gerçekleri araştırma komisyonları kurmak olduğunu ve hatası olanların hesap vermesi gerektiğini belirtti.
Suveyda içinde ya da dışarıdan, özellikle İsrail içinden bazı tarafların durumu fırsata çevirmeye çalıştığını dile getiren Şara, Suriye'nin bölünmeyi kabul etmeyeceğini, bölünmenin bulaşıcı bir etkiye yol açacağını, örneğin kuzeydoğunun bölünme eğilimine girmesi halinde bunun Türkiye ve Irak'ı büyük ölçüde etkileyeceğini, dünya genelinde de yankılara yol açacağını kaydetti.
Suveyda halkının Suriye toplumunun temel ve özgün bir bileşeni olduğunu ifade eden Şara, "Şam'da ilk toplum buluşmam bu şehrin halkıyla olmuştu, onlarda vatan sevgisi, bağlılık gördüm" dedi, ayrıca özgürlük mücadelesinden önceki dönemde Suveyda'nın durumunu uzun süre takip ettiğini söyledi.
Suriye'de Dürzi lider Hikmet el Hecri bağımsızlık talep etti
Şara şöyle devam etti:
"Kuzeydoğu Suriye'de adem-i merkeziyetçilik veya bölünme meselesine öncülük edenler var ve onlar SDG. Bölgedeki Arap unsur, nüfusun yüzde 70'inden fazlasını temsil ediyor. SDG, Kürt unsurun tamamını temsil etmiyor, bu yüzden bölgenin sesi olduğunu söyleyemeyiz. Kürt unsuru geniş bir alana yayılmış durumda."
Şara ayrıca şunları da ekledi:
"Suveyda ve kuzeydoğu Suriye'nin çıkarları Şam'da ve bu, Suriye'nin yaralarını sarması ve yeni bir yola girmesi için bir fırsat. Aksini düşünmek, bu fikirlerin savunucularına zarar verir."
Şara, bu sorunun savaşla ya da çatışmayla çözülmesinin değil, barışçıl yollarla ve müzakerelerle ele alınmasına hazır olduklarını, örneğin SDG unsurlarının Suriye ordusuna katılması konusunda anlaşıldığını, Kürt bölgelerine ilişkin bazı özel statüler üzerinde durulduğunu, bazı yerel liderlik pozisyonlarının verilebileceğini, ancak devletin halktan süreklilik talep etmesinin de anlaşılır olduğunu vurguladı.
Şara Suriye'nin hiçbir toprağını vermeyeceğini, halkın huzuru ve ülkenin birliği için her türlü tedbiri alacaklarını, bu konuda halk önündeki yeminlerinin sağlam olduğunu söyledi.
"Suriye'de özgürlük alanı geniş"
Şara, medya ve başka kurumlarla hükümet arasındaki ilişkide hukukun üstünlüğünün esas olduğunu, devlet otoritesinin, halkın ve medya kurumlarının haklarının korunması gerektiğini, özgür eleştirinin, sağlıklı olması şartıyla yapılması gerektiğini, eleştirilerin doğru, uyarıcı olması gerektiğini, hatta zamanla sert olabilse de gerçeğe dayanması gerektiğini ifade etti.
Şara, "Her şeye Devlet Başkanı'nın karar verdiği dönem artık sona eriyor. Suriye böyle olmamalı ve halk bunu kabul etmemeli." dedi. Medyanın özgürlüğünün geniş, kontrol mekanizmalarının sınırlı olması gerektiğini söyledi. Siyasi alanda da yasalar, düzenlemeler ve anayasanın net olması gerektiğini, siyasi faaliyetin sınırlarının belli olması gerektiğini, sonuç olarak Suriye'de mutlaka siyasi çoğulculuğun, farklı görüşlerin olacağını, bunun ülkenin doğasına uygun olduğunu belirtti.
"Sabır ve güven gerekli"
Şara, Suriyelilere karşı güçlü bir sevgi beslediğini, ülkenin altyapısının doğru biçimde inşa edilmesi gerektiğini, halkın her ay ilerleme göreceğini, gerekenin sabır ve güven olduğunu, sorunları nesnelce ve aşamalı biçimde ele almanın öneminin altını çizdi.
Şara röportajı şu ifadelerle noktaladı:
"Halkın düşündüğü bütün hayalleri birden gerçekleştiremeyiz, özellikle 60 yılı aşkın süren bir mahrumiyetten sonra. Ama şimdiye kadar gerçekleştirilenler çok büyük şeyler. Allah'ın yardımıyla kurtuluşu bize bahşetmesi gibi, sorunlarımızı da etkili ve adım adım bir biçimde çözecek, her eve değecek şekilde adımlar atacağız."
Kaynak: SANA, Mepa News
