Son günlerde Ahraru'ş Şam ile Hey'et Tahriru'ş Şam arasında yaşanan çatışmaların birçok sebebi olması ihtimali var. Bazı ihtimal olan sebebleri kısaca ele alıp iki grubun birbirleri ile çatışmasının sebebini daha iyi anlamaya çalışalım. Geçtiğimiz haftalarda kendi şahsım ve diğer kaynaklardan olmak üzere Ahraru'ş Şam'ın birçok komutan ve liderlerinin, "Tahrir'uş Şam ile savaşmayı red ettiğimizden dolayı bize gelen yardımları kestiler" dediğine şahit olduk. Bu açıklamalar Ahrar Şam'ın harici ülkelerin baskısına zayıf düştüğünü ve kararını değiştirdiğinin anlamına gelebilmesi büyük bir ihtimal.

Bir diğer sebeb ise, hatırlarsanız Halep'in düşüşünden sonra bütün muhalif gurubların birleşmesi için büyük çabalar sarf edildi ve hatta grubların bir lider altında birleşmesine çok yaklaşılmıştı ki Ahraru'ş Şam bir sebeb vermeden bu birleşme konuşmalarından çekildi ve Suriye sahasının diğer büyük grupları Hey'et Tahriru'ş Şam adı altında birleşti. Bunun üzerine Ahraru'ş Şam Allah'ın Hey'et Tahriru'ş Şam'ı mübarek kılmasını ve Tahriru'ş Şam'ın kardeşleri olduklarını açıkladı. Ahrar Şam'ın bu birleşme konuşmalarından çekilme sebebi ise harici ülkelerin bu birleşmeden razı olmadıklarını ve yardımlarının kesilmesini belirttikleri için olma ihtimali yüksek.

Makalenin başında dediğim gibi bunlar ihtimaller, yüksek ihtimaller.

Ahraru'ş Şam'ın kuruluşundan 6 sene sonra Suriye ulusal bayrağını kullanıma sokması ve kendi bayraklarından ve kontol noktalarındaki yazılardan "islami hareketi" yazısını kaldırması ise insanların akıllarında soru işareti yarattı.

Ahraru'ş Şam'ın bir yenilenme sürecinden geçtiği gözlerden kaçmadı.

Peki bir ay önce Tahriru'ş Şam ile savaşmayı red eden Ahraru'ş Şam neden bugün büyük bir medya propagandası ile Tahriru'ş Şam'a karsı saldırıp karalama operasyonu başlattı?

İki gün önce ise mahkemeye gidilip iki gurubun arasında olan problemleri çözüp anlaşmaya varan Ahraru'ş Şam ne oldu da anlaşmaya uymayarak Tahriru'ş Şam'a saldırmaya devam ediyor?

Tarafsız olarak ve olan biteni analiz ederek yazıyorum bu makaleyi. Olaylara bakarsak iki grubun arasında yaşanan çatışmalar çoğu zaman Ahraru'ş Şam tarafından başlatıldı ve kendi sosyal medya gruplarından sızan konuşmalarda ise komutanlarının Tahriru'ş Şam'a karşı savaşmaya hazır olduklarını ve Suriye'yi Tahriru'ş Şam'dan 'temizleyeceklerini' söylüyorlar.

Peki yaklaşık beş ay Halep'te kuşatma altında kalan birisi olarak Ahrar Şam'a haklı olarak soruyorum: "Halep'te 250.000 kişi kuşatma altındayken ve Şam'ın Fetih Cephesi ile Türkistan Cemaati kuşatmayı kırmak için üçüncü operasyonu başlattığında, siz "Zayıfız ve Ahraru'ş Şam hareketi olarak içimizde bazı problemler yaşıyoruz, bu sebepten dolayı 3 ay servis dışıyız" diyerek kuşatmayı kırma operasyonuna katılmadınız. Şimdi ise Hey'et Tahriru'ş Şam'a karşı ne oldu da güç sahibi oldunuz ve inanılmaz askeri operasyonlar başlattınız?

Bu hâdiseler sonrası insanlar Ahraru'ş Şam'ın harici ülkelerden aldığı emirlere göre yürüdüğünü zannediyor. Suriye halkı sanki Halep anlaşma üzere rejime verildi de Ahraru'ş Şam bu yüzden operasyona katılmadı düşüncelerine kapılıyor ister istemez.

Suriye sahası harici ülkelerin devrimin başından beri muhaliflere oynanan bin çeşit oyunu Allah'ın yardımı ile atlattı. Muhaliflerin birleşmeden, bir lider ve bir yönetim altına girmeden bu oyunlara daha fazla karşı koyabilmeleri çok düşük bir ihtimal.

Dilerim Rabbim, kendi çıkarları için Suriye halkının kanını ucuz gören harici ülkelerin oynadığı oyunları bozar ve müslümanları muzaffer kılar.

Amin.